Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CARPENTIER’DEN “BU DÜNYANIN KRALLIĞI” İsyanın büyüsü “Bu Dünyanın Krallığı”, iktidarın altüst oluş döngüsünü ve devletin politik bedenini karnavalla senkronize ederek ortaya koyuyor. lılıan carrasco C arpentier, romanı boyunca; göklerin krallığının yeryüzündeki karşılığı olan monarşi fikri temelinde devletin politik bedeni metaforunu kullanarak Haiti’nin belli dönemlerinde sosyal yapının sendeleyişini anlatıyor. Gökyüzü ve kiliseden söz etmenin en genel yöntemlerinden biri olan bu tarzı, devletin politik beden metaforuyla sosyal sınıflar çeşitli katmanlara ayrılıyor. Kitap bir dönemin başlangıcı ötekinin sonu esnasındaki korku, sevinç ve kutlamaları ekseninde ilerler. İktidarın altüst oluş döngüsünü devletin politik bedenini karnavalla senkronize ederek koyar ve karnaval metaforuyla Amerika kıtasında bir devrim olasılığını tartışır. Roman boyunca Haiti’nin farklı dönemlerinde politik beden metaforunun nasıl işlediği görülebilir. Birbirini izleyen üç egemen gözlemleyebiliriz: Fransız sömürgeciler (Avrupa sistemi temsilcileri), Henri Christophe krallığı, Amerika yerlileri ve cumhuriyetçi melezlerin ilk monarşisi. Her bir politik bedeni, yeni bir zorbalık sistemini yerleştiren bir ayaklanma izler. Böylece politik beden metaforu ve onun tahribi roman boyunca tekrarlanır. Kitap, bir dükkânda sergilenen beyaz kelleleri sahnesiyle açılır. Ti Noel onları öküz kafalarıyla yan yana hayal ederek eğlenir. Bu şekilde romanın başından itibaren monarşi bedeni olmayan kellelerle özdeşleştirilir. Sonraki sahne, Ti Noel’in Avrupalı krallarla Afrikalı kralları kıyaslamasıdır. “ELİN BULDUĞU ŞEY” Carpentier’in çizdiği politik beden haritasında köleler de temsil edilir. Makandal isyanı kolunu kaybetmesiyle başlar; unutulmamalı ki “elin bulduğu şey” başlıklı bölümde bu kol kendine özgü türlerin gizli yaşamını keşfeder. Yani Stephen Greenblatt’a dayanarak denilebilir ki Makandal, politik beden içinde onu temsil eden bir sakatlanma vasıtasıyla metamorfozu öğrenir. Avrupa geleneğinde politik beden metaforundan devrim olasılığı tartışmasında yararlanılır. Normalde iki çözüm önerilir: Biri Tomás Moro’nun (1532) ayaklanmaları çözüme kavuşturmanın en iyi yolu diye önerdiği platonik çözüm olan, hasta organı kesmektir. Metamorfoza uğrayan Makandal’ın hazırladığı zehir de yayılarak tıpkı toplumsal bir kötülük gibi toplumu zehirlemeye başlar. Ardından Makandal’ın yakalanmasıyla yapılan bir kutlama ile Carpentier belki de bir olası devrimi muştular. Makandal’ın yakılırken sineğe dönü Alejo Carpentier şüp dalga geçerek askerin kafasındaki şapkaya konması devleti ele geçirişidir. Böylece zencilerin devriminin başlangıcı gülümsemenin gücü ve Makandal’ın kılık değiştirmesiyle ilk adımı atar. (Yukarıdaki metafor çerçevesinde ele alınca zombilik de düşüncesi ve ruhu olamayan bedenin bu dünyadaki varlığı, yani yönetilemeyen varlığın mevcudiyeti ve bilinmeyen bir yerde bölgede yaşamakta oluşudur.) Yine bu eksende Henri Christophe’un felç oluşu, devletin politik bedenini, ruhunu kaybedişi olarak tanımlanabilir. Sonuçta politik bedenin cisimleşmiş hâli olan kral kafasınaaynı zamanda politik bedenin kafasına bir kurşun sıkarak hayatına son verir. Tıpkı onun gibi sendeleyerek ve sanki bir an yaşamışçasına yerle bir olur. Bölümün sonunda anlatıldığı gibi bedeni yavaş yavaş taşlaşır/donuklaşır. En sona kralın şapkası kalır (krallığın hüküm sürdüğü ve hâlâ ayakta kalmış muhteşem kalenin bulunduğu tepenin adı, Piskopos Şapkası). Haiti krallığı taşlaşırken bir başka sahnede sömürgeci Fransızların zulüm düzeninin temsilcisi, kralın kardeşi Paulina’nın vücudu da bir heykelde taşlaşmaktadır. Son bölümde Carpentier’in Ti Noel’in düşüncesinden aktardığı kazların dünyası, kıskançlık, ağırbaşlılık, tepeden bakma ve koruyuculukları âdeta aristokrasinin tanımıdır. Kitabın sonunda beli bükülmüş, yorgun Ti Noel politik bedenin de alegorik bir tanımıdır. Sonunda “yeşil bir rüzgâr” eser. Bu renk Makandal’ın metamorfozu keşfettiği, Henri Christophe’un ceketinin kumaş rengidir aynı zamanda. Kasırgayla birlikte medeniyetin ve Ti Noel krallığının alametleri (ay balığı, ansiklopedi, Afrika kutlamaları kuklası) yok olur. Kasırga her şeyi kökünden altüst eder ağaçları kökten söker, deniz yağmura döner. n Çeviren: Murat Tanakol Bu Dünyanın Krallığı / Alejo Carpentier / Çeviren: Murat Tanakol / h2o Kitap / 190 s. KItap 1323 Şubat 2017