Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Turgut A. KARABEKİR turgutk@gmail.com ABD’nin hangi güzergahdan çıkacağı kritik önem taşıyor… C S TRATEJİ bulunmasını kabulleneceğini düşünülmesi cüretkarlıktır. Hele bunun PKK ve sınır sorunlarının, ilerideki ekonomik çıkarlarımız öne sürülerek ima edilmesi bir tehdittir. Kongre tarafından Ermeni önergesini geciktirmek pazarlığına alet etmek ise utanç vericidir. Bugün Türkiye’nin içine düşürülmüş olduğu aczin kanıtıdır. Bizce yazının tercümesi: Şayet topraklarından geçmeme müsade etmezsen ben de senin PKK sorunu çözmem, Kürt ilişkilerini olumlu yola sokmam, ekonomini batırırım, önergeyi geçiririm tehdididir. İma edilen ekonomik çıkarlarımız ve yapay ekonomimiz, Türkiye’nin bütünlüğü ve egemenliği yanında solda sıfır kalır. Yazılardaki hoşgörülere katılmak çıkarlarımıza aykırıdır. Türkiye’nin egemenliğini tehlikeye sokacak hiçbir şey pazarlık konusu edilmemelidir. Seçimlerden sonra oluşacak hükümet kim olursa olsun, Türkiye’nin evvela bütünlüğünün ve egemenliğinin, sonra da çıkarlarının korunmasında halk ve ordu ısrarlı olacaktır. Türkiye, ABD gibi uzun ve sanalolumlu ilişkilerde bulunduğu müttefik karşısında ancak söz sahibi olduğunu gösterdiğinde, hem ilişkilerini olumlu olarak koruyabilecek, hem de kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilecektir. Başkalarının dileklerine boyun eğenler, ne ilişkilerini koruyabilir ne de çıkarlarını. D emokrat ağırlıklı ABD Kongresi, Irak’taki ordusunun 2008 Nisanına kadar tahliye edilmesi kararı aldı. Henüz karara uyacağına dair bir açıklama yapmayan Bush yönetimi, General Petraeus’un Eylülde vereceği raporu bekliyor. Temsilciler meclisi ve Senato, bölgeyi tamamen bırakmanın ABD çıkarlarına aykırı olduğunu bildiği halde, oluşan masraf ve dökülen kanlara karşı halk tepkisi gitgide arttığından, yaklaşan seçimler nedeniyle konuyu politikaya dönüştürüyor. Ordunun, bölgenin enerji kaynaklarını kontrolde tutabilmek ve bu üstünlüğü Rusya ve Çin’e kaptırmamak için orada kalması gerektiğini biliyorlar. Yayınlanan karar, Irakta emniyeti sağlamak için kalacak orduya olan gereği, Bush yönetiminin kanıtlaması şartını koşuyor. Yani ordunun Irak’tan tamamen ayrılmaması için gereken açık kapıyı bırakıyor. Türkiye’nin ‘çekilme’ koşulları TÜRKİYE ÜZERİNDEN ÇEKİLME 9 Temmuz tarihli gazetelerde ABD ordusunun Irak’tan, Türkiye güzergahı üzerinden çekilmesinin düşünüldüğü bildirilmekteydi. Haber, evvelce eleştirilere neden olan Huston İnstitude senaryosu yazısı etkisinde, gene dolaylı bir alıştırma ile karşı karşıya olup olmadığımız sorusunu akla getiriyor. Yazı, Türk yetkililerin Amerikan ordusunun Türkiye üzerinden çıkarılmasına hazırlıklı olmaları gerektiği mesajını veriyor. Bu düşünceyi de New York Times makalesine bağlıyor. Makalede Kürt Irak’taki ABD askerleri... topraklarının çıkış için uygunluğunu, Türkiye'nin üsleri ve limanları kullanılırsa, geri çekilmenin daha hızlı ve güvenli olacağını belirtiyor. Türkiye’nin, her zaman aynı kararlılığı göstermeyen bir müttefik olduğu, ancak diğer ülkeler gibi o da, savaş sonrasının yüküne omuz vermenin "kendi çıkarına olduğunu anlamalıdır uyarısını" yapıyor. Yorumlar ise; ABD'nin Irak'tan çekilmesinin Ankara ile Washington arasında Türkiye'nin üs ve limanlarının kullanımıyla sınırlı bir pazarlıkta kalmayacağını, ABD'nin çekilmesi ardından, Irak'ta iç savaşın yayılarak sınırlarımıza dayanmaması... SünniŞii çatışmasına, KürtArap, KürtTürkmen çatışmasının eklenmemesi... Kerkük'ün statüsünün böyle bir çatışmayı beslemeyecek şekilde düzenlenmesi... Türk yatırımcıları için verimli bir bölge olan kuzeyin kaosa sürüklenmemesi... Buradaki PKK varlığına son verilmesi... Bunları içerecek bir Irak pazarlığının, Türkiye için, 1 Mart tezkeresi öncesi pazarlıktan daha kritik olacağı da dile getiriliyor. 16 Temmuzda Milliyet’te çıkan diğer bir yazıda da, ABD Kongresi’nde bekleyen Ermeni sözde soykırımı önergesi hakkında; "Tasarı demokratik modelin şimdi Kürt bölgesinde denenmesini karşıtlarının son günlerdeki spesifik argümanın ise, 'Irak'tan önerenler olduğunu belirterek, Türkiye’nin Kürt yönetimini geri çekilirken, Türkiye'nin üs ve limanlarını kullanmamız güçlendirecek ve güvenliğini garantileyecek formülleri gerekecek. Tasarı bunu tehlikeye atar; Türkiye'nin K. Irak'a dikkatli bir diplomasiyle önlemesi gerektiğini öneriyor. ABD, müdahalesine karşı telkinimizi de zayıflatır' şeklinde" olduğu Irak’tan çekilirken belki de Türk üslerinden de daha fazla aktarıldı. yararlanmak isteyebileceğini söyleyerek, Kuzey Irak’ta üsten Bu haberler seçimlerle meşgul basınımızda gereken vazgeçilmesi şartıyla bunu kabul etmek olasılığını sorguluyor. alakayı görmedi. Bu da akla haberin zamanlamasının kasıtlı olup olmadığı sorusunu getiriyor. Emekli bir diplomatımızın NUTULANLAR 14 Temmuzda Hürriyet gazetesinde çıkan makalesi konuyu ele aldı. Gazetenin ve sayın diplomatımızın olağan Bu yaklaşımda, ABD ordusunun bizim üstlerimizden daha yaklaşımları çerçevesinde, alıştırma yöntemlerinin devam fazla yararlanmaktaki sakıncaları düşünülmüyor. Bu ülkenin ettiğini de akıllardan çıkarmak güç. Irak’ta yarattığı kaos, PKK’yı görmezlikten gelmesi, halen K. Yazı, 160 bin ABD askerinin ve techizatının ancak Irak’ta büyük bir havaalanının ve üssün inşa edilmekte olduğu Türkiye üzerinden emniyetli olarak çıkabilecekleri tezini unutuluyor. Doğu bölgemize olan tehdit ve tehlikeler ışığında, kabul etmiş görünüp, hayır demememiz gerektiğini BOP’u uygulamak çabasında olan, hala Lozan Antlaşmasını vurgularken; ABD kendinden fazla bölgeye zarar vermiş olsa imzalamamış bir ülkenin ordusunun topraklarımızda etkinlik da, bir müttefike "ne halin varsa gör, benim topraklarımdan ve göstermesinin egemenliğimize olan büyük riski ise limanlarından askerlerini tahliye edemezsin" demenin zor unutulmamalıdır. olacağı belirtiliyor. ABD’nin, Irak’tan çekilirken Kuzey New York Times yazısında, 1 Mart tezkeresini ret eden ve Irak’ta bir üssü elinde bulundurmaya devam edeceğinden İncirlik’i kapatmayı düşünen bir Türkiye’nin, Amerikan bahsedildiğini, Ortadoğu için Irak’ın bütününde kurulamayan ordusunun tümünün topraklarımızda kısa bir süre için bile ABD’de askeri birliklerin ve malzemelerinin hangi güzergahı izleyerek çekileceği yönündeki tartışmalar da alevlenmiş durumda. Türkiye, güzergah sağlama koşulu olarak ulusal güvenlik konularında kazanım elde etmeli. ÇEKİLME DENEYİMLERİ U ABD’nin en az 40,000 askerinin K. Irak’ta uzun yıllar kalacağı şüphesizdir. Geri kalan 120,000 askerin ve gerekçelerinin nereden ve nasıl çıkarılacağı büyük bir sorundur. Biliyoruz ki; 1842’de Afganistan’dan çekilen 16,500 de İngiliz asker ve sivillerinin iki hafta sonra yalnız bir tanesi canlı olarak Celalabat’a vardı. 1988 de SSCB on yıl kaldıkları Afganistan’dan çekilirken savaşmak zorunda kalarak canlarını zor kurtardılar, birçok malzemeyi bırakarak kaçtılar, ABD Saygon’dan çekilirken tam bir hezimete uğradı, dakikalara dönüşen bir aceleyle gizli belgelerini bile geride bırakarak kaçtı. Şimdiden kendisine karşı dört değişik gurup tarafından yönlendirilen saldırılar ışığında, ABD’nin Irak’tan çekilmesinin zorluğu bellidir. Bunun için de ne kadar endişe edilse azdır. Türkiye yukarıdaki yazılardaki yorumlar benzeri bir talebi ret etmelidir. Türkiye ancak kendisinden ön şartsız bir "yardım" isteğini inceleyebilir. Bunu yaparken de beklentilerimiz öncelikle: ? ABD ordusunun geride bırakacağı gereçelerin K. Irak’a ve PKK’nın eline geçmemesini garantilemesi, ? Bir anda 4,000 den fazla askerin topraklarımızda bulunmaması, ? Çekilmenin doksan günde tamamlanması, ? Bu sürede, hiçbir Ortadoğu ülkesine askeri bir harekatın bizim üzerimizden yapılmaması, ? Yollarımıza, limanlarımıza, hava alanlarımıza olagelecek tahribatın peşinen fazlasıyla ödenmesi, ? Türk karşıtı ve bölücü örgütlere doğrudan veya dolaylı yardımların her yerde kesilmesi, ? Bölgenin etnik yapısınınTürkmenlerin haklarının ve mallarının, korunmasının garantilenmesi, ? Lozan antlaşmasının ABD tarafından imzalanması, ABD’yle konuşmalar başlamadan evvel ön şartlardan bazıları olarak ince diplomasi yoluyla bildirilmelidir. Bu süreç içerisinde, çıkış kabul edilsin, edilmesin, Türkiye için en önemli olan sınır ötemizin uzun vadede emniyetini sağlayacak durumu yaratmamızdır. Aksi, başımıza çok büyük dertler açacaktır.