Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                Toplumsal karmaşayı anlatmak: 
‘Bir Günün İkinci Yarısı’
Farklı toplum kesimlerinden, kimse kim her birey, içinde debelendiği yaşamın küçücük 
penceresinden bakarak da olsa hayata dönük ille yorum getirmeye çalışır. 
Romanlar, bizi hem bu bakışlarla, bunların sahipleriyle tanıştırır hem de bu yöndeki 
öteki bakışlarla birbirine teyellenmiş halde bütün hayatı kategorik anlamda 
kavramımızın da önünü açar bir güzel.
rgin Yıldızoğlu, Cumhuriyet yazılarındaki numu hep aynıdır. İngilizce ders verdiği özel ki Azra’yla Almanya’da tanışır. “Azra’nın irade-
si önünde eğil(ir), planlarını benimse(r)” (110) Az-
yaklaşımla ama kurmaca bir evrenle geli- okulu bırakınca içe dönmüş, market duvarıyla 
E yor: Bir Günün İkinci Yarısı (Cumhuriyet Ki- ayrılan “yapının tek odası”na kapamıştır kendini: ra, “hamile olduğunu açıkla(r)”, “doğumdan önce 
acilen evlen(irler)” (128, 129). 
tapları, 2024). “Bir yatak, tahta bir iskemle”, sonra “polyester 
Yer yer bilimci edası yansıtan, kendisine enikonu Deniz, Almanya’da doğar. Ama kasabalarına 
kaplı bir masa”, kitaplık; “yarım bırakıldığı bes-
dönerler.
bu rolü biçen anlatıcı, romanda iki ayrı kuşaktan belli” kitaplar, “gözleri… duvara çakılı kancaya 
karakterler eşliğinde döngüyü tamamlıyor. Bunun 
gidip gelen” Z, “Buraya nasıl geldim” diye sorar, 
1980 SONRASI, KUŞAKLARI ÖĞÜTEN SÜREÇ…
“kitap projesi” (331) olduğunu da öğreniyoruz. Bu soruyla “belleğinde ‘flashback’ gibi bir şey yaşa-
Z’nin ardından Ankara’da üniversite öğrencisi 
arada Hoca veya Ergin ya da Engin olarak da anı-
maya başla(r).” (34, 37) 
Deniz’e geçer roman, onu uyuşturucu bağımlılığı 
labiliyor (262, 290, 291, 292 316). O halde kendi-
Z, ilk aşkının derin vurgunuyla kıvrandığı kırıl-
aşamasında tanıyıp son çeyrek yüzyıla dalarız. 
siyle örtüşük sürdürüyor romanı Ergin. manın çalkantısındadır. Nilgün’le ilişkisi, 1977’de 
Genç kız, satıcıyı beklerken kente dersi için  
fakülte arkadaşlığıyla başlar. 
ANLATICI SEZGİNİN ÖNÜNÜ AÇAR,  gelen Hoca, Güven Park’ta, birbirini Gezi 
İlerleyen bölümlerde roman zamanının Gezi 
TAŞLARI YERİNE OTURTUR!
sürecinde tanımışlık duygusuyla kızla karşılaşıp 
sonrası 2014 olduğunu anlarız. Z, Nilgün’le bir-
Bizdeki geleneksel hikâye anlatıcılığını bir ya- kolayca kaynaşırlar. 
likte devrimci gençlik eylemlerinde de yerini alır.
na bırakırsak romanda “anlatıcı”, anlatmaya so-
Nitekim Deniz, “adını zaten bildiği” (166) hoca-
Ne ki aşk, birden sonsuz bir kopuşla kesilir. 
yunmaz. yı Ergin çağrışımıyla tanıtır adeta: 
Evlenme kararı almışlardır. Nilgün, Maraş’a gi-
Kurgulanan bir “anlatı” varsa “anlatıcı” da ola- “Zaten sizi gazetedeki yazılarınızdan ve şiirleri-
der, ailesiyle görüşecektir, “ikinci akşamı ara(r)”: 
caktır, bunları yazın terimi bağlamında alıp her nizden de biliyorduk.” (162) 
“Aşkım, burada hava çok gergin.” “Bazı evlerin, 
romanda bir kez daha anlamlandırmak gerekir.  Annesi, Deniz’e göre marketin kasasında otu-
özellikle Alevi evlerinin işaretlendiğine dair söy-
Bir Günün İkinci Yarısı’nda anlatıcı konuyu ran, beklediği şefkati bulamadığı bir kadındır. 
