Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                yoğunlaşır, Kenan açılacak, Deniz de bu ilgiye yörüngesine oturtabilecek midir peki Deniz? görülüyor. 
yanıt verecektir. Romanın, kavramsal tortu bırakıp bırakmadığı Demek yaşanan aşklar da olmasa deneme ki-
Çünkü Kenan’a güven duyar, bu, daha da yak- konusuna değinelim biraz da. tabı bağlamında anılabilecek bir algı çıkacak Bir 
laştırır. Babasını, ardından Filiz’i, uyuşturucu kul- Bunun için olguların türe özgü dil-mantık teme- Günün İkinci Yarısı’nda. 
linde ele alınıp alınmadığını, bunların roman çatı-
lanımını, yaşadıklarını paylaşır. Kenan, yaşından Yazım yanlışlarına ne demeli, hemen her sayfa-
sına yerleştirimini, omurgaya nasıl oturtulup ya-
beklenmeyecek tutumla bağrına basar Deniz’i. ya yayılmış halde, yüzlerce belki? Bunu nasıl ya-
pılandırıldığını göz önünde tutmak gerekiyor. 
kıştırayım Cumhuriyet Kitapları’na? Ah, ah… 
SİSİFOS OLMAK; O BUNALTICI 
Yer yer makale havasında ya da en azından 
Yine de 1980 sonrasıyla bu son çeyrek yüzyılın 
BOŞLUKTAN KURTULMAK!
deneme diliyle kurulduğu öne sürülebilecek bö-
toplumsal tarihini okumanın bir anahtarı olarak 
Ergin Yıldızoğlu, romanda altını çizerek iş-
lümceler kuşku uyandırmıyor değil. 
da kendini gösteriyor roman. 
lediği sorunların neden olduğu, ortalığı kapla-
Romanda egemen kapsayıcı dil-mantık ya-
1970’lerden 80’leri de içine alarak Deniz’in 
yan kara delik olarak git git büyüyen “boşluk”a, 
pısı, Z’yle Deniz’in, ilişkilendikleri kişilerin 
doğduğu 1991’e, çocukluğuyla başlayıp günü-
“bunalım”a yoğunlaşıyor. 
hikâyelerinde, anlatıcının ya da Hoca’nın “kitap 
müze gelen “siyasal İslam”ın yayıldığı yıllara neş-
Romanın oturduğu omurgayı Hoca’nın ağzın-
projesi”ni hikâye edişinde yükselirken konunun 
ter vuruyor. 
dan dinliyoruz: 
Sisifos söylenine taşındığı bölümcelerde düşüş 
Doğru tutumla bunu bireyler üzerinden bütün-
“Var olan anlamlar sisteminin parçalanmaya, 
sergiliyor yazık ki. 
lerken örnekçeye dönüşüyor yapıt. 
n
egemen bilişsel haritaların belirsizleşmeye baş-
Oysa Ergin, romanın girişinde alıntıladığı  
ladığı bir dönemde bir toplum, yeni bir anlamlar www.sadikaslankara.com, her perşembe 
şiirde “Hep yanık plastik kokuyordu gece” dize-
sistemi sunuyor, yeni bir bilişsel haritanın oluş- sindekine benzer sıçramalı anlatıma, eksiltili  öykü-roman, tiyatro, belgesel alanlarında 
ması için olanaklar yaratabiliyorsa bu sürecin par- güncellenerek sürüyor. 
göndermeye dayalı yaklaşımını tüm romana  
çası olanlar, olmayı başaranlar için o ‘şeyi’ bul- yayabilirdi herhalde. (Yukarıdaki yazının ayrıntılarla örülü daha 
mak kolay.” (173-179) Kaldı ki bu parıltıyı yansıtan azımsanmayacak geniş biçimi 30 Ocak güncellemesinde yer 
“Ekseninden çıkmış (bu) hayatı” (293) yeniden sayıda sıçramalı geçiş, yan anlam ağı örüntüsü alacaktır.)
FERRUH TUNÇ’TAN NOSTALJİK, DÜŞÜNSEL VE POLİTİK ÜÇLEME:
‘KAÇIŞ RAMPASI’, ‘CEHENNEME DOĞRU’, ‘SEPYA’
ördüncü şiir kitabı Bir Cüm-
le Oldum (Everest, 2017)’un 
D ardından, çeşitli dergiler-
de şiir yayınlasa da yeni bir kitap ya-
yımlamamış olan şair Ferruh Tunç, 
Özerk Bahçe Yayınevi’nin özel dizi-
sinden sınırlı basılan üç yeni kitapla 
şiir dünyasını selamladı: Kaçış Ram-
pası, Cehennem Doğru, Sepya. 
Her biri değerli bir ressamın özel 
olarak resimlediği (Hayati Misman, 
Zahit Büyükişliyen ve Artin Demirci) 
kitapların tasarımı Emre Senan’a ait. 
Kitapların bütünselliğini tamamla-
yan resimlerin duyusal zembereğini, 
yalnızca görünür nesnelerin izlenimi 
değil, şiirlerin çağrışımlarıyla kurul-
bahçeler ve uzak ormanlar oluşturuyor. rikleştirilmesine karşı bir duruş sergilemeyi sürdürüyor.
muş sezgisel bağlantılar kuruyor.
‘CEHENNEME DOĞRU’ ‘SEPYA’
‘KAÇIŞ RAMPASI’
Cehenneme Doğru, Ferruh Tunç’un 2011’de yayım- Tunç’un “Akdeniz duyarlığı”nın rüzgârının estiği Sep-
Şairin Kaçış Rampası adlı kitabında, büyük ölçüde 
landığında büyük ilgi gören ve aynı yılın Ceyhun Atuf ya’daki şiirleri ise sayısal teknoloji öncesi fotoğraf al-
evlere kapandığımız Covid 19 salgını yıllarında yazılmış 
Kansu ve Behçet Necatigil şiir ödüllerine değer bulu- bümlerinin “anı” ile “tarih” arasındaki solgun yüzüy -
şiirleri yer alıyor. 
nan Melez Zamanlar adlı kitabıyla yakınlıklar taşıyor. le, nice zaman sonra geri dönülen çocukluk ve gençlik 
“Salt bilgi”nin şaşkınlık, yetersizlik ve aldatıcılığının 
Şair, bu kitabında da çağdaş şiir sözlüğümüzü geniş- mekânlarında geziniyor. Unutmakla hatırlamak arasında 
telafisinin, yakınlaşan felsefe ve sanatta arandığı 
leten bir güncellik, somut bir yaşamsallıkla yazmayı, iro- bir gelgite de dönüşen bu “nostos” ya da “sıla-i rahim” 
bu “olağandışı günler” şiirlerinin mekânlarını, ev 
içleri olduğu kadar pencerelerden bakılan sokaklar, niyi ve lirizmi ustalıkla kullanmayı, dünyanın farklı coğ- duyarlığı; klasik liriklerden hafif caza, oradan epik-ço-
gidilemeyen meydanlar, insansız kumsallar, saklı rafyalarda gezinmeyi ve şiirin ‘iyi şiir’ adı altında ezote- banıl övgülere varan içten bir şiir deneyimi sunuyor. 
n
STUART JEFFRIES’TEN ‘BÜYÜK UÇURUM OTELİ: 
FRANKFURT OKULU’NDAN YAŞAM ÖYKÜLERİ’
923’te bir grup entelektüel modern dünyanın işle- konusunda ustaydılar ve sadece düşünme biçimimi- rafından yayımlanan Stu-
yişini çözümlemek, kapitalist sistemin eleştirisini art Jeffries’in ifadesiyle 
zi değil, tartışmaya değer gördüğümüz konu başlıkla-
1 yapmak üzere Frankfurt’ta bir araya geldi. Sonra- “Onların şişeye koyduk-
rını da değiştirdiler. 
ları Frankfurt Okulu olarak anılacak Marksist Araştırma ları mesajı açıp okumanın 
Frankfurt Okulu’nda ortaya konan fikirler ve yürütülen 
vakti geldi artık.” 
Enstitüsü, kurulduğu andan itibaren reel siyasete me-
n
tartışmalar her şeye karşın önemini hep korudu. Kapita-
safeli, siyasi mücadelelere şüpheci bir tavır takındı. 
lizm ve faşizmin kendisini güncellediği, toplumun sosyal 
Büyük Uçurum Oteli 
Bu okulun ileri gelen üyeleri - Theodor Adorno, Max 
medya ve tüketim çılgınlığına mahkûm olduğu, makine-
- Frankfurt Okulu’ndan 
Horkheimer, Herbert Marcuse, Erich Fromm, Friedrich leştiği çağımızın karanlığını çözümleme yolunda Frank-
Yaşam Öyküleri / Stuart 
Pollock, Franz Neumann ve Jürgen Habermas - faşiz-
furt Okulu düşünürlerinin hâlâ söyleyecek sözleri var.
Jeffries / Çeviren: Banu 
min habisliğini ve kapitalizmin Batı toplumlarının içi- Büyük Uçurum Oteli: Frankfurt Okulu’ndan Yaşam Öy-
Karakaş / Minotor Kitap 
ni oyan, çökerten etkilerini irdelemek ve eleştirmek küleri kitabı Banu Karakaş’ın çevirisiyle Minotor Kitap ta- / 504 s. / 2024.
6 23 Ocak 2025
            
    
