23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 OCAK 2000. SAY1 721 Vlarry a Millionaire / Milyoner Avcılan" 1955)filmınden.) Bakışaçısı2:(Gangsterlerdenbiri,gazetelenfikraokumaktadır.) "Bir otelde müşteriler 11. kata çıkmak üzere asansöre biner. Asansör 11. katagelmedenbozulur. Asansör görevlisi Size 11. kat olmadığını söylememiş miydim?' ier." Herkes güler. Çetenın lıden Rocco (E. G. •lobinson), fıkrayı okuyan adamına yaklaşır: 'Tamam, şimdı de açıkla..." ("Key Largo" 1948)filmindcn.) Balıklar: "Bana bir balık göstcrin, sizc bir /alancı göstereyim." ("Notonous / Aşktan da Jstün"( 1946) filminden.) Bırakmak: "Gözü Tamamen Kapalı / Eyes Wıde Shut" (1999) filminde Bill (Tom Cruise), .ıp fakültesinden ayrılan arkadaşına "Neden ıırakıp gittiğini hiç anlayamadım" diyor. Arcadaşınınyanıtı: "Harıkabirduygudur. Bunu ıepyapanm." Bilmek:"Bıldığinisanıyorsun,amabılmi/orsun, asla bilemeyeceksin." ("Hiroshima Vlon Amour / Hiroşima Sevgilirn," (1959) filninden.) Boğulmak 1: "Ben bir bardak suda bile boŞulabılirim, bir kaşık suda bile." (Yılmaz Güley "Arkadaş" (1974) filminde Melike Demırağ' a yüzme bılmediğini anlatmak istiyor.) Boğulmak 2: "Asıl yüzme bilenler boğulur. Çünkü, bilmeyenler suya yaklaşmaz." ("Les Diaboliques / Şeytan Ruhlu tnsanlar"da (1955) hademe Plantiveau (Jean Brochard) konuya değişik bir yorum getiriyor.) Büyük haber: "Başlığı yeterince büyütürsenız, haber de yeterince büyür." (" Yurttaş Kane / Citızen Kane" (1941) filminde Kane (Orson Welles) büyük haberin sırnnı açıklıyor.) Çözüm: "Biliyor musunuz? Babam hep benimle arkadaş olmak istiyor. Oysa, annemi bir kere alt etse... Annem mutlu olurdu ve babamın canmı bir daha sıkmazdı." ("Asi Gençlik / Rebel without a Causc" (1955) filminde James Dean, kendisine nasihat çeken polis memuruna, ailesinden bahsediyor.) Davet: "Lütfen ve tenezzülen siz de şerefvcrirseniz, ihya oluruz." (Osman F. Seden'in "Aşktan da Üstün" (1960) filminde Ayhan lşık bir eğlenceye davet ediliyor.) Davranış: "Davranışlar, sözcüklerdendaha yüksek sesle konuşur." ("Notonous / Aşktan da Üstün" (1946) filminde Devlın (Cary Grant) samimi olduğunu anlatmaya çahşıyor.) Dedikodu: "Karşı casusluk, dedikodunun daha gelişmiş bir şeklidır." ("Beş Parmak / Fıve Fingers" (1952) filminde bir Ingılız ajanı (Mıchacl Rcnnıe), mesleğınc farklı bira'çıdan yaklaşıyor...) Değişme: "Alicıa(IngrıdBergman): Scnce birkadındeğişemezmi? Devlin (Cary Grant): Elbette. Değişmekeğlencelidir. Birsüre ıçın. Alicia: Birsüreiçinmi? Nesıçanmışsınsen, Devlin." ("Notonous / Aşktan da Üstün" (1946)filminden.) Dencme: "Thatcher: Gazeteçıkarmakhakkındaki fikriniz gerçekten bu mu? Kane: Ben gazete çıkarmasını bilmiyorum. Sadece, aklıma gelenleri sırayla deniyorum." ("Yurttaş Kane / Citızen Kane" (1941) filminden.) Dişağnsı: "Dünyadadişağrısınatahammül edebilecek kimse yoktur." (Kenneth Branagh'ın yönettiği Shakespeare uyarlaması "Much Ado About Nothing / Kuru Gürültü" (1993)filminden.) Doğru yol: "Şimdi en doğru yol, yatağa giden yoldur." ("A Clockvvork Orange / Otomatik Portakal" (1971) filmınden.) Dünya: "Dim: F' ı kokuşmuş dünyadanbaşka bir yerde yaşamak istemezdim. Alex: Ya? Dünyanın nesi kokuşmuş? Dim: Artıkkanun vedüzendiyebirşeykalmadığı için kokuşmuş. Kokuşmuş bir dünya bu, çünkü gençlerin yaşblara senin gibi davranmasına izin veriyor. Dünya epey dir yaşlılaragöre bir yer olmaktan çıktı." ("A Clockvvork Orange / Otomatik Portakal" (1971) filminde Dim (Warren Clarke) ve Alex (Malcolm McDowell) dünyanın durumu hakkında sohbet ediyor.) Fark: "Bunlann bizden pek bir farkı yok. Soygun, yaşam kavgasının değişik bir biçimidir." ("Asphald Jungle / Elmas Hırsızlan"nda (1950) avukat Emmench (Louis Calhern) kendisi ve soyguncular arasında bir karşılaştırma yapıyor.) Felsefe 1: "Carol (Diane Keaton): Indianah şu iki herife inanabiliyormusun? 12 kişiyi öldürüp parçalamış ve yemişler. Larry (Woody Allen): Sahi mi? Tamam, bu bir alternatif yaşama biçimi." ("Bir Cinayet Sırn / Manhattan Murdcr Mystery" 1993) Felsefe 2: Gelmek: "Adam gelemeden gitmiş." ("Temel lçgüdü / Basic Instinct" (1992) filminde polisler, filmin başında sevişirken öldürülen Bildiğim kadarıyla babanız bir alçak değildl O şeref bendenize ait (Özel Bir Kadın) adamdan bahsediyor.) Gerçek: "Paradan daha gerçek bir şey yoktur." (James Mason "Fıve Fingers / Beş Parmak" (1955) filminde, uğruna hayatını tehlıkeye attığı, ama sonradan sahte olduğunu öğreneceği tngiliz banknotlanndan söz ediyor.) Görmek: "Hiroşima'da her şeyı gördüm, her şeyi." ("Hiroshima Mon Amour / Hiroşima Sevgilim" (1959) filminden.) Hata: "Beyazlann partisinde, beyaz bir kadmın göğüslerini tutmamalıydım." ("Wild Wild West / Vahşi Vahşi Batı" (1999) filminde siyah oyuncu Will Smıth, bir durum değerlendirmesi yapıyor.) tflas: "Thatcher: Buhayırsevergirişım,yani Enquirer gazetesi, size yılda bir milyon dolara mal olmuyor mu? Kane: Evct. Geçen yıl bir milyon dolar kaybettik. Gelecekyıl dabır milyon dolar kaybedeceğiz. Her yıl birmilyon dolar kaybedersek, gazeteyi kapatmak zorunda kalınm. 60 yıl sonra..." ("Yurttaş Kane / Citizen Kane) İlaç: "Hıdayet: Bu da ilaç mıdır? Seyyit: llaçtır. Hidayet: Baş ağnsına da ıyi gelir mi? Seyyit: Bütünağnlanna iyı gelir Emmi... Hidayet (Danyal Topatan) kutuyu açıyor ve içinden mermiler dökülüyor. (Yılmaz Güney' in "Seyyit Han" (1969) filminden.) Kâbus: "Benimle kâbus arasındaki fark nedir biliyor musun? Kâbusta uyanabilirsm..." Ben bir bardak suda bile boğulabilirim, bir kaşık suda bile. (Arkadaş) ("Raven/Kuzgun" adlı TV filminde Burt Reynoldskendisiyleılgilıespri yapıyor...) Kaçmak:"Böylcsınitercihedıyorum,Jessc. Kaçhğını görmek istiyorum senin." ("Uzun Sürücüler / The Longriders" (1980) filminde Cole Younger (David Carradine), Jesse James'e (James Keach) sitem ediyor.) Kadın: "Herkadın biryerde ölür." ("Çirkin Kral" filminde Yılmaz Güney'den yoruma açık bir yorum...) Kadın güzelliği: "Kadınlarkestane gibıdır. Güzelliklenni ortaya çıkarmak için ateşe atmak gerekir." ("Lili" (1953) filminde erkekler LeslieCaron'dan söz ediyor.) Kamçı: "Adam: Seni evebırakayım. Kadın: Araban var mı? Adam: Hayır,kamçım var." (TRT'nin "Gerçek Peşinde" adıyla gösterdiği "Hell on Frisco Bay"(1955) filminden.) Karışık hesap: "Kadınlar sekiz gün sonra çok isteyecekleri bir şeyi asla sekiz sanıyede yapmazlar. Sonuç yine aynı sekiz saniyedir... Ya da sekiz gün. öyleyse niye sekiz yüzyıl olmasın?" ("A bout de souffle / Serseri Âşıklar"da (1959) Belmondo, içinden çıkamadığı durumlardan birinde...) Kelle: "Bizim kellemiz her an namlunun ucundadır, bizim kellemize 1 stanbul 'da binlerce cellat taliptır, bizim kellemize senin bileW Başlığı yeterince büyütürseniz haber de büyür. (Yurttaş Kane)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear