27 Eylül 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

‘NE ZAMAN NERDEYİZ’ Ahmet Özer’in şiirinde yeni bir sayfa! “şimdi buradaysak bir yanımızla/ bir yanımız savrulur dünyanın bütün ırmaklarıyla/ ilk hecesinde ışırız yaşanacak günlerin/ taptaze sesin içinde/ trenler yeryüzüne rüzgâr götürür düşlerimizden.” Bu dizeler, çağdaş şiirin önemli isimlerinden Ahmet Özer’in “Ne Zaman Nerdeyiz” şiirinin ilk bölümünden alıntı. Kişi, zaman ve mekân! Bu üç kavram, şiir için çok önemli. Hareket noktası insandır, şiirin; zaman ve mekân kavramı olmazsa olmazı. Şiir yaşanılan zamanı (hal) dile getirdiği gibi geçmiş zamanla buluşur, gelecek zamanı kurgular. Özer, “Soluk Soluğa Hayat” ve “Yeryüzü Sahnesi” bölümlerinden oluşan kitabı Ne Zaman Nerdeyiz’de (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) tam da bu bağlamda onlarca yetkin şiirle karşılıyor okuyucuları. nır; açık denizlerde yol alır, yağmurlarda ıslanır... İşte “ömrün üç baharı” şiiri: Her bir dize maviliklerde süzülen bir güvercin “sulara savurdular sözlerini/ ulu güzelliğindedir. Bu akışı kesmemek için olmalı ırmaklara/ kavuşsun diye okyanus- ki yalnızca bölüm sonlarında nokta kullanır, dize- lara”. İşte “derinde” şiiri: “gü- lerde, noktalama işaretlerine yüz vermez. neş gitti/ yıldızlar şenlik içinde Çocukluk ve gençlik yılları Trabzon’da geçer gökyüzünde/ kimi dağların göğsünde yanıp sönüyor ışıklar”… Özer’in. Sonrası öğretmenlik yılları… Dik yamaç- Ahmet Özer sırtını imgelere dayar. Şiire, ırmaklardan yıl- lar, yemyeşil dar vadiler, şırıl şırıl akan dereler, bir dızlara uzanan geniş bir perspektiften bakar. Çağrışımlardan, durgun bir hırçın deniz, çimenli, çiçekli yaylalar, göndermelerden, aktarmalardan güç alan ışıklı, renkli, düşsel sisli tepeler, yağmurlu günler, güneşli günler… bir kurgudur, bu. İmgeler çözüldükçe kendini ele verir dizeler. Bir yanı sevecen, esprili, hoşgörülü diğer yanı Neler yoktur ki bu kurguda? Umutlar, düş kırıklıkları, kır- parlayıp çabucak sönen saman alevi gibi tez can- gınlıklar, acılar, sevinçler; sevgiler, özlemler, beklentiler… lı, hareketli, sabırsız insanlar… İşte “uzak yıldızlar” şiiri: “beni katarsın düşlerine/ aşk- lar tazelenir/ yapraklar ışıldar/ suyun sesi köpürür/ günler İZLER, İZLENİMLER, ESİNTİLER uzar”; “alır gideriz gökyüzünü bulutlardan çekerek/ yorgun Böyle bir beldede, böyle bir şiirsel ortamda do- kalbimi tutarsın tutuşan ellerinle/ tepeden tırnağa bir aşkın ğup büyüyen, gençliğini yaşayan Ahmet Özer’in şi- gizi dolar damarlarına/ Bir şiir olur ömrümüz/ yağmuru an - irlerinde yöresel izler, izlenimler, esintiler eksik ol- latan”… maz. Bir eli Trabzon’dadır, diğer eli Anadolu’da… Art arda sıralanan özgün imgelerin can verdiği dizeler, Dahası yöreden ülkeye; ülkeden dünyaya açılan ko- ömrü, yağmuru anlatan bir şiire benzeterek sonlanır. Şiirle caman bir yürektir Özer. Bu yüreğin ritmik atışla- yoğrulan bir yüreğin sesidir, bu. İnsanı kolayca kuşatır. ÖZCAN TEMEL rı dizelerde ezgiye, musikiye dönüşür. Her bir şiirinde ayrı bir İşte beni halesine çeken “kız ve anne” şiiri! Sıradan bir ışık, ayrı bir renk, ayrı bir tat, ayrı bir koku… ayakkabı kolayca gerçek anlamından sıyrılıp, bir kızın düşle- aman ve mekân sarmalında parçalara bölünüyor. Ge- İşte “Mordoğan”! Ozan, Karadeniz’den Ege’ye yol alan rinin, duygularının, özlemlerinin simgesi olur: leceğe yelken açan dizelerde iki yanını öne çıkarıyor, bir yelkenlidir, artık. Başka bir beldede “Ege’nin köpüklü “ayakkabıları büyüktü annemin/ onlarda yorgun ayakları/ Z öznenin. Bir yanı buradadır yani bulunduğu ortamda suları”nda demir atmıştır. uyurdu/ gündüzün/ uykuyu unuttuğunda gözleri”; “ayakka- bir yanı dünyanın bütün ırmaklarıyla akar. Trenler düşlerin Burada, coğrafya bütün renkleri kuşanıp “Mordoğan” ol- bıları büyüktü annemin/ küçükken onlarda yüzerdi/ ayakla- rüzgârını yeryüzüne götürür… muştur. Nergisler buğulu yüzleriyle bakarlar güneşe, toprak rım”; “ayakkabıları tökezletirdi yürüyüşümü/ hüzün ilmikle- Şiirin diğer bölümlerindeki kurgusu geçmiş zamanlara ve ışık topuna dönüşmüştür. İncir kuşları gökyüzünde yaylar çi- ri dokunurdu düşlerimde”… mekânlara ışık tutuyor: Pir Sultan Abdal, Tonguç, Puşkin, zer, tarih, dünü yarına taşırken gökyüzü şiirlerle yüklüdür. Bir ayakkabı kocaman bir dünyaya açılır! İşte budur şiir. Che; Bursa, Sinop cezaevleri, Uludağ, Fırat… Kiliseden çıkan çan sesi gemici türkülerine karışır. Devamında umut, sevgi, özlem…“kuğuların boynunda ışırız/ Şiir, Şeyh Bedreddin, Börklüce, Nâzım Hikmet anımsatma- ÖZER’E GÖRE ‘DİL ANNEDİR/ ANNE DİLDİR’ atların yelesinde// Masalların yılları nakışlayan ölümsüz tari- larıyla dalgalanır. Kendine özgü bir şiir dili vardır Özer’in. Birikimli, donanımlı entelektüel bir ozandır Ahmet Özer. Ken- hinde” dizelerinin sıcak atmosferinde, çocukluğuna uzanır Ah- Sıcakkanlı, yumuşak dokulu, etkileyici bir anlatımdır bu. Da- dine özgü şiir çizgisi eğilmeden, bükülmeden duygu ve düşler met Özer; kanayan yarasına koyar alkıma dönüşen özgürlüğü… ima, okuyucuyu kendine çeker. ikliminin derinliklerine doğru uzar gider… Başarının ardında İÇTEN, DUYGULU, COŞKULU, DİZELER... Örnek mi? İşte “öncesiz ve sonrasız günler” şiiri. Dizeler- duygulu bir yürek, büyük bir sabır, engin bir birikim vardır. Haykıran ya da kısık sesle okunan şiirler kaleme almaz, de dilin içtenliği, sıcaklığı, kapsayıcılığı duyumsanır: “günler Bu da yetmez, dil vardır. Özer’e göre “dil annedir/ anne dil- yan yana getirseydi geçtiğimiz suları/ sümbüller açardı teni- dir”. Anne dilinin sevgisi, inceliği, sıcaklığı, yumuşaklığı ile Özer, içten, sıcak, duygulu, coşkulu, duru, yumuşak tonlu dizelere imza atar daima. Yüreklere dokunur, ruhlara işler. mizde her mevsim”; “eğer bir gün tanıyabilseydim yüzünü/ gü- yoğrulmuş şiirler, yüreklere dokunuyor, duyguları alevlendi- Düşlerle, duygularla yoğrulan dizeler; duru ırmaklarda yıka- lüşünü çekip alırdım düşlerinden”. riyor, düşleri okşuyor... n İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR AŞ YAYINLARI’NDAN ‘CUMHURİYETİN 100. YILINDA BAŞKANLARIYLA İSTANBUL’ stanbul sadece bir şehrin değil, bir medeniyetin de hikâyesidir. yecilik tarihini, başkanların görev sürelerini kronolojik olarak Bu hikâyenin en önemli kahramanlarından biri de belediye sunan çalışma belediyecilik tarihine ve kent belleğine de başka İ başkanlarıdır. Tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipli- bir açıdan bakmaya olanak sağlıyor. ği yaparak farklı kültürlerin buluşma noktası hâline gelen İstanbul, Cumhuriyet’in 100. yılında yaşamımızı birçok alanda Osmanlı’ya başkentlik yaptığı günden bugüne belediye idaresi ve birebir etkileyen belediye kurumunun ve bu kurumlara seçil- başkanlarıyla hep bir dönüşümün merkezinde oldu. miş, başına atanmış ya da vekâleten getirilmiş belediye baş- İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ. Yayınları tarafından kanlarının anlaşılması adına önemli bir boşluğu dolduran Baş- yayımlanan, Adil Bali’nin yayına hazırladığı Cumhuriyetin 100. kanlarıyla İstanbul’u okurken salt bir belediyecilik tarihi değil Yılında Başkanlarıyla İstanbul adlı inceleme, özet bir şekilde Os- memleketin de tarihini, geçirdiği bunalımları ve dönemeçleri manlı dönemini ele alsa da 1923’ten, Cumhuriyet döneminin ilk göreceksiniz. n şehremini vekili Haydar Yuluğ’dan başlayarak bugüne, 2023 yılına, Ekrem İmamoğlu’na kadar olan süreçte İstanbul belediye başkanla- Cumhuriyetin 100. Yılında Başkanlarıyla İstanbul / Ya- rını anlatıyor. yına Hazırlayan: Adil Bali / İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bunu yaparken de belediyecilik hizmetleri odağından bakıyor ve tüm kurumsal değişiklikleri dönemsel olarak inceliyor. Beledi- Kültür AŞ. Yayınları / 656 s. / 2023. 6 7 Mart 2024
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear