Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
da Gürcistan’ın NATO’ya üyeliğinin ABD’ye bağımlılık anlamına gelip gelmediğidir. Nitekim, Putin NATO içinde askeri ve mali konulardan dolayı çok büyük etkinliği olmasına rağmen ABD’nin Gürcistan’ın örgüte davet edilmesi için yaptığı çalışmalar yeterli olmadı. Diğer taraftan NATO her zaman ABD’nin istediği kararları almayabiliyor. Fakat Saakaşvili iktidarının bazı adımları dünyada ve özellikle de bölgede NATO’ya üye bir Gürcistan’ın ABD’ye bağımlı bir ülke olacağı endişesinin oluşmasına neden oluyor. NATO’ya üye olan Gürcistan’ın daha çok ABD’ye bağımlı olacağı ve bu bağımlılığın topraklarını, komşularını tehdit edecek kadar ABD askeri üslerine açacağı ve ABD’nin bu bölgede her adımına onay vereceği endişesini yaratmaktadır. Sadece Rusya değil diğer komşu ülkelerden Türkiye ve Azerbaycan da Gürcistan’ın bu denli ABD’ye bağımlı olma olasılığından rahatsızdır. Kısaca GürcistanABD işbirliği veya Gürcistan’ın NATO üyeliği Gürcistan’da ABD’ye karşı bir bağımlılık yaratırsa Türkiye’nin bölgesel ve hatta ulusal güvenliği zarar görebilir. Unutulmamalıdır ki, Güney Kafkasya devletlerinin tek yönlü dış politika izlemesi ülkenin egemenliğinin ötesinde bölgesel güvenlik için de tehdittir. Örneğin Ermenistan’ın Rusya bağımlılığı sadece Ermenistan’ın Moskova’dan yönetilmesine yol açmadı aynı zamanda bölgesel güvenlik için tehdit yarattı. Tek taraflı bağımlılığın yaratacağı sıkıntılar Gürcistan için de geçerlidir. Ayrıca Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyesi olduktan sonra isimlerinin sık sık ABD’yle anılması da bu endişeyi derinleştirmektedir. Gürcistan’ın NATO üyeliğini ABD’ye bağımlılık şeklinde değerlendirdiğimiz zaman Türkiye’nin Kafkasya kapısının birinin (Ermenistan) Rusya’nın diğerinin ise ABD’nin kontrolüne geçtiğini söylemek hiç de abartılı olmayacaktır. ABD’ye bağımlı, NATO üyesi bir Gürcistan Türkiye’nin sadece Güney Kafkasya politikasını değil aynı zamanda Karadeniz politikasını da olumsuz etkileyecektir. Karadeniz ülkeleri Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyesi olmasıyla birlikte ABD’nin bu ülkelerde kurduğu üsler üzerinden Karadeniz’e gireceği konuşulmaya başlandı. Uzun zamandır askeri gemilerini Karadeniz’e sokmak istemesine rağmen Türkiye ve Rusya’nın karşı çıkması Washington’u durdurabildi. Ukrayna ile birlikte Gürcistan’ın da NATO üyeliği ABD bağımlılığı olarak değerlendirildiği zaman Türkiye’nin Karadeniz politikası zarar görebilir. NATO aracılığıyla Gürcistan’da kurulacak ABD üsleri Türkiye’nin Karadeniz’den çevrelenmesi anlamına da gelmektedir. C S TRATEJİ 19 isteyeceği için Tiflis’in NATO’ya üyeliğine mesafeli davranabilir. Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya gibi ayrılıkçı sorunlarıyla birlikte örgüte üye olması Türkiye’yi bölgedeki istikrarsızlığın içine çekebilir. Gürcistan NATO Antlaşması’nın 5. maddesinin tanımladığı Avrupa alanına yerleşmektedir ve NATO üyesi Gürcistan’daki ayrılıkçı bölgelerde kriz çıkması durumunda NATO’nun Gürcistan’a en yakın komşusu olarak Türkiye’nin destek vermesi gerekebilir. Zira Gürcistan NATO üyeliğini sadece Rusya’ya karşı değil bu ayrılıkçı bölgelere karşı bir destek olarak da görmek istemektedir. Türkiye ise Tiflis’in ayrılıkçı bölgelerle birlikte örgüte üyeliğini desteklememektedir. Fakat krizlere müdahale her zaman olumsuz anlamda algılanmamalı çünkü Rusya ve ABD gibi güçlerin bizzat kriz yaratıp sonra "çözücü" olarak müdahale ettikleri unutulmamalıdır. Diğer yandan Türkiye gelecekte Rusya’ya karşı duruş sergileyebilecek güçlü bir Kafkasya istiyorsa ABD’ye bağımlı olmayan Gürcistan’ın NATO üyeliğini savunabilir. Bu tür bir Gürcistan emperyal emellerini geçici olarak rafa kaldıran Rusya’ya karşı bir tampon bölge olabileceği gibi Türkiye’nin Kafkasya politikasını da olumlu etkileyecektir. Mevcut konjonktürde Rusya’nın Türkiye’ye karşı agresif bir politika izlememesinin nedeni ABD’nin bölgedeki varlığıdır. ABD’nin bölge politikasının tek olumlu tarafı birçok bölgesel rakibi geçici müttefik yaptığı gibi Rusya ile Türkiye’yi de bazı konularda (örneğin Karadeniz’de ABD’ye karşı) geçici müttefik yapmasıdır. Fakat bu müttefikliğin her alanda sürebileceğini ve daimi olacağını düşünmek saflık olur. RusyaTürkiye işbirliğinin devamlı olmadığının örneği tarihte yaşanmıştır. Rusya Bolşevikleri İngiltere’ye karşı mücadelede Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duydukları için Kurtuluş Savaşı’na destek verirken, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra "şartların değiştiğini" öne sürerek boğazlar üzerinde hak iddia etmişti. Mevcut konjonktürde bile Güney Kafkasya sorunlarının birçoğunun Rusya tarafından desteklendiği ve bu sorunların çözüm yollarında Türkiye ve Rusya’nın farklı görüşler benimsediği bilinmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin Kafkasya’da rekabet ettiği Rusya ile ilişkilerinde günü kurtaracak politikalar değil uzun dönemli bir politika yürütmesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki ABD bölgeden çekildiği zaman Rusya Türkiye’ye karşı bu kadar hoşgörülü olmayabilir. Diğer taraftan Rusya’nın bölgede zayıf düşmesi ABD’yi dengeleyecek gücün ortadan kalkmasına neden olur ve ABD’nin bölge devletleri üzerinde baskısı artar. Hem ABD hem de Rusya emperyalist devletler olduğu için her iki güç sadece kendi kontrolünde olan bir Gürcistan isteyecektir. Böyle bir Gürcistan’ın Türkiye’nin bölgesel ve ulusal güvenliğine ters düştüğünü yazımızın başında da ifade ettik. Güney Kafkasya’da jeopolitik mücadele tamamlanmadığı için mevcut konjonktür de fazla süremez. Aslında hem Gürcistan hem de diğer iki bölge devleti açısından en uygun dış politika stratejisi emperyal güçlere karşı mücadele etmektir. Çünkü gerçek bağımsız devlet ancak bu şekilde ortaya çıkabilir. Konjonktürün Türkiye aleyhine sonuçlanmamasının yolu ikinci bir gücün kontrolünde olmayan bağımsız bir Gürcistan’ın varlığından geçer. Bu bağlamda Türkiye’nin Kafkasya siyaseti açısından Gürcistan’ın NATO üyeliği konusunda ortaya çıkan üçüncü bir seçenek ise NATO üyesi olmayıp bağımsız bir dış politika izleyen Gürcistan veya NATO üyesi olup yine bağımsız bir dış politika izleyen Gürcistan seçeneğidir. Bu seçenek Türkiye’nin bölgeye girmeye çalışan emperyal güçlere karşı mücadele etmesi için güçlü müttefik kazanmasına yol açacaktır. Rusya, Gürcistan’ın NATO’ya üyeliğine karşı çıkıyor. ABD Tiflis’in üyeliği için istekli. Buna karşın NATO’nun önemli bazı üyeleri, Gürcistan’ın üyeliğine sıcak yaklaşmıyor. Gürcistan’ın NATO üyeliği, Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeleri de yakından ilgilendiriyor. paya sahip olan BaküTiflisCeyhan Petrol Boru Hattı Projesi ve BaküTiflisErzurum Doğalgaz Boru Hattı Projesi Gürcistan’dan geçmektedir. Rusya’nın Gürcistan’ı tamamen kontrol etmesi ise BTC ve BTE’nin durması ve hatta Azerbaycan’ın bağımsızlığını kaybetmesine kadar gidebilecek bir süreçtir. Mevcut konjonktürün devamı ise Rusya’nın Gürcistan’da kontrolü ele geçirmesiyle sonuçlanabilir. Bu bağlamda sağlıklı bir NATO üyeliği gerçekten Gürcistan için Rusya’ya karşı bir güvenlik çemberi olabilir. ÜYE OLMAYAN GÜRCİSTAN Rusya, Güney Kafkasya devletlerinin bağımsızlıklarını hiçbir zaman hazmedememiş ve Rusya görmezden gelse de artık bağımsız olan söz konusu ülkelerin istikrara kavuşmalarını engellemek için elinden geleni yapmaktadır. Nitekim, Ermenistan’ı kendine daha çok bağlamak için adımlar atması ve ayrılıkçı bölgeler üzerinden Gürcistan ve Azerbaycan’a baskı yapması Rusya’nın Güney Kafkasya’yı kontrol etme isteğinden vazgeçmediğini göstermektedir. Kısaca Rusya’nın Gürcistan’a yönelik saldırgan politikası Tiflis’in ABD veya NATO siyasetinden değil, Rusya’nın Kafkasya siyasetinden kaynaklanmaktadır. Gürcistan’ın NATO ve ABD siyaseti Rusya’nın Gürcistan’a baskı yapması için sadece bir araçtır. Rusya’nın nihai hedefi Güney Kafkasya’nın dünyaya açılan kapısını yani Gürcistan’ı tamamen kontrol etmektir. Rusya, Ermenistan’ın kontrolünü elde tuttuğu için Gürcistan jeopolitiği hem diğer güçlerin Kafkasya’ya girişi hem de Kafkasya’nın iki devletinin Rusya’ya karşı koyabilmesi için hayati öneme sahiptir. Örneğin, Azerbaycan ve Gürcistan’ın bağımsızlığında önemli HANGİ GÜRCİSTAN? Gürcistan’ın NATO’ya üyeliğinin TürkiyeRusya ilişkilerine zarar vereceği düşünülerek Gürcistan’ın NATO üyeliğine karşı çıkılması gerektiği düşünülebilir. Rusya Federasyonu karar vericileri ve Rus aydınları Türkiye’nin ulusal güvenliğini ilgilendiren konularda (Irak’ın Kuzey’i veya doğalgaz fiyatları) Türkiye’nin çıkarlarını gözetmeden kendi ülkelerinin çıkarları açısından davrandığı gibi Türkiye de bu konuda kendi çıkarları doğrultusunda davranmalıdır. Bu bağlamda Gürcistan’ın NATO üyeliğine destek vermek veya karşı duruş sergilemek Rusya’nın tepkisine göre değil Türkiye’nin kendi çıkarlarına göre ayarlanmalıdır. Gürcistan’ın NATO’ya üyeliği süreci Rusya’nın Abhazya ve Güney Osetya üzerinden veya başka denenmiş veya denenmemiş yollardan Gürcistan’da istikrarsızlık yaratmasına neden olabilir. Gürcistan’ın NATO’ya üyelik sürecine bu açıdan baktığımız zaman Türkiye daha istikrarlı bir Gürcistan görmek