23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 MART 2007 CUMA haberler AYDINLANMA EMRE KONGAR Cumhuriyet, güvenlik birimlerinin son Güneydoğu raporunu açıklıyor: C Ekonomi Tıkırında!.. Başbakan Çankaya Yolunda... yaklaşık yüzde 10’unu alıyor. Nüfusun en yoksul yüzde 20’si, yani 1314 milyon kişi milli gelirin yaklaşık yüzde 5 kadarını alıyor. Türkçesi, 1314 milyon kişi, 25 kişinin aldığı payın yarısını alıyor milli gelirden. Ya da daha çarpıcı bir biçimde ifade edelim: 25 kişi yaklaşık 25 milyon kişinin aldığı payı alıyor milli gelirden. ??? Türkiye’nin iletişim ağını denetleyen Türk Telekom, adı Ortadoğu’nun şaibeli ilişkilerine karışmış bir politikacının şirketine satıldı. Yunanlılar şakır şakır bankalarımızı satın alıyor. Yeni petrol yasası, çıkarılacak petrolde ülkenin payını yüzde 2’lere kadar düşürdü. Bu arada Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa gibi ülkeler, “milli menfaatler” gerekçesiyle, bazı ulusal işletmelerin yabancılara satılmasını engelliyor. ??? Yabancı sermaye gelsin, tabii gelsin. Aynen Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’de 1923’te toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nde söylediği gibi “Yerli sermaye ile eşit koşullarda gelsin”. Yatırım yapsın, istihdam yaratsın, yeni teknoloji getirsin. Ülkenin katma değerine ilaveler yapsın, kâr etsin, vergisini ödesin, ülkenin zenginliğine katkıda bulunsun. Oysa yabancı sermaye sıcak para olarak geliyor, mali piyasaları altüst ediyor ve işini bitirince ardında bir enkaz bırakarak çıkıp gidiyor. ??? İşin acı tarafı, yukardaki trajik ekonomik tabloyu yaratanların, başarı şarkıları söylemeleri, Türkiye’yi bedavaya pazarlayanların Çankaya’ya çıkma hazırlığında olmalarıdır. 5 Bölücü eğilim yükseliyor Güvenlik birimlerince hazırlanan rapora göre, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Kürtİslamcı hareket, PKK Kürtçülüğü ve Barzani Kürtçülüğü olmak üzere 3 bölücü eğilim yükselmeye başladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Güvenlik birimlerinin hazırladığı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki son gelişmelerle ilgili raporda, bölgede Kürtİslamcı hareket, PKK Kürtçülüğü ve Barzani Kürtçülüğü olmak üzere 3 bölücü eğilimin yükselmeye başladığına dikkat çekildi. Rapora göre, Barzani Güneydoğu Anadolu’da güçlenmek için önümüzdeki seçimlerde kendisine yakın adaylara para yardımı da dahil olmak üzere her türlü desteği verecek. Cumhuriyet’in ulaştığı raporun ana hatları şöyle: 3 eğilim yükseliyor: Güneydoğu’da halen sahip olduğu etki sıralamasına göre 3 bölücü güç öne çıkıyor. Bunlar Kürtİslamcı hareket, PKK Kürtçülüğü ve Barzani Kürtçülüğü şeklinde sıralanıyor. Kürtİslamcı hareketin ana unsurları Hizbullah ve Nakşibendi tarikatından oluşuyor. En zayıfı Barzani ama: 3 hareket içinde şu aşamada en az güçlü olan Barzani hareketi. Ancak bu hareket yükselme hızında birincı sırada yer alıyor. Barzani, Güneydoğu’da yerel önder olarak kabul gören kim varsa, yanına çekmeye çalışıyor. Önümüzdeki seçimlerde daha da ileri gidip kendisine doğrudan bağlı olduğu bilinen kişilerin Meclis’e ve yerel yönetimlere aday olmasını sağlamak istiyor. Bunun için gerekli para yardımını şimdiden vaat ediyor. BarzaniPKK çekişmesi ve kardeşliği: Barzani Kuzey Irak’ta terör örgütü PKK güçlerinin zarar görmemesi için her türlü desteği yaparken örgütün içinden bazı unsurların kendisine katılması için de çaba harcıyor. Terör örgütünden ayrılanları kendi peşmerge gücüne katıyor. PKK üyelerinden Türkiye’de ailesi olanlara maaş veriyor. Buna karşılık PKK, Barzani’nin Türkiye içinde güçlenmesinden rahatsızlık duyuyor. Bunu yapmaması için de uyarılarda bulunuyor. Bu konuda ciddi bir iç çekişmenin yaşanmakta olduğu dikkati çekiyor. Bu gerelimin tırmanma olasılığı yüksek. PKK propaganda gücünü artırıyor: Terör örgütünün Türkiye içindeki silahlı gücü büyük ölçüde eridi. 