Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
LEOPOLD SCHEFER’DAN ‘GÜNEŞİN ALTINDA ÇARMIHA GERİLENLER: BÖRKLÜCE MUSTAFA’ Börklüce Mustafa’nın romanı Alman yazar Leopold Schefer, 1818’de geldiği Karaburun’da öğrendiği Börklüce Mustafa ayaklanmasını efsaneler arasından araştırıp romana dönüştürdü. HATİCE EROĞLU AKDOĞAN A lman yazar Leopold Schefer (1784 1862) doktor bir babanın oğlu olarak iyi bir eğitim görmüştü. 1816’da çalıştığı işi bırakıp “yaşam üniversitem” dediği kültür gezilerine başladı. Napoli’de, Arapça ve Osmanlıca öğrendi. Atina civarındaki antik şehirleri de gezdikten sonra Sakız adası üzerinden Karaburun’a vardı. Karaburun’dayken 1420’de gerçekleşmiş Börklüce Mustafa isyanı dikkatini çekmişti. Her dinden ve milliyetten müritleri olan Börklüce Mustafa’nın ortak üretim ve paylaşım düzeni oluşturmaya yönelik hareketini efsaneler arasından anlamaya, öğrenmeye çalıştı. İzmir Çeşme Karaburun üçgenindeki çalışmaları sonrası Almanya’da doğduğu Bad Muskau’ya döndü. Burada kendine bir ev yaptı, evlenip bilgi ve deneyimlerini aktarmak amacıyla yazmaya başladı. İşte bu kitaplardan biri dilimizde, Güneşin Altında Çarmıha Gerilenler: Börklüce Mustafa adıyla yayımlanan kitaptır. Yazar kitabın bitişine “1840” notunu düşmüş. Böylece bu kitap Börklüce olayı konusunda roman türünde yazılmış ilk kitap olarak kayda geçmiş. ‘BENİM OLAN SENİNDİR’ FELSEFESİ Osmanlı 1402’de Timur’a yenilir. Toprağa bağlı yaşayanların sömürüsüne dayalı imparatorluk düzeni bu yenilgiyle kontrolü elinden kaçırmıştır. Halk yoksulluğun ve adaletsiz bölüşümün pençesindedir. Kazasker olan Şeyh Bedrettin âdil bir üretim ve paylaşım düzeninden yanadır. Bedrettin’i kendilerine pir sayan Börklü ce Mustafa ile Türk, Yahudi, Rum, her dinden müritleri hakça bir düzen için İzmir yöresinde harekete geçerler. Düsturları ise, “Benim olan senindir.” Schefer’in romanının izleği de bu felsefe üzerinde temellenir. Osmanlı için on binlerin isyanını bastırmak kolay olmamıştır. İlk iki kuşatma ve saldırıda yenilen Osmanlı üçüncü saldırı için Anadolu ve Rumeli’den topladığı 180 bin kişilik ordusuyla Börklüce’yi yakalatıp çarmıha germiştir. Âdil ve insanca bir yaşam düşünü İzmir, Karaburun, Çeşme üçgeni ve Ege’nin karşı sahillerinde hayata geçirmeye çalışan yoksul halk, ütopyası için ağır bedeller ödemiştir. Öldürücü darbenin ardından ise geriye kalan şey, iyi ve güzeli aradığı müddetçe insanda var olan umuttur. Çarmıha gerili Börklüce’nin bedeninin sabah yerinde olma dığını görmeleri bir bakıma umudun halkın gözünde ete kemiğe bürünmüş halidir. UMUDUN SİMGESİ Schefer olaydan 400 yıl sonra Ege’nin bu yakasında dumanı tüten ateşi aralamış ve içinde gördüğü umudun etkisiyle, “İnsanlar vardır, müstesna olan. Asırlar geçse de diyardan diyara, dilden dile aziz ve kutsal olarak akan…” (s. 9) sözleriyle kitaba giriş yapmıştır. Umut insanın nefesi gibi yitirmek istemediği yegâne şeydir. n Güneşin Altında Çarmıha Gerilenler: Börklüce Mustafa / Leopold Schefer / Çeviren: İlhami Yazgan, Ganime Gülmez / Ceylan Yayınları / 148 s. ‘HAYALET MÜZİK ON YAZARDAN ON DEHŞET ÖYKÜSÜ’ Şeytan’la anlaşma ve müzik Edebiyat ile müzik her zaman ilişki içinde oldu. Konuya korku edebiyatı özelinde baktığımızda da durumun pek farklı olmadığını görürüz. ÇAĞATAY YAŞMUT K orku edebiyatının usta kalemleri eserlerinde müzik temasını da kullandı. Söz gelimi yarattığı kozmik korku evreniyle kendisinden sonraki yazar kuşaklarına ilham veren H.P. Lovecraft, “Erich Zann’ın Müziği” adlı kısa öyküsünde geceleri çatı katındaki dairesinde viyolasıyla dehşetli müzikler çalan Erich Zann’ı anlatmıştı. Söz H.P. Lovecraft’tan açılmışken, yazarın denizler altından çıkan uzaylı varlık Cthulhu’yla ilgili öykülerinin ilki olan “Cthulhu’nun Çağrısı”nın, Metallica grubunun The Call of Cthulhu adlı enstrümantal eserine ismini verdiğini de söylemek gerekir. Heavy Metal’in öncülerinden Black Sabbath grubunun ünlü şarkısı Wizard ise ilhamını J.R.R Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi roman serisinden, daha doğru su bu serinin önemli karakterlerinden biri olan Büyücü Ak Gandalf’tan almıştı. Korku edebiyatı ile müzik ilişkisi hakkındaki böyle bir girişle başlamamın nedeni, geçtiğimiz günlerde yayımlanan Hayalet Müzik adlı korku öyküleri antolojisi. Hayalet Müzik, Türkiye’de korku ve fantazya edebiyatı alanında eser veren ve bu türlerin tanınmış isimleri arasında yer alan on yazarın müzik temalı korkugerilim öykülerinden oluşuyor. KARANLIK VE MÜZİK DOLU BİR DERLEME Kitabın yazarlarından olan Özlem Ertan’ın, proje yönetmenliğini de üstlendiği bu karanlık ve müzik dolu derleme, öykülere ilham veren eserlerle müzisyenler hakkında ayrıntılı ve kolay anlaşılır dipnotlar da içeriyor. Bu yönleriyle alanında bir ilk olan Hayalet Müzik’in sunuş yazısını Altay Öktem kaleme almış. Murat Baykan, Nurgül Çelebi, Hakan Balcı, Özlem Ertan, Mehmet Berk Yaltırık, Funda Özlem Şeran, Uğur Kılınç, Zeynep Çolakoğlu, Murat S. Dural ve Aşkın Zengin Akkuş’un hepsi de birbirinden ilginç, dehşetli ve müzik dolu öyküleri hakkında ufak ipuçları vermem gerekirse şunları söyleyebilirim: Bir yanda, evindeki müzik stüdyosunda, ölmek üzere olanların son seslerini kaydedip korkutucu ezgiler yaratan müzisyenin dehşetli öyküsüne tanık olacaksınız öte yanda ise NotreDame de Paris müzikalinde Bella şarkısı eşliğinde, aynı role göz dikmiş rakibinin tuzak kurması neticesinde sakat kalan ve Esmeralda’yı oynayamayan Bella’dan, müzikle ölmenin ne demek olduğunu öğreneceksiniz. Ancak kitaptaki öyküler bunlarla sınırlı değil. “Ölüm nedir? Sınırsız güçleri olan yaşlı bir adam mı ya da bir taksici mi? Ölümü öldürülebilir miyiz ya da ondan kaçabilir miyiz?” sorularına hüzzam makamında Türk Sanat Müziği şarkıları eşliğinde yanıt bulacaksınız Hayalet Müzik hikâyesinde. ESRARENGİZ HAYALLER Ege’nin küçük bir kasabasında, Mozart’ın, Çaykovski’nin, Verdi’nin, Vivaldi’nin, Wagner’in müziği altında geçen öteki öyküde ise hem bir anneyle kızının sakin yaşamını alt üst eden esrarengiz hayalleri hem de eski Anadolu uygarlıklarından Hititlerin izlerini göreceksiniz. Seyyan Hanım’ın yumuşak sesinden çıkan Çapkın tangosu bu kez bir hayalet öyküsüne eşlik ettiğinde, tüyleriniz diken diken olacak. Üniversite mezuniyet balosunun davetlileri yüzyıl önce masum insanların cadı suçlanmasıyla idam edilmesinin bedelini Giuseppe Tartini’nin Şeytan Sonatı eşliğinde öderlerken muhtemelen dehşete kapılacaksınız. Hayalet Müzik; anlatıları, edebiyatla müziğin, düşle gerçeğin, gerçekle hayalin, emin olduğumuz şeylerle şüphe duyduklarımız arasındaki bağları bize anımsatırken, metinlerde anılan müzikleri işitir gibi oluyoruz... n Hayalet Müzik On Yazardan On Dehşet Öyküsü / Derleyen: Özlem Ertan / Artemis Yayınları / 238 s. / 2019. 10 23 Ocak 2020