Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Paris Barış Konferansı’nda Kürt delegasyonunun hak talebinde bulunduğu Erzurum (sağda) ve Kerkük (altta). Calthorpe’a göre Doğu Anadolu sorunu çözülürken Kürt unsurun hak talepleri ihmal edilmemeliydi; zira kararlar alınırken Ermeniler ile Kürtler arasında bir denge kurulmazsa ileride sorunlar yaşanabilirdi. Molla Sait, Emir Bedirhanzade, Emin Ali gibi isimlerce imzalanmış bir metni İngiliz Yüksek Komiserliği’ne ileten Kürt temsilcileri, Sivas, Ankara, Konya, Halep ve Adana’daki nüfusun bir bölümünün; Erzurum, Van, Bitlis, Harput, Diyarbakır ve Musul’daki nüfusun büyük çoğunluğunun Kürt olduğunu dile getirdikten sonra Kürtlere sınırları saptanmış bir ülke verilmesini, Arap ve Ermeni gibi azınlıklara yapılan muameleden kendilerinin de yararlandırılmasını ve İngiliz mandası altında bir özerklik tanınmasını istiyorlardı. Paris Konferansı’ndaki Kürt delegasyonunun lideri Şerif Paşa da Paris’te bir kitapçık yayımlıyor, gelecekteki Kürt devletinin sınırlarını tanımlıyordu: Kafkas sınırında Ziven’in kuzeyinden batıda Erzurum, Erzincan, Kemah, Arapkir, Besni, Divicik’e; güneyde Harran, Erbil, Kerkük, Süleymaniye, Sina hattından İran sınırında Ararat’a kadar bir bölge Kürtlerin olmalıydı. Bu arada İngilizler, Irak’ta Kürtlerle ilişkileri sürdürmesi için Noel adlı bir binbaşıyı görevlendirmişti. Ancak Binbaşı Noel, Kürtlere kendi liderliğinde bağımsızlık kazandırmaktan yanaydı ve önderlik hırsı sağduyusunun önüne geçiyordu. Hatta bu tavrı, Binbaşı Noel’in I. Dünya Savaşı sırasında Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtan Lawrence’e benzetilmesine yol açıyordu. Bu ilişkiler devam ederken Kürt önderi Seyit Abdülkadir, İngiliz Yüksek Komiserliği Baştercümanı Andrew Ryan’a danışarak, İngiliz mandasındaki bir Kürdistan olanaklarının değerlendirilmesini istedi. Bu talep üzerine Amiral Calthorpe, İngiliz Dışişleri’ne nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konusunda başvurdu. O sıralarda Paris’te bulunan Balfour’un da görüşleri alınarak, Kürtlere kışkırtmalardan uzak durmaları ve Konferans’ın kararlarını beklemeleri yönünde tavsiyede bulunulmasına karar verildi. Binbaşı Noel’e de, Kürtlere Paris Konferansı’nda haklarının ihmal edilmediğini bildirmesi emredildi. İstanbul cephesinde ise hükümet, Kürtlerle İngilizler arasındaki yakın ilişkiden endişelenmeye başlamıştı. Bunun üzerine Sadrazam Damat Ferit Paşa 1919 yılının nisan ayında Andrew Ryan’la bir görüşme yaparak Kürt sorunu konusunda fikir alışverişinde bulundu. İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Richard Webb, üç hafta kadar sonra bu görüşme hakkında İngiliz Dışişleri’ne bilgi verirken, Türklerle Kürtler arasındaki bağları koparmanın zor olmayacağını, ancak bunun için en önemli şartın, Türklerin kendi çıkarlarının Ermeni çıkarlarına kurban edildiği korkusundan kurtarılmaları olduğunu belirtiyordu. 37