Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET DERGİ GİREMEZl Greenpeace üyeleri, Cumhur Ersümer'in enerji bakam olduğu gün bakanhk binasmm önünde eylemdeydiler... *• 1. Sayfanın devamı 7 yılda kuruluşlardan ve meslek odalanndan sesler yükseliyor... Ve bunlar elektrikkesintilerini bahane edip reaktörleri elektriküretecek çözümmüş gibi getirince, devletin söylemi ile halkın bilinci arasında bir uçurum oluştu. Hükümetin içinde de DSP'li 22 milletvekilinin açtığı soruşturma var, enerj i konusunda hükümetin içinde bunca yıldır ilk defa tereddütler oluştu. Başbakan' ın kişisel olarak karşı olup "içgüdüsel" diye ifade ettiğini biliyoruz. Meclis'tekilerköylünün istemediğini öğrenince, oy kaygısı bile olsa, bu işe biraz daha kulağuu açnuş gibi görünüyor. Kulakları nereye kadar açabileceksiniz? Bu projenin her tarafi yanlış, örneğin ekonomik açıdan tutar bir tarafi olsaydı işleri kolaydı ama, nükleer lobi gerçekten köşeye sıkışmış durumda. Dünyanın hiçbir yanından doğru dürüst sipariş alamıyorlar. öte yandan Akkuyu'daki veya Türkiye'nin herhangi bir yerindeki insan Almanya'daki radyoaktif atık taşımacıhğı sırasmda olan biteni televizyondan görüyor, buna sansür yapılamıyor. Bir Siemens yetkilisi Türkiye'ye gelip de "Efendim, atıklan Toroslar' ın altına gömüverirsiniz" deyince, şanslannı iyice kaybediyoriar. Türkiye'nin 100 milyar dolar dış borcu varken yüzde 100 dış kredi ile beş milyar dolardan 10 tane reaktör yatınmı yapması ekonomik açıdan zaten zor. Bunlann dış kredi getirebileceği yerlere de bakmak lazım. Almanya'daki koalisyon kendi ülkesinde reaktörleri kapatacağtm derken, nasıl olup da hazine garantisini Türkiye'ye verecek? Kanada'da da böyle bir sorun var, "Serbest rekabet olsun, herkes kıran kırana çarpışsın" diyen Dünya Ticaret örgütü, kendi şirketinin cebine 1.5 milyar dolan koyan Kanada'ya tepki gösterdi. Sadece ABD'de garip bir durum var; AGlT zirvesi, deprem, Clinton'un gelip kucağına aldığı çocuğa burnunu tutturması, bu arada ABD'li şirketin ihalede hiçbir şansı yokken, hem pahalı, hem de teknik olarak geh iken, birdenbire Dünyada köşeye sıkışan nükleer lobi Türkiye'ye göz dlktl. Greenpeace Akdenlz Oflsl Temsllcisl Melda Keskln'e göre yüz milyar dolar dış borcu olan Mr ülkenln elll milyar dolarlık nükleer reaktör yatınmı ekonomik değll. Türkiye'nin nükleer enerjlye dayanarak sanayileşme şansı yok. Üstelik bizi bekleyen, cehennem ve dünyanın katillerlyle suç ortaklığı. öneçıkması... Bunlar siyasi olaylar. Dünyada enerji kullanımına baktığınız zaman nükleer enerjinin payı çok düşük oysa yatırım maliyeti oldukça yüksek. Nasıl bir pazar bu? Kur/saat başına ücreti her ülkede farklı seyrediyor. Mesela Fransa'da sübvanse ediliyor, topladığı vergilerle nükleer enerj iyi ucuz gösteriyor, çünkü oradaki atom bombası ve enerji cndüstrisi öyle istiyor. Yeni bir reaktör kurduğunuz zaman, bu su, doğalgaz ve rüzgârdan çok çok pahalı. Türkiye için verilen elli milyar dolar sadece nükleer santralın ilkkuruluş maliyeti, bunun işletmesinden veya onlarca yıl atıklarının başında bekçilik yapmaktan ve reaktör işi bittikten sonra onu sökmek için gereken çok zor teknik müdahalelerden söz etmiyoruz. Yani böylesiakıldışı bir şey... Bunun Türkiye'ye, Avrupa'da yok olmamak için direnen birkaç tane nükleer şirketin, istihdamını devam ettirmek ve gelir sağlamak, bu endüstnye can simidi olmak dışmda bir faydası yok. Nükleer enerjiyi savunanların dayandıklan temel nokta, 75 yılda başanlamamış sanayileşme düşünü bir çırpıda gerçekleştirmek, bu mümkün mü? Bu tartışma 50 yıl önce ya da en geç 1965 yılında olsaydı, şöyle olacaktı: Bu projeler genellikle devlet eliyle ve atom bombası projeleri ile birlikte yürütülüyordu. Fransa'yı örnek verdik, ABD'de de öyle. Japonya'ya nükleer bombalar atıldıktan sonra devlet, enerjiyi, ölçülmeye değmeyecek kadar ucuz, yani sayaçsız kullanabileceğiz hayali ile elektrik şirketlerine "Siz reaktör lcurup işletin, atığını ve yakıtını düşünmeyin, yakıtıru ben vereceğim, atığını da ben alacağım"dedi. Çünkü buyakıtçubuklan görevini bitirip atığa dönüştüğünde ortaya çıkan, doğada bulunmayan plütonyumun yani atom bombası maddesinin peşindeydi. Bu yaklaşım nükleer enerj i şirketleri için çöpsüz üzümdü ama o durumda bile başta biraz tereddüt gösterdiler ve reaktörler 50'li yıllann sonunda kurulmaya başlandı. Amerika hükümeti halktan topladığı 100 milyar dolan kapalıhk, gizlilik, askeri sırlar içinde, elektriğin ucuz olması için sübvansiyon olarak harcadı. 50 yılın muhasebesi bu. Zaman makinesini geriye doğru çahştıramayacağımız, böyle bir ortam Türkiye'de hiçbir zaman yaratılmadığı, devletin hiç parası olmadığı ve yüzde 1 (X) dış kredi ileyapılacağı için böyle bir olasılık yok. Usteiik pek çok ülke reaktörleri durduruldu ya da durduruluyor... Dünyada yatırımlan askıya ahnan, halk oylaması ile durdurulan, bitmiş reaktörü çahştırmayan, birçok örnek var. Reaktörler yaşlanıyor ve kaza riskleri artıyor. Avrupa'da ve kuzey ülkelerinde bu sanayinin bilim insanlan gittikçe yaşlanıyorlar, genç insanlar da bu alana girmiyorlar. Bu alanda çahşabilecek mühendısler başka alanlara kayıyor... Türkiye'de ise daha çalışma alanı bulamanuş nükleer mühendisleri var... Bunlann en büyük problemi de o zaten, Akkuyu'da bir reaktör görmeden ölmek istemeyen, birtakım tutkulu ve şu anda da devleti ctkileyen, televizyonlarda boy gösteren, birçokbilim insanı var; gençlerdepeşlerin de.Direktkimseyisuçlayamayızamatehlikeli ve zararlı davraruşlar da var, antetli kâğıt bastınp 2. Nükleer Teknoloj i Kongresi diye bir toplantı düzenleyen lTÜ'nün bu toplantı çağnsının altında TAEK'le birlikte Kanadah reaktör şirketi AAECL'nin de amblemi var. Bunun nedenini sorduğunuz zaman "Ne yapalım, paramız yok" yanıtını veriyorlar. Nükleer lobisi, bilim adamları ya da siyasiler aracüığıyla bilgiye de sansür uy