27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Çukurova ‘biyodizel’e hazırlanıyor Vural KÖSE Avusturya’da biyoyakıtların hep yerli üretime dayandığını görüyoruz ki, bize göre de doğrusu budur." A DANA Çukobirlik Genel Müdürü Fevzi Kılıç, yağlı tohum bitkilerinin tüm dünyada giderek önem kazandığı günümüzde, ülkemizde gerek üretici, gerek yağ sanayicisi cephesinde karşılaşılan sorunların arttığına ve bunların çözümü için yoğun çaba harcanmasına karşın beklenen sonuçların alınamadığına dikkat çekerek, "Ülkemiz bir tarım ülkesi olmasına ve nüfusu hızla artmasına rağmen, bitkisel yağ açığımız her geçen gün daha da artıyor. Bunun sonucunda dışa daha bağımlı hale geliyoruz. Gelinen nokta ürkütücü boyutlarda" dedi. Kılıç, dünyada ve ülkemizde "Biyoyakıt"a ilginin giderek arttığını da sözlerine eklerken, "Biyodizel"in de önemli hammaddesi olan yağlı tohum içeren bitkilerin üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini savundu. Türkiye’nin günümüzde yaklaşık 1 milyon ton yağlı tohum ve ham yağ ithal ettiğini, ortalama 1 milyar dolar ödediğini kaydeden Kılıç, bunun tarımımız ve ekonomimiz açısından düşündürücü olduğunu söylerken şöyle devam etti: "Ülkemizdeki tarım politikalarının süreklilik arz etmemesi ve yağlı tohumlara uygulanan desteklemelerin sık sık yeni baştan düzenlenmesi, sorunun çözümü yerine daha da büyümesine neden olmaktadır. İşte tam bu noktada 2005 yılı için; bir önceki yıla göre yüzde 40’lık bir artışla sertifikalı pamuğa kilogram başına 32, ayçiçeğine 17.5, soyaya 43’lük artışla 24 Ykr, kanolaya 20 Ykr, mısıra da 5 Ykr prim verileceğinin açıklanması, Çukobirlik camiası ve üretici ortaklarımızı biraz olsun sevindirdi. Yağlı tohum bitkilerine uygulanan primlerin yeterli düzeyde olması, zamanında ödenmesi ve kalıcı hale getirilmesi, yakın gelecekte yağ açığımızın kapanmasına, bunun da ülke çiftçisi ve ekonomisi açısından iyi sonuçlar doğuracağına inanıyorum." Dünyada ve ülkemizde "Biyoyakıt"a ilginin giderek arttığını, bu nedenle, "Biyodizel"in de önemli hammaddesi olan yağlı tohumlu bitki üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini söyleyen Kılıç, şunları söyledi: "Biyodizel üretimi için ülkemizde öncelikle ‘Yağlı tohum politikaları’nın gözden geçirilmesi ve bazı radikal önlemler alınması gerekir. Bunun için kanola, aspir, ayçiçeği, soya gibi yağlı tohum bitkilerinin üretiminin teşvik edilmesi, yeterli düzeyde desteklenmesi gerekir. Biyoyakıt üretiminin, yasal prosedürlerin tamamen bitirilmesiyle yakın gelecekte yaygınlaşacağı gerçeği göz önüne alınırsa, gerekli önlemler alınmadığı ve yerli yağlı tohum bitkileri teşvik edilmediği takdirde, ithalatın daha da artması kaçınılmazdır. Bu arada, Petrol Piyasası Yasası’nda ve Enerji Verimliliği Kanunu'nda biyodizel üretiminin yerli üretime dayalı olmasının ifade edildiğini memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. Zaten Amerika’da, Avrupa Birliği ülkelerinde, özellikle bu işin liderliğini yapan Almanya, Fransa ve Çukobirlik biyodizel üretecek mi? Avrupa Birliği’nin 2010 yılına dek biyoyakıt ürünlerinin kullanım oranını, petrole dayalı akaryakıt ürünleri arasındaki payını yüzde 5’lere çıkarmayı hedeflediğini, bunun tarım sektörüne de belirli bir hareketlilik ve canlılık getireceğine dikkat çeken Çukobirlik Genel Müdürü Fevzi Kılıç, kurum olarak ülkemizdeki biyoyakıt üretiminin tamamen yerli tarıma dayandırılmasını ve bunun altyapısının şimdiden yeterli teşvik ve destekle oluşturulmasını dilediklerini ifade etti. Kılıç, "Çukobirlik olarak; yağlı tohum bitkilerindeki açığımız nedeniyle ayçiçek ve kanola’yı (Kolza) da alacağımız ürünlere dahil ettik.Ortalama yüzde 42 oranda yağ içeren, hem mutfaklık yağ, hem de biyodizel için önem arz eden bu ürünleri bölgemizde teşvik ediyor, dileyen ortak üreticilerimize diledikleri kadar tohumluk veriyor ve yetiştirdikleri ürünlerin tamamını almayı taahhüt ediyoruz. Çünkü, tarımımızın geleceği için yağlı tohum bitkilerinin büyük önem taşıdığını biliyoruz" dedi. Yağlı tohum bitkilerinin teşvik edilmesi durumunda, bir yandan bitkisel yağ ithalatının büyük oranda azalacağına, diğer yandan yağ sanayicileri ve biyodizel üreticilerinin gerekli hammaddeyi iç piyasadan sağlayabileceğini Çukobirlik, yağlı tohum bitkilerindeki açık nedeniyle ayçiçek ve kanolayı da alacağı ürünlere ekledi anımsatırken, çiftçinin de desteklenmiş olacağını, tüm bunlar üst üste konulduğunda ise, bundan Türkiye ekonomisinin kazançlı çıkacağını kaydeden kılıç sözlerini şöyle tamamladı: "Birliğin ortak üreticilerinin girdi maliyetlerini azaltmak amacıyla biyodizel üretmeyi planladık. Ancak, ÖTV oranında belirlenen yüksek rakam şimdilik bizi frenledi. Muhtemelen yaz sezonunda biyodizel üretip dağıtmayı planlamıştık. Böylece, tarlada çiftçilerin ürettiği yağlı tohumları, yine üreticilerin lehine kullanarak yeni bir destek kapısı açmış olacaktık. Yüzde yüz yerli ürünlerin kullanımıyla elde edilecek biyodizel için Merkez Yağ Fabrikası’nın yanına yeni bir tesis kurmayı planladık. Yıllık 40 bin ton kapasiteli tesisin inşaatına kısa sürede başlayacak, bunun için yağ fabrikasının tanklarından da yararlanacaktık. Biyodizel üretimi için gerekli yasal başvurularımızı yapmış bulunuyoruz. Zaten bakanlık ve hükümet de, birliklerin ortak üreticilerine biyodizel üretip vermesi işine sıcak bakıyor. Ne var ki, biyodizelde uygulanacak ÖTV oranının 65 Ykr. olarak açıklanması, doğrusu bu konudaki hevesimizi kırdı. Hiç olmasa biyodizel üretecek TSKB’lerin ÖTV’den muaf tutulmasını diliyoruz. Çünkü birlikler, bir yerde devlet adına çiftçiye destek sağlamaktadırlar. ÖTV’de değişiklik olmaması durumunda, biyodizel üretimi konusunu yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağız." Biyodizel, açığı artıracak Çukobirlik yetkilileri, biyodizelin de önemli hammaddesi olan yağlı tohum içeren bitkilerin üretiminin teşvik edilmesi gerektiğini savunuyorlar. 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear