26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

6 HAZİRAN 2008 CUMA Turhan ÇAKAR Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı anunla yetkili kılınan ve işin uzmanı olan DSİ Genel Müdürlüğü’nce yapılan planları zamanında uygulamaması, uyarıları dikkate almaması, bunun yerine keyfi uygulamalarla daha büyük maliyetli yatırımları plansız bir şekilde Ankara halkına dayatarak ve daha önce yapılan yatırımların atıl kalmasına yol açarak Ankara halkını ve kamuyu zarara uğratmaları nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ASKİ Genel Müdürlüğü yetkilileri hakkında görevi kötüye kullanmaktan dolayı Tüketici Hakları Derneği olarak 02.06.2008 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunda, plansız ve keyfi davranışlarda bulunmak suretiyle görevi kötüye kullanarak gerek kamuyu gerekse Ankara halkını büyük maddi ve manevi zararlara uğratan şikayet edilenler hakkında gerekli soruşturma yapılarak haklarında kamu davası açılmasına karar verilmesi istenildi. K Gökçek Görevini Kötüye Kullandı SUÇ DUYURUSU DİLEKÇESİNİN ÖZETİ 1996 yılında DSİ’ce hazırlanan planlama raporunda Ankara’nın 2027 yılına kadar olan uzun vadeli su ihtiyacının karşılanabilmesi için Gerede sistemi planlanmıştır. İki aşamalı olarak planlanan projenin birinci aşaması tamamlandığında yılda 173 milyon metreküp, ikinci aşaması tamamlandığında ise 230 milyon metreküp su temin etmiş olacaktı. İlk planlamada 2004 yılında devreye alınması öngörülen sistem, sürekli ertelenmiş ve sonunda birinci aşama tesislerinin 2011 yılında hizmete girmesi öngörülmüştür. DSİ Genel Müdürlüğü’nce yapılan çalışmalarda, ardışık 2 yıl istenilen oranda yağış alınamadığı taktirde Ankara’da su sıkıntısı yaşanacağı hesap edilmiş ve Gerede sisteminin birinci kısmının yapımına hemen başlanması gerektiği düşünülerek durum, 17.06.2004 tarih ve 1202 sayılı yazı ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na bildirilmiştir. Ayrıca bu yazıda çalışmaların DSİ tarafından yapılabilmesi için her iki kurum arasında protokol imzalanması gerektiği, aksi takdirde doğabilecek gecikmelerden DSİ’nin sorumlu olmayacağı belirtilmiştir. DSİ, Mart 2004’de Hazine Müsteşarlığı’na yazdığı yazı ile Gerede sisteminin birinci aşamasının en geç 2010 yılında devreye girmesi gerektiğini, aksi taktirde bu tarihten itibaren kentte su sıkıntısı yaşanabileceğini belirtmiştir. Haziran 2004’te de Gerede sisteminin birinci aşamasının ivedilikle programa alınıp yapılmasını, gecikme halinde kendilerinin sorumlu olmayacağını ASKİ Genel Müdürlüğü’ne yine yazılı olarak bildirmiştir. ASKİ’nin Temmuz 2004 tarihli cevabi yazısında; kentin uzun vadeli su ihtiyacının karşılanması için Gerede sisteminin yapılması ve en geç 2008 yılında devreye alınması gerektiği, ASKİ Genel Müdürlüğü’nün bu projeleri gerçekleştirecek mali ve teknik yeterlikte olduğu, kuruluş kanunundan gelen yetkisinin de bunları yapmaya yeterli olduğu bildirilmiştir. Ancak 2004 yılından bugüne kadar Gerede sistemi ile ilgili herhangi bir gelişme olmamış, ASKİ de bu yolda bir çalışma yapmamıştır. SAĞLIKSIZ VE PAHALI DSİ’nin yıllar öncesinden Ankara’nın su ihtiyacı ile ilgili öngörülerinin doğruluğu ve yaptığı planlamaların uygulanması gerekliliği 2007 yazı itibariyle açıkça görülmüştür. Bu tarihten itibaren su sıkıntısı büyük boyutlara ulaşmıştır. Öyleki Ankara’nın su ihtiyacının yaklaşık yarısını karşılayan Çamlıdere Barajı’nda su seviyesinin anormal ölçülerde düşmesi nedeniyle, yaklaşık 1 yıldır şehre normal su seviyesinin çok altından kot altı suyu verilmektedir. Kot altı suyu 24 saat aralıksız çalışan pompalar ile temin edilmekte, bunun için de büyük ölçüde enerji sarfiyatı yapılmaktadır. Bu sarfiyatın korkunç boyutlara varan maliyeti de şehir halkının faturalarına yansıtılmaktadır. ASKİ ve Ankara Büyükşehir Belediyesi, DSİ’nin planlarını uygulayarak Gerede sistemini hayata geçirmek yerine, maliyeti daha yüksek olan, üstelik daha düşük kalitedeki Kızılırmak suyunu getirmeyi tercih etmiştir. Gerede Suyu Projesi’nin maliyetinin yaklaşık 240 milyon dolar olabileceği belirtilmektedir. Oysa, Kızılırmak Suyu Projesi’ne bugüne kadar en az 700 milyon dolar harcandığı uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Bu tercih, Gerede sisteminden getirilecek suyun depolanması için büyük yapılan Çamlıdere Baraj gölü ve iletim hattı ile ilgili yatırımı da boşa çıkartmış, böylece kaynak israfına neden olunmuştur. Sonuçta Ankaralı daha kalitesiz suyu daha pahalıya kullanmaya mahkum edilmiştir. Kızılırmak suyunun Ankara’ya planlandığı zamandan önce çevrilmesi nedeniyle Kızılırmak üzerinde Kesikköprü Barajı’ndan sonra mevcut ve yapılacak olan hidroelektrik enerji üretim tesislerinde üretilen ve üretilecek elektrik enerji miktarı azalacaktır. Yapılan hesaplamalar kayıp enerji miktarının yılda yaklaşık 1 milyar Kwh civarında olacağını ortaya koymaktadır. Elektriğin Kilowatt saatinin satış bedeli raporlarda ortalama 8 ABD cent’i olarak alınmaktadır. Bu durumda enerji kaybı hesabında en az 15 yıl alındığında toplam kayıp 15 milyar kilowatt saat olacaktır. Bunun ülkemizde oluşturacağı mali kayıp ise en az 1,2 milyar ABD Doları olacaktır. Bu üretimin yapılamaması nedeniyle doğalgaz ile çok daha pahalıya yapılacak üretimden gelecek olan ilave maliyet de eklendiğinde bu kayıp 2 milyar ABD Dolarına yaklaşmaktadır. Şikayet edilen İ. Melih Gökçek, kendi sorumluluğuna aldığı Ankara içme suyu temini konusunda DSİ’nin defalarca yaptığı uyarıları dikkate almayarak gerekli çalışmaları zamanında yapmamış ve bugünkü sıkıntılı durumun ortaya çıkmasında etkin rol oynamıştır. Bu yaklaşımıyla da kuraklığı ve susuzluğu bahane ederek Ankaralıları sağlıksız ve pahalı su kullanımına mahkum etmektedir. Bu ağır tablonun yükünü gerek sağlık açısından sakıncaları olabileceği söylenen bir suya mahkum olarak, gerekse bu kalitesiz suyu pahalı satın alarak Ankara halkı ödeyecektir. KEYFİ YÖNETİM Yukarıda da açıklandığı üzere yerel yönetimin plansız ve keyfi davranışları; yalnızca tüketiciyi değil, yatırımların zamanında yapılmaması, daha önce yapılanların atıl bırakılması vs. nedenlerle kamuyu da büyük zarara uğratmıştır. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut arıtma tesisleri Kızılırmak suyunu arıtmada yeterli olmadığından çok ileri teknoloji getirilirse su fiyatları yükselecektir. Ayrıca, Gerede suyunun getirilmesi ile de Kızılırmak sistemi atıl kalacağından kamu ayrıca zarara uğratılmış olacaktır. Gerek Ankara’daki su sıkıntısı gerekse Ankara’nın suyuna dünyanın en pahalı suyu unvanını kazandıran pahalılık, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yönetim hatalarından ve keyfi yönetiminden kaynaklanmaktadır. Şikayet edilenlerin, kanunla yetkili kılınan ve işin uzmanı olan DSİ’ce yapılan planları zamanında uygulamaması, uyarıları dikkate almaması, bunun yerine keyfi uygulamalarla daha büyük maliyetli yatırımları plansız bir şekilde Ankara halkına dayatarak ve daha önce yapılan yatırımların atıl kalmasına yol açarak Ankara halkını ve kamuyu zarara uğratmaları kanımızca GÖREVİN KÖTÜYE KULLANILMASI suçunu oluşturur. Bu dava dilekçesinin hazırlanmasında teknik yardımını gördüğümüz su uzmanı Dursun Yıldız ile dava dilekçemizi hazırlayan Hukuk Komisyonu Üyemiz Av. Tüketici Hakları Derneği / Tel: 425 15 29 417 93 34 419 37 74 / [email protected] www.tuketicihaklari.org.tr 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear