Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Barışın sahibi insandır Savaş ve ruhsal hastalıklar er iki dünya savaşından sonra da, savaştan dönen askerlerde değişık ruhsal bozukluklar görüldü Çevreye uyumsuzluk, eşler arasında uyumsuzluk, çalışma hayalına uyumsuzluk ön planda dikkati çekıyordu. Bunları aşan olaylar, depresyon olayları, intıhar eğılımlerı uzun süreli arastırmaların nedeni olmuştur. î I Savaşın sahipleri kim olursa olsun, barışın sahibi insandır. İnsanlık tarihi boyunca, insan böylesine bir var oiuşyok oluş ikilemi karışısında kalmadı... Barışa sahip çıkmak, insanın insanlığına sahip çıkmasıdır. larını, yanık derileri, her şeyi gordum." Japon erkeğın yanıtı çok düşündürücüdür: "Sen hiçbir şey görmedin." Doğrudur, Japon erkeğin söylediği. Kim se bir şey görmedi. Biz, hiçbir şey görmedık Şimdi, kentlerde oturup sıcaklardan yakınaıılar, deniz kıyılarında olup da serinlemeye çalışanlar, çeşitlı sıkıntılardan dertlenenler, bbler, hiçbir şey gormedik. Bir anda yükselen atom mantarının ardmdan yok olan yüz binlerce ınsanı, geride kalanların yanıklarını, kavrulmuş derilerını, saçlarını görmcdik. Bu, hiçbir şey gormedik. Gormeyelim de. Benım, sızın, hcrkesın, insanlığın dılcğı budur, çabası budur: "Bızler, hiçbir şey görmeyelim!' ölümle r i, yaralıları, sakatları, yerınden yurdundan olanları gormeyelim. Geı, kalmadan, çok geç kalmadan, her şey bir anda olup bıtmeden bütün insanlığın ortak ö/lemi olan BARIŞ içın birleşehm. Bir tek insanın sağhğı ıçın bunca emek verilen dünyamızda, milyonlarca insanın yok olmasına seyirci kalınamaz. Bir tek insan lıasta olmasın diye, bir tek insan acı çckme sın dıye, bir tek >nsan mutsuz olmasın dıye, bunca insanın uğraştığı, çaba harcadığı dünyamızda; kitlesel ölumlerin artık tek nedenı olan SAVAŞ belasına karşı çıkalım. İnsanlar emek vermeden barış olmaz. Insanlar çaba harcamadan banş olma?. Göztı nü havaya dıkerek "N'olur, barış olsun" de mekle barış olmaz. BARIŞ, toprakta buyuyen buğdaylar gıbı, özenle büyütülen bir çocuk gibi, uretilen bir sevgi gibi; yaratılan bir sana* urunu gibi, emek ister, çaba ister, bı linç ister. Savaştan çıkar sağlayanların karşısına di kılmek gerekir. Savaşı bir sömüru aracı ola rak kullananların karşısına dıkilmek gerekıı Savaşı egemenlıklerıni yaymak ıçın kullananların karşısına dikilmek gerekir. Kutsal savaşlar da vardır elbette. Ülkele rın bağırnsızlıkları içın, sömurüden kurtulmak için yaptıkları kutsal, "kurtuluş savaşları" vardır. Turkiye Cumhuriyeti, böyle kutsal bir kurtuluş savaşının sonucunda doğmuştur. Bağımsızlık ıçın, sömürüye karşı vcrilen savaşlar, barış bilincinin bir parçasıdır Dunyayı tehdit altında tutan, savaş yoluyla çıkar sağlamak, savaş yoluyla sömuruyu sur dürmck, savaş yoluyla egemenlığı yaymak, bılınçle, ınançla karşı çıkılması gereken bıı KöTULUK GUCÜ'dur. Çoğu kez, savaş içinde yaralıları kurtarmak ıçin çırpınan bir askcrı hckımın yaşadıklannı dUşUnürüm. İnsanın sağlığını koııııııak, onu hastalıklardan, yaralanmalardan kurtarmak ıçın eğitilmiş bir hekim, bir tek yaıalıyı bılc savsaklamadan gece gundüz çalışırken, yaııı başında yuzlerce insanı öldurcn, yaralayan bir savaşın sürup gitmesi ona kımbılır neler düşündurmuş, nelcr duyurmuştur. Savaşın ıçindekı bir hekım, bir yaralıyı iyıleştiııp yeniden savaşa, belkı de bu kez olumc gonderırken neler dtışunebilir ki? Bır