22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

önlenmesi ve ABD ile Irak’taki hapishanelerden... müttefiklerinin küresel çıkarlarını tehdit edebilecek bir güce karşı gerekli önlemelerin yapılmasıdır. 2 Geleceğin şekillenmesinde ABD’nin bugün için karşılaştığı görev, yeni dönemde uzun vadeli ittifakların oluşturulması ve eski düşmanlıkların yeni işbirliğine dönük ilişkilere çevrilmesidir. ABD ve diğer önemli demokrasilerin bir ‘demokratik güvenlik toplumu’nun devamını istemeleri halinde, daha güvenli bir dünyanın oluşması muhtemeldir. Eğer bu demokrasiler ayrı ayrı hareket edeceklerse diğer bazı sorunlar ortaya çıkabilir. 3 [1.] Körfez Savaşı’na neden olan belirli şartlar yeni geçici koalisyonların oluşmasına sebep olabilir. ABD, bu tür koalisyonların değerini arttırmalıdır. Bu durum ABD güçleri için özelleştirilmiş rolleri kapsamasının yanı sıra diğer güçlerle işbirliği pratiklerinin geliştirilmesini de içerir. 4) ABD dünyanın jandarması olamayacağı gibi her uluslararası sorunun çözümünde sorumlu da olamaz; ancak ABD’nin hayati çıkarları, kendisinden farklı çıkarlara sahip ülkelerin engelleyebileceği uluslararası mekanizmaların işleyişine de bağlı olamaz. ABD’nin müttefiklerinin çıkarlarının doğrudan etkilendiği bir durumda, ABD onların da sorumluluğu paylaşmasını beklemelidir ve bazı durumlarda bu ülkeler de öncü rol oynamalıdırlar. Fakat ABD, kendi çıkarlarını tehdit eden güvenlik problemlerine yönelik kapasitesini muhafaza etmelidir. 5 Ortadoğu ve İran Körfezi’nde ABD bölgesel istikrarı gözeterek hareket yeteneğine sahip olması temel prensiptir. dostlarına ve kendi çıkarlarına yönelik tehditleri Bugün için, Baba George H. W. Bush’un bertaraf etmelidir. ABD, bölge petrollerine başkanlık yıllarında hazırlanmış bir belge ulaşmada gerekli olan uluslararası denizyolları ve çerçevesinde, 21. yüzyıldaki ABD dış politika havayollarının güvenliğini sağlamalıdır. ABD, önceliklerini daha iyi değerlendirme şansı bulmak İsrail’in güvenliğine karşı sorumludur ve İsrail’in imkân dâhilinde gözükmektedir. ABD’nin geçen güvenliği için gerekli olan niteliksel sınırı yüzyıldaki rakibi olan Sovyetler Birliği’nin ardılı muhafaza etmelidir. İsrail’in güvenliğine duyduğu Rusya Federasyonu, en azından şimdilik, küresel inanç ve ABDİsrail stratejik ortaklığı tüm anlamda rakip olabilecek görüntüden uzak bir bölgenin istikrarına katkı sağlar. Aynı zamanda, pozisyondayken, ABD’den sonra dünyanın en ABD’nin Arap dostlarının kendilerini saldırılardan büyük ekonomilerini oluşturun Almanya ve korumasına yönelik yardımı, İsrail’in de dâhil Japonya ise askeri güvenlik anlamında hâlâ bu olduğu bölgenin tümünde güvenliği gücün koruması altındadır. ABD’nin savunma güçlendirecektir. harcamalarının boyutu, kendisini takip eden altı Bu anlamda şu tespitler ön plana çıkmaktadır: ülkenin toplam harcamalarına neredeyse eşittir ve bu ülkelerin dördü ABD’nin müttefikidir. C S TRATEJİ 15 11 Eylül saldırılarının ardından yaşanan Afganistan ve Irak deneyimleri, ABD’yi durum değerlendirmesine yöneltmiş görünüyor. Seçimler öncesinde yapılan tartışmalar sonucunda ‘teröre karşı topyekün bir başarı’ yaklaşımı, ‘kontrol edilebilir terör’ hedefine dönüşmüş durumda… sorumluluğuyla karşı karşıya bırakmıştır. Afganistan’da mücadeleyi NATO ile yürüten ABD muharip güç desteğinde istediği sonucu alamazken, 2007 yazından bu yana da İngiliz askerlerinin Basra’dan çekilmesinin ardından Irak’ta da bir nevi izolasyona itilmiştir. Terörle mücadelede yeterli uluslararası desteği bulamayan ABD’nin son dönemlerde ortaya koyduğu süreç mücadelede bireysel hedeflere yönelmesidir. Öyle ki, savaş artık neredeyse terörizmden teröriste kaymıştır. ABD savunma ve güvenlik yapılanması artık, ABD başkanlık seçim sürecinin de dayatmasıyla, neredeyse vahşi Batı dönemindeki ödül avcılığı sistemi ile hareket eder hale gelmiş gözükmektedir. Bunun anlaşılabilir bir yanı, siyasi iradenin başarılarını grafik ve istatistiki düzeyde sürekli olarak kamuoyuna yansıtabilme gayretidir. ABD kurumlarında 11 Eylül 2001’in ardından yüksek perdede dile getirilen terörle savaşta topyekün bir zafer beklentisinin artık kontrol edilebilir/yönetilebilir teröre kaydığını söylemek abartı olamayacaktır. Bu yeni gelişme çerçevesinde de ABD artık küresel çıkarlarında klasik ittifak yapılarından ziyade bölgesel çıkarlara dayalı parçalı ittifaklara doğru bir siyasi zemin arayışına girmiş gibidir. Gelecek yıllar, ABD’nin süper güç olarak konumunu korumasını sağlayacak müttefikler/ortaklar arayışına tanıklık edecektir. Dipnotlar: 1 John J. Mearsheimer, The Tragedy of Great Power Politics, New York, London: W.W.&Company, 2003. 2 John D. Negroponte, Annual Threat Assessment of the Director of National Intelligence for the Senate Select Committee on Intelligence, Şubat 2, 2006. National Intelligence Council, Mappin The Global Future: Report of The National Intelligence Council’s 2020 Project, Pittsburg: Government Printing Office, 2005 ABD ÇIKARLARI ESAS 1 ABD’nin ulusal çıkarları, tüm diğer devletlerin çıkarlarından üstündür ve bu çıkar tanımının yapılması bizzat kendine bağlıdır. 2 ABD’nin bu çıkarlarının oluşturulması ve muhafaza edilmesi esas ilkedir. Bunların korunması için öncelikli tedbirler ABD tarafından alınır ve gerekirse salt o andaki çıkar savunması için uluslararası işbirliğine gidilebilir. Bu işbirliği daimi olmayacaktır ve örneğin uluslararası mekanizmalar gibi, bağlayıcı bir temele oturmayacaktır. 3 Demokrasi, işbirliği için tercih edilebilecek bir modeldir. 4 ABD için Ortadoğu ve İran Körfezi petrol ve doğalgaz nedeniyle özel ve öncelikli bir konumdadır ve bölgenin istikrarının temini ve muhafazası esastır. (İsrail’e yönelik stratejik ortaklık ve güvenlik vurgulaması bölgesel istikrarın temelidir). 5 ABD çıkarlarının korunmasına yönelik olarak askeri kapasitesinin tek başına ve özel amaçlı ‘YALNIZLIK’ SORUNU Tüm bu üstünlüğüne rağmen, 2003 Irak işgali sonrası şekillenen süreçte, ABD’nin karşılaştığı en önemli sorunlardan birisi, "yalnızlıktır". 11 Eylül saldırılarının ardından "Terörle Savaş" mücadelesinde ilk hedef olarak belirlenmiş Afganistan ve Irak’ta rejim değişikliğini göreceli olarak kolaylıkla gerçekleştirmiş görünen ABD, istikrarın sağlanması ve terörün yok edilmesinde aynı başarıyı gösterememiştir. Bu durum ise, terörle mücadelenin uluslararası boyutunda her aktörün kendi terörünü öncelik olarak dayatma çabası neticesinde, "ortak hedefte" uzlaşamamadır. Çıkar çatışmaları ABD’nin uluslararası camiayı kendi belirlediği "terör" ile mücadelede ortak paydada buluşturamamıştır. ABD’nin terörle savaşta izlediği siyasetin gayri hukuki zeminlere oturduğu yönündeki dünyadaki genel algı, "terörle savaş" içinde bulunan bu ülkeyi mücadelesinin ağır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear