17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Basketbolun endüstriyel dönüşümü TUĞRUL AKŞAR C NBA: SPOR BASKETBOL ŞUBAT SALI F utboldan sonra takım oyunları içinde dünyanın en popüler spor dallarından birisi olan basketbolda günümüzün en büyük ve endüstriyel organizasyonu şüphesiz ki Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulmuş bulunan Profesyonel Basketbol Ligi, National Basketball Association (NBA)’dir. Basketbol Dünya Şampiyonası’nı saymazsak, basketbolde ikinci önemli organizasyon olarak da karşımıza 1988’den beri kulüpler bazında Avrupa Basketbol Şampiyonu’nu belirlemek için düzenlenmekte olan Euroleague çıkıyor. Her iki oraganizasyon da birer basketbol organizasyonu olmasına karşın, aralarında parasal, oyun anlayışı ve kuralları bakımından önemli farklar bulunuyor. 20042005 sezonunda yeniden yapılanarak 2 konferansta, 3’er bölüme ayrılmış bulunan, beşerli gruplarda oynayan 30 takıma sahip ligde playofflar hariç yılda 82 karşılaşma oynanıyor. Rekabetin, mücadelenin ve heyecanın bu kadar yüksek olduğu bu lig doğal olarak basketbolda da en büyük geliri yaratıyor. EN BÜYÜK GELİR KUZEY AMERİKA’DA Futbolda olduğunun aksine basketbolde en büyük gelir Kuzey Amerika’da gerçekleşiyor. Özellikle Amerika’da NBA aracılığıyla basketbolun yarattığı yıllık gelir 2.5 milyar dolara ulaşmış durumda. NBA’in diğer sektörlere de dışsal katkılarıyla bu tutar 5.56 milyar dolara ulaşıyor. Avrupa ve diğer kıtaları da baz aldığımızda basketbolun yarattığı toplam gelir pastası 10 milyar dolara yaklaşıyor. Dışsal etkiler içinde en fazla katmadeğerin yaratıldığı sektörlerin başında TV naklen yayınlarının gerçekleştirildiği medya sektörü ile başta Nike olmak üzere tüm spor malzemeleri üretim, satış ve pazarlamasını gerçekleştiren firmalardan oluşan endüstri geliyor. Bu iki sektörün basketbol gelirlerinin yaratımında paylarının yüzde 40’lar düzeyinde olduğu hesaplanıyor. NBA’in kendisinin yarattığı gelirlerin dışında özellikle ilave katmadeğer (dışsal etki) sağladığı sektörlerdeki parasal büyüme, NBA’in gelirlerinden daha hızlı büyüme gösteriyor. Bu bağlamda özellikle yıldız oyuncuların büyük rolü bulunuyor. Nitekim bir efsane olmuş ve basketbolu 1999’da ikinci kez bırakmış Michael Jordan’dan bir örnek verecek olursak, bu dediğimizi daha somut ifade etmiş oluruz. Dünyaca ünlü spor malzemesi üreticisi Nike, 1990 ile 1998 arasında Jordan’ı reklamlarında kullanmaya başladığından itibaren satışlarını 2.6 milyar dolar artırarak, 5.2 milyar dolara yük seltmişti. Dışsal etkilerinin dışında NBA kendi iç dinamikleriyle de yıllık önemli bir parasal gelir yaratıyor. Nitekim Kuzey Amerika’da NBA’de mücadele eden 30 takımın 200607 bütçe planlamalarına bakıldığında da bu durumu rahatlıkla görebiliyoruz. 200607 itibariyle NBA’de mücadele eden 30 takımın konsolide bütçe leri toplamı 1.891.754.902 dolara ulaşırken; takım başına ortalama bütçe büyüklüğü ise 63.058.497 dolar civarında. Bu bağlamda NBA’de mücadele eden 30 takımın içinde en yüksek bütçeye sahip 10 takımın bütçeleri, basketbolun endüstriyel gelişiminin de bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Avrupa futbolundaki organizasyonun aksine düşme ve çıkmanın olmadığı NBA’de, takımların bugünkü durumuna gelmesinde ve aralarındaki dengenin sağlanmasında takımların belirli kurallar çerçevesinde oyuncu seçme sistemi (Draft) ve ücret tavanı (Salary cap) uygulamalarının önemli bir rolü bulunuyor. 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear