26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Yaşar Aksoy’dan “1915: (Genel/Özel) Soruda Ermeni Komşum” ‘Kendimi Ermeni dostluğuna adadım’ Gazeteci Yaşar Aksoy, “1915 (Genel/ Özel) Soruda Ermeni Komşum (Soykırım İddiası ve Barış Yolu)” adlı, komşuluğun, kardeşliğin, ortak yurttaşlığın ve insanlığın şifrelerini fısıldayan barış şehitleri Hrant Dink, Artin Penik ve Osmanlı Ermenisi bestekârlara adadığı çalışması raflarda. Ana konuları içeren, Ermeni kelimesinin anlamından başlayarak Ermenistan tarihine ve TürkErmeni ilişkilerine derin bir yolculuk sunan on dokuz genel sorudan yola çıkan kitap, güncel konu ve gelişmeleri içeren on beş özel soruyla bütünleniyor. Böylece 1915 rakamı simgesel olarak tamamlanıyor. Aksoy’la barışmayı, barışı amaçlayarak kaleme aldığını vurguladığı kitabını konuştuk. r Gamze AKDEMİR lk soruda “Benim Ermenilerim” derken kast ettiğiniz nedir? Ermeni yurttaşlarımız, bizim komşularımız, kardeşlerimizdir. Bin yıl birlikte yaşadık, başımın tacıdırlar. Her yöne çekilen “Ermeni” kelimesini tam da bu nedenle kullanmıyorum. Bunun yerine, yeri geldiğinde “Benim Ermenim, Ermenistan Ermenisi, diyaspora Ermenisi” kelimelerini kullanırsam ne dediğim daha kolay anlaşılacaktır. Böylece hiç kimseyi, hele vergisini ödeyen, kendi cemaatleri içinde huzur içinde yaşamaya herkes gibi layık olan, işinde, gücünde masum insanları incitmemiş olacağım. Bu terminolojiyi herkese, ülke yöneticilerine, medya çalışanlarına da öneriyorum. “SALDIRILARLA TÜRKİYE ERMENİLERİNİN EN UFAK BİR BAĞLANTISI YOKTU” Kitabı tasarlamaya 1980’lerde, tam da ASALA’nın diplomatlarımıza karşı gerçekleştirdikleri eylemler ve cinayetler döneminde başlıyorsunuz. Hele ki bir gazeteci için kayıtsız kalınabilmesi çok daha imkânsız acıların ayrıntılarına girerek. Kesinlikle. Doğup büyüdüğüm İzmir Karşıyaka’nın yetiştirdiği, Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği Çalışma Müşaviri Erdoğan Özen, Viyana’da, 20 Haziran 1984’te Diyaspora Ermenilerinin ASALA’sı tipinde bir terör örgütü olan ARA (Ermeni Devrimci Ordusu) tarafından bombalı saldırı sonucu öldürüldüğünde, Yeni Asır’da araştırmacı yazardım. ASALA cinayetleri almış başını gidiyordu. Üstelik biz Cumhuriyet kuşakları, 1915 tehciri (veya soykırım) olayları hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Halk olarak tam bir şok içindeydik. Diplomat şehitlerimiz yurtdışından tabutlar içinde alay alay geliyordu. İlk cinayeti, 28 Ocak 1973’te ABD Santa Barbara kentindeki Baltimore Oteli’nde, Los Angeles Başkonsolusumuz Mehmet Baydar ve diplomat Bahadır Demir’i eski Osmanlı belgelerini hediye etme bahanesiyle otele çağıran Mıgırdıç Yanıkyan işlemişti. Yanıkyan, 77 yaşındaydı ve inanılmaz ölçüde nefret duyguları taşıyordu. Böyle bir nefret nasıl doğmuştu? Bu süreçteki saldırıların sayısı Fransa’dan Batı Almanya’ya, Lübnan’dan İsviçre’ye tam 186’ydı ve çoğu diplomatlarımızdan oluşan 51 kişi öldürülmüştü. Şehit diplomatlarımızın fotoğrafları Dışişleri Bakanlığında upuzun oda duvarlarını kapsıyordu. Cinayetleri Diaspora Ermenileri işliyor, ceremesini ise Türkiye Ermenileri çekiyor! Çok doğru ifade ettiniz. Bu saldırılarla Türkiye Ermenileri’nin en ufak bir bağlantısı yoktu. Benim Ermeniler’im, bu cinayetler karşısında benimle birlikte gözyaşı döktü. Hatta bu uğurda Artin Penik gibi kendini yakarak barış diye haykıranlar oldu. “NİŞANYAN İÇİMİ ACITTI, DABAĞYAN NUR YAĞDIRDI, BAĞDAT UTANDIRDI” Kitabın hazırlanması hayli uzun süreli; 35 yıl! Bunca yıl dünyada ve ülkemdeki yazılı ve sosyal medyayı kesintisiz takip ettim. Çok geniş bir Ermeni Sorunu arşivine sahip oldum. Türkiye Cumhuriyeti’ni kaskatı savunan soykırım inkarcısı veya tam tersine sürekli Türkiye Cumhuriyeti’ni suçlayan soykırım iddialarının sahibi olan çevrelerin tüm söylediklerini karşılaştırarak incelemeye çalıştım. Sevan Nişanyan cumhuriyet döneminin bazı uygulamalarını aşağılayınca içim acıdı, Levon Panos Dabağyan bayrağımı savununca içime nurlar yağdı, değerli Hayko Bağdat hatalarımı haklı olarak yüzüme vurunca utandım. Yeni Asır’da ve İstanbul’da Ermenice yayımlanan Sarkis Koçunyan’ın sahipliğini, Pars Tuğlacı’nın yazı işleri müdürlüğü yaptığı “Jamanak” gazetesinde Ermeni Tarihi ile ilgili bulgularımı barışçı ve hümanist bir ufuk içinde yayımladım. “Benim Ermeni’m” besteci Astik Ağa başta, Ermeni bestecilerimizin Türk Sanat Musikisi’ni yaptığı eşsiz katkıları ortaya serdiğim araştırma yazılarım çok ilgi çekti. Okmeydanı SSK Hastanesi tabibi Dr. Aram Fındık’la olan mektup arkadaşlığım ve kızı Tatya Fındık’ın diplomatlarımız öldürülünce yazdığı şiirler beni bu cemaate sıcak duygularla bağladı. “PENİK VE DİNK, BARIŞ ŞEHİDİDİR!” Hrant Dink ve Artin Penik’e adadığınız çalışmanız Dink ile Penik’in düşleriyle hangi düzlemlerde buluştu? İkisi de “Benim Ermenim”dir. İkisi de barış şehididir, barış anıtıdır. Artin Penik, Ermeni asıllı Türk vatandaşıydı. ASALA’nın 7 Ağustos 1982’de Esenboğa Havaalanı’nda düzenlediği, 8 kişinin öldüğü, 72 kişinin yaralandığı saldırıyı protesto etmek için Taksim Meydanı’nda kendini yakarak intihar etti. 5 gün sonra, 15 Ağustos 1982’de öldü. Penik hastanede güçlükle konuşarak televizyonculara şunları söyledi: “Ermeni terörünün saldırıları emperyalistlerin işidir. Ermenilere yazık etmek istiyorlar. Türkiye’yi kötülemek istiyorlar. Harp kışkırtıcılığı yapıyorlar. İntihara bir saniyede karar verdim. Gözümü kırpmadım. Türklerle Ermenilerin kardeşliği için kendimi feda etK İ T A P S A Y I 1 3 1 3 İ “Ne Türkiye Devleti’nden beslenen katı görüşlü bir iddia sahibiyim ne de Türkiye Cumhuriyeti’ne temelinden düşman soykırım iddiacısı kesimlere angaje bir yazarım. Sadece dümdüz anlamıyla barış olsun, iki halk kucaklaşsın, torunlarımız birbirine kin duymasın istiyorum.” S A Y F A 1 6 n 1 6 N İ S A N 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T Fotoğraflar: Mete KIZIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear