Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ozelsevgi@yahoo.com.tr Tek sorun bileşik sözcükler mi? Yaklaşık 40 yıl önce sözde “akademik” akıl yazım konusunu karıştırıverdi; bu nedenle bugün yaşı 40’ın biraz üstünde ya da altında olanlar, yazım ve ölçünlü (standart) dil birliği açısından birçok sorunla yüz yüze... Okurların, özellikle bileşik sözcüklere ilişkin soru ve eleştirileri çok önemli. A tatürk’ün kurduğu Türk Dil Kurumu (19321983 arasında) Türkçenin özleşmesinde, bilim, teknik ve sanat kavramlarını karşılayacak yolda gelişmesinde, ölçünlü dil ve yazım birliğinin sağlanmasında öncü olmuştur. Atatürk kurumunun Yazım Kılavuzu, baskısı milyonları aşan yapıtlardan biriydi; her yıl yüz binlerce basılırdı. 1978’e dek MEB’nin “tavsiye” ettiği kaynaklar arasında değilken ülkenin bütün okullarında öğretmen ve öğrencilere kılavuz olurdu. Yayınevlerinin, yazarların, basın yayının başucu kitabıydı. Yazım Kılavuzu’nun 1965 baskısıyla bileşik sözcük sorunu büyük ölçüde çözülmüştü. 1977’de dilci, öğretmen, yazar, çevirmen, yayıncı, dizgici ve gazetecilerin katıldığı bir sormaca yapıldı; bir bakanlığın bilgisayarından yararlanarak 25 bin kişiye sorular gönderildi; yanıtlar, yine bilgisayarda değerlendirildi. Her meslekten katılımcılarla Cevdet Kudret’in başkanı olduğu Yazım Kurultayı toplandı; konular ve sorunlar üç gün tartışıldı. Kurultay kararlarını dilbilimciler değerlendirdi; değerlendirmeler genel kurula götürülerek kılavuzun 9. baskısı yayımlandı. Bu baskı, yazım birliği açısından ülkedeki en verimli ortak eylemdi. Bu nedenle özelresmi bütün kurumlarca benimsenmiş; MEB’nin 1978’deki genelgesiyle okullara “tavsiye” edilmişti. 12 EYLÜL SONRASI 12 Eylül darbesinden sonra Evrengiller, dönemin sözde aydınlarının da desteğiyle Atatürk’ün dernek olarak kurduğu TDK’yi 1983’te yasa zoruyla devlet dairesi yaptı. Devlet dairesi TDK, 1985’te Prof. Dr. Hasan Eren imzasıyla bir “İmlâ Kılavuzu” yayımladı. 12 Eylülcülerin resmi TDK’ye başkan atadığı hocam Prof. Eren’in, tokmak gibi başımıza inen “İmlâ Kılavuzu” neyin öfkesiydi; kime tepkiydi; hesaplaşmak mıydı? “İlkokul, ortaokul, Gaziantep, kitabevi…” binlerce tabela ve belgedeyken niçin ayrılmıştı? “An’ane, cem’an, cür’et, iz’an…” benzeri yazımın amacı neydi? İlkokul, Gaziantep gibi ayrı yazılan bileşikleri ANAP’ın Milli Eğitimi Bakanı Hasan Cemal Güzel genelgeyle kurtardı. Prof. Eren’den sonra resmi TDK bileşiklerin bir bölümünü; gereksiz kesme, düzeltme imlerini toparlayarak yapıtı yeniden Yazım Kılavuzu adıyla yayımladı. Ancak her baskıda düzeltmeleri sessizce yaptığından, elindeki eski baskı kılavuza bakanla değiştirilmişi kullananlar, yaklaşık 40 yıllık öyküyü bilerek ya da bilmeden yazım kargaşası yaşıyorlar. Dil Derneği’nin kılavuzunda “büyükanne, büyükbaba” bileşikken TDK niçin ayrı yazıyor diye soran sevgili okurum, elindeki resmi TDK’nin 2005 baskılı kılavuzu olmalı; çünkü resmi TDK de artık bileşik yazıyor. Önerim; bileşikleri tartışırken Türkçenin ve Dil Devriminin Öyküsü’ne de göz atılmalı; Prof. Dr. Şerafettin Turan’la yazdık; geliri derneğin (Dil Derneği, 2016). Ussal, bilimsel olanda birleşip demokratik tepkimizi dillendirerek dil ve yazım kargaşasından kurtulacağımıza inanıyorum. n T JAVIER MARIAS’TAN ‘TUM RUHLAR’ üm Ruhlar anlatıcının, hikâyesini “naftalinde saklanmış” dünyanın ve zamanın dı bu şehrin sakinlerinkiyle örmeye şındaki bir şehirde, Ox koyulur. Umulmadık aşk ve dost ford Üniversitesi’nde ge luk ilişkilerinin izini sonsuza ka çirdiği sislerle kaplı, tuhaf iki yılın dar taşıyacaktır. Baş döndürücü hikâyesidir. Bu romanın büyüle bu kitapta Javier Marías incelikle, yici kahramanları da dünyanın ve kıvrak bir zekâyla yazarken okuru zamanın dışında yaşar. Gizemler meraklandırma sanatındaki usta ve entrikalarla, resmi törenlerle lığını da sergiliyor... n ve çılgın akşam yemekleriyle, giz li geçmişlerle ve hastalıklı şimdiki Tüm Ruhlar / Javier Marias zamanlarla dolu bir dünyada an / Neyyire Gül Işık / Yapı Kredi latıcı, kendi “çılgınlığı”nı ve kendi Yayınları / 179 s. 16 23 Ocak 2020