17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

ADNAN DİNÇER’LE FUTBOL ÖĞRENİYORUM Eposta:adnandincer?hotmail.com Öğretmek için öğrenmek gerek Ç ok değerli okurlarım. Yaşamınızda başarılı olmak için öğrenmeye aç ve sabırlı olmalısınız. Zira öğrenmenin sonu yoktur. Hedefinize ulaşmanız için sabırlı, inançlı ve gerçek bilgilerle donanımlı olmanız şarttır. Asla kendinizi bilgi yeterliliği içinde düşünmeyeceksiniz. Başarının kesinleştiği son an, bir yudum mutluluğunuzun kısa ama unutulmaz sürecidir. Ancak o ana ulaşmak bazen bir ömre değer. HİÇ KİMSE GÖKTEN BAŞARILI İNMEDİ: Dünyada bir işlevimiz olmalıdır. Küremizde insanlığa sağlanan olanakların sömürücüsü olamayız. Tarih bir çok buluş ve gelişmeleri, unutulmazları, devrimleri kaydetmiştir. İnsanlığın çağdaşlığa ulaştığı yolda kendini feda eden bir çok unutulmuş kahraman vardır. Bir çok insan başarılı nice bilinmezlerin eserlerini kendilerine ait olarak göstererek çalmışlardır. Bu uğurda canını veren, anlaşılamayan veya öyle nitelenen haksızlıklar içinde unutulmaya terk edilen, kellesi alınıp zindanlarda çürüyen dahiler olmuştur. Onlar üstün çalışmaları ve eserleri ile anılmakta ve insanlığın kafasında unutulmaz anıtlar olarak yaşamaktadırlar. Bir çok kişi günümüz dünyasında takıntılar, kıskançlıklar ve ideoloji farklılıklarının kurbanı edilmektedir. Ön yargılı ve çıkar ilişkilerinin birleştirdiği güç noktalarında suyun başını kesen devler olabilir. Ancak yine de kahramanlar unutulmaz ve topluma mal olurlar. Adnan Dinçer Sir Boby Robson’la birlikte şilköy Futbol Okulu’ndan yetişen ve birlikte mücadele verdiğimiz sevgili Öğrencim CEM ÇITAK’ı bir halı saha futbolu sonucunda, 42 YAŞINDA kaybetmemizdir. Bir hafta önce de MURAT ÖZCAN’ın trafik kazası sonu vefatı beni sarsmıştır. Ancak önemli olan bu gençlerin iki satırla geçiştirilmesidir. FUTBOL SADECE FUTBOL OLSA Bu gün geldiğimiz süreçte emek veren bir futbol kişisi olarak Fahri Somer, Sabri Kiraz gibi hocalarımdan aldığım destek ile S.Hamdi Tüzün ile olan birlikteliğimin kutsal çalışmaları sonucunda açılan yolumda asla ödün vermeden Türk futboluna hizmet ettim. Çalmadan, şikesiz, kirliliklere alet olmadan sadece sahada kazanmayı prensip edinerek, çeşitli kulüp ve kademelerde her anlamda idealist olarak çok büyük başarılara gençlerle imza attım. Bu benim için zor olmadı. Zor olan, bu başarıları engellemek isteyenlerin kara kuralları idi. Olsun! Çünkü benim ulaşmak istediğim sadece bilimsel ve çağdaş futbol gerçeğini öğreneceğim ve öğreteceğim gençlerle ulaşacağım mutlu sonlardı. Hepsi oldu.Ülkemde benim için önemli olan, tanınmayan gençler ve fakir semtlerin sokak çocukları ile profesyonel futbol aleminde dil, din, ırk ayrımı yapmadan Atatürk ve Cumhuriyet ilkelerine bağlı çalışmaların başarısı idi.. RAHAT UYU CEM 1975’li yıllarda içinde bulunduğum Beşiktaş, futbol devriminin devamı olabilecek çalışmalarımda Yeşilköy kulübünde bana bu şansı veren Sayın Fahrettin DİLEK sayesinde, ülkemiz bir çok genci kazanmıştır. Cem Çıtak bu anlamda başı çekmiştir. Aynı okuldan Engin Saral, Tuncay Şeker, Suat Kaya (Galatasaray), Ahmet Salcı, ulusal takımlarımızda oynama başarısını göstermişlerdir. Profesyonel anlamda bu gençlerle Beykoz Kulübü’nde yaptığım başarılı çalışmalarda, spor akademisi ve bu kulüpte asistan ve yardımcım olan sevgili Metin Tükenmez’in dışında kimsenin değinmediği Cem Çıtak, bir ilkin adamıdır. Çağdaş futbolda ‘Hücum Pres’i (baskı) uygulayan ilk santrfordur Cem ülkemizde... Hakan Şükür ile tanınan bu gerçek, Cem gibi bir futbolcunun ve bizlerin yaptıklarımızın karşısında duranların günahıdır. Beykozda Türk futboluna yön verecek bu devrim ve eğitim gerçeği, genç ulusal takımda olduğu gibi tüm gençlerimle birlikte lider ve yenilgisizken elimden alınırken, Cem ve diğerleri zor ve değeri bilinmeyen günlere kurban edilmişlerdir. Daha sonra Eyüp ve Antalyaspor’da toplamaya çalıştığım gençlerim, ekolümüzün kavgasını şerefle vermişlerdir. Ama o değerleri kimse anlamamıştır. Geçmiş yıllarda rahmetli Cem Çıtak’ı Bakırköyspor da yanıma alarak, teknik adam olarak futbola kazandırdım. Mükemmel dost, terbiyeli bir insan, sahada oynarken üç kişinin zor zaptettiği azgın bir boğa olan Cem, sevgilisi futbolun Azrail ile gizli birlikteliğine kurban olarak bizleri derin yasa boğdu. Evlatlarını kaybeden baba ne hissediyorsa aynı acılar içindeyim. Mekanı cennet olsun. Rahat uyu Cem... Arkadaşların ve ben, son nefesimize kadar seni unutmayacağız ve mücadelemize devam edeceğiz. Türk futbolunun başı sağolsun. AKADEMİK VE BİLİMSEL MÜCADELE SALDIRIYA UĞRUYOR: Futbol eğitimi gençlere aittir. İyi profesyonel olmanın yolu, yeteneklere verilecek iyi eğitimden geçer. Doğru zamanda, doğru işi yapacak futbolcular yetiştirmek ve onların becerilerine teknik, taktik ve fizik yeterlilikler katmak gerekmektedir. Bunun için iyi eğitimcilere sabırlı olan ve gençlere ciddi bakan idealist teknik adamlara ihtiyaç vardır. Bu her teknik adama özgü bir iş değildir. Yaptığım çalışmalarda ve önemli kişilerle seminer ve kurslarda ya da gezilerde bunu tespit ettim. “Futbolda ikinci dereceden gençlerin eğitimi daha önemlidir. Çünkü yıldız olacaklar bellidir ve herkes onlarla ilgilenir” diyen Hedergot’un söylemi benim için önemli bir ilke olmuştur. Bu anlamda birlikteliğimizden her zaman gurur duyduğum büyük futbol adamı Sir Bobby Robson ve İngiliz futbol eğitiminde devrim sayılan değişim sürecinde aldığım bilgilerden çok yararlandım. Kendi ülkesindeki futbol anlayışını değiştirirken, eğitimi de sadece ‘Okullar Federasyonu’na bırakmamıştır. Bu nedenle bir çok fakir ve ailesi olmayan genç, İngiliz futbolunda yıldız olmuşlardır. Ancak ülkemizde bunu uygulamak zorluğu her zaman bana karşı olanları harekete geçirmiş, özellikle ‘Alaylı zihniyet’ karşımda olmuştur. Ayrıca kendi içinde samimi bir dayanışma gösteremeyen teknik adam ve federasyon ile kulüp yönetimleri, çok önemli gençlerin önünü kapatmışlardır. Özellikle çok sayıda yabancı futbolcu transferi ile değişime uğrayan kulüp yapıları, futbol eğitimini ikinci plana atmıştır. Gençlere eğitim verirken akademik çalışmalarım sırasında Haluk Saçaklı, Metin Tükenmez ve Rasim Kara ve eski öğrencilerimden Ziya Doğan, Orhan Şerit, Adnan Gülek ve bir çoğunu teknik adam olarak aynı kültürde ülkeme kazandırmaya çalıştım. Bilgimi saklamak yerine onlara aktarmayı görev bildim. Hâlâ da bu düşüncede görev verildiğinde çalışmaktayım. Bu satırları yazmaya beni zorlayan çok önemli bir gerçek olmuştur. Bir tanesi ve en önemlisi, bu futbol devriminin öncülerinden olan Beşiktaş dışında, tarafımdan açılan Türkiye’nin ilk özel futbol okulu olan Ye SPORUN VE SPORCUNUN YANINDA 6
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear