Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
15 HAZİRAN 2007 CUMA bilim/vaziyet Stresle başa çıkmanın altı temel ilkesi Rita URGAN 1 SOLUK ALMAYI UNUTMAYIN Evrim süreci insan beynine yaşamın iniş çıkışlarıyla baş edebilmemizi sağlayan çeşitli düzenekler kazandırmıştır. Bu düzenekler stres hormonlarının önünü kesen kimyasallardan, tek işlevi bireyi yatıştırmak olan sinir ağlarına uzanan çok geniş bir yelpaze oluştururlar. Sürekli bir koşuşturmanın söz konusu olduğu yaşamımızda asıl sorun bireyin arada sırada bu alışılmış düzenin dışına çıkıp soluk almak zorunda olmasıdır. Belli dönemlerde yaşamın gündelik akışından uzaklaşmanın biyolojik bir gereksinim olduğu gerçeğini ne denli görmezden gelmeye çalışsanız da kişinin eninde sonunda bu gerçeğe ayak uydurmak zorunda kalacağı yönündeki kanıtlar giderek artıyor. Stres, bunalım ve yoğun çalışmaya bağlı ruhsal çöküntü artık ABD’de en hızlı seyreden iş görememezlik unsurları arasında yer alıyor. Daha da kötüsü, stresle başa çıkma konusunda tümden yanlış yöntemlere başvuruyoruz. Geçen kasım ayında Amerikan Ruhsal Sağlık örgütü tarafından yapılan bir araştırma bireylerin, egzersiz yapmak ve sağlıklı beslenmek yerine, televizyon izleyerek süreğen gerginlik durumuna karşı koymaya çalıştıklarını ortaya koyuyor. Gerginliğe karşı uygulanan bu tür yöntemler ne yazık ki bireyin sırtındaki yükü atmasını engelliyor, hatta kimi zaman bu yükü daha da artırıyor. Bizlere zaman kazandıran cep telefonları ve taşınabilir eposta aygıtları gibi en gözde araçlar gerçekte yaşamlarımızı zehir edebiliyor. İşin evden yürütülmesi insanları toplumdan soyutladığından gerginliği daha da artırıp, iş ile dinlenme arasındaki sınırı belirsizleştirebiliyor. Yirmi yıl önce ruhbilimciler gerginliğin kaynağını neredeyse salt işin yoğunluğuna, mesleğin gerektirdiği güç koşullara ya da kişinin o meslekteki denetim yoksunluğuna bağlıyorlardı. Aşırı çalışmaya bağlı ruhsal çöküntü konusundaki öncü çalışmalarıyla bilinen Kaliforniya Üniversitesi ruhbilimcilerinden Christina Maslach yapılan son araştırmaların haksızlık ve şirket ile çalışanların değerleri arasındaki uyuşmazlığın stresin tetiklenmesinde giderek önemli bir payı olduğunu gözler önüne serdiğine dikkat çekiyor ve “Bunun belki de en önemli habercilerinden bir tanesi bilgi boşluğunun olması alınan kararların hangi gerekçelere dayandırıldığı konusunda bir sessizlik yaşanması. Bir diğeri de kişinin kendisine ters düşen değerlerin geçerli olduğu bir işte çalışması” diyor. 2 STRES KANIN KİMYASINI DEĞİŞTİRİR Ruhbilim uzmanları yıllardır yoğun çalışmaya bağlı çöküntü, işe duyulan isteksizlik, güç ve güven yitiminin davranışsal belirtileri üzerine kafa yoruyorlar. Günümüzün gelişmiş beyin tarama yöntemleri ve son derece incelikli kan deneyleri sayesinde bilim insanları artık gerginliğin beyin ve beden üzerindeki kimi etkilerini doğrudan gözlemleyebiliyorlar. Adrenalinden daha yavaş üretilen ve kanda daha uzun süre kalabilen bir başka stres hormonu olan kortizolden de haberiniz olsa gerek. Ancak kandaki kortizol düzeyinin aşırı derecede düşük olmasının yüksek olması kadar kötü bir etki yaratabileceğini, sizi rahatlatan yiyeceklerin bedeni alevlendirici proteinlerin sayısını artırarak uzun erimde gerginliği körüklediğini de biliyor muydunuz? Ölçümünün kolay olması nedeniyle kortizol ötekilere kıyasla çok daha iyi biliniyor. Ancak, öncelikle hayvanlarda, gerginliğin biyolojisini yıllardır araştırmakta olan Rockefeller Üniversitesi endokrinoloji uzmanlarından Bruce McEwen bu unsurlardan birinin değişmesi durumunda ötekilerde de bir değişimin meydana geldiğine parmak basıyor. McEwen travma sonrası stres bozukluğu, yoğun çalışmaya bağlı çöküntü, süreğen yorgunluk sendromu ve kaslarda sürekli ağrıyla beliren fibromiyalji gibi durumların bir biçimde birbirleriyle ilintili olduklarına dikkat çekiyor. 3 STRESİN ÖNÜNE GEÇEMEZSİNİZ Yataktan kalkmak bile bedeni fazlasıyla zorlayabilir. Her sabah yataktan kalkmadan saatler önce beynin tabanındaki hipo Yağmur Ekim C Eküri emperyalist kazanımlar açısından birinin kazanması demek, diğerlerinin de kazanması demektir. Yarış koşullarını hep kendileri belirledikleri için katılacakları koşuların(!) sonuçlarını da önceden belirlemeye çalışırlar! Eküri koşmazlarsa kazanamazlar! Kapitalist sistemlerinin gereği olarak ‘sermaye eküriliği’ kaçınılmazdır ve böylece sonuçta ‘küresel sermayenin ekürileşmesi’ sağlanır! Yeni Dünya Düzeni eküriliği, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ABD ve AB ile birlikte NATO’yu uluslararası emperyalizmin ordusu yaptı; eküri koşarak Yugoslavya’yı geçti; parçaladı! Hayatım ilk sıradan aday oldum: Ne listelersen liste benden! tezgâhtaki mallarını satabilmek için mostralıklarını öne çıkartması; bazı mallarını süsleyip püsleyip görünür yerde sergilemesi değil mi! Demokrasi, mostralıklarla maskaralık değildir... Seçim bildirgesi, umurlarında değil. İktidar olurlarsa Türkiye’nin hangi sorununu, hangi yöntemle, hangi kaynakları kullanarak, hangi zaman dilimi içinde nasıl çözeceklerini açıklamak, kamuoyuna bir “taahhüt”te bulunmak yerine bize “Vitrindeki mostralıklarımıza bak” diyorlar. Hep birlikte bakmasına bakıyoruz ama ellemek de serbest değil! Oysa pazardan elma alırken bile şöyle bir ellenir, koklanır; bazı manavlar, elmayı ortasından kesip tattırır. Türkiye’de “lider” denilen kişiler siyaset vitrininin önünde durmuş “Ben elledim, ben kokladım, ben tattım. Sen sakın elleme, sen sakın koklama, sen sakın tatma” diyor, başka bir şey demiyor. Bırakın seçim bildirgesi hazırlamayı milleti oyalamak için daha seçim sloganlarını bile piyasaya sürmediler. Tam bir mostralık seçim. Tam bir maskaralık demokrasisi. Bu oyunu bozmak yine bizim elimizde. Sandığa gidip oyumuzu kullanmadan önce “lider”inden mostralığına kadar hepsi önümüze geldiğinde hesap sorup burunlarından fitil fitil getirmeliyiz! 