lentiler de var.” 
açarken “yirmi beş yıldır her yaz gelme(sine)” Babasıysa bu yoksunlukta onu hepten yalnız 
“Bu son konuşmamız oldu” der Z. “Nilgün, 
karşın yörede kimseyi pek tanımadığını söyler, bırakıp terk etmiş, o da bunun altından kalkamaz 
Kahramanmaraş katliamının karanlık kuyusunda 
“on yıl boyunca her yaz” kaldığı Ege’nin bu kıyı hale gelmiştir. Uyuşturucuya yönelişi de bu çı-
kaybol(ur)…” (89, 91) 
köyünde Z’yi önüne çeker yine de. kışsızlıktandır. 
Z, bir türlü kendini doğrultamaz: 
Okuru uyarır: “Bundan sonra okuyacaklarını- Oysa o ana dek entelektüel tutumuyla öğrenci 
“Yaşamak arzum kaybolmuş, 
zın gerçek yaşamdaki, gerçek insanlarla bir grupları arasında dikkat çeker hep. Ona ilgi du-
ölüm anlamını kaybetmişti.” 
ilgisi olmayacak…” (14) yan Kenan’ın da gözü Deniz’in üzerindedir. 
(93) 
Yapıt, “açık biçim” kuruluma sahip, Büyük bir boşluğa yuvarlanmaktayken o sıra birden 
Ölümü aranır hale gelir, 
adı da öyle: “Bazen şaşırtıcı bir şey parlayıveren Gezi için Kenan’la İstanbul’a giderler. 
bunu kolaylaştırmak için sü-
olur. … [P]otansiyellerini çoktan kay- Ne ki Gezi’de bir anda tanıştığı Filiz’le, tanı-
rekli tabanca taşımaya baş-
şır tanışmaz neredeyse birbirlerine âşık olurlar, 
betmiş olasılıkların absürt kervanı yo-
lar. 
la düzülmeye yeltenir… [A]rtık günün Deniz’in hayatına artık “sarı, yeşil, kırmızı  
Nitekim “beklemekte ol-
ibrişimlerden örülme (.) bilekli(ğiyle)” bu kız gir-
ikinci yarısı başlamıştır.” (20) 
duğu an sonunda gel(ir)” Ne 
Teyellenmiş anılar yumağının temize miştir. (241) 
ki “mermi kalbinin üstünden 
Filiz, Moda’daki evine götürür soluklanmaları 
çekilen dikişi değil bu, düşünsel geviş 
omuzuna yakın bir noktadan 
de değil, vicdanı Demokles’in kılıcı ya- için onu, aşklarını burada perçinler ikili. 
üstelik kemiğe değmeden ge-
Ne ki ertesinde Filiz’i de yitirecektir Deniz, pla-
pıp ezber bozarcasına kendini sorgula-
çip gitmiş(tir).” (94, 95) 
kası belirsiz bir araç Gezi’de “kaybedecek”tir 
mak demek. 
1980 sonrasında Z’yi 
onu; “bilekliği bir dala takılı” kalır. (272) 
Almanya’da “siya-
KENDİ KUŞATMASINDA 
Deniz, hemen dönmez Ankara’ya, günlerce o 
ÇALKALANAN BİREY… si mülteci adayı 
evde Filiz’i bekler. 
olarak” görü-
Anlatıcı, Z’yi, aile 
Roman gerçekliği açısından biraz zorlar bu bö-
rüz. (101) 
mülkü olarak bak-
lümce, çünkü ev sahibi dışında ne gelen olur ne 
Sonra-
kaldan marke-
arayan, soran, tanıyan Filiz’i. 
dan kı-
te çevirip işlet-
Okulunda kime soracaktır, tatil başlamıştır, 
zı Deniz’in 
tikleri market 
böylece Filizsizliğin bunalımıyla yeniden boşluğa 
annesi 
önünde görür 
 düşer. 
olacak, 
sürekli sigara, 
Z’yle Filiz birer hayalettir artık sanrılar eşliğin-
market 
bira, kitap üç-
de, bulabildiği “tek” çözüm uyuşturucudur. 
kasa-
lüsüyle. 
İlginç örtüşmeyle Deniz yine Kenan’la döner 
sında-
Adamın ko-
Ankara’ya, ikilinin ilişkisi bu aşamada iyice  
>>
23 Ocak 2025
4
            
    