tılm yoneimenı bu konuyu ışleseydı diye duşunmuşümdur. O hekım belkı de her yaralının başında duşunmuştur bunu: "Şımdı bu yaralıyı ıyıleştirıyorum. Sonıa nereye ponderiyorum? Gene savaşa. Gene yaralanmalara, belki de ölume Nasıl ıımutsuz bır çaba benımkı Tek tek uğraşıyorum butun yuralılarla KurtaraınadıklaniTia uzuluyorum, kurtardıklanma scvınıyorum. Ama, işte yanı başımda, savaş olanca hızıyla suruyor. Savaş deınek, ölenler demek, yaıalananlaı demek. l'ekı, ben burada ne yapıyorum, kımı kurtarıyonım?" Belki de böyle bır film yapılmıştır da ben gornıeınişimdir... 1 Eylul 1986, Dünya Barış Gunu. Boyle bır günde başka hastalıklardan söz açmak, savaşlarda ölen, yaralanan milyonlarca insana saygısızlık geldi bana. Bu sıcak havalar, yaygınla$an ıshal olayları, artan bulaşıcı sarılık, ıçkidcn yorulan karacığerler, trafik ka H arın, 1 Eylul 1986. Dünya Barış 'Günu. Bu yıl, Bırleşmış Milletler örgütü'nun kararıyla "Dünya Barış Yılı". Baıış yılında barış gununun ayrı bir anlamı olmalı. Ayrı bir anlamı var elbette. İnsan ıçın, ınsanlar içın, insanın yarattıkları ıçin, insanın geleceği için, ayrı bir anlamı var. Bırıncı Dünya Savaşı'ndakı ölülerin sayısına bakıyoruz: 8.700.000 insan. lkinci Dunya Savaşı'ndaki ölülerin sayısına bakıyoruz: 38.000.000 insan. Uçuncu Dünyası Savaşı'nda ölenleı ın sayısı ısc 100 mılyonlann da üstunde olacak, biliniyor. ölenler, yaralananlar, sakatlananlar, yerini yurdunu yitirenler. Savaş, butun bunlar demek. Yakılan, yıkılan kentler demek. Yiyecek bir lokma ekmek, içecek bir yudum su bulamamak de Y mek. Savaş, butun bunlar demek İnsanları BARIŞ duşüncesinde birleştireıı işte bunlar. tnsanlar, bu kere geç kalmadan savaşı önlemcye çalışıyor. Sonra, "Öyle mı olsaydı, böyle mı?", "Ben demıştım de, anlatmıştım da, yazmıştım da" demenın yararı olmayacak. Üçüncü Dünya Savaşı bir nükleer savaş olacaktır Böyle bir savaş, insanın soluduğu havayı insana duşman edecektir, insanın içtiği suyu, yediği ekmeği insana düşman edecektir. Uçüncü Dünya Savaşı bir nükleer savaş olacaktır. Alan Resnais'nin ünlu filmi "Hiroşima Sevgilim" de, kadın, bir Japon olan erkeğe, "Hiroşimayı gördıim" der. "Hiroşimayı gezdim. Müzeleri gordum. Mıızeleri gc/enlcri gördum. Hiroşima'dan kalanları, kadın sac Değışik araştırmalar (Fransa, Belçika, İngiltere ve Norveç'te) sivil halk arasında ruh hastalıkian oranında dusme olduğunu gostermiştir. Özellikle intıhar oranında belırlı bır azalma olrnuştur Buna karşılık, askerler arasında, savaş nevrozları sıkiıkla ortaya çıkmış, savaş tutsaklan arasında ruhsal dengesızlıkler çok yuksek oranlara ulaşmıştır. İngıltere'de bombardımanların çok yoğun olduğu aylarda mıde ulserlerınde delınme vakaları artış gostermiştir. (Ruh Sağlığı ve Hastalıkian) Savaşın yol açtığı nevrozlar, ozellıkle üç kategorıdeki insan üzerinde sıkiıkla görülrnüştür: Askerler, savaş tutsaklan, savaş nedenıyle göç etmek zorunda kalanlar. Savaş nevrozu bir "travmatik nevroz"dur. Burada, travma, savaştır. Savaşın yol açtığı oldürülme korkusu, öldurme korkusu, bu korkuları yenmek ıçın harcanan çabalar, bütün bunların sonuçlan insanları derinden yaralamış, derinden etkılemiştır. Savaş tutsaklığı, gene çeşitlı gergınlıklerın yaşandığı bir durumdur. Belırsizlık, güvensızlık, aşağılanma, her şeyin yitirildiğıMuygusunun yarattığı boşluk insanlan uzun yıllar süren ruhsal bozukluklara itmistir. Savaşın yarattığı goçler, insanları "kökunden koparılmışlık" duygusuna itmiş, güvensızlık, beiirsizlik, çeşitlı uyum bozukluklarıyla karşı karşıya bırakmıstır. Savaş, yalnız bedepleri değil, ruhları da sakatlayan bir olaydır. Savaşa karşı çıkmak insanın hem hakkı, hem de görevıdır .1 1 Bir göz, Bir böbrek ve sağ kolumu satışa çıkardım O rdu'da geçım sıkıntısı içinde bulunan 20 yıllık bir işçi, vücudunun bazı kısımlarını ' satışa çıkardı 20 yıl once Ordu'da bir smemaya gece ve gundüz bekçısı olarak giren ve haien aynı sınemada kalonfercılığınden bilet kontrolüne kadar her ışi yapan Sedat Akkaya (45) adlı işçi, uç çocuğu ıle bırlıkte geçınebılmek ıçın zorluk çekınce, Bir göz, bir böbrek ve sağ kolumu satışa çıkardım. İhtiyacı olan gelsln alsın dedl 20 yılın 18 yılını sigortalı çalışmakla surdüren Sedat Akkaya eline 28 bin lira asgari ücret geçtığini söyledi. Gazotemızin 23 ağustos günku sayısmda yer alan bu haber bir başka savaşın, "yaşama savaşı"nın insana bıçtiğı değerı belirtıyor. Yaşama savaşında yenık duşen bu ışçı, savaşın sakatladığı bir insan gibı, tek gözle, tek böbrekle ve tek kolla yaşamaya razı Elbette, kendı ısteğı değıl bu, zorlamyor Kendı gucü dışında bir güç, yenemediğı bir güç, onu bu duruma zorluyor. "Geçim sıkıntısı". Sedat Akkaya'ya, savaş sakalları gıbı sakat yaşama yolunu gösteriyor Geçlm sıkıntısı, milyonlarca insanın savaşı. Her gün, çarşıda, pazarda, mutfakta, so(rada, sokakta surüp giden bir savaş. Her gun, her yerde surup giden, hep yıtırilen bir savaş. Yaşama savaşının neden yitlrildlğl de çok açık Ücretler geriliyor, fiyatlar yukseliyor. Açık ve net. "Olduydu, olacaktı, önümuzdeki beş yıl, ardımızdaki sıkıntılar, enflasyon canavannı yenıyoruz, dışimizı sıkalım, ha gayret, yanımıza yöremıze bakalım, halimıze şükredelım, aman zararlı akımlara kapılmayalım, davul tozu, mınare gölgesi" derken yetkılılerlmız, Sedat Akkaya'dan bir feryat yukseliyor: "Bir göz, bir böbrek ve sağ kolumu satışa çıkardım. İhtiyacı olan gelsın alsın." Şimdi, kımler yanıt verecek ışçl Sedat Akkaya'ya? Klmler yanıt verecek yaşam savaşını yitirmekte olan ısçilere, memurlara, işsizlere?..Ü /alan, hepsı hepsi insanın sağlığını bo/an etkenler... Ama, bütün bunlar, başka hastalıklar, bir NÜK1 EER SAVAŞ'm yuz milyonlarca insanı olumle, sakatlıklarla tehdit etlcn dehşeti karşısında gerilerde kalıyor. Hepımı7in düşünmesi gereken budur. İnsanlık, buyuk belaların karşısına dıkılnıesını bilmıştir. İnsanlık milyonlarca insanı öldürcn VLBA'yı ycnmesıni bilmıştir. EFES kentını ortadan kaldıran SlTMA'yı yenmesini bilmıştir. Milyonlarca insanın olumune yol açan KOLERA salgınlarını, bulaşıcı hastalık salgınlarını ycnmesıni bılmışııı. İnsanlık SAVAŞI yenmesini de bilCLektır. Savaşın, lıele lıele, gunumü/dekı bır savaşın nelere mal olacağını duşünecektır. Bır nükleer santfal ka/asının nasıl yaşandığı gorulmııştur. Nükleer bir savaş yanında bu kavanın hiç kalacağı da bılııunektedır. Bugün, insanın evıensel bırınci goıevı, DUNYA BARlŞI'na sahip çıkmakiır. Savaşın sahıpleıı kim olursa olsun, barışın sahibi insandı'r. İnsanlık tarıhı boyunca, insan, böylesine bır var oluşyok oluş ıkılcmı karşısında kalmadı. Bugün, var olmak da yok olmak da insanın ehndedir. Herkes, hepimız, tek tek, ulıısça, insanlıkça BARIŞ'a sahip çıkmak zorundayız. Barışa sahip çıkmak, insanın insanlığına sahip çıkmasıdır...D 27