1990’lı yıllarda 600700 kişilik gruplarla jandarma karakolu basabilen örgüt, bugün en çok 7 kişilik gruplarla dolaşıyor. Bu nedenle de yapılan operasyonlar istenilen sonucu vermiyor. Örgüt Türk Silahlı Kuvvetleri’yle karşı karşıya gelmekten çok kaçma ve gizlenme taktiği izliyor. Yaptığı eylemler mayın ve tuzak kurmak gibi sıfır riskli. Buna karşılık örgütün propaganda gücünde artış dikkati çekiyor. Örgütün yanında yer alan ve Türkiye’de yasal olarak kabul edilen pek çok kurum, dernek ve yayın organı bulunuyor. Çözüm ortak çabada: Güneydoğu’da yükselen bu üç eğilimin etkisiz hale getirilmesi için öncelikle devlet kurumlarının bir bütün olarak konuya bakması ve önlemleri bu yaklaşımla alması gerekiyor. Askeri önlemlerin yanında, adli, ekonomik, sosyal önlemlerin de alınması gerekiyor. Aksi takdirde bölgedeki gelişmeler sanılandan daha olumsuz yöne kayabilir ve hızlanabilir. Daire Başkanı, uzman raporuna karşın Cumhuriyet reklamının cezalandırılmasını istedi RTÜK’te ‘Cumhuriyet öfkesi’ Fırat KOZOK ANKARA Gazetemizin “Tehlikenin farkında mısınız?” sloganlı reklamını yayımlayan kanalların cezalandırılmasını isteyen RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk’ün, reklam konusunda kendi uzmanı ve yardımcısıyla da ters düştüğü ortaya çıktı. RTÜK Uzmanı Abdurrahman Canpolat, hazırladığı raporda, reklamı yayımlayan kanallara ceza verilmemesi gerektiğine işaret ederken, Daire Başkanı Öztürk tam tersi bir tutum izledi. Fethullah Gülen’in eleştirildiği programlar hakkında hazırlanan raporları geciktirmeden kurula sunan RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk’ün, gazetemizin reklamını yayımlayan televizyonların cezalandırılmasında da ısrarcı davrandığı ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre kurulun gazetemizin reklamlarını gündemine almasının ardından uzmanlar tarafından hazırlanan raporlar Öztürk’e gelmeye başladı. Bu çerçevede, CNN Türk’te ya zelleştirme gırla gidiyor. Devletin elindeki işletmeler, arsalar ibadullah satılıyor. Alınan para verimli yerlere değil, borç ödemesine yatırılıyor. Özel teşebbüsün gözü dışarda. İşletmelerine ya ortak arıyor ya da tümüyle satıp sektörden çekiliyor. ??? Ülkenin ekonomik durumu, iktidarın siyasal başarısı, borsa göstergeleriyle ölçülüyor: Borsayı düşüren hükümet başarısız. Borsayı yükselten hükümet başarılı. Oysa borsanın derinliği yok. Ekonomik durumu, hele hele reel üretimi gerçekçi bir biçimde yansıtmaktan çok uzak. Üstelik yüzde 6070’i, biri Alman öteki Amerikan, iki bankanın denetimi altında. ??? Döviz kuru düşük, Türk Lirası değerli. Türk Lirası’na verilen reel faiz dünya piyasalarına göre çok yüksek. İhracat darda. İthalat patladı. Cari açık 35 milyar dolar dolayında. Patlayan ithalat üreticileri zorladı, yerli imalat yapan firmalar birbiri ardından piyasadan çekiliyor. İhraç ettiğimiz her bir liralık malın içindeki ithalat oranı yüzde 75’i buldu; her ihracat artışı ithalatı pompalıyor. Dış borç 200 milyar dolar dolayında. Bir o kadar da iç borç var. Borçlarımız yıllık milli gelirimize eşitlendi ve onu geçti. Bütçenin büyük bir bölümü borç faizi ve anaparası ödemelerine gidiyor, yatırım yapacak kaynak kalmadı. ??? En zengin 25 kişi milli gelirin Ö Fethullah Gülen’in eleştirildiği programlar hakkında hazırlanan raporları geciktirmeden kurula sunan RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk’ün, gazetemizin reklamını yayımlayan televizyonların cezalandırılmasında da ısrarcı davrandığı ortaya çıktı. RTÜK Uzmanı Abdurrahman Canpolat, hazırladığı raporda, reklamı yayımlayan kanallara ceza verilmemesi gerektiğine işaret ederken, Öztürk tam tersi bir tutum izleyerek reklamı yayımlayan televizyoların cezalandırılmasını istedi. yımlanan reklamı inceleyen Üst Kurul Uzmanı Abdurrahman Canpolat, reklamla ilgili hazırladığı raporu daireye sundu. Canpolat, raporunda 20 saniye süren reklamları anlatırken, “Reklamda yer alan, ‘Mayıs 2007’de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılıyor’ cümlesinde, mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde henüz herhangi bir adayın açıklanmamış olması nedeniyle, kişi ya da kurum işaret edilmemektedir” dedi. “Cumhuriyetinize sahip çıkın” cümlesinin “Cumhuriyet Gazetesi’ne sahip çıkın” ya da “Cumhuriyet rejimine sahip çıkın” gibi iki şekilde algılanabileceğini belirten Canpolat, raporunda şunları kaydetti: “Bir kuruluşun ürününün reklamını yapması doğal bir durumdur ve yasal bir sakıncası yoktur. ‘Cumhuriyet rejimine sahip çıkmak’ şeklinde algılanması durumunda ise ‘Her Türk vatandaşının doğal olarak yapması gereken bir tavır’ olması nedeniyle, sakınca bulunmamaktadır. Yukarıda ifade edilen nedenlerle söz konusu rekla mın, bir gazetenin satışını arttırmak amaçlı kısa bir tanıtım spotu olduğu düşünüldüğünden 3984 Sayılı Yasa’yı ihlal eder nitelikte olmadığı kanaatine varılmıştır.” ekongar?cumhuriyet. com.tr; www.kongar.org RAPORU DİNLEMEDİ Ancak, Canpolat’ın hazırladığı bu rapor Daire Başkanı Öztürk tarafından “beğenilmedi”. Öztürk, reklamı yayımlayan kanalların cezalandırılmasını öneren raporunu hazırlayarak üst kurula sundu. Ancak, Öztürk’ün bu raporuna Daire Başkan Yardımcısı Tülin Yavuz’un da şerh düştüğü öğrenildi. Edinilen bilgiye göre Yavuz, şerhinde, kendisinin de uzman raporuna katıldığını belirtti. Öte yandan Nurullah Öztürk’ün, daha önce de bazı inceleme raporlarını kurula sunmadığı öğrenildi. Öztürk’ün bu çerçevede, dini yayın yapan Ankara, Hedef ve Denge adlı radyolar hakkında hazırlanan bazı uzman raporlarını üst kurula sunmadığı, bu nedenle de üst kurul üyeleri tarafından sorgulandığı bildirildi. ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: Tarikat üyesi siyasi liderler var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan insan hakları raporunda, Türkiye’de tarikatların etkinliğine vurgu yapılıyor. Raporda, “Sufi ve diğer dinseltoplumsal tarikatlar ve cemaatler resmen yasak. Ancak bunlar aktif ve yaygın. Birçok önde gelen siyasi ve toplumsal lider, tarikatlar, cemaatler ve diğer İslami cemiyetlerle bağını sürdürüyor” deniliyor. Bunun yanı sıra raporda Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı ve bürokrasideki laiklik yanlılarının, İslamcılara karşı mücadele ettiği vurgulanıyor. Bunun yanı sıra raporda bu siyasi ve toplumsal liderlere karşı, laik diğer kesimlerin mücadele yürüttüğü de anlatılıyor. Raporda, “Ordu, yargı ve bürokrasideki laiklik yanlıları, İslami köktendincilik yanlılarına karşı mücadele vermektedir” değerlendirmesinde bulunulurken, Milli Güvenlik Kurulu’nun da köktendinci hareketleri kamu güvenliği bakımından “tehdit saydığı” anlatılıyor. Üniversite ve devlet dairelerindeki başörtüsü yasağını konu eden rapor, türban takmakta ısrarcı olan hemşire ve öğretmenlerin işyerlerine alınmamasının yanı sıra disiplin cezası aldıklarına dikkat çekiyor. Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin öğretmen Aytaç Kılınç ile ilgili olarak aldığı “öğretmenlerin okul dışında türban takmasının da sakıncalı olduğu”na yönelik karara yer veriliyor ve bu durum Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in öldürülmesiyle doğrudan ilişkilendiriliyor. Raporda, imam hatipliler de yer alırken, ailelerin çocuklarını imam olsun diye değil, kapsamlı din eğitimi alsın diye bu okullara gönderdiği belirtiliyor. nin, ülkeyi değil azınlığı temsil edecek bir CumAKP’ hurbaşkanı’nı ataması(*), arkasından yapılacak seçimlerden yeniden hükümeti kurmaya en yakın parti olarak çıkma olasılığı, AKP dışındaki ve sosyal demokrat seçmende büyük endişe kaynağı. Herhalde bu yılki kadar hiçbir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti’nde bu kadar geniş bir kesim, kendisini karamsarlık, umutsuzluk bataklığına gömülü hissetmemiş ve “varoluş”, “hayatta kalmak” kaygısına ve duygusuna kapılmamıştı. Bu olgu, şüphesiz tek başına AKP iktidarının varlığı ile açıklanamaz. Türkiye’nin içte ve dışta, ekonomik ve siyasal zorlukların büyümesi ve ülkenin dışarıda (ABD ve AB başta!) durmadan itilip kakılmasının da, durumun üzerine tüy diktiği bir gerçek! Uzun zamandır yapılan bütün “güvenilirlik” anketlerinde Cumhurbaşkanlığı ve Türk Ordusu’nun liste başında yer alması olgusunu, milletin derinliklerinde bu “survival” duygu ve düşüncenin bayağı ete kemiğe büründüğünün göstergesi olarak değerlendirsek, acaba siyaset ve sosyal politikacılar (bilimciler, hele hele liberal aydınlar hiç demiyorum) ne der? Ve özellikle, Meclis ve partideki yeminli kadrosuyla, “Bu ülke sadece benim” tavrıyla tek başına alabildiğine at koşturan AKP bu konuyu hiç düşünür mü? ??? Türkiye çok zor bir yıla girdi. 2007’nin zorluğu, Cumhurbaşkanlığı CUMA YAZILARI ORHAN BURSALI ‘Yeni Türkiye’ye Hazırlık’ lışmış! Seçimlerde yalan propagandanın çok etkili olduğu bilinen bir gerçek. İktidar şimdi bu propagandanın arkasına en az 2 milyar dolar yığıyor! Hele yanına, iktidara Hitler’i bile getirebileceğine inanan reklamcıyı da alırsa, iş tamam! Önceki seçimlerde bir partiye sıfırdan yüzde 7.5 oy aldırması, seçimlerde akacak su gibi parayla sandıktan nasıl bir “millet iradesi” çıkartıldığının da resmi damgasıdır! Bu demektir ki, AKP, iktidardaki yıpranma payını, 2 milyar dolar ve artı reklamcısıyla geri alabilir! Sonra bu sonuçlar, ulema tarafından biz salaklara, millet tercihini “istikrardan”, “İslamdan”, “kendisi için çalışandan”... yana yaptı, diye yutturulacaktır. ??? Yeni muhalefet dönemine güçlü girilmeli ve burada baş görev CHP’ye düşüyor. CHP kurmaylarının iki noktayı düşünmesi gerek: 1) Seçimlerden nasıl güçlü çıkarız? 