Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MERHABA Sevsinler sizin Sevr’inizi Osmanlı’dan Cumhuriyete geçiş tarihimizi anlamak açısından çok önemli bir kitabın ikinci baskısı nihayet çıktı: Sevres Antlaşmasına Doğru (Kırmızı Kedi, Aralık 2019). İlk baskısı 1981’de yapılmış olan ‘‘Ykitabın yaratıcısı, Cumhuriyetimizin önde gelen diplomatlarından rahmetli Osman Olcay. apılan esas iş, Sevres’de imzalanan barış antlaşmasının oluşumuna ilişkin görüş nanistan da İngiltere’nin koltuğunun altından uzatmış kafasını, en büyük parçayı götürmek tutkusuyla yanıp tutuşuyor. Ermenistan 1915 faciasının (Olcay “göçürme ve kırım” diyor) bedeli olarak olanaksızdır” demiş Boğos Nubar Paşa. İngilizler Yunanı, Fransızlar Ermeniyi gaza getiriyor ama desteklerinin kalıcı olmayacağı açık. Amaç halkları birbirine düşürmek. Kürdistan konusuna ge me tutanaklarının okkalı bir parça bekliyor. ABD görüş lince, “yöre halkının kendini yönetebilme dilimize çevrilmesidir.” diyor önsözün melere katılmayan, ama gölgesini ek yeteneği konusunda yapılan özel ince de. Kolay mı, 8 9 bin sayfayı taramak, sik etmeyen büyük akbaba. Lloyd Ge lemelerin pek olumlu sonuç vermediği” Türkiye’yi ilgilendiren 3 bin kadar say org, “ABD’nin tüm dünya işlerinin hake söyleniyor. Nutuk’ta Atatürk, 18 Haziran fayı ve başka belgeleri okumak, bunlar mi kesilmesine izin verilmemelidir.” di 1919 günü, “Kürtler Türklerle birleşti” di dan seçim yaparak yaklaşık 900 say yor, ama her adımda “ABD ne der?” di ye yazdığını aktarır. Bu sözün, anlamını, falık bir kitap çıkarmak? Bir diplomatın ye soruyor. değerini bilerek, hakkını vermek gerekir. becerdiği tarihçi işi. Umarız, tarihçileri mizin hepsi böyle bir üretkenliği göste Kişilerin önemi “Muazzam bir ulusal rir. İkinci dileğimiz, ödüllü ödülsüz, “ya Olcay, görüşmelerde, ülkeler ka hareket” zarım diyen” herkesin, Olcay’ın güzel dar kişilerin de önemini vurgular. Doğ Üç ahbap akbabanın Musta Türkçesini örnek almalarıdır. ru. Lloyd Georg ile Lord Curzon arasın fa Kemal hareketinin önemine ancak Osman Olcay’ın yaptığı iş çeviriyi aşı daki ayrıma bakın. Georg ırkçı. Türkle Maraş’ın kurtuluşundan sonra aydıkları, yor. Belgeleri irdelemiş, yetkin bir değerlendirmeyi, mesleğine özgü, “Olayların içinde iken rapor yazma tekniği” ile yapmış, “şu farkla ki, içinde yaşanılmış olaylar değil, tutanaklardan izlenmiş olaylar”. Önce tutanaklar, sonra Olcay’ın yazdığı bölümler okunabilir. Tutanaklar varlığımızın, yazgımızın masaya yatırıldığı bir serüven romanı, Olcay’ın yazdığı da o romanın çözümlenmesi gibi... AKBABALAR Tutanakları okudukça aklıma akbabalar geldi. Osmanlının başına çökmüşler, şölene hazırlanıyorlar. Ancak kimin hangi parçayı ve nasıl yiyeceğinde anlaşamadıkları için “müzakere” ediliyor. 1915’ten, Sevr’in imzalandığı 1920 yazına kadar süren bir akbabalar komedisi. Akbabaların en babası İngiltere. Kimin ne yiyeceğine o karar vermek istiyor. Fransa ikinci büyük akbaba. Bir yandan koca bir parça koparmaya, öbür yandan İngiltere’yi gagalamaya çalışıyor. İtalya ikisiyle aşık atmak sevdasında. Anlaşma bu üç işgalci devlet arasında yapılacak, ne ki savaşın galiplerinden biri olarak Japonya da orada, kafayı Boğazlar’a takmış. Yu ri Türk oldukları için aşağılamaya çalışıyor. Avrupa’dan atılmalarını, ancak ölmeyecek kadar beslenmelerine izin verilerek yaşatılmalarını istiyor. Yunan hayranı. Yunan işgaline izin veren de o. Lord Curzon ise, “İzmir’in Yunanlılara verilmiş olmasına çok karşıyım. Ama öyle sanıyorum ki bu, onları aramıza almakla yapmış olduğumuz vahim hatanın kaçınılmaz sonucudur” diyor. (Bu hatayı Yunanistan’ı ölçütleri karşılamadan, Rumları da Kıbrıs sorunu çözümlenme den AB’ne almakla yinelediler). Fransız Başbakanı da, “Yunanlılar İzmir’den çekilmelidir.” kanısında ama Georg her fırsatta Venizelos’u sahneye çağırıyor. Aslında Türkleri Anadolu’dan söküp atmak ister ama özellikle Hint Müslümanlarının tepkisinden çekiniyor. Görüyorsunuz ki, İngiltere, Türkiye’yi Hindistan ile bağlantılı düşünürmüş. Georg’u kafaya alan Venizelos, açgözlü akbaba. Pontus’tan İstanbul’a, neler istiyor, neler... Ne ki, “sıkıştırılınca, Türk savaş tutsaklarını öldüklerini kabul etmek zorunda kalmış ve Menemen kırımını yadsıyamamıştır.” Greklerin bizim kolayca unuttuğumuz nice kırımı tutanaklara yansımış. Ermenistan Venizelos’la açgözlülükte yarışıyor. “Erzurumsuz bir Ermenistan’ı düşünmek İstanbul’u işgal yoluyla gelişmeleri yönlendirmek istedikleri anlaşılıyor. Yanlış iş ama başka çareleri yok. Anadolu’da “muazzam bir ulusal hareket” kabarıyor. Ordularıyla müdahele etmeleri gerek. Ne ki, Maraş iyi bir ders. Üçte biri “beyaz”, gerisi Cezayirli (bak sen!) ve yerel Ermeni olan Fransız kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğratılmış. Lloy Georg itiraf ediyor: “Askeri danışmanları kendilerine Mustafa Kemal’le başa çıkmak için dev bir orduya gereksinme olduğunu söylemiştir”. Artık Mustafa Kemal’in gittikçe büyüyen gölgesi düşüyor görüşmelerin üstüne. Meşru (!) İstanbul yönetimine bir an önce barış (!) antlaşması imzalatıp ulusal başkaldırımızı bastırmayı umuyorlar. Zavallılar! Sevr’i kabul etmek onursuzluktur. İngilizlerin, “Kendi adamları olduğu için Osmanlı hükümetinin başına getirttikleri kişi” olan Damat Ferit’in Paris Konferansında rezil olmasıyla başlayan aşağılanmayı sineye çekme sürecinin son perdesi Vahdettin’in Sevr’e razı olmasıdır. Lozan ile taçlanan Kurtuluş Savaşının bizi gerçekten kurtardığını bu kitabı okuyunca bir kez daha anlıyoruz. Memet Baydur’un Lozan oyununda bir Sevr vazosu adaşı antlaşmanın simgesidir. Oyun sonunda İsmet Paşa vazoyu yere çalarak kırar. Bence şu sözleri de mırıldanmıştır o sakin üslubuyla: “Sevsinler sizin Sevr’inizi.” n KItap l İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Genel Yayın Yönetmeni: Aykut Küçükkaya l Yayın Yönetmeni: Turgay Fişekçi l Editör: Gamze Akdemir l Tasarım: Bahadır Aktaş, İlknur Filiz l Sorumlu Müdür: Olcay Büyüktaş Akça l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam Genel Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 343 72 74 l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. Aş., Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 Bahçelievler İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. T arih ve siyasal bilimler alanlarındaki çalışmalarıyla tanınan Sina Akşin İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele başlıklı dizinin Savaş ve Etnik Temizlik adlı dördüncü cildinde Sevr Antlaşmasından Sakarya Savaşına kadar olan dönemde yaşananları anlatıyor. Sina Akşin’le kitabını konuştuk. Aynı döneme ilişkin bir başka önemli çalışma da Osman Olcay’ın derlediği belgeler ve yorumlarından oluşan Sevres Antlaşmasına Doğru. Belgelere yansıyan emperyalizmin yağma iştahı unutulmayacak tarih dersleri içeriyor. Kitabı Oğuz Demiralp değerlendirdi. Günümüzün ilgi çeken romancıları arasında sayılan Defne Suman’ın yeni romanı İnsanlık Hâli ’ni Zehra İpşiroğlu tanıttı. Uzun yıllar Budapeşte Radyosu’nun Türkçe Yayınlar servisinde çalışan Gün Benderli, bu yıllarda tanıdığı Nâzım Hikmet’e ilişkin anılarını Giderayak adıyla yayımladı. Gün Benderli’yle kitabını konuştuk. Eski ve yeni Yunancadan yaptığı çevirilerle tanınan Ari Çokana, son çevirisi Aristoteles’in Retorik’ini ve çeviri uğraşını dergimize anlattı. Gelibolu’nun tarihsel ve sivil mimari özelliklerinin incelendiği Mimar Gözüyle Gelibolu kitabını yazarlarından Hikmet Temel Akarsu anlattı. Erol Manisalı yıllar boyu yaşadıklarından damıttıklarını Yüzleşme adıyla kitaplaştırdı. Kitaba ilişkin sorularımızın bir bölümünün yanıtları da sayfalarımızda. İyi okumalar. turgay.fisekci@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap