Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
(23 OCAK 1873 / 3 AĞUSTOS 1954)
Yaşam sevincinin
unutulmaz simgesi:
Colette!
Sanatçı ruhunun oluşmasında be- COLETTE: ‘İLK İZLENİMİNİZE SADIK KALMAYA
lirleyici bir rol oynamış olan ve bü-
ÇALIŞIN. YALAN SÖYLEMEYE KALKMAYIN!’
tün canlılara sevgiyle yaklaşma- Kitaplarındaki şaşırtıcı imgeler ve metaforlarla bezenmiş
yı kendisinden öğrendiği annesi Si- lirizm, geçmişte yaşadıklarının yoğunluğunu yeniden can-
donie Landoy’yı yapıtlarında Sido landırdığı gibi doğayla olan şaşmaz dostluğunu da yansıtır.
adıyla yaşatmış, Claudine’in Evi Aslında Colette kelimenin tam anlamıyla bir şairdir. Her
cümlede en doğru sözcükleri seçmeyi başaran, okuyucuya
gibi birçok başyapıtında ana karak-
terlerinden biri yapmıştır Colette. her hissi tüm gücüyle, tadı ve kokusuyla aktaracak en etkin
imgeyi bulmakta ustalaşmış ender yazarlar arasında yer alır.
Gündoğumu, Sidonie’nin
Bütün yaşama korkularından soyutlayarak oluşturduğu
Colette’in ikinci eşine yazdığı bir
yaşama enerjisini düzyazı şiirler gibi okunan, uzun ya da kı-
mektupla başlar. Doğayı delicesi-
sa bütün metinlerinde dile getirir.
ne seven bu kadın damadı onu Pa-
Tüm evreni coşkuyla kucaklayan Colette’in gözünde, en
ris’teki evlerine davet ettiğinde, ce-
içten duyguları edebiyat yapmak uğruna yozlaştırmaktan ka-
vap mektubunda sevgili kızını çok
çınmak gerekir:
özlediğini ama ne yazık ki geleme-
“Size neyin zevk verdiğine uzun uzun bakın, neyin acı ver-
yeceğini yazar, zira pembe kaktüsü
diğine daha uzun süre bakın. İlk izleniminize sadık kalmaya
çiçek açmak üzeredir!
çalışın. İlk izlenime. Yalan söylemeye kalkmayın.”
Sırf bu mektup bile Colette’in
ağaçlar, çiçekler ve hayvanlar
SKANDALLAR KRALİÇESİ!
hakkında neden en etkileyici
Şiirsel metinleri bizi her ayrıntıda evrenin zenginliğini
gözlem ve betimlemeleri yazmış
görmeye davet ederken doğa ile insanın tam bir uyum içinde
olduğunu anlamamıza yeterlidir.
yaşadığı bir dünyada var olmanın mutluluğunu ifade eder.
İlk eşinden boşandıktan sonra altı yıl boyunca Moulin Ro-
YAZARLIĞA ÖĞRENCİLİK
uge ve Bataclan gibi dönemin en moda müzikhollerinde ça-
ANILARIYLA BAŞLAR!
lışan, erotik pandomim gösterileri yaptığı ve yarı çıplak dans
Colette yazarlık yaşamına, ünlü bir
FERDA FİDAN
ettiği için “Skandallar Kraliçesi” olarak anılmaya başlar.
eleştirmen olan ilk eşinin teşvikiyle, öğrencilik anılarını okul
defterlerine yazarak başlamıştır.
‘AVARE KADIN’, ‘CİCİM’, ‘DİŞİ KEDİ’,
COLETTE: ‘BENİM KRALLIĞIM BU DÜNYADANDIR.
Böylece ortaya çıkan Claudine Okulda ile 1900 yılında
‘GIGI’, ‘DUYGUSAL SÜRGÜN’, ‘O ZEVKLER’
BEN TERK ETTİĞİM BİR ÜLKEYE AİTİM!’
giriş yaptığı edebiyat dünyasında kendine kısa sürede
Avare Kadın, Cicim, Dişi Kedi, Gigi, Duygusal Sürgün, O
Fransa’nın Bourgogne bölgesinde 1873’te Saint-Sauveur
özel bir yer açmayı başarmış ve daha sonra yazdığı hemen
Zevkler gibi yapıtlarında aşka ve cinselliğe kadınların bakış
adlı köyde doğup büyüyen Sidonie-Gabrielle Colette, ileride
tüm yapıtlarında, yeryüzünde soluk almanın doyumsuz
açısından yer vermekten çekinmez.
romanlarının özünü oluşturacak bütün deneyimleri burada
keyfini, doğanın herkese kucak açan sonsuz cömertliğini,
Bununla da bitmez: Başta Belle Epoque yıllarının meşhur
yaşamış, “doğanın içinde ürperen her şeyi” dinlemeyi,
yaşamın en basit mutluluklarının tam elimizin altında
simalarından Missy olmak üzere kadınlarla yaşadığı tutku-
gökyüzünün nefis renklerini seyretmeyi öğrenmiş,
olduğunu hatırlatmıştır bize:
lu ilişkileri de kaleme almaktan korkmayarak zamanın ahlak
yaşama tutkuyla bağlanmış ve Albert Camus gibi İsa’nın
“Köknar ağaçlarının altında ateş yakıyoruz, yazın bile,
kurallarını hiçe sayan bir tavır sergiler.
sözünü tersine çevirerek “Benim krallığım bu dünyadandır”
çünkü yasak; her şeyi pişirebilirsiniz, bir elma, bir armut,
demiştir.
FRANSIZ GONCOURT AKADEMİSİ’NİN
komşu tarladan aşırılmış bir patates, biraz esmer ekmek, acı
O mutlu günler öylesine kazınmıştır ki zihnine, yıllar son-
İLK KADIN YAZAR ÜYESİ!
duman ve reçine kokusu, iğrenç, enfes.”
ra Les Vrilles de la vigne adlı yapıtında, “Ben terk ettiğim
Yazarlık hüneri o kadar büyüleyicidir ki üstüne yağan
bir ülkeye aitim” yazarak adeta okurla, belki de kendisiyle
ÖZKURGU TÜRÜNÜN YARATICISI!
bütün eleştiri oklarına karşın 1945’te Fransız Goncourt
konuşur gibi çocukluğunun geçtiği topraklara duyduğu özle-
Altmışa yakın yapıt bırakmış olan Colette, romanlarının Akademisi’ne ilk kadın yazar üye olarak kabul edilir.
mi dile getirmiştir: çoğunda kendi yaşamından esinlendiği için Fransa’da öz-
1947 ile 1949 yılları arasında yazdığı son yapıtı Mavi
“Alır götürür seni kadife kürklü eşek arılarının hoplayan
kurgu türünün de yaratıcısı olarak kabul edilir. Fener’i o güne kadar yayımladığı altmışa yakın kitap gibi
şarkıları ve kendi yüreğinin kanı gibi kulaklarına vurur, ta
Zaten kendisi de imgelemine pek güvenemediği için, roman hangi türe dahil edebileceğimizi kestirmek zordur.
yukarıdaki ormana, dünyanın bittiği yere kadar... İnsanların türüne hep kuşkuyla yaklaşmış olduğunu itiraf eder: “Gerçek Kendi deyimiyle “Ne bir anılar dizisi ne de bir günlük”
unuttuğu, kadim bir orman ve tıpkı cennet gibi.” romanlar okuduklarımdır, benim yazdıklarım değil.” olan yapıt daha çok bir deneme olarak kabul edilir.
>>
30 Ocak 2025
10