2) Bunu başaramazsak, seçim sonuçları biz kurmayları nasıl etkiler? Açıktır ki, başarısız sayılabilecek bir so seçimlerinde ve genel seçimlerde değil, sonrasında. AKP’li bir Cumhurbaşkanı’nın ve arkasından AKP iktidarının, izleyen yıllarda, Türkiye’de yaratacağı büyük sıkıntılarda ve sancılarda! Gerilimi kaçınılmaz olarak tırmandıracaktır bu parti. AKP’nin yanında saf tutmuş köşe yazarları, iktidara yönelik sert muhalefet doğal hakkını, utanmazca “gerilimi tırmandırarak darbeye davetiye” olarak nitelendirseler ve muhalefeti başından bastırmaya çalışsalar da, seçimler sonrası yeni bir Türkiye’de yaşamaya başlayacağımız çok açık. Yeni bir Türkiye, yeni bir denge, veya dengesizlikler demektir. Bu “yeni denge” durumunu, toplumsal ve siyasetteki hareketlenmeler belirleyecek. Burada önemli olan, bu yeni Türkiye’ye, muhalefetin güçlü girmesini sağlamaktır. Bunun adresi de genel seçimlerdir. ??? Yalçın Doğan, AKP’nin 2 milyar dolarlık bir bütçe ile seçimlere gireceğini yazdı. İktidar ve belediyeler doğrusu iyi ça nuca CHP ve ülkenin tahammülü yok ve Meclis’e “aynı oranda” girse bile, Meclis dışı kaldığı dönemdeki lider ve kadro yenileşmeleri gündeme gelecek, belki de daha büyük bir şiddetle! Başarı, başkasının başarısızlığı üzerine kurulmaz. Başarı ortamını, CHP ancak kendisi yaratabilirse, yeni dönem Türkiye geniş kitlelere umut verecektir! Ayrıca patronların AKP’nin kuyruğunda yelken açmalarını önlemenin yolu da, seçimlerde gösterilecek başarı ile ilintilidir. Bu da çok açıktır ki, başarı, öncelikle bütün güçleri eteği altında toplayabilme yeteneğini gösterme ve bunun yaratabileceği sinerji ile sağlanabilir! (*) Seçme değil, atama! Çünkü AKP’lilerin “sadakat” töreninin de kanıtladığı gibi, Meclis’te göstermelik bir seçim olacak! Baykal haklıdır. Erdoğan kendi adaylığını açıklamaktan müthiş korkmakta ve ulusu, sanki Cumhurbaşkanlığı sıradan bir seçimmiş gibi, dünyanın başka hiçbir ülkesinde asla görülmeyecek, tam bir oldubitti karşısında bırakıyor. Bu bile başlı başına ulusa bir hakaret! Çünkü “Ben odunu da göstersem seçilecektir” mesajını veriyor. Ayrıca, son anda başka bir aday gösterme olasılığını ve kişiliğini de yıpratmama seçeneğini elinde tutuyor. Bu da kendi partisine hakaret, ama orada bunu algılayabilecek kimse var mı, bilinmez! KÖKTENDİNCİ TEHDİT ABD Dışişleri Bakanlığı’nca 192 ülke hakkında yayımlanan raporun Türkiye kısmında özellikle dini konularda ilgi çekici unsurlar yer alıyor. Dinsel toplumsal yapıların resmen yasak olduğunun vurgulandığı raporda, tarikat ve cemaatlerin “aktif ve yaygın” olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda, “Birçok önde gelen siyasi ve toplumsal lider, tarikatlar, cemaatler ve diğer İslami cemiyetlerle bağını sürdürüyor” ifadesi kullanılıyor . Tecavüz vakaları aydınlanacak Çeviri Servisi İngiltere’de geliştirilen yeni bir DNA testi, tecavüzcünün sperm izine rastlanmayan vakalarda da suçlunun bulunmasına yardımcı olacak. BBC’nin internetteki sayfasında yayımlanan habere göre bu test, tecavüzcünün kadında bıraktığı meni (ersuyu), bağışıklık ve deri hücreleri gibi kalıntıların izleri sürülerek çok sayıda adli vakanın aydınlığa kavuşmasını sağlayacak. Testi geliştiren Birminghamlı adli tıp uzmanları “Bu sayede yılda ortalama 90 tecavüz vakasında suçlulara ulaşılabilecek” diyor. Ve geçmişte kullanılan DNA tekniğiyle sadece sperm izine rastlandığı zaman kimliği tespit edilebilen suçluların kanunun elinden kurtulmasının zorlaştığına dikkat çekiyor. obursali?cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear