Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İstanbullıınun 'takviye' sorunu OKTAY EKİNCİ D eprem korkusu içinde 2000'leri yaşamayabaşlayan lstanbul halkı özellikle "binaların kontrolü ve sağlamlaştırılması" konusunda tam bir"şaşkınlıkveçaresizlik" içinde. Bu konuda devletten ve devleti temsil eden diğer kamu kuruluşlanndan "umudu kesen" vatandaşlar, korkularını gidermek için "dolar" üzerinden pazarlık yapan "teknik hizmet firmalannın" insafına terk edilmiş durumdalar. Aynı firmalararasında Bayındırlık Bakan lığı'ndan resmi "Proje Kontrol Müşavirliği (PM) Belgesi" alan özel mühendislik bürolan ise "deprem pazannın rantını devlet desteğiyle toplamanın" gözü kara yanşı içindeler. Bu paralı hizmet rekabetinde kimi "üniversiteler" ve kimi "bilimsel kimlikli vakıf lar" da toplum üzerindeki geçmişten gelen "kurumsal saygınlıklan" ile teknik pazarda yer aldıklanndan, binalannı kontrol ettirmek ve gerekirse takviye yaptırmak isteyenlerin "müşteri" olduklan bu piyasada kıran kırana bir "ücret spekülasyonu" yaşanıyor... Böylece lstanbul, parası olan azınlığın ge BİR İSTANBULLUNUN ONARIM' SERÜVENİ... Depremın ardından bınalarında "kaygı verıci" çatlaklar gören Istanbulluların nasıl bir "açmaz" içine düştükleri, bır okummuzun mektubunda hemen tüm ayrıntılarıyla yer alıyor. "Betonarme" sistemde inşa edilmiş binasını kontrol ettırmek ve gerekirse sağlarrılaştırmak içın başvurmadığı kapı kalmayan Ülkü Sünter'ın başına gelenler özetle şöyle: Bayan Sünter önce bir tanıdığı tarafından kendisıne bildirilen inşaat mühendısine uzun süre ulaşamayınca İnşaat Mühendislerı Odası'na (İMO) başvuruyor. İMO'nun tavsiye ettiği Şerıfoğlu Muhendislık Bürosu da 4 katlı binanın kolonlarının temelden çatıya kadar onarılması gerektığını, bunun ıçin tüm apartman sakınlennın en az 34 ay bınada oturamayacaklarını, kaldı kı yüksek bır masraf gerektıren bu onarımı yapmaktansa bınayı "tümüyle yıkıp yenıden ınşa etmenın" daha doğru olacağını soyluyor. (Büro'nun "test" yapmak için istediği ücret ise her dalreden m2 başına 2,5 dolar...) Bu bılgilenme üzerıne bir kez daha tanıdığının önerdığı inşaat mühendisine danışmaya karar veren Ülkü Sünter, sadece "inceleme" karşılığında 500 milyon lira istenince Kadıköy Beledıyesı'ne gidiyor. Belediye yetkilılerı de "en iyisi evi yeniden inşa etmek" görüşünü yineleyince "çelik desteklerie sorunu çözme" sözü veren "Ürün Muhendıslik" firmasıyla ilişki kuruyor. Bayındırlık Bakanlığı'ndan "Proje Müşavirlik" (PM) yetkı belgesi olan bu firma da; "betonarme takvıye çok zaman alıyor, bu nedenle çelık daha pratık" şeklınde açıklama yapınca, kıme ve hangı kuruma güveneceğı konusunda tam bır şaşkınlık ıçıne düşen Bayan Sünter'ın ımdadına bu kez "komşusu" yetışıyor. Komşunun kardeşi İTU'de öğretım uyesıdır ve böylece devreye artık "unıversıte" girmektedir... Ülkü Sünter'in bu serüvenindeki üniversite aşaması da izlenmeye değer. önce İTÜ'den Erol Gürdal Bey gelir binayı ınceler. Daha öncekı özel fırmalann tam tersı bir "tespit" yaparak; "önemlı bir durum yok, hasar depremden ötürü değil, rutubetten olmuş..." şeklınde yürek ferahlatır. Bunun üzerine İTÜ'ye ödenen "230 milyon" liranın ardından "aletle test yapan" diğer bir üniversite görevlisi ise; "Erol Hoca'nın iyimser olduğunu, kolon ve kirişleıie bırlıkte tavanlarda da ciddı onarım işı olduğunu" söyler. Bu görüşün sahıbı olan Mustafa Karagüler test sonuçlarına bakarak önceki muhendtslerden çok farklı bır destekleme ve onarım yöntemi önennce, Bayan Sünter çareyı kaleme kâğıda sanlıp Cumhuriyet'e mektup yazmakta bulur. "Şımdı ben hangısıne ınanayım? Evı tümüyle yıkalım mı? Çelığe mı razı olalım? 4 kat boyunca kolonları mı onartalım?.." Bayan Sünter bu koşuşturma içersindeyken, 4. kattaki kiracı çıkmış. Dairenin sahibi ise duvaıian yıkarak "tadilat" yapmaya başlamış. Hiç değilse bu "riski" önlemek için yenıden Kadıköy Belediyesı'ne giden Ülkü Sünter'in aldığı yanıt ise tam bir karamizah: "Iç duvaıiarın yıkılmasına kanşamıyoruz" diyen yetkıliler, ekliyorlar: "Buna yetkımız yok..." Oysaki bir binanın onaylı projesinde ıç duvaıiar da var. Bunlarda "izinsiz değişiklik" ise Imar Yasası'na göre yasak ve denetleme yetkisi isebelediyeyeait... Sözün kısası, Ülkü Sünter'in yaşadıkları, Istanbul'daki benzer durumda bulunan onbinlerce, belki de yüzbınlerce "kuşkulu" bına kullanıcısının "ortak durumlarını" yansıtıyor. Bu gerçek bütün "gerihmlen" ile İstanbul'u sarmalamasına rağmen; "kenttekı tüm bınalar kamu adına örgütlenmiş bir teknik eleman ordusunca denetımden geçmeli" şeklındekı önerimız ise Içışlerı Bakanlığı'ndakı burokrasıyı hâlâ aşamıyor. Üstelik, Sadettın Tantan'a rağmen...^