Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
(7 HAZİRAN 1907 / 21 OCAK 1975)
Mascha Kaléko:
‘En güzel şiirim mi / Yazmadım onu’
Mascha Kaléko (7 Haziran 1907 / 21 Ocak 1975), vatansızlığının sancısı ömrü boyunca yakasını, yüreğini,
yaşamını bırakmamış bir şairdir. Sürgünde geçen yılları, hep Berlin’i özleyişi şiirlerinin özünü oluşturur.
Nazilerin ülkeyi yangın yerine çevirmesi, insan avını hep sürdürmeleri pek çok şairi, yazarı ülkesini terk
etmek zorunda bırakmıştır onun gibi.
Mascha “ülke sancısı” derken ne çok şey imler! O, vatanına yabancı biri gibidir Amerika’da yaşarken. Vatanı
“yok” olmuş bir şairdir çünkü. Önce oğlunu, sonra eşini kaybeder ve susar. Yok, susmaz, şiirlerine ağdırır acısını. Ne çok
“sancı”yla ömrünü tamamlamış bir şairin ilk kez dilimize Hayriye Yerlikaya-Manzel tarafından, çok başarılı bir biçimde
kazandırılan şiirleri, nasıl sarsıcı nasıl yalın, içten ve günlük yaşamın aynası olmuş Kovala korkularını ve korkunu da
korkudan (Çeviren Hayriye Yerlikaya-Manzel / Pikaresk Yayınevi) adlı yapıtında.
Korkularından hiç kurtulamamış, özlemlerine söz geçirmeye çalışarak geçip gitmiştir ömrü.
lumdan çekiyor biri, / Kurfürstendamm’da, kendi başıma /
GÜLTEKİN EMRE
Gezinirken -doğru kelime sanırım. / Ve hiçbir şey arama-
maktı niyetim. / Ve ikide bir kolumdan çekilme hissi. / Aklı-
ŞİİRLERİNE SİNMİŞ YAŞAM
nı kullan, diyorum kendime. / Kırk sene! O ben, yok artık. /
Mascha Kaléko, 1929 yılında sıradan insanların dünya-
Kırk sene. Hücrelerim acaba kaç kez / Yenilendiler bu ara-
sını, yaşadığı dönemin Berlin atmosferini neşeli, melanko-
da. / Yabanlarda, sürgünde.”
lik bir edayla yansıtan ilk kabare şiirlerini, ünlü Der Quersc-
Amerika’daki yaşadığı kentleri sonra da “Kudüs’e gidişi-
hnitt dergisinde yayımlar. 1930’dan itibaren radyoda ve sa-
ni” vurguluyor Mascha Kaléko. Ve şiirini şöyle sürdürüyor:
natçıların kabaresinde (Küka) çalışır.
“Ne istiyorsun benden Bleibtreu? / Evet, biliyorum. Ha-
1933’te, ilk kitabı Lirik Stenogramdefteri’ni yayımlar. Fi-
yır, hiçbir şey unutmadım. / Saadetimin yuvasıydı burası.
lozof Martin Heidegger 1959’da, bu ilk kitabı için “ölüm-
Ve sefaletimin. / Burada, çocuğum dünyaya geldi. / Ve git-
lülere bilmeleri için verilen her şeyi bildiğinizi söylüyorsu-
mesi gerekti. / Burada arkadaşlarım ziyaret ederdi. / Ve
nuz” diye över. Çünkü insana gerekli olan ne çok şey vardır
Gestapo. / Geceleri, şehrin trenleri duyulurdu. / Ve yanda-
bu kitabındaki şiirlerde:
ki birahane’de çalan Horst Wessel şarkısı. / Ne mi kaldı bu
“Sadece bir ada lâzım insana / Yalnız, engin denizde / Sa-
saydıklarımdan? / Balkondaki pembe petunyalar. / Küçük
dece bir insan lâzım insana / Ve o, çok lâzım ama.”
kırtasiyeci. / Ve eski bir yara, kabuk bağlamamış.”
1933 Mayıs’ında ülke çapında yazarların kitapları yakıl-
maya başlar. Naziler onun yahudi olduğunu keşfedemeden
YAŞAMINA SİNEN ŞİİRLER
Büyükler İçin Küçük Okuma Kitabı yayımlanır 1934’te.
Mascha Kaléko’nun şiiri duygusaldır. İçtendir. Kendi ya-
Bir süre sonra kitapları nasyonal sosyalistlerce “zarar-
şamından doğmadır. Ayrıca hüzünlüdür. Acıları yansıtır. Öz-
lı ve istenmeyen yazılar” olarak yasaklanır. Nazi zulmün-
lemleri dile getirir. Yaşadığı yerleri, mekânları özler. Sürgün-
den, baskısından, kıyımından kurtulmak için Eylül 1938’de deki günlerinin sıkıntısını, burukluğunu vurgular. Göç ve gur-
Amerika’ya göç ederler ailecek.
bet olgusu, duygularını şiirlerinde çok sık yer bulur.
Yaşamı boyunca vatan hasreti Mascha Kaléko’nu peşini “Korku” hayatı boyunca onun yakasını hiç bırakmamıştır.
hiç bırakmamış, hep şiirlerinde boy göstermiştir. Nazilerin yarattığı korkuyu üstünden hiç atamamıştır. Onun
Sürgünlüğünü, Berlin’i istemeye istemeye terk edişini, öz- için de “Kovala korkularını ve / korkunu da korkudan” der.
“Melankolik” olduğu kadar “baştan çıkaracak kadar ya-
leyişini, derin acılar içinde kıvranışını şiirlerinde hep yansıt-
mıştır. Geleceğinin belirsizliği de onu acılara boğar. lın” şiirleri şiir sevenlerce el üstünde tutulur. Berlin’in ünlü
mü ünlü sanatçıların buluşma, hatta çalışma yeri Romanisc-
Sürgünlüğünün ilk yıllarını şu dizelerde yansıtıyor:
“Gecenin ortasında / Bir tekneyle / Salıverildiğimde, / Sa- hes Café de onun yazın yaşamında büyük yer tutar.
Çünkü bu mekânda Bertolt Brecht, Else Lasker Schüler,
lındım ben de, / Bir kıyıya salındım. / Yağmura karşı, bulut-
gördüğümden gökyüzünü.” (Sonbahar Melankolisi)
Erich Kaestner, Kurt Tucholsky gibi dönemin, 1920-30’lu
lara yaslandım. / Çarpan rüzgâra karşı, kum yığınlarına. /
yılların gazeteci, şair ve aydınlarının buluşma yeridir Şiirlerinin yanı sıra radyo için yazdığı oyunları ve sahnele-
Hiçbir şeye güven kalmamıştı. / Sadece mucizelere. / Hasre-
ve onlarla olmak şiirleri çok ilgi gören Mascha Kaléeko için nen oyunu da vardır. Ayrıca bestelenen şarkı sözleri de: “Son
tin yeşillenen meyvelerinden yedim, / İçtikçe susatan sudan
çok önemlidir. Kez, Ertesi Sabah, Emekli Çocukluk Aşkı, Akşam Başladı,
içtim. / Bir yabancı, tanımadık bölgeler karşısında suskun. /
Dilimize ilk kez Mascha Kaléeko’dan böylesine anlamlı,
Hâlâ Uyanık mısın? Savaş Yetimleri, Bana Küçük Elini Ver...”
Karanlık yılları üşüyerek geçirdim. / Aşkı, memleketim ilân
özenli, güzel bir seçki kazandırmış Hayriye Yerlikaya- Manzel. “Başka günler de gelecek elbet” diyor Kaléeko, “Ancak
ettim.” (İlk Yıllar)
Şairin sürgüne gitmeden hem sürgün ve hem de ülkesine
bugün, ölümüne hüzünlüyüm.” Hüzün, acı, yalnızlık, göz-
Savaştan sonra Mascha Kaléko yeniden okuyucularına ka-
döndükten sonraki duygularını yansıtan şiirlerinden özenli
yaşı, korku, özlem onun yaşamından hiç eksik olmamış. Oğ-
vuşur. Lirik Stenogramdefteri yeniden yayımlanır. Hemen,
bir çeviri bu Kovala korkularını ve / korkunu da korkudan.
lunu, sonra eşini kaybedince büyük bir yalnızlığa bürünür:
yeniden ilgi çeker. Ardından Çağdaşlar İçin Dizeler yayım-
“‘Memleket sancısı’ derken ‘hayal’ diyorum. / Çünkü ne-
“Kuğu, sonunun geldiğini sezinlediğinde, / Yani; öleceğini
lanır ve en çok satanlardan olur bu iki kitap.
redeyse kalmadı eski memleketim. / ‘Memleket sancısı’ der-
tahmin ettiğinde, / Geri çekilip tüylerini temizler / Ve en gü-
Bu nedenle Kalêko, Almanya’ya dönmeye cesaret eder.
ken çok şey kastediyorum: / Sürgünde üzen bizi, uzun dö-
zel şarkısını söyler. / -İşte ben de, zamanı geldiğinde, / Böy-
1960’da Fontane Ödülü’ne değer görülür. Özlemlerini gi-
nem. / Yabancıyız artık memlekette. / Yok oldu ‘memleket’ /
le isterim geçmeyi ebediyete.” (Kuğu)
dermenin büyük sevincini yaşar.
‘Sancısı’ kaldı sadece.” (Memleket Özlemi)
Sonra ailecek Kudüs’e göçerler. Orada da dilsel ve kültü-
EN GÜZEL ŞİİRİ
Şair nereye giderse gitsin “kimsesizler ülkesine” gider
rel izolasyondan büyük ölçüde acı çeker. Hayal kırıklığına
Mascha Kaléeko, Avusturyalı anneyle bir Rus babanın kı-
hep. Valizleri giderilememiş özlemlerle doludur. Duyguları
uğrar. Yalnızlığa gömülür. 1968’de oğlu ölür. Bu, onu yine
zı olarak Polonya’da dünyaya gelir. Sonra aile Almanya’ya,
“kum taneleri” kadar ülkesizdir.
büyük acılara boğar. Sonra eşini kaybeder. Bir kez daha yal-
Frankfurt’a, Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda da Berlin’e
Ormanlar kaybolmuş, evler yakılmış, kimseler kalmamış-
nız kalır. Yaşamının son yıllarında acısını, kederini, yalnız-
göçer. Kitapları yasaklanır, yakılır. Amerika’daki sürgünlü-
tır. Kimse tanımaz onu. Nereye giderse gitsin, vardığı yer
lığını şiirlerle ifade edecek gücü bir kez daha bulur.
hep kimsesizler ülkesidir. ğü Berlin’i özlemekle, acılarla, yalnızlıklarla geçer. 1975’te
Zürich’te mide kanserinden öldüğünde 66 yaşındadır. “En
SÜRGÜNDEKİ ÖZLEMLERİ Şiirlerinde günlük yaşamı, güncel konuları hem düşündürte-
Mascha Kaléko sürgüne gitmesinden onlarca yıl sonra Berlin’de rek hem de gülümseterek yansıtır Kaléko. “Solmuyor bir bah- güzel şiirim mi?” diye soruyor ve yanıtını da kendisi şöy-
yaşadığı sokağına duyduğu özlemi şu dizelerle dile getiriyor: çem. / Bahçem yok benim. / Evim yok, içinde Ekim rüzgârları le veriyor: “En güzel şiirim mi? / Yazmadım onu. / En derin
“Neredeyse 40 yıl önce oturuyordum burada / --sanki ko- ağlayan. / En karanlık bulut, acıtmıyor beni. / O kadar nadir derinliklerden çıkmıştır. / Sustum onu.”
n
10 23 Ocak 2025