Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VENİZELOS’TAN LLYOD GEORGE’A MUHTIRA Yunan Başvekili Elefterios Venizelos, İngiltere Başvekili Lloyd George’un kendisinden “Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili meselelerin, ne yolda en iyi düzenlenebileceği hakkında” istemiş olduğu muhtırayı 2 Kasım 1918 tarihli bir mektup eşliğinde iletmişti. Venizelos muhtırada özetle şunları söylüyordu: “Bu imparatorlukta 1.5 milyon Ermeni ve 2.5 milyon Rum bulunmaktadır. Bunların harpten evvelki sayıları bu idi. Türkler tarafından harp içinde bunların ne kadarı yok edildiğini katiyetle göstermek güçtür. Türklerin kötü idaresi Hıristiyanlar üzerinde devam ettikçe, ardı kesilmez ihtilaflar olacak ve bu, umumi sulhun üzerinde aksi tesirler yapacaktır. Hıristiyan ahalinin üçte birine varan büyük bir kısmının yabancı illere tard edilmiş veya bu illerde kendiliğinden melce aramış olması veya imparatorluğun uzak vilayetlerine sürülmüş bulunması olayı, kendi başına gösterir ki, Osmanlı İmparatorluğu’nu muhafaza etmek mümkün değildir. Çünkü bütün gidenlerin yurtlarına dönmeleri meselesini bu, halledilmez bir hale koymaktadır. Kabul edilmesi lazım gelen hal çaresi hangisidir? Bu hal çaresini Reis Wilson’un programında ‘Şimdiki Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk mıntıkalarına, münhasır bir Osmanlı İmparatorluğu’nu kabul eden ve halbuki şimdi Türk idaresi altında bulunan diğer milletlere, mutlak bir varlık emniyeti ve muhtar surette inkişaf etmenin tam imkânı temin edilmek lazım geleceğini’ ileri süren 12. maddenin kadrosunda bulmak kabildir. Bu prensibi tatbik etmek için, Osmanlı İmparatorluğu’nun, Ermeni ve Rum ekseriyetinin oturduğu kısımlarını mümkün olduğu kadar tayin eylemelidir. Ermeni meselesine gelince, eğer İtilaf Devletleri’nin ve Amerika’nın uğruna savaştıkları prensiplere tevfikan eski Rus İmparatorluğu’ndaki Ermenilerin Türkiye’deki ırkdaşlarıyla birleşerek bir devlet teşkil etmelerine müsaade edilseydi, meselenin halli daha kolay olurdu. Türkiye Ermenilerine karışmış Kürtleri de içine alacak bu devlet, ancak bu suretle bir Ermeni çoğunluğuna dayanabilecek ve yaşayabilecektir. Rum meselesine gelince, bu üç bin seneden beri Rum ahalinin oturduğu ve tamamiyle Yunani bir mahiyet verdiği Batı Anadolu’nun Yunanistan’a ilhakı yoluyla halledilmek lazımdır. Rodos karşısındaki Makri (Fethiye) Körfezi dibindeki Makri şehrinden Marmara Denizi’nde Artakioi’ye kadar olan sahada 8.1 milyona varan kesif bir Rum ahali vardır. Bunların 514 kilisesi, 75 bin öğrenci okuyan 454 okulu vardır... Bu Yunani bölge dışında Anadolu’da daha 800 bin Rum kalacaktır. Diğer taraftan bu bölgenin sınırlandırılması, hemen eşit sayıda Osmanlı ahaliyi de içinde bırakacaktır. Bu suretle müstakbel Osmanlı İmparatorluğu, Anadolu’nun Yunanistan’a verilecek kısmı ile, Ermeni devleti arasındaki kısımda kalacaktır. Bu Osmanlı Devleti, çoğunluğu Türk altı milyonluk İslam ahaliyi ihtiva edecektir. 800 bin Rumu dahi ihtiva edecek ise de Anadolu’nun Yunani kısmı da hemen aynı miktarda Müslüman ahaliyi havi olacağından, sulh muahedesine bunların Türkiye’ye göçmek arzusunu göstermeleri halinde Yunan Hükümeti tarafından gayri menkul mallarının satın alınması mecburiyetine dair bir madde koymak muvafık olacaktır. Buna mukabil Türkiye hükümeti de müstakbel Türk devletinin sınırı içinde kalacak Rumların gayri menkul mallarını satın almağa mecbur olacaktır... İleri sürülen hal çaresine yapılabilecek tek tadil, Anadolu’nun batı kısmını Yunanistan’a ilhak etmek yerine muhtar bir devlet haline koymaktan ibaret olabilir, fakat buranın Yunanistan’a ilhakından ziyade bu şekilde halledilmesini kabul ettirecek delil bulmak güçtür. Bu muhtar devletin, ahalisi itibariyle, Yunani unsurun iktisadi ve temdinci üstünlüğü itibariyle ve bu unsurun üç bin senelik bir müddetteki rüçhanı itibariyle esasen Yunani bir devlet teşkil eylemesi tabii bulunmasına göre bunu siyaseten de şimdiki Yunan Krallığı’na bağlamak doğru olur. ...Osmanlı meselesi için son ve kati başka bir hal yolu tasavvur etmek güçtür. Eğer Osmanlı İmparatorluğu bırakılır ve Hıristiyan ahali üzerinde hükmü devam ederse, Türk idaresinin şifa kabul etmez kusuru bakımından barış istikbalde her gün sarsıntıya uğrayacaktır.” Venizelos ve General Sarrail. 40