Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 HAZİRAN 2007 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA C 3 Bak Şu ‘Demokrasinin Yıldızları’na! nin 22 Temmuz seçimleAKP’ ri için izleyeceği kampanyanın stratejisi belli oldu. Kendilerini baskı mağduru, Tayyip Bey’i de demokrasi yıldızı olarak göstermek. Nitekim, bazı İslamcı vakıf ve dernekleri de bünyesinde barındıran “Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı” (TGTV) gazetelere film afişi gibi ilanlar vermiş. İlanda Adnan Menderes, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan “demokrasinin yıldızları” olarak sunuluyor. Öyle mi değil mi, anlamak için bunların demokrasi ayıplarına teker teker bakalım. ??? Başlangıcında, toprak ağası ve gerici kökenine karşın yine de bir demokrasi hareketi olan DP’nin genel başkanı Adnan Menderes öylesine demokrattı ki bir keresinde, “Ben odunu da aday göstersem seçtiririm” diyebilmişti. Lider vesayeti rejiminin en güzel örneklerinden biri değil mi bu? Aynı Adnan Menderes daha sonra başı sıkıştığında, üç bakanını başkaldıranların önüne yem olarak attığı grup toplantısında, kendisine karşı çıkanları yatıştırabilmek için aynen şu cümleyi söylemişti: Siz o kadar güçlüsünüz ki, dilerseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz. Menderes, Cumhuriyeti ne kadar iyi özümsemiş değil mi? Ne kadar demokrat ki, hilafetli bir laik demokrasi isteyebiliyor. Aynı Menderes, 1960 yılı baharında, TBMM’deki DP çoğunluğuna dayanarak, kendi milletvekillerinden oluşan bir grubu, idam cezası verme yetkisini de içeren yargı yetkileriyle donatılmış “Tahkikat Encümeni”ni (Soruşturma Komisyonu) kurdurmuştu. Böylelikle daha 27 Mayıs iktidarından önce, demokrasi Menderes’in ve partisinin milletvekillerinin davranışıyla rafa kaldırılmış, bu olay da darbeler dönemini başlatmıştı. İşte Menderes’in demokrasi karnesi! ??? 12 Eylül askeri darbesinden sonra Kenan Evren’in emriyle kurulan 12 Eylül hükümetinin ekonomiden sorumlu bakanı Turgut Özal. Daha sonra, 12 Eylül’ün sivil devamının Başbakan’ı olarak yoluna devam etti. Turgut Özal, Başbakan olduktan sonra, önce, milletvekili adaylarının, partilerin tüm üyeleri tarafından yargı denetiminde seçilmesini öngören, Nisan 1983’te çıkarılmış olan ve 1988 seçimlerinde yürürlüğe girmesi öngörülen önseçim sistemini getiren Siyasi Partiler Yasası’nı Mart 1986 yılında değiştirtti, vesayet demokrasisini yeniden egemen kıldı, “kapıkulu milletvekili” sistemini ihya etti. Daha sonra,12 Eylül’ün siyasi yasaklı liderlerinin yasaklarının kaldırılması için yapılan halkoylamasında, yasakların sürmesi yönünde kampanya yaptı. En sonunda da, tıpkı Tayyip Bey’in yapmaya çalıştığı gibi, kendi partisinin oylarıyla toplumsal mutabakat aramadan Çankaya’ya çıkıp kuruldu. İşte vizyon sahibi Turgut Bey’in demokrasi karnesi de böyle. ??? Laik, demokratik hukuk devletini dinci bir rejime dönüştürmek için sivil darbeyi 4.5 yıldır kimi zaman yavaştan, kimi zaman hızla, kimi zaman çaktırmadan, kimi zaman açıkça, hoyratça yürüten Tayyip Bey’in demokratlığını, gözü gören herkes biliyor. Tayyip Bey’in demokratik, laik düzene yönelik tehditleri milyonları meydanlara döküyor. Tayyip Bey, kayıtlı seçmenin yalnızca yüzde 25’inin desteğine sahip olduğu halde rejimi değiştirmek ve devletin bütün erklerini eline geçirmek istiyor ve devletin bütün kurumlarıyla çatışmaktan keyif alıp, onları kendi kamuoyuna hedef gösteriyor, sonra da seçim kampanyasında “mağdur demokrat”ı oynuyor. Tayyip Bey’in demokrasi karnesi de böyle! ??? Bu üç antidemokratik liderin de ortak noktaları, oyçokluğunun kendilerine her hakkı verdiğine inanmalarıdır. Adnan Menderes, hiç değilse oyların çoğunluğunu almıştı ve Türkiye de demokrasi deneyiminin ilk evresindeydi. Daha ders alınacak olaylar yaşanmamıştı. Ondan sonra gelen ikisi ise birinci parti olmanın kendilerine her hakkı verdiğini sanan “müstesna!” demokratlar oldular. Şimdi ise Tayyip Bey’in destekçileri, onu Menderes ve Özal ile birlikte, “demokrasinin yıldızı” olarak ilan ediyorlar. 22 Temmuz’da sandıktan ne sonuç çıkarsa çıksın, milli iradeye saygı göstereceğiz. Ama eğer milli irade Tayyip Erdoğan’ın “demokrasinin yıldızı” olduğunu onaylarsa, bilin ki gerçek, çağdaş bir demokrasiye ulaşmak için bu ülke daha çok bekleyecektir. Hatuniye Camii Önünde... lar... Trabzon’dan Manisa’ya; Samsun’dan Aydın’a, Edirne’den Ardahan’a dek yurdun dört bir yanında susuyor insanlar. Türkiye’nin her kentinde şehit cenazeleri, öfkeli ama suskun insanların tepkisine neden oluyor. Başbakan Tayyip Bey, cenaze törenlerine katılmıyor. Bazı AKP’li bakanların katıldığı törenlerde öfkeli insanlar tepki koyuyor: “Hükümet istifa!” Son bir haftadır Ankara, Manisa, Amasya, İzmir Bayındır ve Kemalpaşa’da yaşananlar Türkiye’nin bugün nereden nereye geldiğinin fotoğrafı... Birkaç gündür yine Ege ve Akdeniz’deyim. Karadeniz’den Ege’ye uzayan bir gezide elbet 22 Temmuz’da yapılacak genel seçimleri konuşuyoruz seçmenle... Karadeniz’de fındık, çay; Konya Ovası’nda buğday; Çukurova’da, Akdeniz’de pamuk, sebze, meyve; Ege’de tütün, pamuk, incir, üzüm üreticileri sıkıntılı. Denizli’ye yılda 2 milyar dolar getiren tekstilci çıkmazda. Bugün bu sorunları konuşmuyor seçmen. Dediği şu: “Türkiye nereye çekilmek isteniyor; hükümet teröre karşı neden suskun?..” Bir ay önce sanayici, ihracatçı, esnaf, üretici, memur, işçi, “İşler iyi gitmiyor” diyordu, bugün ise “Terör ne zaman bitecek” diye soruyor. Manisa sağ seçmenin ağırlıkta olduğu bir kenttir. Türkiye’nin en güçlü organize sanayinin merkezi sayılır. Manisa Hatuniye Camisi’nde Şırnak Güçlükonak’ta şehit düşen Yarbay Melih Gölova’nın cenaze törenini izledim. Yaklaşık 25 bin kişi katıldı cenaze törenine. ??? Hatuniye Camisi’nin önünde bir pankart: “Şehide kelle, teröriste sayın, komutanımıza mayın... Sizi istemiyoruz bayım!” Halk askeri alkışlıyor, AKP’yi yuhalıyor! Neden ve niçin! Cenaze törenine katılan Arınç’a karşı neden tepkili binlerce insan? O anda aklıma Ahmet Hakan Coşkun’un yazısı geliyor: “Şeriatı getirecek ya da rejim elden gidiyor mesajlarının yıkamadığı AKP’yi terör ve şehitler yıkacak!” Evet.. Aynen öyle olacak! Suskunların tepkisini ne Tayyip Bey, ne Abdullah Gül Bey ne de Bülent Bey anlayabiliyor. Manisa’da görüntü, halkın AKP’yi gözden çıkardığıydı... Bülent Arınç seçim bölgesinde bugüne dek böylesi bir tepkiyle karşılaşmamıştı... Arınç halkın tepkisi karşısında belediyeye sığınmak zorunda kaldı. Bu kez de gazetecilere konuştu: “Hiçbirine müstahak değilim. Cami avlusuna şehidin cenazesine gelen hiç kimseye ‘hain’ denemez. Bu bağırıp çağırmalar bizi korkutmaz. Bunları yapanlar pişman olacaktır. Hiçbirine müstahak değilim. Yüzlerine misliyle iletiyorum. Başım dik, alnım açık...” Atılan sloganlar sadece o suskun halkın tepkisiydi. Ortada ne bir siyasi kışkırtma vardı ne de başka bir şey! Beni etkileyen birkaç sloganı aktarmak istiyorum: “Hainler dışarı”, “PKK Meclis’te”, “Meclis Başkanı devlet düşmanı”, “Tayyip oğlunu Şırnak’a gönder”, “AKPPKK omuz omuza”. AKP’nin kalesi Manisa’da tepki böyleydi. ??? Yazımı ManisaTurgutlu yolu üzerinde bir kır kahvesinde yazıyorum. Birkaç kişi var kahvede. Televizyon açık, haberleri izliyorlar. Konu ne pamuk, ne üzüm ne de tütün. PKK terörü ve şehit askerlerimiz konuşuluyor. Gözyaşları arasında izleniyor şehit cenazelerinin haberleri, Güneydoğu’daki yangın. Bu olup bitenler karşısında medyanın aymaz kalemleri neler döktürüyorlar neler... Tarikat şeyhlerinin müritleri, din bezirganları, AKP şakşakçıları, neoliberaller ve Kürtçüler aynı telden çalıyorlar. Asker Kuzey Irak’a girip Türkiye’yi ateşe atacakmış(!). Askerle Cumhurbaşkanı anlaşmış, hükümet feshedilip 22 Temmuz seçimleri yapılmayacakmış(!). AKP bu yolla tasfiye edilecekmiş(!). Filan filan! Bunları yazanlar “hain” değil de nedir? hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 0212/ 343 72 69 M ANİSA İnsanlar öfkeli... Bu öfkelerini konuşmayarak, yani susarak ortaya koyuyor SAĞ BALIĞA GEEEL!.. SÖZDE DEMOKRAT BALIĞI BU.. Görülmeyen gazete “Kentim gazetesinde yer alan haberlerin içeriği ile Görülmeyen Türkiye’de ilk kez bir gazete, görGazete’deki haberler me engelli yurttaşlar için Braille alfaaynı” diye konuştu. besiyle (kabartma alfabe) hazırladığı Türkiye Körler Fedebir gazete çıkardı. İstanbul’da haftarasyonu Başkanı Hasan lık yayın yapan yerel Kentim gazeteTatar, gazetenin görme si tarafından geçe hafta ilk sayısı çıengellilerin dünyasında karılan “Görülmeyen Gazete”, görbir ışık olacağını belirteme engelli yurttaşlar tarafından serek “Gazetenin adı Gövinçle karşılandı. İki görme engelli rülmeyen Gazete olsa tarafından hazırlanan gazete, Türkibile hayatın gerçekleriye’deki kütüphanelere, derneklere ve ne, bilgiye ve gündeme isteyen görme engellilere ücretsiz olaparmaklarımızla dokurak gönderilecek. Haftalık yayın yapan yerel Kentim gazetesi yurttaşlar tarafından narak bizlere ulaşacakKentim gazetesi yanında ek olarak tır” dedi. ayda bir çıkarılacak gazetenin ilk sa sevinçle karşılandı. Altı Nokta Körler yısının kapağında “Türkiye’de bir ilk Derneği İstanbul Şubesi olduğu” belirtildi. Kentim gazetesi ma özgürlüklerini ve fikri iletişim ile dayanışBaşkanı Murat Demirok, görme engellilerin sahibi Saime Oğuzhan, Türkiye’de görme engelmasını sağlamayı amaçlayan Görülmeyen Gagünlük olaylardan haberdar olma hakkının buli ve az gören yurttaşların çoğunun dünyada kazete aynı zamanda Braille alfabesinin yaygınlaşlunduğunu dile getirerek “Bugüne kadar bu uybul görmüş olan Braille alfabesini yeterince tamasını amaçlamaktadır” dedi. Oğuzhan, fırsat gulamanın olmaması büyük bir eksiklikti. Devnımadığına ve kullanmadıklarına dikkat çekerek eşitsizliğine son vermek ve görme engellilerin let de bunu desteklemeli, bu gazetelerin sayısı “Başta akademik çevrelerde olmak üzere Brahaber alma haklarını yaşama geçirmek amacıyartmalıdır” diye konuştu. ille alfabesini bilen görme engellilerin haber alla böyle bir gazete çıkardıklarını vurgulayarak Sibel BAHÇETEPE Çocuklar sömürülüyor için işçilerin koruyucu eldiDış Haberler Servisi ven giymesine izin verilmeÇin’in başkenti Pekin’de diği ve çok sayıda işçinin eldüzenlenecek 2008 Olimpilerinde yanıklar olduğu ifayatları için malzeme üreten de edildi. fabrikalarda aralarında çoKonuyla ilgili açıklama cukların da bulunduğu çok yapan IOC, “Olimpiyat hasayıda işçinin “ağır sömüreketinin sosyal sorumlulurüye maruz kaldığı” belirğunu taşıma hedefine bağtildi. Uluslararası Sendikalı olduklarını” belirterek lar Konfederasyonu’nun olimpiyatlardaki uygulamayayımladığı raporda, Çin ların ahlaki olması gerektihükümeti olimpiyatlar için ğini vurguladı. Pekin Olimmalzeme üreten fabrikalarpiyatları’nın düzenleyicileda işçilerin temel haklarının ri de işçilere yönelik sömüihlal edildiği, asgari ücretin rünün Çin yasalarına aykırı yarısının maaş olarak ödenolduğunu ve konuyla ilgili diği ve 12 yaşında çocuklasoruşturma başlattıklarını rın ağır şartlarda çalıştırılaçıkladılar. dığı gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirildi. “İşçi haklarında Olimpiyatlara madalya yok” başlıklı raporun, olimpiyatlar için hediyelik eşya üreten dört fabrikada yapılan incelemeler sonucu hazırlandığı belirtildi. Raporda, fabrikadaki sağlık ve güvenlik koşullarının kötü durumda olduğu, işçilerin günde 15 saate kadar çalışmaya zorlandığı ve denetim için gelen müfettişlere maaşları ve çalışma şartları ko Uluslararası Sendikalar Konfenusunda yalan söyle derasyonu 12 yaşında çocuklamek zorunda bıra rın ağır şartlarda çalıştırıldığı gekıldığı vurgulandı. rekçesiyle sert bir şekilde eleşİşin yavaşlamaması tirildi. (Fotoğraf: AP) renkli ilan asirmen?cumhuriyet.com.tr