Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net HongKong modeli konuşuluyor… C S TRATEJİ UZUN, İNCE BİR YOL Kosova bağımsızlığa yaklaştıkça bağımsızlığa giden yolun ne kadar uzun olduğunu fark ediyor; yol uzadıkça uzuyor. Öyle ki başlangıçta olmadığı kadar uzaklaşıyor bağımsızlık günleri. İki taraf da açıkça reddetse dahi masaya gelen kimi öneriler 120 gün gibi aslında oldukça kısa bir müzakere süreci açısından nedense gereğinden uzun tartışılıyor. Taraflar açıkça reddettiği için hayat bulması imkansız görünen önerilerin iki haftayı aşan tartışmaları da basın önünde oluyor genelde. Amaç belki de bir ayrılıkçı gruba uluslararası anlaşma ile parçası bulunduğu devletin hilafına bağımsızlık verilmesine açıktan karşıt olanlar ile buna özünden çekimser yaklaşanları her ihtimalin konuşulduğuna ve her modelin tartışıldığına ikna etmektir. Bütün olasılıkların elden geçirildiğine dünya basınının tanıklık edeceği görüşme sürecinin hedefinde sadece Rusya’nın bulunduğu düşünmek mümkün değil. Troyka’yı oluşturan üçlüde Rusya’nın temsilcisi de bulunuyor ne de olsa. Alexander Botsan Kharchenko’nun sürecin amacından uzaklaştığı yönünde bir itirazı da bulunmuyor. Kosova’ya bağımsızlık verilmesinden başka bir çarenin bulunmadığına bütün ihtimallerin gözden geçirilmesi ardından mecburen karar verilmesi halinde işin doğası gereği zaten bağımsızlığa gittiği belli olan süreçten Rusya’nın da saygınlığını yitirmeden sıyrılabilecek olmasının hesaba katılması herhalde sadece şeytanın aklına gelirdi. Dolayısıyla sürecin Rusya’yı sorundan çıkış için başka bir yolun olmadığına ikna etmek için diğerleri tarafından tasarlandığına düşünmekle yetinmek gerekiyor. Dünya kamuoyu da Arnavutlar gibi bir şekilde Kosova’nın kaçınılmaz olarak bağımsız olacağına inanıyor. Özellikle ABD’nin oldukça açık ve net, AB’yi oluşturan devletlerin çoğunun da mümkün olduğunca açık bir şekilde bağımsızlık konusunda Kosova’ya verdiği destek bu inancı güçlendiriyor. Madalyonun tersinden bakıldığına ise mutlak bir bağımsızlıktan ziyade hangi biçimde olursa olsun "genişletilmiş bir özerkliğin" Kosova’nın gerçeği olduğu anlaşılıyor. Adı "özerk bölge" olursa Sırbistan’ın parçası olmayı sürdürecek. Bağımsızlık mücadelesi ise sürecek diplomasiyle ya da silahla. Adı Ahtisaari planı uyarınca "çok etnikli / çok kültürlü devlet" olduğunda ise birden uluslararası toplumu temsilen Batı’nın Kosova üzerinde denetim hakkı doğacak. Üstelik sadece dışişleri ve savunma ile sınırlı biçimde değil eğitimden yargıya, sağlıktan mali sisteme ve hatta anayasanın hazırlanmasından milli marşın seçimine dek bağımlı olacak adı bağımsız olsa da. Bu çağda sorunlar küreselleştikçe çözümler de küreselleşiyor; uluslararası toplum adına bazen beş devlet bazen iki devlet problemleri çözüyor hakça. Bağımsızlık ateşiyle yanan Kosova halkının falında "bağımlı entegrasyon" görülüyor, Sırbistan’la ya da onsuz. osova’nın bağımsızlık ile (çok) genişletilmiş özerklik arasında gidip gelen kaderi gizemini sürdürüyor. Doğrusu Priştine de Belgrad da gün geçtikçe kendi tezlerinin daha da güçlendiğini düşünüyorlar. Haksız da sayılmazlar. Kosova’nın her koşulda bağımsız olacağının ABD yetkililerince defalarca açıklandığı bu dönemde Sırbistan da gerçekleştirdiği temaslar neticesinde saflarını bağımsızlık karşısında belirleyen destekçiler buldu. Öncesinde ne bağımsızlık desteği bu denli açık bir şekilde ifade edilmişti ne de Sırbistan’ın toprak bütünlüğüne böylesi bir müdahalenin yaratacağı dengesizlik bu denli vurgulanmıştı. Sorunun iki tarafı da doğru yolda olduğunu imgelerken uluslararası toplum adına arabulucu rolünü üstelenen Temas Grubu Troykası da görüşmelerde herhangi bir ilerleme sağlanamamasına karşın sürecin iyiye gittiği imajı oluşturmaya çalışıyor. Ancak iyileşme belirsizliğini koruyor şüphesiz. Konu Kosova Sırplarının selametiyse zaten müzakerelerin uzamasına sebep olabilecek mahiyette anlaşmazlık söz konusu değildi. Ahtisaari hazırladığı planda ayrıntılı biçimde konuyu tartışmasız bir çözüme ulaştırmıştı. Ancak anlaşmazlığın özünü "bağımsızlık" meselesinin oluşturduğu dikkate alınırsa kimsenin bir adım geri atmaya niyetinin olmadığını hatırlamak gerekir. Yine de görüşmeler çay toplantılarından ibaret değil elbette. Kosova ve Sırbistan yetkilileri arasında konuşulacak bir mevzu kalmamış olsa da müzakere masasına çeşitli öneriler getiriliyor. Kosova’nın Sırbistan’a sınırı olan ve Sırpların yoğun yaşadığı bölgelerin Sırbistan’a bağlanması gibi önerileri tartışacak ciddiyette bulan ise Troyka sözcüleri oluyor genelde. BM eliyle ya da onsuz, bir şekilde mutlaka bağımsız olacağına inanan Kosova, bir aya kadar gerçekleşecek seçimlere odaklanmışken önerilerin ham halini dünya kamuoyunun dikkatine sızdıran da Sırbistan basını oluyor genelde. Altını yumuşakça çizmek gerekir ki duruşunun güçlendiğini dile getirmekle birlikte kendi hayaline kendisi inanamayan taraf olması bakımından da zayıf halka Sırbistan yine. K Bağımsızlık yolu uzayan Kosova Çin’in teklifiyle, HongKong modelinin uyarlanması ihtimali Kosova’dan bahsetmenin yeni gündem maddesi oldu. Büyük Britanya Krallığı’na bağlı sömürge olan HongKong 1997’de 50 yıl için Çin’e bağlanmış, 2047’ye dek savunma ve dışişleri haricindeki tüm egemenlik yetkileri ise kendinde kalmıştı. bağlanmıştı. 2047’ye dek savunma ve dışişleri haricindeki tüm egemenlik yetkilerini kullanabilecek olan HongKong resmi olarak Çin’in parçası ancak kendi polis gücüne, yasal, ekonomik ve mali sistemine sahip. Bu, Sırbistan’ın "bağımsızlıktan az özerklikten çok" söylemi ile propagandasını yaptığı "bağsız entegrasyon modeli" için biçilmiş kaftan. Sırbistan’a göre bu yüzde 95 bağımsızlık anlamına geliyor; dışişleri ve savunmanın payını çok fazla küçümsemiş olsa da. Troyka arabuluculuğundaki görüşmeleri sadece "iki egemen devlet" arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi olarak gören ve bağımsızlık meselesinin tartışılmasını imkansız bulan Kosova’nın öneriyi geldiği hızla reddetmesi de beklenmedik bir gelişme değildi. HONGKONG MODELİ Kosova sorunu ABD ve Rusya arasında bir çekişme olarak sergilenirken sadece BM’deki veto hakkı nedeniyle değil sürecin emsal oluşturmasından rahatsızlık duyması için yeterli sebepleri olması bakımından da sahnede olması gerekirken geri planda kalmayı tercih eden Çin, Troyka’nın önüne getirilen yeni bir öneriyle anılıyor masada. HongKong modelinin uyarlanması ihtimali Kosova’dan bahsetmenin yeni gündem maddesi oldu. Büyük Britanya Krallığı’na bağlı sömürge olan HongKong 1997’de 50 yıl için Çin’e