26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 Eylul 1937 CUMHUKIYET Çin mukavemeti karşısında Japonların taarruzları neticesiz kalıyor Vatan müdafaası uğrunda kızılÇin orduları da Mareşal ÇanKayŞek'in emrine girdiler (Baştaraft 1 inci sahifede) edilmiştir. î hareketler Yeni Türk Alman ticaret anlaşması Havacılık haftası çok muvaffakiyetli geçti Filo kumandanı, Türkkuşu talebeleri için müsbet tecrübelere vesile olduğunu söylüyor Posteki saymak Kızılordular da harbe karışıyor Tokyo 9 (A.A.) Şanghay'daki Japon menabiinden gelen telgraflarda Kızılordulann mevcudlarile teşkil edil miş ilk cüzütam olan sekizinci Çin ordusunun muvasalatı haber verilmektedir. Bu orduya meşhur kızıl rüesadan General Chuteh kumanda etmektedir. General Chuteh, Kızılordulann ken disine itaat ve sadakat yemini etmiş ol duklannı Mareşal ChanKayŞek'in emirleri altında Çin davası için sonuna kadaT mücadele etmeğe azmetmiş ol duklannı beyan etmiştir. Bir Japon bahriye kumandanının sözleri Şanghay 9 (A.A.) Japon donanması namına söz söylemeğe salâhiyettar bir zat, Yangstepou mmtakasında Japon kuvvetlerinin Çinlilerin şiddetli mukabil tarruzlarına rağmen ilerlemekte oldukla rını beyan etmiştir. Dün Sounring'de mültecilerle dolu bir trenin bombardıman edilmiş olmasına telmih eden bu zat, tayyarelerin Çinlilerin münakalâtı sistematik bir surette bombardıman etmekte olduklannı beyan etmiştir. Japonların hava Mumaileyh, Japonlar tarafından münakalât katarlarının emniyeti hakkında Tokyo 9 (A.A.) Woosourag'daki Japon üssülharekesini Yangtsepou'daki ecnebi memurlan tarafından yapılacahk Japon mevzilerine bağlıyan Chunkung teşebbüsleri, bu memurlann Çinlilerin yolu boyunca şiddetli bir muharebe ol bundan müstefid olmıyacaklarını zıman altına almaları şartile, nazan itibara alamuştur. bileceklerini ilâve etmiştir. Şiddetli bir muharebe bombardımanları Şaraghay 9 (A.A) 3 Japon tayŞanghay 9 (A.A.) İngiliz sefi yaresi, Nanto'yu bonnbardıman etmiş, rinin Nekahatı esnasında mumaileyhin diğer üç tanesi de Nankin hükumetinin siyaseti aleyhinde bir takun risaleler at yerine kaim olan M. İlow, bugün buraya gelmiştir. mıştır. Çin hükumetinin bankalara Tokyo 9 (A.A.) «Tebliğ»: yatırdığı para Japon donanması tayyareleri, 8 eylul Hongkong 9 (A.A.) Hong sabahı, Amoy'deki askerî binalarla le kong bankalanna dolar ve çuıbuk olarak vazım depolarını bombardıman etmişler 350 milyon dolar kıymetinde gümüş tevve miihim kasarlar ika etmişlerdir. Hongkong'un 180 mil cenubi garbi di edilmiştir. sinde kâin olup Canton'un Çin orduları Hemen hemen tamamen Çin hüku emrindeki telsiz telefon istasyonunun te meti tarafından tevdi edilmiş olan bu sis edilmiş olduğu Prata adaları, 3 ey mühim meblâğ bilhassa Cantes ve Han lulde Japon donanması tarafından işgal kov/dan gönderilmiştir. Ingiliz sefirinin vekili Yenikapıda bîr gazino çöktü I, î Sünnet düğünü esnasında çöken gazino Yenikapıda Mehmede aid kazinoda Kızılay kurumu Kumkapı nahiyesi tarafmdan bir sünnet düğünü tertib edilmiş ve 40 çocuk dün sabahtan itibaren burada sünnet edilmeğe başlanmıştır. Akşam üzeri saat 16 raddelerinde sünnet olmak için sıra bekliyen çocuklarla bunların anaları ve babalan de niz kenarındaki kazinonun tahta kıs mmda dururlarken birdenbire müthiş bir patırdı olmuş ve tahta kısmın tahtaları bu ağırlığa dayanamıyarak çök müştür. Bu anî çökme sonunda 50 den fazla çocuk, kadın, erkek deniz kenarındaki kayalıklar üstüne düşmüşlerdir. înhidam neticesi beşi çocuk olmak üzere 10 kişi gayet hafif surette yaralanmıştır. Denizde bulunan sandallar ve polisler süratle imdada gelerek düşenleri kurtarmışlardır. Cankurtaran otomobili de hâdise yerine çağınlmış ve yaralılarm yaraları sarılmıştır. Nöbetçi Müddeiumumî muavini de hâdise yerine gelerek tahkikata başla mıştır. Edebf tefrika : 65 Yazan : Mahmud Yesari Melıke, kaynanasının bu kanaatine de kimbiür hangi illetlerin aile mirasını beyşaşıyordu. Kaynanası, herşeyi etraflı dü ninde ve sinirlerinde taşıyan bu iptidaî şıinür bir kadındı. Hunyenin «emniyetli mahluk tarafından aldatılmış olmaktı. kizmetçi» oluşuna ne ile inanıyordu? SaBir iki kere, Huriyeye çıkıştığını gören dık kız! demesi, büsbütün şaşılacak bir kaynanası araya girmişti: şeydi. Çalıştığı kapılara bağlıhk duyan Yavrum, bu kız, alışveriş etmesini bir kız, neden eski kapısmı bırakıp da bilmiyor. gelmişti? Fırsat düştükçe, parasını aldıMelike, bu söze gülmüştü: ğı, ekmeğini yediği eski kapıyı yermekten İstanbula dün gelmiş değil ki... geri durmuyordu. Kaynanası, onun «em Ne zamandır hizmetçilik ediyor, öğren niyetli» ve «sadık» oluşunu nasıl dene mez oılur mu.' mışti? Kızım, pazarlık etmesini beceremiMelike, az zamanda, Huriyenin ne yor... Esnaf da pek hilekâr... Yazısı yok, «kumaş» olduğunu öğrenmişti. okuması yok. Hesabdan da anlamıyor... Öteberi aldırmak için çarşıya, pazara Esnaf, aldatıyor. gönderdiği vakit, Huriye, hemen dönüp Ve Huriye, kaynananın yardımile, bu gelmiyor, saatlerce sokakta kalıyordu. hesab işlerinde, daima yüzünün akile çıMelike, sorunca, bin dereden su getiri kıyordu; Melike, söylemekten, uğraş yor; hayvanî zekâsınm bütiin incelikleri maktan vazgeçti. ni kullanarak, başı sonunu tubnaz, ek Huriye, alışverişlerinde Melikeyi ne yerleri belli, sarsak yalanlar söylüyordu. kadar kuşkulandırmışsa, evin içindeki Melike, onun saatlerce sokakta kahşina hareketlerinde de, gemc kadınm, o kadar da ses çıkarmıyacaktı; fakat aldığı şeyle şüphesini uyandırmıştı. Melikenin Bigurin hesabını verirken, mutlaka üç kuruş, dilerinden ikisi kayboluvermişti; dolablar beş kuruş eksik çıkıyordu. Melikeyi si karıştı; çekmeceler arandı; Huriye, nirlendiren, budala yerine konularak, görmediğine, elini sünnediğine binbir ye Alman ajansınm, Türk Alman ik tısadî münasebatının yeniden tanzimi için, Berlinde cereyan etmekte olan uha çağırmak yerine pösteki müzakerelerin neticelendiğine dair atmak, bir yerde çok oturup verdiği haber piyasada büyük bir memsıkıntı vermekten kinaye ola nuniyetle karşılanmış ve müsid bir harak postekiyi sermek, sivrilip yükselme va uyandırmıştır. tnkâr etmeğe lüzum mevkiinde postekiyi sudan çıkarmak tayoktur ki Türkiye ile Almanya arasında ticarî münasebatın daima düzgün birlerini kullandığımız gibi abesle uğraşgitmesi gerek Türk müstahsili, gerek mayı ifade için de posteki saymak sözüTürk ihracatçısı için daima arzu edilen nü kullanırız. birşeydir. Bizce malımızı her alanm Dün kütübhanemde koca bir yığın teşayrı ayrı kıymet ve ehemmiyeti bu kil eden gazete kupürlerini tasfiyeye çalunmakla beraber malımızı alanların hşırken elime şatranç oyunu icad eden abaşında gelen Almanyaya daha fazla dam hakkındaki meşhur fıkrayı muhtevi ehemmiyet atfedilmesini tabiî görmek bir parça geçti. Dikkatle okudum, hoşulâzımdır. ma gitti. Fıkraya göre şatrançla tavla ay1935 senesinde 39,201,000 liralık ih ni zamanda icad olunmuş. Birincisini rac mahmızı alan Almanya, geçen sene bu miktarı 60,042.000 liralığa çıkarmışSaysa adlı bir Hindli, ikincisini Iran hütı. Buna, şunu da ilâve etmek lâzımdır kümdarlarından Erdişir yapmış ve adım ki 1935 senesinde Almanyadan 35 mil da nerd koymus. yon 508,000 liralık ithalât yapan memHoşluk bu masallarda değil, eserini leketimiz bunu geçen sene 41.742,000 hükümdar Belhite takdim edıp de «dile liralığa çıkarmıştır. 1936 senesinde bübenden ne dilersin» hitabına mazhar olan tün ihracatımızm 117,733.000, ithalâtı şatranç mucidinin o hükümdara posteki mızm ise 92,531,000 liralık olduğu na zan dikkate alınırsa ticaret muvaze saydırmasındadır. Rivayete bakılırsa nemizde Almanyanın mevkii kendilıSaysa, şatranç hanelerinden birincisine ğinden tebarüz etmiş olur. konulacak buğday tanesini son haneye Bu senenin ilk altı ayırıda da Almankadar ( 2 5 6 = 16 X 16 = 4 x 4 = yadan ithalâtımız 19 859,762 liralığı, ih2x2 = 1 X 1) suretinde darb edile racatımız da 23,827,829 liralığı bulmuşedile husule getireceği yekun miktannca tur. kendisine para verilmesini istemiş ve heTürk Alman ticarî münasebatının sabm ne netice vereceğini kestiremeyip daima düzgün olması iki memleketin de (peki) diyiveren hükümdar darb a menfaatlerine de uygun gelen bir va meliyesinin on hane sonra rakamla ifade ziyettir. Bilhassa Almanyanın muhtac olunamıyacak bir hadde vardığım görünolduğu ham maddeyi en müsaid şeraitTürkkuşu filosu kumandanı yüzbaşı Zeki Gülsünle talebeden le memleketimizde bulduğu, bulabildice şaşırmış imiş. Bayan Naciye tayyarelerinde ği daima görülmüş bir hakikattir. Bu Bu masalı ihtiva eden kupürü bitirip bakımdan Almanya için de Türk ihrac Ankara (Hususî) Havacılık haftası zumlu olan seyrüsefer, araziyi yakın de öbür parçalan elden geçirirken bir emtiası müstağni kalınamıyacak mad münasebetile memleketi dolaşan filo dan tanıma, pusula ve toplu grup uçuşu delerdir. Bundan dolayı yeni anlaşma nun komutanı yüzbaşı Zeki Gülsün, in gibi tayyarecilikte mühim olan husus posteki sayma vcsikası daha elime geçti. Bu kâğıdda da yeryüzünde bir milyar dan memnun olmamak mümkün değil tıbalarmı şöyle anlattı: ları yakından talim etmiş olacaklardı. dir. F. G. Seyahatin hemen her noktasında di şekiz yüz seksen sekiz milyon yedi yüz on < 1 eylul sabahı havacılık haftası içinde yanımıza Hava Kurumumuzun reksiyon, talebemizin kabiliyetli elle dokuz bin dokuz yüz kırk altı insan yabeyannamelerini alarak uzun bir tur rinde hedefıni buldu. Grup uçuşlarmda şadığı, bunlar arasında 3064 dil kulla >neye çıktık. Ergazi kampında motörlü şehirler üzerinde yan yana falsosuz u nıldığı ve 1100 mezhebe kıymet veril tayyare kurslarına devam eden ve bu çarken öyle sanıyorum ki Türkkuşu fi diği yazıhydı. Fakat hesabcı ve istatistikyakmlarda yalnız uçmağa muvaffak o losu halkımızm haklı ve yerinde tak çi muharrir bu kadarla kalmıyor. Vasatî lan talebelerimizden bazıları da bu se dirlerini kazandılar. Bu defa da ziya ömrün 33 sene dört ay olduğunu, her yıl yahate iştirak ediyorlardı. Filomuz, be ret ettiğimiz şehirlerimizde İzmir, Bur doğan çocukkrdan dörtte birinin yedi, şi mekteb ve biri de çift motörlü para sa ve İstanbulun muhterem halkı ço yüzde ellisisinin on yedi yaşına girmeden şüt tayyaresi olmak üzere altı tayyare cuklarımızı büyük kütleler halinde canöldüğünü, beş yüz çocuktan yalnız biriidi. Muallim arkadaşlardan Vecihi, mu dan karşıladılar, hakkımızda yapılan nin sekiz, yüz kişiden yalnız altısınm altallim muavinlerinden Tevfik, Muam coşkun tezahürata şahid olduk. Para smın altmış ve binde bir insanın yüz yamer, Hilmi, Said beraberdi. Ayrıca Yıl şütçülerimiz başlar üzerinde taşındı. dız, Naciye Toros da mürettebat arasın Arkadaşlarımızm ve talebelerimizin al şına varabileceğini söylüyor. dıkları neticelerden çok memnunum. da vazife almış bulunuyorlardı. Posteki sayan muharrir, bu kadarla Motörterde en ufak bir pan bile yap dahi iktifa etmiyor. İki milyara yakın bir Talebelerimiz Ergazi kampında nazarî bilgilerinden başka yalnız başlarma madan 1500 kilometroyu aştık. Çalış sayı taşıyan Adem oğullanndan senede uçmağı alışmış olmalarına rağmen böy malarımıza yeni bir hızla başlamak ü altı yüz elli ( ! ) milyonunun, günde yüz le uzun bir seyahatte kendilerine lü zere bugün kampımıza döndük.» seksen bininin, saatte yedi bininin, dakikada yüz yirmisinin, saniyede ikisinin öldüğünü tesbit ediyor. Bunlar ve bu gibi hesablar, ekseriya posteki saymak kabilindendir, abesle uğraşmak demektir. Ayni zamanda ciddî bir bilgi sayılmaktan uzak şeylerdir. Çünkü kürenin öyle yerleri var ki henüz mesaha edilmemiştir ve oralarda yaşıyan insanlar da sayılmamıştır. Sonra doğum ve ölüm vak'alarını ilmî şekilde tesbit eden Nüremberg'te «Bolşevizm aleyhtarı» sergi açılırken milletlerin sayısı bu işi yapmağa lüzum görmiyen milletlerden çok azdır. Nürenberg 9 (A.A.) Alman demiryolları idaresinden bildirildiğine göre, Bununla beraber önlerinde, birer birer demiryolları üç gün içinde Nürenbergsayıldığı iddia olunarak böyle posteki kode toplanan parti kongresine 500 bin kinulunca itiraz etmek ve verilen rakama şi taşımıştır. yanhş demek kolay değildir. Zira posteBüyük stadyomun temeli atıldı ki saydığını söyliyen adamın «inanmıyorAlman stadyomunun ilk temel taşısan sen de say» demesi pek muhtemel nın konulması ve nasyonal sosyalist odir. Halbuki posteki saymak, postekiyi yunlarının açılması merasimi, bu sabah sudan çıkarmaktan da, postekiyi bir yere yapılmıştır. Bu münasebetle M. Hitler, sermekten de güctür. kısa bir hitabe irad ederek milleti nasBolu (Hususî) Buraya tâbi Sarıcalar köyünden Şakir oğlu Ahmedle M. TVRHAN TAN yonal sosyalizm içinde müttehid bir karısı Nazıme, dağın bir kovuğunda sakladaklan tütünlerden 80 kiloluk bir H: halde kalmağa davet ve teşvik etmiş balye yapıp şehre getirirlerken başmemur Hamdi ile arkadaşlarmm kurdukMuallim mektebine girmek Lstediğlnl biltir. ları bir pusuya düşmüşlerdir. Gönderdiğim resim kaçakçılık yaparken yaka direrek benden kabul şartlarmı soran Bu stadyom 400 bin kişi alacaktır. lanan karı kocayı Adliyeye sevkedilmek üzere göstermektedir. Samsun orta okulundan çıkma okuyucu ya: min etti. Bir gün, tesadüfen Huriyenin sorgu işareti, bir yılan gibi kıvrılıp çö ' Eğer kendisinde uğraşabilmek kuvveMektubunuzu feaybettiğim İçin adresiniodasına giren Melike, iki Bigudiyi onun reklenmişti. tini bulmasaydı, bu vaziyet, genc kadını ze mektub yollıyamadım. Fakat Muallim mektebi talimatnamesini bulup gözden gesandığının üstünde buldu. Huriye, bu ortayaşlı, genc, hepsi şık, yıkabilirdi; gülüyordu: Dünya, çok tu çirdim. Orta okullardan iyi ve pek iyi deHuriye, göz göre göre, utanmadan, kadınlar, kızlarla neden ve nasıl ahbab haftı! Kocasına sahib olmak, sevgisini recede şehadetname alanların bu mektebçekinmeden yalan söylüyordu. Melike, olabiliyordu? Ya Huriyenin onlardan, korumak için, en yakınlarile uğraşmak lerin birinci sınıflarına kabul olunabile şaşarak değil, korkarak bakıyordu. Kay yahud onların Huriyeden bir çıkarlan mecburiyetinde kalıyor ve yolunun üze ceklerinl öğrendim. M. T. T. nanası, gülümsüyordu: vardı. rine, insanlıkla hayvanlık arasındaki n:s Onun sözlerine mi aldırıyorsun? Huriye, gizli, şüpheli, karanlık işler beti meşkuk bir mahluk da çıkıyordu. Deli, ayol... Sap derken sapan diyor. Ne de, farfara, gürültücü, savruk değildi; Eve geldiğinin haftasında, üzülmüş, tikdediğinin farkmda mı o? Deli oluşu iyi... ustalıkla, meharetle, sessizce, bir gölge sınmiş, sanatoryomu özlemişti. Fakat e Bu zamanda, akıllı hizmetçi, duruyor gibi hareket ediyordu. Bu yandan, Hu vin hali, onu eğlendiriyor, bu eğlenceh mu? riyenin «emniyetli», «sadık», «becerikDün AŞırcezada Bevoglu Birinci Noseyri, hemen bırakıp gidemiyordu. Huriyenin âdetlerinden biri de; misa li» kız olduğu muhakkaktı. teri Salâhaddinin muhakemesine de Kocası, söz arasında: vam edilmiştir. fir geldiği zama*ı, bir ev sahibi teklifsiz Melike, evden, evinden tiksinmişti; Doktora telefon etsek... Izin güDünkü celsede. iddia makamı ihtilâs liğile salonda durması idi. Eğer gelen mi birkaç gün içinde, düşöndüklerini yapasucunun müteaddid suretlerde sabit olsafirler dedikoducu ve yahud erkekse, mıyacaktı, uğraşmağa vakti yoktu. Sa nünü geçirdik, belki merak eder. Diye, sanatoryoma dönmek zamanı duğunu iddia ederek Noter Salâhaddi Huriyeyi salondan çıkarmanın imkânı ol natoryomdan eve temelli döndükten songeldiğini hatırlatmıştı. Içi bulanan Meli nin teczivesini istemiştir. muyordu. Odadan, hatta terslenerek çı ra harekete geçmek en doğrusuydu. Müdafaa avukatları uzun b'r müda karılsa, o, tekrar girmenin bir kolaymı Melike, Huriyenin bakışlanndan, o ke, sanatoryomun sakin hayatına kavuş faadan sonra mevzuubahs sucun kat'iybuluyor, şayed biraz yüz bulacak olursa. nun küçücük beyninin içinden geçenleri mağa can atıyordu; oranın derdleri, ıstı ven ihtilâsla alâkası olmadığım sövle söze karışıyor, hatta yılışık, yırtık kahka anlıyordu. Huriye, Melikenin eve geli rablan, kirli ve iğrenc değildi. Ve Ay mişler ve suc telâkki edilen seyin kaşine, hiç memnun olmamışh. İhtiyar ka dos dağmın üzerinden esen rüzgârlar, bir nundaki maddesi mucibince 50 ilâ 200 halarla da gülüyordu. Melike, hizmetçi deli Huriye kızın. dına hoş göründükten, onunla anlaştık deniz gibi hışırdıyan çamlar, kafaların i lira para ce7asile tecziye edilmesi icab e bütün arsızlrklannı, terbiyesizliklerini, tan sonra, S kibi de elde etmiş olacak çindeki fırtınalan yatışrırıyor; en acı ıstı ettiğini bildirmislerdir. Bunun üzerine iddia makamı, ikinci densizliklerini, aşifteliğini, ahlâksızlıkla tı. 5*kibi de elde edince, evdeki yeri rablardan sebebsiz üzüntülere kadar, büdefa söz alarak ortada bir ihtilâs oldu kuvvetlenecek, Melike eve dönünce, tün sıkıntılan teselli ediyordu. nnı affedecekti. Fakat bir tek şey, genc ğunu sövlemiş ve Noter Salâhaddinin. kadını çileden çıkanyordu. Huriye, so Huriye mevkiini sağlamlamış olacağı i tecziyesinde ısrar etmiştir. Bu celse olkaktan geçen erkeklere sarkıntılık ettiği çin, genc kadın da ister istemez, onunla Yann sabah, sanatoryoma gide dukca münakaşalı bir cereyan takib etgibi, bir çok ortayaşlı, genc kadınları, kız> iyi geçinecekti. lim, kocacığım. miştir. lan da tanıyor; onlarla da sıkı fıkı konuMelike, içinden, bunlara gülüyordu. Neticede heveti hâkime karann tf=f Sen bilirsin, Melike! şuyordu. Neden? Onlar, rüyalarmdıan pek acı uyanacakhimi için duruşmavı baska bir günp {Arhası var) Neden? Melikenin kafasınra içinde bu lardı. hir etmiştir. Nüremberg'te 400 bin kişilik bir stadyom yapılıyor Kaçakçılık yapan bir karı koca yakalandı Beyoğlu Birinci Noterinin muhakemesi ••••••.••••#
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle