26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

olup olmadığına bakar. Şimdi, yönetmen ne yaptı biliyor musunuz? Kaytan bıyıklı birini oynattı. Bütün espri kaçtı tabii. Senarist olmadan önce Viyana ve Berlinde gazetecilik yaptınız. Bir de dansçı olarak çalıştıgınız söylenir... Evet, çeşitli gazetelerde muhabir olarak çalıştım, sonra işsiz kaldım. Berlin'de, bugünkü Hilton'un karşısında o zamanlar Eden Bar diye bir lokal vardı. Bu bann beş çayı ve akşam seanslarında dans ederdim. Garson beni dans etmek isteyen yalnız kadınlarla tanıştırırdı, ben de oniarı dansa kaldınrdtm. Sonra gazeteye bu konuda bir dizi hazırladım, çok tuttu. Senarisl bir yönetmen olarak çalışmaya başlayınca da kahramanlarınıza sık sık jigolo rolii oynattınız. Peki, dansa kaldırdığınız kadınlarla ne konuşurdunuz? Bu aynı, senaryolardaki diyaloglara benzerdi. Dansettiğiniz kadına, aslında yazar olduğunuzu, Uçbeş kuruş biriktirip ayağınıza bir çift pabuç alabilmek için bu işi yaptığınızı söyler ve bahşiş koparmaya çalışırdınız. Ama ne gezer. Kadın bir dahaki sefere, kocasının eskimiş bir çift iskarpiniyle gelirdi... Bazıları sıcak sever miydi? Evet, bazı kadınlar da biraz yakınlığın hiç de fena olmayacağını ima ederlerdi. Genellikle yaşlılar. Hem oniarı refüze etmek, hem de bahşiş alabilmek ayrı bir sanattı. Nasıl başarırdınız bunu? İşin piif noklası neydi? Dindarlık ve ahlak. Dinime çok bağh olduğumu söyler, ahlaksızhğın alıp yürümesinden dem vururdum: "Hanımefendi, sakın yanlış anlamayın, sizi kaslelmiyorum tabii, ama ben evliliğini ciddiye almayan oyle çok insanla karşüaşıyorum ki burada. İnsanlık ölüyor..." derdim. Benim avantajım, dansederken aynı zamanda figür de öğretmekti. Berlin'de Charles.ton dansını yapabilen ilk erkeklerden biriydinı. Savaştan sonra Almanya'ya geri döndiiniiz ve Amerikan ordusunda görevli bir subay olarak Almanlann "ıslahı" ile ugraştınız. Savaştan sonra, temerkuz kamplarının kurtuluşuyla ilgili çekim yapma ve belgesel filtn hazırlama görevini almıştım. Bu arada Orson Welles'in bile tasavvur edemeyeceği göruntülerle karşılaştım. Ceset dağları, cesetlerin üstünde sürünen adamlar. Almanlann mezarları nasıl açtığıru gösteren sahneler vardı. Aslında kimseye gösteremeyeceğiniz manzaralardı bunlar. WELCO TO E Ingilizce öğrenmek için seçkin bir ortam' ENGUSH CENTRE DEVRE 9 ŞUBAT Kayıtlar sürmektedir. "Birlnd Sayfa" / "Ftont Pbge" 0974) Herkes kendi filmini çekmeli. Bir Alman, Chicago üslubu gangster filmi yapmaya, ya da New Yorklu bir yönetmen Bergman gibi film çekmeye kalktığında kötü oluyor. Woody Allen'a mı bu laş? O, mükemmel bir yönetmen, ama hiçbir zaman bir Bergman olamaz. Hem neden olsun ki? örneğin Italyanlar şahane filmler yapıyor, Bertolucci gibi. Ama Bertolucci'nin bir saplantısı var, o da dünyada ltalyan Komünist Partisi tarihinden daha ilginç bir şey olmadığını sanması. Herkes ltalyan Komünist Partisi'nin tarihiyle ilgilenmek zorunda değil ki?! Şu sıralar United Artist Film Şirketi için çalışryorsunuz. Hollywood'da bir büronuz var, her giin geliyorsunuz. Evet. Senaryoları inceliyor ve onaydan geçiriyorum. Senaryoyu okumak, yazmaktan çok daha zormuş. Bir film daha çevirmek ister miydiniz? Gtlcüm yeterse iki film çevireceğim. Biri "Sunsel BoulevartT'ın devamı olacak, ama kendi hayatımdan yola çıkacağım. Yaşlı ve genç iki yönetmen hakkında bir film. Genç yönetmen kim? Spielberg gibi biri. Yaşlı yönetmene hayran. Bu bir "dark comedy", yani trajikomik olacak. Yaşlı yönetmen son filmini, genç ise ilk filmini yapabilecekler mi... konusu. İkinci filminizin konusu ne? O tam bir komedi. Parasını nereye harcayacağım bilmeyen, korkunç zengin bir adam hakkında. Yani Paul Getty gibi biri. Film, zenginliğin gülünçlüğünü anlatacak. Genç olup da, evinin kirasını ödeyecek parası olmamak trajik bir durumdur. Ama milyarlara sahip olduğu halde ölüme yaklaşan, parasını ne yapacağını bilmeyen birinin hali gülünçtür. Hani bir laf vardır, "Hiçbir iyilik cezasız kalmaz" diye... Yani yönetmenlik sizce hâlfi en cazip ugraş, öyle mi? Bakın, geçen yıl, eski lran Şahı'nın oğluyla yapılmış bir söyleşiyi okudum. Humeyni'nin ölümünden sonra, Şah olarak ülkesine dönmek istediğini, çünkü halkını ve vatanını çok sevdiğini söylemiş. Ama eğer bunda başarılı olamazsa, film yönetmenliği yapacakmış. Evet, şoför, istasyon şefi, itfaiye müdürü filan değil ya lran Şahı, ya da film yönetmeni! U KADIKÖY Eskı Iskele Karşısı Sular Idaresı Yolu No 3 Tel. 338 58 4 7 3 3 8 83 10 BAKIRKÖY Bakırkoy İstasyon Gırışı Hatboyu Caddesı No 16 Tel 572 21 4 4 570 12 70 'Dünyada en çok kullanılan programlama sistemi" Film tamamlanınca, Hollywood'da yaptığımız gibi bir "preview" düzenlemeyi önerdim. tnsanlar sinemaya ne seyredeceklerini bilmeden geldiler. "Filmden etkilendiniz mi?" veya "Bu sahneler sizce gerçek mi, yoksa kurgu rau?" gibi sorular içeren anket kartları dağıtıldı. Film başlar başlamaz, sinema boşaldı, sonunda koca salonda yalnız üç kişi kalmıştı. Kartlar yere atılmış, kurşun kalemler çalınmıştı. Ben bunun üzerine kumandana gidip, "Bu filmi mutlaka göstermeliyiz," dedim. Tabii gösterilmedi. Ne yapacaksınız? Ya insanları kurşuna dizeceksiniz, ya da onlarla birlikte yaşamaya aJışacaksınız. Ben ikincisinden yanayım. 'Fedora" adlı filminizde, elindeki kamerayla deli gibi koşıışturan, kamerasına binbir tiirlu objektif takıp sakal bırakan genç rejisörlerle alay edersiniz. Örneğin Spielberg de sakallı. Sizce o da bu "yeni şarlatan"lardan biri mi? Bakın, Musevilerin harika bir deyişi vardır: "Keçi, sakalı var diye haham yerine geçmez." Spielberg, teknik açıdan çok iyi bir yönetmen, daha iyisi can sağlığı. Ben, yönetmenlerin gövde gösterisi haline getirilen filmleri sevmiyorum. Yani şöminenin içinden kamerayı sarkıtıp böylece "Noel Baba" olduğunu kanıtlamaya çalışan yönetmenlerden hoşianmıyorum. örneğin..? Hoşlanmadığım değil, hoşlandığım yönetmenleri saymayı tercih ederim. Polanski örneğin. Çok iyi bir yönetmendir. Mazursky, Sidney Lumet. Altman da fena değil. Ya Godard? Godard bir sahtekâr. Çok hesaplı. Ne pahasına olursa olsun şok yaratmak peşinde. Avrupa'da ve Japonya'da çok iyi yönetmenler var, Kurosavva örneğin. Avustralyalı yönetmenler. Derleyen: DİLEK ZAPTÇIOĞLU ve IBM Uyumlu PC'lerden oluşan yenı ve modern laboratuarlarımızda bilmerit eğitim kalitesi ıle değışık sektorlerde gorevlı ış sahıbı ve yönetıcilere Lütus 1.2.3 öğretiyoruz. Not: PC Yetkili satıcılarının kendi müşteri grupları ile müesseselerce gönderilecek yönetıcilere' ozei kuriar" uygulanır. bilmerk ... . „ . , . «• ı • RumelrCad Vılla Han 46 A Blok Kal 5 Nışanlaşı B ı l g ı s a y a r E ğ ı t ı m M e r k e z ı TK 146 85 1 141033? u m i ? 1485902 ? 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear