22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

18 Hatem CABBARLI Azerbaycan Strateji Araştırmalar Merkezi Başkanı rmenistan bağımsızlığını ilan etmeden önce Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Volkan Vural, Orta Asya ve Güney Kafkasya Cumhuriyetlerini ziyaret ederken bu ülkelerin devlet yetkilileri ile gelecek işbirliği perspektiflerini müzakere etmişti. Ermeni kaynaklarına göre Vural, Ermenistan ziyaretinde bu ülkenin Türkiye’den sözde Ermeni soykırım propagandasını, toprak ve tazminat taleplerini müzakere edilmesini talep etmiş, karşı taraf ise ekonomik işbirliği problemlerini gündeme taşmak istemiştir. Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik saldırgan siyasetine rağmen ciddi ekonomik ve sosyal sıkıntılar yaşandığı, hatta Ermenilerin açlık ve soğuktan öldüğü 1990’lı yılların ortalarına kadar Türkiye Kars Doğu sınır kapısını açık tutmuş, Ermenistan’a her türlü kolaylığı sağlamıştır. İkili ilişkileri geliştirmek için Levon TerPetrosyan iktidarı döneminde önemli fırsat ortaya çıksa da, Petrosyan bazı iç ve dış nedenlerden dolayı bu adımı atacak cesareti gösterememiştir. Robert Koçaryan ise Türkiye’ye yönelik daha radikal siyaset uygulamış o zamana kadar iki ülke arasında mevcut olan kırılgan ilişkileri, sözde soykırım propagandasını genişleterek önemli derecede zayıflatmıştır. Bu süreçte Türkiye’nin bütün iyi niyetli girişimleri Ermenistan devlet yetkilileri tarafından değerlendirilememiştir. TürkErmeni ilişkilerinde açılım arayışı… C S TRATEJİ davet konusunda çeşitli değerlendirmeler yapılsa da, Türkiye’de mütareke basını ve Ermeni sevdalısı bazı köşe yazarları Sarkisyan’ın bir kaç ay önce ‘Uluslararası alanda ve Türkiye’ye yönelik soykırım propagandasına öncelik vermemiz gerekmektedir’ ifadesini duymazlıktan gelmekte ve iki ülke arasındaki ilişkilerin gerçek tablosunu çizme cesaretini gösterememektedirler. Avrupa ve Amerika kıtasında Ermenistan hükümetinin aralıksız devam eden sözde Ermeni soykırımı propagandasının gölgesinde Sarkisyan’nın Cumhurbaşkanı Gül’ü futbol maçına davet etmesi ve hatta bilet göndermesi hiç de etik bir davranış değildir ve psikolojik taarruzun klasik bir örneğidir. E Sarkisyan’ın diplomasi oyunu Türkiye hakkındaki olumsuz düşünceleri bilinen Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesindeki sıcak mesajları kendisinin içerde sorgulanan meşruiyeti ve ülkesinin bölgesel sıkışmışlığını gidermeye yönelik. Sarkisyan’ın Gül’ü iki ülke ulusal maçına daveti bütün boyutlarıyla düşünülerek alınacak bir karar gerektiriyor. SARKİSYAN YUMUŞUYOR MU? SORUMLULUK İki devlet arasında diplomatik ilişkilerin kurulmaması ve gelişmemesinde politikada bu konudan başarılı bir şekilde kendisine Ermenistan ne kadar sorumluluk sahibiyse, ABD ve siyasi kazanç temin etmeye çalışmakta ve bir Avrupa’daki Ermeni diasporası da en azından o anlamda bunu başarmaktadır. Bölge basınında bu kadar sorumluluk sahibidirler. Hatta zaman Astana’da Gül ve Sarkisyan da bir araya geldi... zaman Ermenistan’ın Türkiye politikasının olumsuz tablosunun çizilmesinde hiç bir hukuki sorumluluk üstlenmeyen diaspora belirleyici güç olarak kendini hissettirebilmektedir. Şubat 2008 devlet başkanlığı seçimlerinden sonra şaibeli bir şekilde Devlet Başkanlığı koltuğuna oturan eski savunma bakanı Serj Sarkisyan Ermenistan’ın güvenlik ve dış, özellikle de Türkiye politikasında şahinler kanadını temsil etmektedir. Sarkisyan ilk günlerde Türkiye ile ilişkiler ve sözde Ermeni soykırımı konusunda ahlaki değerlerden yoksun olan beyanlarda bulunsa da, son zamanlarda tam tersi bir durum söz konusudur. Sarkisyan iki ülke milli futbol takımlarının karşılaşmasını kelimenin gerçek anlamında bir diplomasi oyununa dönüştürmüştür. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü maça davet eden Sarkisyan, dış ve iç Sarkisyan’ın Astana’da Cumhurbaşkanı Gül ile görüşme çabası, jest olsun diye Türkçe konuşmaya çalışması ve bunu başaramaması sonucunda Azerbaycan Devlet Başkanı Sayın İlham Aliyev’in tercüman olarak devreye girmesi de kendisinin samimiyetini kanıtlamakta yetersiz kalmıştır. Gül, Sarkisyan’ın davetini kabul etse de, etmese de Sarkisyan bütün durumlarda bu konudan kendisine yarar sağlayacak, uzattığı zeytin dalının kabul edilmediğini dünya kamuoyuna duyurmaya çalışacaktır. Ancak Cumhurbaşkanı Gül’ün bu daveti kabul etmemesi de aynı zamanda karşı tarafa yönelik bir tavırdır ve onurlu bir davranış olur. Ermenistan Türkiye’ye yönelik politikasını futbol maçı düzeyine indirgeyerek gerçek neden ve etkenleri gizlemeye çalışmaktadır; ancak ay balçıkla sıvanmadığı gibi, Ermenistan’ın sözde soykırım propagandası, toprak ve tazminat talepleri de tabiri caizse ‘futbol sahasında gizletilemez’ kadar büyük ve ağırdır. Türk basınında bu gerçeklerin gündeme getirilmesi gerekirken nedense kamuoyu ‘pembe masallarla ve Kafkas peyniri’ ile uyutulmaya çalışılmaktadır. Gül’ün ziyareti kabul etmesi, ülke içinde ciddi meşruluk problemi ile karşılaşan Sarkisyan’a rahat nefes aldırtır ve konumunu daha da güçlendirir. Bu nedenle de davet yetkili kurum ve kişiler tarafından değerlendirilirken en ince ayrıntıların kadar düşünülmeli ve acele karar alınmamalıdır. Bu bağlamda Azerbaycan’ın böyle bir gelişme karşısında nasıl bir tutum sergileyeceği de oldukça ilginçtir. Azerbaycan devleti soğukkanlı davranarak bunu devlet ciddiyeti ile kabul edebilir, ancak Azerbaycan kamuoyunun bu tür soğukkanlılık sergilemeyeceği muhtemeldir. Bu zaman Türkiye’nin Azerbaycan kamuoyundaki var olan oldukça iyi imajı zedelenebilir. Dostu ve düşmanı tanımak zamanıdır. Bu felsefe insanlar arasında olduğu gibi, devletler arasında da geçerlidir ve kimse bunun aksini iddia edecek kadar akılsız değildir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear