22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 C S TRATEJİ ABD’nin bölgesel ve küresel İki farklı senaryo’da Dr. Nejat TARAKÇI İzmir Ekonomi Üniversitesi UAİ Bölümü ntarakci@gmail.com K uruluş yıllarında ABD’nin idari, hukuki ve ekonomik sistemi, öncelikle bireyi esas alan sosyal ağırlıklı bir doktrine dayanıyordu. Ama giderek yönetimde "Finans Kapital"in hegemonyası öne çıktı. Buna paralel olarak politik yapıyı ve yönetimi belirlemede de bu güçlerin istek ve çıkarları ön plana çıktı. Her iki dünya savaşında Avrupa’yı istiladan kurtaran ABD, aynı zamanda Uzakdoğu ve Ortadoğu kaynaklarının Batı kontrolünde kalmasını sağladı. 50 yıl süren Soğuk Savaş dönemindeki BatıSovyet çekişmesi yüzünden Türkiye gibi kalkınmakta olan ülkeler çok acı çektiler. Her iki taraf da, bu ülkelerin hiç bir zaman tam anlamıyla ekonomik gelişme ve kalkınmalarına izin vermedi. Maalesef, Atatürk’ten sonra, Türkiye de, yaptığı bir dizi ikili anlaşmayla eğitimden ekonomiye, tarımdan güvenliğe kadar tam anlamıyla ABD hegemonyasına girdi. ABDTürkiye tek taraflı "stratejik ilişkileri" 1974 sonrası ambargo dönemi hariç,(1) 2000 yılına kadar inişli çıkışlı da olsa iyi bir seviyede cereyan etti. 2003’de Irak harekatı için Türk topraklarının kullanılmasına izin verilmemesini takiben, Süleymaniye’de Türk askerlerinin tutuklanması ve PKK’ya karşı ABD’nin kayıtsız kalması, ABDTürkiye ilişkilerini olumsuz yönde etkiledi. ABD’nin Türkiye’deki saygınlığı tarihteki en kötü duruma geriledi. ABD’nin Irak’taki başarısızlığına ek olarak, tırmanan İranABD gerginliği ortamında, ABDTürkiye ilişkileri global ve bölge dengeleri açısından son derece kritik bir aşamaya gelmiştir. ABD’nin küresel hedefleri ve mevcut durumu, Türkiye’de bu ülke ile ilgili biri olumlu biri olumsuz iki senaryoyu gündeme getiriyor. Türkiye’nin izleyeceği yol, takınacağı tavır, geleceği açısından önem taşıyor. nılmaktadır. Bunlar; ? FinansKapital Sistem ? Petrol Endüstrisi ? Silah Endüstrisidir Birbirlerine entegre ve etkileşim içinde çalışan, Petrol ve Silah endüstrisini, bunlardan bağımsız konumdaki FK Sistem kontrol etmekte ve yönlendirmektedir. En tepede FK bulunur, diğer unsurlarsa, birbiriyle iç içe geçmiş hissedarlık ilişkileri ve diktatörlükler yoluyla FK’ye eklemlenir. FK, bankacılık ve sigorta sektörünü kontrol ederek global sermayeye yön verir. İnanılmaz büyüklükteki servetleri kontrol eden dev petrol tekelleri, bu serveti kasasında tutan FK Sistemin bankalarına girift bağlarla bağlıdır. Yüz milyarlarca dolar, Londra; Frankfurt, Paris, Newyork, ve özellikle ABD’deki Citicorp, Bankers, Trust, Manufactureres Hanover, Chemical Bank; Morgan Guaranty, Chase Manhattan vb. gibi bankalara hiç bir engelle karşılaşmadan ulaşmaktadır.(2) Global ABD Dokrininin en önemli unsurları olan Silah ve Petrol Endüstrinin FK ile nasıl bir işbirliği içinde olduğu şu anda yaşanmakta olan Irak örneğinde açıkça gözlemlenebilmektedir. Bu stratejinin ABD nezdinde ne anlama geldiği ve başarılı olması için hangi seviyede fedakarlıkların veya acımasızlıkların sergilenmesi gerektiği Vietnam, Afganistan ve Irak örneklerinde açıkça görülmektedir. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) haritalarının mimarı Amerikalı Albay Ralph Peters(3) daha binbaşı rütbesinde iken şöyle yazmıştı(4) "Amerikan ekonomisi adına, dünyanın güvenliğinin kalıcı olmasını sağlamak, Amerikan ordusunun görevlerinden biridir. Bu uğurda makul sayıda insan öldürmeye hazırız." 1996 yılında, CBS kanalındaki "60 dakika" programında zamanın Dışişleri Bakanı Madeleine Allbright’a şu soru sorulmuştu: "Irak’ta 500.000 çocuğun öldüğünü duyduk. Hiroşima’da bundan daha az insan ölmüştü. Elde edilenler bu bedele değer mi?" Allbright bu soruyu şöyle yanıtladı: "Bu zor bir soru. Ama evet; elde edilenlerin ödenen bedele değdiğini düşünüyoruz."(5) 2003’ten bu yana Irak’ta ölenlerin bir milyonu geçtiği dikkate alındığında, Amerikanın Global Doktrininin pervasızca uygulandığını söyleyebiliriz. Peki bunun neyin bedeli olduğuna veya neye değdiğine bir bakalım. Irak ve Afganistan’da, başını KBR/Halliburton ve Bechtel’in çektiği 10 Amerikan şirketi yüklenici olarak faaliyet göstermektedir. Halliburton ve Becthel daha Ekim 2003’te, yani, ABD’nin Irak’a saldırısından sadece 7 ay sonra 3.3 milyar doları geçen ihaleler kazanmışlardır. Yaklaşık 70 Amerikan firması bu sözleşmelerden 8 milyar dolar kazanacak. Bu şirketlerin yüzde 60’ının üst düzey yöneticileri, önceden Amerikan hükümeti ya da Pentagon için çalışıyorlardı. Ayrıca bu şirketler Bush’a seçimlerde yarım milyar dolardan fazla destek vermişti. Halliburton’un başında 2000 yılına kadar şimdiki başkan yardımcısı Dick Cheney bulunuyordu. Irak’taki inşa sözleşmelerinin çoğunluğunu Bechtel aldı. Şirketin çok uluslu ChevronTexaco ile ilişkisi vardı. Şimdiki Dışişleri Bakanı Rice, 9 yıl önce Chevron’da yönetim kurulu üyesiydi. Bechtel’in yönetim kurulunda ise aşağıdakiler bulunmaktadır. ? George Shultz; Reagan döneminin Dışişleri Bakanı, Nixon döneminin Maliye Bakanı ? John McCone; CIA eski şefi ? Casper Weinberger; eski Savunma Bakanı ? Jack Sheehan; NATO eski Başkomutanı(6) Pentagon harcamalarında ise Northrop Grumman, Boeing, Raytheon, Locheed Martin, General Dynamics şirketleri başı çekmektedir. Bunlar, eski üst düzey yöneticilerini Bush hükümetine sokmuş durumdadırlar.(7) IRAK NEDEN ÖNEMLİ? Savunma Bakanı Rumsfeld, "Irak’ta kazanırsak, bölgedeki tüm yönetimleri, yerlerine demokratik yönetimler kurmak üzere, sarsabilir ya da devirebiliriz" diyordu. Gerçekten Irak, 100 yılı aşkın ömürlü petrol rezervleri ile dünya petrolünün yüzde 10’una sahiptir. Kuveyt’i işgalini sürdürebilseydi küresel petrol rezervlerinin beşte birine sahip olacaktı. Buna S.Arabistan’ı da eklersek yüzde 50’lik bir kontrol söz konusu olacaktı. Bu kaynağın ABD’nin kontrolünden çıkması demek, takip eden 10 yıl içinde ABD’nin sıradan bir devlet haline gelmesi demektir. 1990 yılı itibariyle küresel rezervlerin yüzde 3.4’üne sahip olan ABD, üretilen petrolün yüzde 14’ünü kullanmaktadır. Takip eden 10 yıl içinde bu gereksinimin yüzde 20’lere tırmanacağı değerlendirilmektedir ABD’NİN GLOBAL DOKTRİNİ ABD Global Doktrini; finansal, ticari, teknolojik ve askeri yönden dünya liderliğini sürdürmek, kendisine rakip olabilecek devlet veya devletler grubunun aktif hale gelmesini önlemektir. Bu doktrin, zamanın Savunma Bakanı Dick Cheney ve arkadaşı Paul Wolfowitz ve Lewis Libby tarafından 1997’de hazırlanan Savunma Planlama Kılavuzu’nda (Defense Planning Guide) açıkça belgelenmektedir: Savunma Stratejimizi yaparken temel kaygımız, bizimle boy ölçüşmeye kalkacak bir süper gücün ortaya çıkmasının önünü kesmektir. Hammaddeleriyle bir dünya gücünün yaratılmasına hizmet edebilecek bu bölgeye, bize düşman bir gücün egemen olmasına engel olmalıyız. Bu temel doktrin çerçevesinde oluşturulan ana strateji için, güç ve kaynak olarak üç temel unsur kullaABD’nin yoksullaştırdığı Irak... SERMAYE KAR VE POLİTİKA Jeolojik koşullar nedeniyle kolay üretilen Ortadoğu petrolü, dünyanın diğer yörelerine göre 3.5 misli daha fazla kar getirmektedir. ABD petrol endüstrisinin Ortadoğu’daki yatırım getirisi yüzde 79’ları bulmaktadır. Madencilik sektöründeki yatırım getirisinin yüzde 13.5 olduğunu dikkate alırsak, paylaşılacak pastanın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Petrol ve silah endüstrisi aracılığıyla sermayeyi kontrol eden FK Sistemin yüksek kar hırsı ister istemez Karl Marks’ın "Kapital" adlı eserinden bazı bölümleri hatırlatıyor; ? Sermaye, çok küçük bile olsa kardan asla vazgeçmez. ? Yeteri kadar kar, sermayeyi pervasız hale getirir. ? Yüzde 10 kar garantisi, onun herhangi bir yere girmesini sağlayacaktır. ? Yüzde 20 kar garantisi açgözlüleşmesine, yüzde 50 kar küstahlaşmasına yol açacak, yüzde 100 onu, tüm insanlık kurallarını çiğnemeye hazır hale getirecektir. ? Kar garantisi yüzde 300’e çıktığında ise, artık vicdanını rahatsız edebilecek hiçbir suç kalmadığı gibi, sahibinin asılması riski de dahil olmak üzere, hiç bir tehlike gözünü korkutmaya yetmeyecektir.(8) ? Şu anda dünya GSH’nın yüzde 25’ni üreten ABD payının, 2020’lerde yüzde 1015’e yani Almanya ve Japonya seviyesine düşeceği tahmin edilmektedir. Bunun anlamı askeri harcamalarının daha fazla kısılması demektir. CIA bu düşüşü kaygı verici buluyor. Bu gelişme, do
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear