Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
0) "Pazar Sevüwi"ni yaşamak "Bugüne dek iki şiirim yayımlandı köşenizde. Doğrusu epey sevindim ikisinc de. Sayfanızda yayımlanan şiirlerimden dolayı başka kentlerdeki tamdıklar bile arayarak, yazarak seyincimi paylaştılar. Oysa büyük dergilerdcki şiirlerim için böyle bir şey olmadı... Bu, Dergi'nin geniş bir okur kesimi olması açısından olumlu. tlginize güvenerek bu kez yalnızca iki şiir gönderiyorum. Dilerim yine bir 'pazar sevinci' yaşanm:' Bu, şiirleri Dergi'de yayımlanan bir şairin mektubundan bir bölüm. Sürekli şiir gönderip de yazdıklarını Dergi'de göremeyen bir şair adayı da şunları yazıyor: "Ben, şiiri arıyorum. Dergi'de şiirimi göremeyince, anlıyorum ki, gönderdiğim şey şiire çok uzak. O zaman şiiri aradığım yolu değiştiriyorum. İşim bu benim, şiiri aramak!' Mektupları yazanların kimliğini açıklamaya ne gerek var. Şiiri arayan arkadaş çalışmasının semeresini mutlaka görecektir. llhan Berk'in "Sürgün" adını taşıyan şiirini Adam Sanat'ın şubat sayısından aldık. Birlikte nice "pazar sevinçleri" yaşamak dileğiyle... Io z ı: u) O Sürgün Senin yüzün denize inen sokaklar Dörtyol agızları, susatleri senin ytizün. Ne zaman eğilsem yüzüne ben Yüzün erkenden açan çarşılar. Serı ki bir nilüfersin ölçüsüz uyaksız Anla ki beyaz. masmavi hohlarım seni. Sanki çok uzun bir şiire çalışıyorum da ben Yüzün ona en uzun uyaklar düşürüyordur. Hem kim bilir yüzünden sürülmüs Bir düzyazıyımdır belki de ben. İI.HAN BERK i D "U c Ağustos geceleri Pencere ve kapılar çarpıyor elimde bir fllm senaryosu zamanı ölçüyorum durmadan rüzgâr efekti esiyor içeri. Hışırtılı bir yaz gecesi düşü deniz kentindeymişim gibi ter içinde her yanım ve yağmur yağıyor fimşekler çakıyor ve gök gürültüsü. Bir ozanı yorumluyorum fiirsiz masal anlatıyorum bir öykücüye, herhangi bir ağustos gecesinde. KEMAL GÜNDÜZALP Geçmiş zaman olur ki... Dilimizden düşmeyen dizeler vardır, ama yazanı bilmeyiz. Yeri gekJi mi hemen döktürürüz. Biri, 'kimindir bu dize' diye sorsa: Tıs!.. Böyle bir dize de şu: 'Geçmlş zaman olur ki hayall clhan değer'. Azlz Nesln bu dize ile dalga geçerdi: 'Geçmlş zaman olur kl hayall on para stmez' derdi. Gerçekten geçmi. günlerin içinde hayali cihan değenleri de, on para etmeyenleri de vardı. Biz gene iyi tarafından alalım. 'Geçmls zaman olur kl hayall clhan değer'. Bu dize kimindi? Sorduklarım birer ad veriyorlardı ama yazanını bir türlü bulamıyordum. Geçende bir yazı okurken dizeye rastladım. Yazar dizenin kimin olduğunu söylemiyordu. Ancak yazının altına bir not düşmüşlerdi. Bunda dize için, divan şairlerinden Varda • Yeniceli Hayall Efendl'nin deniyordu. Vardar denmesi, Yenice'nin nereye bağlı olduğunu gösteriyordu. Bir çok Yenice vardı, onlardan ayırıyordu Konya Aksaray'ı, Marmara Ereğlisi gibi.. Şair madem ki Hayali takmâ adını kullanıyor, "hayall cihan değer' derken bir cinas yapıyor, hem adını hem de imgeyi kullanmış oluyordu. Biraz dikkatli durulsa dizenin üstünde, daha başta çözümlenmiş olurdu. Nedense ıska geçmişiz. Peki kimdi, bunca güzel dizeleri yazan Hayali Efendi? ötesi kolaydı, bir antoloji açtık (Halil Erdoğan Cengiz'iı Divan Şiiri Antolojisi) her şey önümüze döküldü. Hayali Efendi'nin doiğum yılı bilinmiyor. 14941495 diyenler var. Asıl adı, Mehmet, Jakabı Bekâr Meml, takma adı da Hayali. Genç yaşta şiirler yazmaya başlamış. VardarYenice'si genç şaire yetmemiş, tutmuş, bir kalenderin ardındaki kalabalığa takılarak Istanbul'a değin gelmiş. Erkek güzeli, yakışıklı bir gen< olan şairin gezgin kalenderi dervişleri ile birlikte dolaşması çoklarınca benimsenmemiş: "Ne meşru ve ne de ma'kuldür" demişler. Bohem bir yaşam sürmej hoşa gitmemiş. İstanbul Kadısı Nurettin Efendl'nin buyruğuyla kalenderler arasından ayrılan şair, bir öğretmene teslim edilmiş, ondan öğrenim görmüştür. Yavaş yavaş saraya yanaşmış, ününü yaymış, padişahın sevilen nedimlerinden biri olmuştur. Tarihçi Âşık Çelebl onun için, "Padişahın avucundan yemin yiyen ve onun kolunda gezen bir şahin" der. Yüz bin akçeyi aşan ücret (zeamet) aldığı için kıskanılır. Öteki şairler çok ktzarlar, düşmanları çoğalır. Bunlar arasında Taşlıcalı Yahya bile vardır. Sancak beyliği ister, kendi isteğiyle saraydan ayrılır. ibrahlm Paşa'nın (1536) idamlar dönemi başlamıştır. Sehpaya kimin boynunun gideceği belli degildir. Ona kimi de "Hayall Bey" demektedlr. Böyle bir ad verilmesi sancak beyliğinden gelmedir. 1557'de Edirne'de ölür. Şiirleri ölümünden sonra çok büyük değer ve üne kavuşur. Kimi şairler böyledir, öldüklerinde kıymetleri bilinir. 'Geçmls zaman olur kl hayall cihan değer' • Boş sevda Gül açtı özlem dağında yasak gülüm gülünce Dayanamadım kokladım. Kekik kokuyordu umutlar koyaklarda ısıklar Bin yıllık kör kuyuya dudaklarımı dayadım. Emdiğim aşk değil hüsrandı gençliğim yandı Denize battı özlem dağı deniz nefrete boyandı. Karşıtı nefret olamaz sevginin sevdalara sor Gül gülümsedi ama btilbül hangi bahar sormadı. Ayağını denk al gönül acısını yürek çeker Yüreğimde bir dikenlik yer kalmadı. FAtK DOf.AN Yadigâr Bu sö'z Dede Yunus'lan kaldı Bu saz Pir Sultan'dan Bu parçalıbulullu sevda Karacaoğlan'dan Zemheride yanıp durur Kerem ile Aslı Şu dağların kötü laşları Köfklü saray olmuş Köroğlu 'na Biri ağlar, biri güler... çiçek açmış Âşık Veysel'in gören gözleri Eli genis, yüreği kandil, dili çağlayan Ekmek istemez. su istemez Ruhi Su Güler yüzlü... bir güldüren, üç ağlaian Çıkıp gelir... Hoca Nasreddin bu Kar vurgunu Kar vurgunu çiçeklerimiz Bekler gayri baharı • Kuşlar tezikmiş Kurtlar iz sürer Dağlar yol vermez ölü salda bekler Kim dinler ağıtları SİBK1. AKKAYA .r Onca bulut koydu gitıi yağmurunu Bir çiğnem hüzün yadigâr kaldı. AHMET ÇLHACI Akşam üzeri Anavarza Ova'nın o uzak kale burcundan Buğulu bir göz gibi Guründüğü yere gömün beni Bozulmuş pamuk larlalannda ağlaşan Irgat çocuklannm kırık bakışlarına unutmadan Tellere takılmıs yüreğine Urfa'da bir mahpusun Uzanıp serin koynuna toprağın Bir ikindi vakti Ölümsüz aydınlığında şiirin İBRAHİM OLLKLL önlerinde