Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYETDERGİ ne büyük işler başardı. Ancak şimdi anlayabiliyorum. Gürsel dans ederken yan gözlerle de bize bakıyor, ara sıra el sallıyor, yıllar öncesine dalıp gidiyorum... 0 başka blz başka dünyada Aynı avluya açılan beş ayrı evin kapıları önünde kadınlar merakla bekleşiyordu. Güneş yeni batmış, avludaki tüm ailelerin tek kaynağı olan tulunıbadan çekilen suylataşlıklar yıkanıyor, "biraz ferahhk" yaratılmayaçalışıhyordu Karo diyeçağrılankörkız, avlunun en kuytu köşesinde başparnıağını emiyor, karşı evden bir kadının feryadıylatedirgınlığı daha da artıyordu. O karşı eve kadınlardan biri girip biri çıkıyor, mutfak gibi kullanılanyerdensıcaksulartaşınıyordu. Diyarbakır'ınMelikahmetçıkmazındaki ınsanlar sus pus kesilmiş "müjdeli" haberi bekliyordu. Avlıınıın dışında sırtlannı duvara dayamış erkekler sigaramn birini söndürüp birini yakıyorlardı. Bir kız çocuğu, "oğlan, oğlan" bağırışlarıyla derin sessizliği hareketlendınyor, herkes birbırıne sanlmaya başhyordu. Karo, parmak enımeyi bırakıp ayağa fırlıyor; ellerini çırparak oradan oraya koşuyor, duvarlaraçarpıyordu. Mahalle derin bır nefes aldı. Uzun saatler süren "tebriklerin" kabul ünden sonra herkes evlenneçckildi. Onu demırden yapılma beşığıne yatırdılar. 1 liç ağlamıyordu. "Sakin çocuk olacak" yorumlan yapıldı. O, sakın bır çocuk olmayacağının ilk ıpucunu doğduğu akşam verdi. Büyük yorgunluğun ardindan evde herkes bır köşeye çekilip derin uykuya daldı. Anne zaten bitaptı ve doğumdan sonra hiç uyanmamıştı. Sabah avludaki gürültiiyle ilk ııyanan anne oldu ve hemen beşiğe döndü. Beşik boştu. Annenin "Çocuk yok" bağnşıyla herkesler yataklanndan fırladı. Gerçekten birkaç saat önce aralarına katılan bebek ortalarda görünmüyordu Baba, büyük bır şaskınlıkla avluya doğru koştururken, anne yerlere baknıaya başladı Bırarayattığıkaryolanın örtüsünü kaldırdı. Bebek en dipte yerdeydı ve hiç ses çıkarınıyordu Onu öldü sandılar. Anne bebeğini kucağına aldığında sevinç gözyaşlarıdöktü.oğluyaijiyordu. I lattamızıldanmayabilebaşlanııştı... Bir oğlan ve ikı kız çocuk, aralarına dördüncü birkarde^in katılmasına sevinnıesine seviniyorlar ama ıki gÖ7 küçücük cvde yaşamlannın daha da sıkışacağını da düşünmedenedemiyorlardı "27 Mayısİhtilalf'daha yeni olmuş, Türkiye "bekleme dönemi"ni yaşıyordu. Beşiktaşlıların "Şenol, Birol, gol" sloganını daha terk etmedikleri y ıllardı. Evin yeni mısafinne ısım bulunması epeyce tartışmalara neden oldu. Baba, koyu bir Beşiktaştaraftarıydi Adnan Mendercs'i deviren Cemal Gürsel Paşa'dan "Gürsel"i, Beşıktaş'ınengolcülerınden"Şenol"uoğlunaad olarak uygun gördü: O artık Şenol Gürsel 'di. Şenol ve Birol büyük "tantanalarla" l;enerbahçe'ye geçtıkleri güne kadar baba oğluını Şenol diye sevdi. () günden sonra Şenol adı yalnızca nüfuskâğıdında bir anı olarak kaldı. Onun artık Gürselliyıllarıyla bırlıkte hiç bıtmeyecckacılan,çaresizlikleri,gözyaşlarıda başhyordu. Ciürsel beşiğinden düştüğü o ilk geceden midir bilinmez yüksek ateşle baş edemiyordu. Bir akşam ateşi tehlikeli sınıra doğru yükseldi, birtürlü düşmedı. Uoktorlar, hastaneler, ilaçlarbirtürlükâretmiyor, sonuçta menenjitteşhisi konuluyordu. Buhastalığın sonuçta ille de bir "araz" bıraktığı konuşuluyor.Gürsel'denegıbıbıraksamaolacağının Öteki ta rafta kiler. • YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ÜMİT OTAN • • Y üriimekte zorlanan güleç yüzlü çocuk, yan masadaki kıza el kol hareketlenyle bır şeyler anlatmaya çalışıyor, kız kahkahalar atarak ayağa kalkıyor ve bırlıkte piste doğru ilerliyorlar. Kızzorduyuyor, erkekzoryürüyor. Müzık, ritim o kadar önemlı değil, dansa başlıyorlar. Tekerlekli sandalyesindekı Şeref, değişıkseslerçıkararakalkıştutuyor. Pıst bır anda "onlarla" doluyor. llepsının dans etmek içın birbirlerine ihtıyacı var. Birbirlerine sımsıkı sarılmışlar, sanki başka dünyalara uçuyorlar.. llareketlerini engelleyen kaslarını biraz olsunyumuşatmak,uysallaştırmakiçinbüyük çaba harcadıkları zamanların dışında resimler yapılmış, şarkılar söylenmiş, boncuk lardanbilezikler, kolyelerbitirilmiş, sıra eğlenceye gelmıştı. Bu eğlcncelere aııalar, babalar,yakınlardakatıhrdı Bedenlenndehiçbirengelolmadığıhalde,yarattıklanengellerle yaşamı birbirlerine zehir edenler, bedenlerindeki zinciri kırmak için her çabayı harcayanları nedense gözyaşlan içinde izlerlerdi. I ler buluşmada bu ıroni tekrar tekrar yaşanır, duygulannı özgürce ortaya koyan, sevinçlerıni yaşarken çağlayanlara dönüşen, birbirlerine yardımakoşnıak içın bedenlenni son noktasina kadar zorlayan engelliler, nedense bizı ağlatırdı. Belkı de ağladığımız onlardeğıldı. Belkıdeonlarbızeneleri"es" gcçtiğimizi gösteriyordu. Belkı de gözyaşjannıız kendımız ıçındı... Yıllarönce Milli Piyango'dan en büyük ıkranıiye olan 5 Mı lyar lira kazanan "Salih Dede", parasının büyük kısmını hay ır ışlennde kullanmış.heryaştan engelliler için yaptın lan okula da büyük katkı sağlamıştı. Sıcak su havuzlan, aletlerle çalışılan salonları, dershaneleriyle sevgi yuvasına dönüşen spastık özürlüler okulunun yönetimini Melilıa Alpat gönüllü olarak üstlenmiş, emeklı asker olan eşi de yardımcı oluyor. Kaslannı kullanamayan, konuşamay an, yemeğini zorlukla y ıyebilen oğullan Şeref madem ömrünü bu okuldageçiriyordu.onlardaoğullarıylabirlikte diğer çocuklara da destek olabilmek için böy le bir yaş amı seçmişlerdi... Kahkahalar, bağınşlar devinimler nıüziğınritmıyle artıyor, Gürsel bır arkadaşını yerıne oturturken, diğerini dansa kaldırıyordu. Aslında 40 y aşında koca bir adam o. Sız bakmayınGürsel'ınyaşına.aslında 12yaşında bır çocuk. 40 yıl boyunca çektiğı acılardan sonra böyle cıvıl cıvıl kalması insanı şaşırtabılır. Ama o hiç pes etnıedi. Bızler küçücük ayrıntılarda boğulduğumuz zamanlarda, o Derdini anlatabiliyor, tüm işlerini kendi görebiliyor, kızgınlıklannı anında dışa vurabiliyordu. Korkuyu, yalanı bilmiyor, herkesten farklı bir yaşam sürüyordu. Ona ne kadar babalık yaptım bilemem. Babalıktan ne anladığını da. Dosdoğru bir adamla sohbet etmek istediğimde ona giderim. Okulun sorumluluğunu Meliha Alpatgönüllü olarak üstlenmij... Bana öteki tarafı anlatır...