Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C T SPOR VOLEYBOL KASIM SALI 1 ŞAMPiYONLUGU ÇOK iSTiYORUM GÖRÜŞ piyonluk Ulusal takımla kariyerimde 4 şam a bunu dah ında yaşadım. Ama kulüp baz 1990 me yeri kari m takı al Ulus tatmadım. rü olarak enö antr ı ımc yılında Yıldız takım yard ında nas piyo şam ya dün ler Lise başladım. Yıldızlı ikinci olduk. Daha sonra sürekli Ay de ilk kez takımda bana görev verildi. Türkiye’ k. oldu n Universiade’da şampiyo İlk Hedef Tamam Ancak... ALEV ANAKÖK 2 YERLiYE EVET YABANCIYA HAYIR T ına Ben Türkiye’de yabancı antrenör olay in ama gels r enö antr bir men Eğit . ıyım karş e benim takımın başında olmasın. Parshin enörü olan antr slı lisan bin 3 n onu ama am hoc Kendisine kir. gere ası mam bir ülkede görev yap imzası mda oma dipl kü çün rum uyo duy ı sayg ra mla takı ları var. Biz genç oyuncu tu. kazandırırken bu isimler ortada yok Büyükşehir çalışıyor CUMHUR ÖNDER ARSLAN ürkiye’de voleybol efsanesi haline gelen İETT’nin unutulmaz oyuncusuydu Nedim Özbey... Şimdi ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle geride kalan günlerde olduğu gibi İETT ruhunu takımına yaşatıyor. Antrenör Özbey’le hem geçmişi hem de bugünü konuştuk. İETT’li dönemleri bize anlatır mısınız? İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un kuruluş amacı voleyboldu. 4 Türkiye şampiyonluğu var. İlk defa bir takım deplasmanlı ligde arka arkaya 3 kez şampiyon olduğu için Ay Yıldızı formasına takmasına karar veriliyor. İETT Türkiye’ye profesyonelliği getiren bir takım. Gelmiş geçmiş en büyük voleybolculara sahip bir takımdı. Oyuncular belediyenin kadrolu elemanlarıydı. Ancak kulüp politik şartlar gereği biraz geri çekildi ve ikinci lige düştü. Bu benim içimde hep bir yara olmuştur. Orada çok şey öğrendim. Belediye ile sezona iyi başladınız... Yeni sezon için bir oyuncu hariç istediğim tüm sporcuları kadroya kattık. Özellikle Türkiye’yi bilen yabancıları seçtim. Türk oyuncularımız zaten ulusal takımın kilit isimleri. Ama biraz yıprandılar. Son 5 yılda yoğun bir temponun içindeler. Çok ciddi bir rehabilitasyona ihtiyaçları var. Sakatlıklar yaşıyorlar. Ama profesyoneller. Çok ciddi para kazanıyorlar. Bunlara katlanacaklar. Altyapıdaki takımların durumu nedir? 400 kişilik bir sporcu ordumuz var. Altyapıda 8 antrenörümüz çalışıyor. Amacımız kendi altyapımızdan yetişen oyuncuları voleybola kazandırmak. Türkiye’de bizim altyapımızdan çıkan 20’nin üzerinde oyuncu var. Bize aşağıdan oyuncu geliyor. Ama belediye olduğumuz için reklamımız fazla yok ve bu isimleri sunamıyoruz. Kız takımının olmaması sorun yaratmıştı... Kız takımımız bir zamanlar birinci ligdeydi. İlk sene oynadık tutunamadık. Daha sonra maddi sorunlar nedeniyle daha alt lige düştük. Bir tayt sorunu yaşanmıştı. Tayyip bey bana uluslararası maçlarda ne giyildiğini sordu, ben de şort dedim. Kız takımını saklasak kapatırız zaten. Bugün kız takımın kapatan en az 10 kulüp var. Bizim de bir kız voleybol grubumuz var. Antrenörü de bayan. Sporda böyle bir ayrım olmaz. Maçlarınızda seyirci sorunu yaşıyor musunuz? Aynı şeyi futbolda da yaşıyoruz. Çok iyi bir takım, hatta G.Saray’da oynamış isimler bile forma giyiyor. Ama insanlar belediye deyince gelmiyor. Bir zamanlar Efes Pilsen’de boş salonlara oynuyordu. Ama birden marka oldular. Biz de bunu başarmak istiyoruz. Çevre okullardan yardım almak istiyoruz. Bütçemizde bunun planlamasını yapmamız gerekiyor. Buraya gelecek seyircinin ihtiyaçlarını gidermeliyiz. Güneş Sigorta da bir zamanlar bunu yaptı. O kadar çok seyirci geldi ki salonun kapılarını kapattılar. Ama eksiklik biraz da bizde. Bence seyirci de transfer kadar önemli. arihimizde ilk kez bayanlarda katıldığımız Dünya Voleybol Şampiyonası’nın ilk etabı pazar günü oynanan maçlarla kapanırken, Ulusal Takımımız, Sırbıstan Karadağ maçını kaybetmesine karşın, Küba’nın, Peru’yu son gün 32 yenmesiyle grubu 4. bitirerek bir üst tura yükseldi. ilk bölümde, 5 maç oynayan Filenin Sultanları, Mısır’ı 30, Peru’yu 32 ile geçerken, Küba’ya 03, İtalya’ya 03 ve Sırbıstan Karadağ’a da 03 yenildi.Japonya’ya giderken herkesin tek bir hedefi vardı. O da, bu zorlu maratonun grup maçlarında, ilk dört içinde yer alarak, ikinci etaba yükselmek. Evet, takımımız bu bölümü 4. sırada bitirerek sonuçta hedefi yakalamış oldu. Ancak verilen mücadele ve alınan sonuçlar beklentilerimizin ötesinde kaldı. Oysa çok güzel fikstür avantajımız ve grubumuzda bizden fazlası olmayan rakiplerimiz vardı. Sıfır puanla ikinci etaba çıkan Filenin Sultanları’nın bu grupta oynayacağı 4 rakibini de (Tayvan, Japonya, Polonya, Kore) mutlaka yenmesi gerekiyor ki 58 için şansı olabilsin. NEREDE HATA YAPTIK? Peki neden ilk bölümde beklentilerimiz gerçekleşmedi? İstikrarsız ve rakibe rahat oyun kurma şansı veren servisler (5 maçta servisten direk 13 sayı alabildik), rakiplerimizin kolay ve çabuk hücum yapmalarına yol açınca zaten bir türlü beceremediğimiz bloklar hiç yapılamadı, doğal olarak defans da kayboldu (Küba, Mısır ve İtalya karşılaşmaları bittiğinde takımımızın bloktan aldığı sayı sadece 11’di. İtalya’nın bizi 30 yenerken 10 blok yaptığını söylersek sorun daha net ortaya çıkar. Bloktan en çok sayı aldığımız ‘9’ karşılaşma 32 kazandığımız Peru maçıydı. Sırbıstan Karadağ mücadelesini ise, yine 4 blokla tamamladık. Sonuçta 5 maçta toplam 24 blok yapan bir takımın başarılı olması da tabi ki imkansız). Hücumlar da, genelde Neslihan takımımızı sırtladı. Natalia ve özellikle Esra bekleneni veremezken, pasörlerimiz, orta oyuncuları bir türlü hatırlayamamaları da en büyük eksikliğimizdi. Halbuki ortadan oynayan Aysun ve Özlem topla buluştuklarında kolay sayı ürettiler ve atak yüzdeleri de genelde yüksekti. Öte yandan bunlara oyunda devamlık sağlayamadığımızı ve çok hata yaptığımızı eklersek (Küba maçın da 23, 30 kazandığımız ve 3 sette toplam 32 sayı verdiğimiz Mısır karşısında yine 23, İtalya karşılaşmasında 11, 32 aldığımız Peru maçında 26 ve Sırbıstan Karadağ mücadelesinde 25 hata yaptık), grupta ki dördüncülük iyi bir sonuç olarak görünebilir. Ancak, bizler bu takımın kapasitesinin nerede olduğunu bildiğimiz için, açıkçası bu ilk etap mücadelesinde mutlu olamadık. Eğer kırılma noktalarında ki hataları azaltabilseydik bugün ilk 4’ün hesaplarını yapıyor olacaktık. Yarın ikinci etap başlayacak. A Grubu’nda ki 4 takım ile oynayacağız. Biri eski gücünden uzak Polonya, diğer üçü, Asya voleybolunun temsilcisi Tayvan, Japonya ve Kore. Bize her zaman ters gelen hızlı ve az hatalı bir oyun sistemleri var. Japonya ise, ev sahibi. İşimiz çok zor. Ama 58 mücadelesi yapmak istiyorsak mutlaka tempomuzu yükseltip, hataları alt seviyelere çekmemiz gerekiyor. Hızlı ve az hatalı oynayan rakiplerimizi devirebilmek için, çok iyi taktik servisler atıp, çabuk oynamalarını engellemeliyiz. Eğer bunu becerir ve köşe smaçörleri yüksek toplarla hücuma zorlayabilirsek, o zaman hem blok, hem de defans yapma şansımız artar. Topu oyunda tutarak rakibi hata yapmaya zorlayan bu 3 ülkenin voleybol anlayışlarını, mutlaka hücumda ki birinci vuruşları sayıya çevirerek kırmalıyız. Oyuncularımızın kapasitesi bunları yapmaya yeterli. Sadece kendilerine güvenmeleri ve oyunda devamlılığı sağlamaları bizi sonuca götürecektir. ESKİ GÜNLER... Hep idealimdi bir gün İETT’yi yeniden kurmak. 1990 yılında Büyükşehir Belediyesi tüm branşları birleştirme kararı aldı. Spor AŞ. kuruldu ve beni çağırdılar. “Sen burada büyüdün, bize anlat” dediler. Ben de İETT ruhunu buraya taşıyalım dedim. Takımı birinci lige taşıdık. 6 kez Avrupa kupalarına gittik. Bir kez de Şampiyonlar Ligi’ne gittik. İLK 4 BAŞARI Avrupa kupasında birinci turdan çıkmak istiyoruz. CSKA Sofya, Kızılyıldız ve Polonya’da Sinan Cem’in de oynadığı takımla aynı gruptayız. Biz de çok iddialıyız. Orada başarılı olursak 3 takımı eleyip ilk 4 arasına girebiliriz. Türkiye’de ise bu yıl ilk 4’e kalmak şampiyonluk kadar değerli. 16