22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

KItap l bebek l ÇOCUK cumhuriyetkitapcocuk@gmail.com l GENÇ BURCU YILMAZ l HAFİZE ÇINAR GÜNER l Sİmlâ SUNAY TAŞ KÂĞIT MAKAS Maceraya hazır olun! Üç kafadardan oluşan Patlıcanlı Börek Çetesi, peşine düştükleri gizemi çözmeye çalışırken bizleri de soluk soluğa okuyacağımız bir maceranın içine çekiyor. HAFİZE ÇINAR GÜNER Çocukların bitmek bilmeyen merakı, sonu gelmeyen soruları kimi zaman biz yetişkinleri yorsa da onlar sayesinde sıradanmış gibi gözüken durumlar karşısında şaşırmayı, hızın içinde yavaşlamayı ve hayatın inceliklerini görmeyi başarırız. Doğuştan gözlemci ve araştırmacı olan çocuklar en olağan durumlarda bile bir gizem aramaya bayılır. Bundandır ki dedektiflik öyküleri her yaştaki çocuklar tarafından pek sevilir. Yazarlar da bunu bildiğinden olacak macera dolu dedektiflik öyküleri çocuk edebiyatında çokça yer bulur. Geçen sonbahar Kelime Yayınları’ndan çıkan Özlem Tokman’ın son kitabı, Patlıcanlı Börek Çetesi de bu üretimlerden sadece biri. Kitabın içinde iki öykü yer alıyor. Kitaba adını veren, küçüklüğümüzde radyodan dinlediğimiz çocuk tiyatrosu tadındaki ilk öykü, bu haftaki yazımızın konusunu oluşturuyor. Sıradan bir mahalleden şehrin en büyük çöplüğüne uzanan öykünün başrollerini ise meraklı üç çocukla birlikte semtin sokak köpekleri paylaşıyor. UFAK DEDEKTİFLİK İŞİ... Annesi korku hikâyeleri yazan ünlü bir yazar olan Baran, mahalleye yeni açılan marketin sahibi İhsan Bey’den hiç hoşlanmaz. Baran’a göre dükkânında şeker, çikolata satmayan, çocuklara farklı büyüklere farklı davranan bu tuhaf adam çocuklardan nefret ediyordur. Bir akşam annesi konukları için yemek hazırlarken patlıcanlı böreği fırında unutur. Yanan böreğin yerine yenisini yapacak vakti vardır ancak böreğin malzemeleri için Baran’ın acilen İhsan Bey’in marketine gitmesi gerekiyordur. Baran market sahibi hakkındaki düşüncelerini annesi ne söyleyip o markete gitmeme konusunda ayak direse de annesi ona aldırış etmez. O akşam zaten işi başından aşkındır ve bir an önce yaktığı böreğin yerine yenisini yapmalıdır. Sayfa 7’de anne ve oğul arasında geçen konuşmada annenin, “Siz çocuklar bir araya gelip adam hakkında asılsız dedikodu çıkarmayın.” sözü okura acaba daha önce böyle bir şey mi yaşanmış dedirtiyor. Baran’ın peşine takılıp markete gittiğimizde Baran’a hak vermeden edemiyoruz. Markette yalnızlarken Baran’a neredeyse dövecekmiş gibi davranan İhsan Bey, markete gelen yaşlı kadının yanında birden beyefendi kesiliyor. İlk başta bozuk parası yok diye Baran’ı azarlarken gelen müşteriye dükkânı emanet edip para bozmaya bile gidiyor. O para bozdurmak için marketin dışına çıktığında Baran marketin deposundan gelen gizemli tıkırtılar ve garip inlemeler duyuyor. Anlam veremediği bu seslerin kaynağını araştırmaya vakit bulamadan marketten çıkmak zorunda kalıyor ama bu sesleri de duyunca İhsan Bey’den iyice şüpheleniyor ve onun peşini bırakmamaya karar veriyor. Babasının daha önce aldığı dürbünüyle marketi ve İhsan Bey’i izleyip gözlem yapıyor. Bu gözlemlerin sonucunda ise market sahibinin gece geç saatlere kadar dükkânda kalması ve çöpleri karıştırması gibi kendince şüpheli başka durumlar da tespit ediyor. Yaz tatili nedeniyle canı sıkılan Baran’ın bu ufak dedektiflik işine İstanbul’dan dönen ikizler de ortak oluyor. Böylece üç kafadar İhsan Bey’i yakın takibe alıyor. Özellikle de geceleri Baran’ın odasının penceresinden gizli gizli marketi gözetliyorlar. Sayfa 21’de, “Evi falan yok mu bu ihtiyarın? Gecenin bu saati buz gibi markette ne yapıyor?“ diye soruyor Gökhan. Öykünün yaz tatilinde geçtiğini okuduğumuz için bizi şaşırtıyor. İŞLER BÜYÜYOR, ÇETELER ORTAYA ÇIKIYOR! Çocuklar yine bir gece marketi izlerken uzun süredir görmedikleri sokak köpeklerinden birini, Yeter’i görürler. Yeter’in perişan hali onları sokağa çıkmaya iter. Gökhan gece vakti ailelerinden izinsiz sokağa çıkmak istemese de sokak köpeklerinin kraliçesi olan Leyla’nın Yeter’e yardım etme isteği ve Baran’ın merakı karşısında fazla direnemez. Çocuklar köpeğe yardım ederken karşılarına İhsan Bey çıkar. İhsan Bey aslında çocukları başından savabilecekken önce ceketinin önünü açarak elektik şoku veren şok tabancasını gösterir sonra da onları markete sokarak marketin deposundan şehrin çöplüğüne uzanan tünele sürükler. Genellikle yasadışı işlere alet olan insanların ruhsal hastalıkları olduğuna dair yapılan vurgu bu kurguda da karşımıza çıkar. Sayfa 32’de Leyla; “Bırakın tartışmayı. Bu adam kaçık, sağı solu belli olmaz,” diyerek İhsan Bey’in bu davranışının nedenini okura açıklar. Üç çocuğun gece gece dışarı çıkması başlarına büyük bir dert açar. Sokak köpekleri yardımıyla çöpten elektronik atıklar toplayıp yasadışı yollarla yurtdışına satan tehlikeli bir çeteyle burun buruna gelirler. İhsan Bey bu çete için mahallenin köpeklerini toplayıp bu çöplüğe getiriyordur. Köpekler büyük bir konteynırda günlerce aç bırakılıyor sonra da bir gece çöplüğe salınıyordur. Aç köpekler çöp poşetlerini parçaladıkça poşetlerin içlerinden yiyeceklerle birlikte başka şeylerde çıkıyordur; bilgisayar ekranları, piller, eski telefonlar… Sabah belediyenin kamyonları gelmeden yapılan bu işte köpekler kimyasal maddelere maruz kalıp zehirleniyordur. O gece de büyük bir teslimat yapılacaktır. O yüzden çetenin büyük patronu da çöplüğe gelmiştir. Baran, Leyla ve Gökhan bir konteynır dolusu aç köpekle birlikte bu acımasız ve silahlı insanlarla baş başa kalır. Leyla’nın Sokak köpekleriyle kurduğu gizli bir bağ ve bağın sonucu kullandığı dil, Baran’ın çöplüğe gelirken tünel boyunca arkasında bıraktığı patlıcanlı börek parçaları, sokak köpeği Yeter’in yardımı ve tabii öykünün giriş bölümünde tanıştığımız İhsan Bey’in dükkânına giren meraklı yaşlı komşu sayesinde çetenin elinden kurtulmayı başarırlar. Anne ve babaları onları aramaya çıkmış ve polis eşliğinde çöplü ğe tam zamanında ulaşmışlardır. Tüm bu heyecan veri ci macerada okuduklarımız kimi zaman kalbimizi acıtsa da biliyoruz ki bu öykü hayatın içinden geliyor. Çocuklara tüm bunlar yokmuş gibi sadece olumlu şeyleri sunmak onları gerçekler karşısında güçsüz kılacaktır. Edebiyat, sanat yaşamı tüm yönleriyle yansıtır, yansıtmalıdır. Ancak söz konusu çocuklar olduğunda bunun dili iyi ayarlamalıdır. Bunun için en iyi denetim mekanizması sanatçının birikimi ve ona yol gösterici olan editörüdür. Bu kitabın sonunda da kötülere karşı iyiler kazanıyor. Kötüler ise hak ettiklerini buluyor. Sayfa 65 ve 66’da yaşlı komşunun polisler tarafından araca bindirilen İhsan Bey’e bastonuyla vurması ve bu davranışın ardından okuduğumuz “çocuklar İhsan denen adama hak ettiği cezayı veren komşu teyzenin hareketine bayılmışlardı.” tümcesi ise düşündürüyor bizi. Akıcı diliyle okuru içine alan kitabın ikinci öyküsü Kayıp Mavi Ahtapot’un peşini düşmeyi ise merakını hiç kaybetmeyenlere bırakıyorum. n Patlıcanlı Börek Çetesi / Özlem Tokman / Resimleyen: Elif Sakallı / Editör: Bade Baran / Kelime Yayınları / 120 sayfa / 2019 / 10+ yaş 22 30 Ocak 2020
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear