Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 Barış ADIBELLİ Tayvan National Sun YatSen Üniversitesi Misafir Öğretim Görevlisi badibelli@yahoo.com Seçimlere bir yıl kala ABD’nin gözden çıkardığı düşünülüyor… C S TRATEJİ yaşayarak, 1975 yılında hayata gözlerini kapattığında ezeli düşmanı Mao ile yakın müttefiki ABD’nin el sıkıştığını görmüştü. Bu tablo aslında milliyetçilerin geçici olarak geldiği adada sürekli kalır hale geldiğini işaret ediyordu. Bu nedenle, kendisini bağımsız değil de, bir nevi sürgünde hükümet gibi görüyordu. Hatta bu o kadar belirgindi ki Cang Kaysek öldükten sonra mumyalanarak bir gün Çin’de gömülmek üzere saklandı. Bir gün Çin’e döneceklerine inanıyorlardı. Bu inanç, son yıllara kadar devam etti. DIP, Tayvan’ın bu statü belirsizliğine bir son vermek için Tayvan’ın geleceğini referanduma sunmayı planlıyor. Çin, bunu savaş nedeni sayacağını defalarca ilan etmiş durumda. Her seçim arifesinde Çin ile Tayvan bağımsızlık konusunda savaşın eşiğine geliyorlar. Uluslararası hukuk ve politikanın kurallarına göre bu ada Çin’e ait. Türkiye ve ABD’nin de dahil olduğu neredeyse bütün ülkeler Tayvan’ı Çin’in bir eyaleti olarak kabul ediyorlar. Söylemek gerekir ki Tayvan’da da hatırı sayılır Çin’le birleşme yanlısı bir nüfus yasamakta. Bu da kuskusuz politikaya yansımaktadır. Tayvan aslında Uzakdoğu’da ve hatta Asya’da kurulan ilk cumhuriyettir. 23 Mayıs 1895 tarihinde Demokratik Tayvan Cumhuriyetinin kurulusuna ilişkin bir bildiri yayınlanmış ama dünya devletlerinden kimsenin bu yeni cumhuriyeti tanımaması nedeniyle kendiliğinden ortadan kalkmıştır. Buna rağmen, cumhuriyet ve bağımsızlık fikri hiç bir zaman ortadan kalkmamıştır. Japonların teslim olmasından sonra Çin’e devredilen Tayvan’da bir Japon binbaşının ortaya attığı "Tayvan bağımsız bir devlet olmalı" fikri kısa sürede Tayvanlı aydınlar tarafından benimsenmiş. Gerçekte Japonların amacı bu stratejik adanın bir şekilde Çin’den kopartılarak gelecekte yeniden Japonya’nın eski gücüne kavuştuğunda tekrar Japonya’nın kontrolüne girmesiydi. Bugün gelinen noktada Tayvan halkı hala neyin doğru olduğu konusunda karar vermiş durumda değil. T ürkiye’de seçim heyecanının sonuçlandığı şu günlerde bir başka seçim heyecanı da uluslararası politikanın en önemli konu başlıklarından birisi olan Tayvan’da yaşanıyor. Her ne kadar seçimler 2008’de yapılacak olsa da, gerçekten de burada yaşanan politik mücadele Türkiye’yi aratmayacak nitelikte. Tayvan hükümetinin davetlisi olarak bulunduğum Tayvan’da gördüklerim ve duyduklarım Türkiye’de yaşanan politik tartışmalara oldukça benziyor. Bu açıdan, kanaatimce bu benzeşme aslında her iki toplumun da Asyatik özellikler taşıyor olmasından kaynaklanıyor. Tayvan politikasındaki temel tartışma Çin ile birleşme konusu. 1950’den beri bu konu tartışılıyor. 1980’lerin sonuna kadar bu konu bir tabuydu. On yıllarca, Tayvan tek parti iktidarı tarafından yani Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintang) tarafından yönetildi. Burada konuştuğum birçok akademisyen, politikacı ve sıradan Tayvanlının dile getirdiği ortak görüş, Tayvan’ın demokrasi yanlısı, Mao ve Komünist Parti diktatörlüğü karşıtı Çinliler tarafından kurulduğu; ancak Tayvan’daki rejimin baskısının Soğuk Savaş yılları boyunca Mao’nun diktatörlüğünü bile aratır hale geldiğiydi. Sonuç olarak, Milliyetçi Parti’yi eleştiren ve bu partinin dışında bulunanların oluşturduğu Tangwai hareketi ortaya çıktı. Bu hareket, daha sonra 28 Eylül 1986’da Demokratik İlerleme Partisinin (DIP) kurulmasına neden oldu. Partiyi kuranlar hapiste bulunan muhaliflerin aileleri ve onların avukatlarıydı. Bu tarihten itibaren DIP demokrasi yanlısı söylemleriyle dikkatleri ve "öfkeleri" üzerine çekti. Daha önemlisi mevcut hükümet tarafından 1991 yılına kadar illegal olarak görüldü. Liberal politikaları savunan DIP, 1990’larda ana politikasını bağımsızlık söylemi üzerine kurdu. Buna göre DIP, Çin’le nihai birleşmeyi kabul etmiyor, bağımsız bir Tayvan devletinde ısrar ediyor. Bu değişim çok önemli çünkü o güne kadar bağımsızlıktan söz etmek yasaklanmış durumdaydı. Bu ortam içerisinde DIP, 2000 yılında başkanlık seçimini kazanarak Cen Su bian’i devlet başkanlığına taşıdı. Hali Tayvan’da Çin tartışmaları Komünistlerle savaşı yitirmelerinin ardından Tayvan Adası’na çekilen milliyetçiler, bir süre BM tarafından tanınan ülke statüsünde bulundu. Uzun yıllar Komünistleri yenerek yeniden iktidara gelme planları yapan Cang Kaysek, bu ideali taşıyarak yaşama veda etti. Önümüzdeki yıl yapılacak seçimler öncesinde Çin’le birleşme konusu tartışılıyor. hazırda Cen Sui bian ikinci donem başkanlık görevini yerine getiriyor ve bu görev 2008’de doluyor. Tayvan anayasasına göre devlet başkanı ancak iki donem için seçilebiliyor. Tayvan Devlet Başkanı Cen Su bian, çeşitli iddiaların gölgesinde bugüne kadar gelebildi, ancak en fazla dikkatleri çektiği konu Çin ile ilişkiler hakkındaki düşüncesiydi. Cen, referanduma giderek Tayvan’ın bağımsız olarak yola devam etmesi gereğini savunuyor. Burada hemen belirtmek DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI Her şeyden önce, Kuomintang iktidarının yönetimine bakıldığında Tayvan da diğer bir çok Asya ülkesi gibi bir diktatörlük olarak görülüyordu; fakat Tayvan’a özgü bir takım nedenlerden dolayı bu gözardı edildi. Bu baskıyı en fazla halkı yaşamış. Burada sıradan insanlarla konuştuğumuzda hepsi aynı şeyleri söylüyor: "Büyük acılar çektik!" Gerçekten de Mao’nun yapamadığını kendi yöneticileri yapmış. Yaşlı Tayvanlılar, Soğuk Savaş yıllarında ABD tarafından "demokrasinin kalesi ve merkezi" olarak gösterilen ülkelerinin, aslında açık hava hapishanesinden farkı olmadığını söylüyorlar. Bugün dahi ABD tarafından basta Çin olmak üzere Asya’nın birçok ülkesine örnek olarak gösteriliyor. 2000’li yıllarda iktidarın el değiştirmesiyle Tayvan’da da müthiş bir demokratikleşme süreci yaşanmaya başlamış, bununla birlikte ülkenin ekonomisi de zayıflamaya başlamış, yolsuzluk olayları artmış. Mevcut hükümet ekonomik ve toplumsal sorunlardan dikkatleri başka tarafa çekmek için ara ara Çin ile ilişkileri gerginleştirdiği Chen Su bian gerekir ki, Tayvan adasında kurulan Çin Cumhuriyeti aslında geçici bir süreliğine kurulmuştu. İç Savaşta komünistlere yenilen milliyetçiler Tayvan’a geri çekildiler. Buradaki amaçları ABD’nin de yardımıyla yeniden toparlanıp komünistlere saldırmak ve Çin’i onlardan tekrar almaktı. General Cang Kaysek, bu hayalle