17 22 Temmuz seçimlerinin ilk mağlubu belli oldu: Erkan Mumcu ATÇILIKTA aynı kişi veya kişiler adına yarışan atlara “eküri” dendiğini anımsatıyor Cemal Yıldırım ve “Ganyan oyunları açısından ‘eküri’lerden birinin kazanması diğerlerinin kazanması anlamına gelir. Hipodrom sınırlarında cereyan eden ‘eküri’lik, yarışların sona ermesiyle biter” diyor ve devam ediyor: “Emperyalist ekürilerin koşuları(!) ise hiçbir zaman bitmez! Bütün koşularını uluslararası ekürileşmelerle küreselleştirirler. ABD emperyalizmi sekiz ekürili G8 Koşusu’nu her yıl koşmaktadır! Emperyalizmin ekürilik avantajı dünyayı kapsamakta; G8’den birinin kazanması gerideki G7’lerin kazanması anlamına gelmektedir. Bir de AB eküriliği var. Yarışlara 12 eküri ile başladılar; 25 eküriye ulaştılar; daha da ekürileşecekler. Çünkü Şimdilerde Irak’ta BOP Koşusu yapılıyor! Ganyan biletine bakalım... Düzenleyen: Dünya ‘eküri’ emperyalizmi. Koşuya katılanlar: ABD ve AB ekürisi. Rakipleri: Tüm Ortadoğu ülkeleri, tüm antiemperyalist ve ‘eküri’siz uluslar. Güdümlü ekürileri: RTE iktidarı, peşmerge reisleri! Koşu ABD ve AB’nin avantajı ile sürüyor. Sürecek de. Çünkü ‘küresel eküri emperyalizmi’nin yarışları(!) hiçbir zaman bitmez! Bu yarış, emperyalist ‘eküri’lik yok edilene kadar devam edecektir! Bu bakımdan dünyanın bütün ezilen halkları, ‘küresel eküri emperyalizmi’ne karşı direnmelidir. Bu arada asla unutulmasın ki emperyalist eküriler, ‘güdümlü eküri’lerini uluslararası çıkarları doğrultusunda fedai(!) olarak koştururlar!” Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Kamplar Faruk Sayılır: “Türk ordusunun Kuzey Irak’a girmesini isteyemeyen ABD’nin derdi PKK kamplarında görevli Amerikan askerleri olmasın?” talamus adlı minik bir bölge böbrek üstü bezlerini devinime geçiren bir sinyal gönderir. Bu bezlerin devinime geçmesiyle birlikte kana kortizol pompalanmaya başlar ve bu pompalama yataktan kalkmanıza yardımcı olur. Kortizol düzeyindeki artış yeni bir güne başladığınızın bilincine vardıktan sonra da sürer. Bu da kalp krizlerinin neden çoğunlukla sabah saat 6 ile 8 arasında meydana geldiğinin bir açıklaması olabilir. Gelgelelim, beyniniz sizi yeni bir güne başlamanın şokundan korumak üzere çoktan devinime geçmiştir. Yükselen kortizol düzeyleri hipotalamusa çalar saati durdurma sinyali verir. Beynin öteki bölümleri de buna uyum sağlar ve sonunda böbrek üstü bezleri kortizol üretimini yavaşlatır. Tükürük testiyle ölçümü yapılan kortizol düzeyleri çoğu kişide uyanmadan sonraki birkaç saat süresince doruk noktaya ulaşır ve gün içinde yavaşça düşüşe geçer. Ne var ki, ciddi bunalım geçiren insanlarda bu süreç tipik bir farklılık sergiler. Bu Derin bir soluk alın. Şimdi soluğunuzu yavaşça verin. Siz ayırdında olmasanız da bu süreç içinde kalp atışlarında hafif bir yavaşlama olur. Kaygılanmanızı gerektirecek bir durum değil bu; soluk aldığınızda, kalbinizin atışı da yeniden hızlanır. kişilerde kortizol düzeyi yine sabahları yükselmekle birlikte, gün boyunca bu yüksek seyrini sürdürür. Araştırmacılar yoğun çalışma nedeniyle ruhsal çöküntü yaşayanlarda da benzer bir sürecin etkili olduğunu saptadılar. Ancak bu kişilerde belirgin bir kortizol yükselişi yerine, sabahları hafif bir yükselme meydana geldiğine, bunu gün boyunca süren düşük ve düzenli bir seyrin izlediğine tanık oldular. Soykırımdan kurtulan, tecavüze uğrayan kişiler ve travma sonrası stres bozukluğu olan askerlerde de her nedense, böylesine durağan bir sürecin etkili olduğu görüldü. Bunlar arasındaki tek fark, travma sonrası stres bozukluğu olan kişilerin en düşük kortizol düzeylerine bile ötekilerden çok daha duyarlı olmalarıydı. Mount Sinai Tıp Okulu nörokimya uzmanlarından Rachel Yehuda, “Eskiden her şeyin sorumlusu olarak yüksek kortizol suçlanırdı. Artık düşük kortizolün de sorumlu tutulabileceği durumlar olabilir,”diyor. 4 STRES ERKEN YAŞLANMAYA NEDEN OLABİLİR Bilim insanları yatıştırılmayan gerginliğin bağışıklık sistemine zarar verdiğinden uzun zamandır kuşku duyuyorlar, ancak buna kesin bir açıklama getiremiyorlardı. İki yıl önce, Kaliforniya Üniversitesi araştırmacıları çocuklarında otizm ya da beyin felci olan bir grup annenin akyuvarlarını incelediler. Sonuçta, bu tür bozuklukları olan çocuklarla çok daha yoğun biçimde ilgilenmek zorunda kalan ve kendi yaşam larına en az sahip çıkabilen deneklerin normalden çok daha hızlı yaşlandıklarına tanık oldular. Bu kişilerde tanık olunan değişimlerin kromozomların parçalanmasını önleyen ve çoğu zaman ayakkabı bağlarının ucundaki plastik parçalara benzetilen telomer adlı mikroskobik yapılarda meydana geldiği görüldü. 5 STRES HERKESE EŞİT OLANAKLAR TANIMAZ 1995 yılında Almanya Trier Üniversitesi’nde yapılan ve şimdilerde klasikleşen bir araştırmada, 20 erkek denek stres düzeylerini arttırmayı garantileyen durumlarla karşı karşıya getirildi. Deneklerin aşağılandıkları bir iş görüşmesine katıldıkları, yanlış yaptıklarında hiç tanımadıkları kişiler tarafından yanlışlarının düzeltildiği aritmetik problemlerini çözdükleri uygulama sonucunda, tam da beklenildiği gibi, her birinin kortizol düzeyinin ilk başta yükseldiği, ancak deneyin ikinci gününde çoğunun kortizol düzeyinde belirgin bir artış olmadığı görüldü. Denekler deneyimleri sonucunda durumun o kadar da kötü olmadığını öğrenmişlerdi. Ne var ki, deneklerden yedisinde kortizol düzeyinin dört gün boyunca ilk günkü gibi yüksek seyrettiğine tanık olundu. Bu deneklerdeki stres tepkisi ancak beşinci günde yok olmaya başladı. Montreal McGill Üniversitesi’nden Jens Pruessner bu durumun, kısmen bile olsa, beynin derinliklerinde yer alan parmak boyundaki hipokampus adlı yapıdan kaynaklandığına inanıyor. Farklı beyin tarama yöntemlerinden yararlanan Pruessner deneyler sonucunda özgüvenlerinin ortalamanın altında olduğu anlaşılan kişilerde hipokampus boyutunun da normalden daha küçük olduğunu ortaya koydu. 6 STRESİ YATIŞTIRMANIN BİRDEN ÇOK YOLU VAR Bu belki de içselleştirilmesi en güç olan kural, çünkü stres tüm sisteminizi ele geçirdiğinde önünüzdeki seçenekler size olduğundan da kısıtlıymış gibi gelebilir. Davranışbilimciler bu ruhsal tepkiye öğrenilmiş çaresizlik adını veriyorlar ve söz konusu olguyu sinir sistemleri insanlarınkine çok benzeyen kemirgenleri laboratuvar ortamında inceleyerek kavramaya çalışıyorlar. Araştırmacıların uyguladıkları deneyde, farelere bir kaçış yolu verildiğinde, ses sinyalinden birkaç saniye sonra gelen hafif bir elektrik şokundan nasıl kaçınılabileceğini hemen öğreniyorlar. Ancak ses sinyali verildiğinde kaçış yolu kapatılıp yeni şoklar uygulandığında fareler sonunda kaçmaya yeltenmekten vazgeçiyorlar ve daha sonra yol açılsa da nasıl kaçacaklarını bilmelerine karşın, ses sinyalini duyduklarında öylece donup kalıyorlar. Çok sayıda kural değiştiğinde, bir zamanlar geçerli olan kurallar artık geçersiz olduğunda akıl yürütme yeteneğiniz de darbeye uğrar. Yatıştırılmamış stres karşısında sinir sistemi içinde sizi öğrenilmiş çaresizliğe iten bir eğilimin yalnızca farkında olmak bile kendinizi tanımaya ve yükün en azından bir bölümünü hafifletecek sağlıklı alışkanlıklar geliştirmenize yardımcı olabilir. Kaynak: Time, 12 Şubat Mostralık LİDERLİK sanki pazardan alınıp satılan bir sıfatmış gibi “lider” denilen siyasi parti genel başkanları, kendilerine yakın adamlarıyla kafa kafaya verip, milletvekili aday listelerini hazırladılar ve bizim önümüze koydular. Halk olarak biz de “demokrasi”nin gereği sandığa gidip oy vereceğiz! Eğri oturalım ama doğru konuşalım; bunun adı demokrasi değil maskaralıktır! Fakat oy kullanmaktan başka şansımız yok! Lakin, bu maskaralığı her fırsatta “lider” denen o adamların yüzüne vurmaktan da bizi kimse engelleyemez. Bunlar, “demokrasi” nutukları ile oyumuzu istemeye geldiklerinde yüzlerine karşı, “Sen önce, demokrasiyi kendi içinde hazmet” demeliyiz; 12 Eylül darbecilerinin Siyasi Partiler Yasası’na taşıdığı parti içi diktatörlük düzenini değiştirip değiştirmeyeceklerini sormalıyız. Şu maskaralığa bakın... Seçim takvimi çoktan başladı ama iktidara talip partilerin seçim bildirgeleri ortada yok. Seçim bildirgesinin ne olduğunu unutturdular, “Vitrinimize bakın, ne demek istediğimizi anlarsınız” diyorlar. Biz de soralım, vitrin nedir diye. Vitrin, bir esnafın Tanımlar Muhsin Salman: “Soldan sağa çark edene dönek, şeriat yoluna girene fırıldak, kendini hâlâ sosyal demokrat sanana sosyal dangalak denir!” Vitrinci Doğan Kapkıner: “RTE, vitrine başı açıkları koyuyor; Emina’nım bir şey demiyor!” Ceza Gülhan Elmas: “Oy kullanmamanın para cezasını boş verin. AKP’nin tekrar iktidara gelmesinden daha büyük ceza olabilir mi?” Arapça Mehmet Ali Kılınç: “Irak’taki hükümetin ‘Sınırı, haber verin öyle bombalayın’ talebini bizimkiler protesto notası olarak anlamışlar. İmam hatip Arapçasıyla ancak bu kadar olur! Çürük İzzet Özdamar: “Özürlüler bile bir günlük askerlik yapıyor; RTE’nin çürük oğlu özürlüden de mi özürlü!” Birinci Ersoy Öngün: “Türkiye, özelleştirmede dünya birincisiymiş. Batırılan ülkenin malları bunlar!” Kadınlar Birliği ve Mebuslar Kadınlar Birliği Merkezi Heyeti dün Nezihe Muhittin Hanım’ın riyaseti (başkanlığı) altında toplanarak bazı kararlar almıştır. Bu meyanda 15 Temmuz’da birliğin Marmara Adası’na bir tenezzühü bahri (deniz gezintisi) tertip etmesi, Doktor Hayrünnisa Hanım ile Lamia Refik Hanım’ın Merkezi Heyet’e kabul edilmeleri kararlaştırılmıştır. Bayramdan sonra Kadınlar Birliği’nden seçilmiş altı hanımın Gazi Paşa’ya arzı ta’zimat’a (saygılarını bildirmeye) gitmesi de mevzubahis olmuştur. Yakında akdedilecek Tıp Kongresi’ne kadın doktorların iştirakini (katılmasını) temin için Sıhhiye Vekaleti’ne müracaat edilmesi de kararlaştırılmıştır. Birlik Merkez Heyeti’nin dünkü toplantısında önümüzdeki seçimlerde kadınların da seçimlere iştirak etmeleri etrafında hararetli münakaşalar cereyan etmiştir. Azalardan bazı hanımlar seçimlerde Halk Fırkası namına kadınlardan namzet gösterilmesi için tekliflerde bulunmuşlardır. Bir kısım kalacağını söylemişlerdir. Mamafih, Birlik Merkez Heyeti’nin büyük kısmını teşkil eden hanımefendiler Halk Fırkası namına birliğin namzet göstermesinin muvafık (uygun) olacağını, bunun hayırlı bir hamle olduğunu söylemişlerdir. Nezihe Muhittin Hanım da bu fikre iştirak etmiş ve; “İnkılapları doğuran hamlelerdir. Bu hamlelerimize her seçimde devam edeceğiz ve nihayet bu hakka bizler de her vatandaş gibi iştirak edeceğiz. Kanunlar ictimai (toplumsal) hayatın ihtiyaçlarına intibak eder (uyar)” demiştir. Seçimlere iştirak edilip edilmemesi için dünkü toplantıda büyük münakaşalar cereyan ettikten sonra, ekseriyetle böyle bir hamlenin yapılmasının kadınlar için faydalı olduğuna karar verilmiştir. Merkezi Heyet ve hukuk encümeni, seçimler yaklaştığında bu mesele ile meşgul olacak ve münasip bir şekilde namzetler gösterecektir. 6 Haziran 1927 Pazartesi Kimi gerginlikler kaçınılmaz olsa da aşağıdaki alışkanlıklar stresin verdiği zararın en aza indirilmesine yardımcı olabilir. Rahatlamanın Yolları şimdilerde bu sayının ikiye düştüğünü ortaya koyuyor. Düzenli egzersiz yapın Egzersiz stresten ilk etkilenen organ olan kalbi korur. Araştırmalar egzersiz yapmanın beynin değişen koşullara hızla uyum sağlama yetisini de olumlu yönde etkilediğini ortaya koyuyor. Derin soluk alın Düzenli, yavaş soluk alıp vermek beyinde bireyin güvenli bir konumda olduğu duygusunu yaratır. Bu tür soluk alıp vermeler kalbi rahatlatır, kan basıncını düşürür ve kanı atıklardan arındırır. Yeni Zelanda’da yapılan son bir araştırmaya göre ortam değiştirmek kafanızın boşalmasına, bedenin yeniden güç kazanmasına yardımcı olduğu gibi, birkaç haftalığına işten ve elektronik postalardan uzak kalmak tepki süresinde yüzde 82 oranında bir gelişme de sağlıyor. Sebze ve meyvelere ağırlık verin Sebze ve meyvelerin içerdiği antioksidanlar ve öteki malzemeler bedenin stres altında ürettiği alevlendirici proteinleri dengeler. Tatil yapın Uykusuz kalmayın Düzensiz uyku stresin beden üzerinde yarattığı olumsuz etkileri artırdığı gibi, kalp hastalıkları riskini yükselten metabolik dengesizliklere de yol açar. Nezihe Muhittin Hanım... hanımlar da Kanuni Esasi’nin kadınlara seçme hakkı bahşetmemesine rağmen namzet gösterilmesinin doğru olmayacağını, semeresiz Arkadaş edinin Toplumdan soyutlanma stresin yarattığı ruhsal hasarı daha da artırır. 2006 yılında yapılan bir araştırma ABD’de 20 yıl önce kişinin güvenebileceği ve sırlarını paylaşabileceği üç yakın dostu varken Hoşlandığınız işleri yapın İşinizi severek yapmak kaçınılmaz engellerle daha kolay baş etmenizi sağlar. Ancak işinizi sevseniz bile, düzenli ara vermeniz gerekir. İşiniz size anlamsız geliyorsa o boşluğu hobilerle ya da dernek çalışmalarıyla kapatmaya çalışın.