25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Elif Batuman’dan ‘Ecinniler’ Edebiyatı ‘Rus’ geçe... Elif Batuman, Amerika ve İngiltere’de ses getiren kitabı Ecinniler‘le Türkiye’de de okuyucuların karşısına çıkıyor. Ecinniler, bir akademisyen olan Batuman’ın okuyucusuyla, “okur” çatısı altında buluşmak istediği bir kitap. Ecinniler, gezi yazısı, özyaşamöyküsü, deneme, inceleme ve eleştiri türlerini bir araya getirerek Rusça kitaplarla, onları okuyanların bir nevi maceralarını anlatıyor. Ë Eray AK im bu Elif Batuman? Nereden geldi böyle ve pat diye kitabı raflara düştü? Okuyanlar da çevresine “İlle de oku bu kitabı!” diye ne zaman telkin eder oldu? Hiçbirinin cevabını bilmiyor(d)um. Tek söyleyebileceğim her şeyin çok ani geliştiği: Aniden ismini duyduğum, aniden kitabı gördüğüm ve hemen okumaya başladığım. Edebiyat dünyamıza Ecinniler adlı, Amerika’da ödül kazanmış bu kitabıyla gerçekten hızlı bir giriş yapan Elif Batuman’ın, hiç de öyle damdan düşercesine bu yola girmediğini, ancak kitabın sayfaları arasında ilerlerken ve internete ismini yazsanız karşınıza çıkacak çalışmalarından anlarsınız. Amerika’da ciddi anlamda ses getiren bu kitabın yazarı, New York’ta doğup New Jersey’de büyümüş bir Türk. Stanford Üniversitesi’nde de karşılaştırmalı edebiyat doktorası yapmış. Şu sıralarda ise Koç Üniversitesi’nin konuk yazarı olarak İstanbul’da yaşıyor(muş). Amerika’nın ciddi gazetelerine yazdığı makalelerle de tanınan Elif Batuman, büyük Rus romancı Dostoyevski’nin ünlü romanlarından Ecinniler’le aynı adı taşıyan kitabında, bir okuma evreninin ortak paydalarında buluşturmayı hedefliyor sayfaları çeviren herkesi. Kitabın adı Ecinniler ama sonrası da var: “Rusça Kitaplar ve Onları Okuyanlarla Maceralar.” Kendisi sıkı bir akademisyen olsa da amacı, kendi okuyucusuyla “okur” çatısı altında bir beraberlik oluşturmak Batuman’ın. Bu bağlamda da Rus yazarları sevip sevmemeniz çok önemli bir bağ oluşturmuyor kitapla aranızda. Ecinniler’den keyif alabilmek için asıl önemlisi “okur” olmak. EDEBİYATI YAŞAMAK Kitabın açılış sayfaları, Elif Batuman’ın kendi kişisel tarihiyle ilgili. Onun edebiyat sevdasını ve Batuman’ı bugünlere taşıyan yolu kavrayabilmek adına önemli bu ilk sayfalar. Batuman’ın üniversite kariyerinin başladığı yıllardan, yüksek lisans yıllarına götüren bir “fragman.” Fakat yazının başında da bahsettiğim, okuma deneyimi üzerine vurucu notlar da yer alıyor bu sayfalarda. Kariyerinin ya da edebiyatla ilgili “ne” yapmak istediğine “nasıl” karar verdiğinin kısa bir hikâyesi Batuman’ın kaleme aldığı “Giriş” yazısı. Onu bu kitaba götüren yolun nerelerden geçtiğinin de özeti diğer bir anlamda. Kitabın “Giriş” kısmından bazı satırbaşları yakalamaya çalışırsak, edebiyat fakültelerine yazar olmak hevesiyle girenlerin kaderini yaşamış anladığımız kadarıyla BaSAYFA 14 30 HAZİRAN K tuman da. Ancak daha sonra edebiyatın sadece “yazarlıktan” ibaret bir olgu olmadığını kavrayışıyla çok başka sularda kulaç atmaya karar vermiş. Öyle başka sular ki bunlar, yazmak yerine yazılanı yaşamayı tercih etmiş. Sonucunda da elimize nur topu gibi bir “ecinni” bırakıvermiş. Biraz uzun bir alıntı olsa da Batuman’ın bu kitapla yapmak istediğini anlatmak adına en açıklayıcı cümleyi kendisinin kaleminden almak faydalı olur: “Sönmüş Hayaller’i okursanız ve New York’a taşınmak, bir çatı katında yaşamak, kitap tanıtımları yazmak ve aşk ilişkileri yaşamak yerine kendinize has bir Sönmüş Hayaller yaşayıp, bir gün aynı romanı yirmi birinci yüzyıl Amerikası için yazmak yerine Balzac’ın evine ve Madam Hanska’nın çiftliğine giderseniz, Balzac’ın yazdığı her sözcüğü tek tek okursanız onunla ilgili bulabileceğiniz her şeyi bulursanızve sonra da yazmaya başlarsanız, ne olur? İşte bu kitabın yaslandığı fikir budur” (s. 31). Görüldüğü gibi Batuman’ın kişisel edebiyat serüveninde saptığı yol, kurgunun içindeki gerçeği en gerçeğe, yani yaşama uyarlamak. Hayranı olduğu, ilgi alanına giren yazarların yapıtlarının içindeki küçük ayrıntıları dahi araştırıp, ayrıştırıp yazarın gerçekliğini yaşamın gerçekliğinde bulmak ve bunu kendi gerçekliğinde yaşamak. Ecinniler’e bu doğrultuda yaklaşacak olursak gerçekten ilgi çekici bir dizi yazın olayının bir arada gözler önüne serildiğini görürüz. Kitabın, Rusça yapıtlara dair “eleştirel” yönü var, çok doğru ama bu eleştirinin nasıl yapıldığıyla ilgili burada dile getirmek istediğim. Batuman bunu, kendi kişisel tarihi, gezi günlüğü, deneme ve inceleme formlarını garip bir şekilde iç içe sokup harmanlayarak, bir araya getirerek yapıyor. Ecinniler’de gezi yazısı okuyoruz. Bir özyaşamöyküsünün kıyısından köşesinde de olsa içine giriyoruz. Deneme desen, gerçekten tadına varıyoruz. Eleştiri, incele2011 me yazılarından da akademik formundan uzak, fakat aynı doyuruculukta fayda sağlıyoruz. İşte tüm bu yazın türlerinin hepsi Ecinniler. Kitabı bir ayrıştırma ya da sınıflandırmaya tabi tutmaya gerek var mı bilinmez. Ancak Batuman’ın “karşılaştırmalı edebiyat” denen disipline, bu kitabıyla farklı bir bakış açısı getirdiği de açık. EDEBİ MACERA Batuman’ın Ecinniler’i, “Babel Kaliforniya’da”, üçe ayrılmış “Semerkand’da Yaz”, “Tolstoy’u Kim Öldürdü?”, “Buz Sarayı” ve “Ecinniler” baş runlar, bazı konular hakkında dile getirdikleri farklı görüşlerin birbirlerinde uyandırdığı tepkiler, “renkli” üniversite yaşamı canlı ve eğlenceli bir şekilde karşımıza çıkıyor. Kendisinin de içinde bulunduğu, yakından tanıdığı akademik çevreler hakkındaki bu ti’ye alır tarzdaki cümleleri, aslında kitabın en eğlenceli yanını meydana getiriyor. Aynı şekilde, “Tolstoy’u Kim Öldürdü?” adlı denemede de akademik çevrelerin bir yönüyle eğlenceli hallerini görüyoruz. Bu iki denemenin tüm eğlenceli yanlarıyla birlikte, gerçek bir “edebiyat dedektifliğini” de sayfalara taşıdığını özellikle belirtmek gerekir. Kitapla birlikte edebiyata ve edebiyat dünyasına biraz daha içerlikli bakma fırsatı buluyoruz aynı zamanda. Tüm bu konferansların oluşum, gelişim ve yapıldığı anlarda yaşananlar bunun en güzel kanıtı. Bunun yanında bir de “Buz Sarayı” adlı denemede bir çeviri sürecine tanıklık ediyoruz. Çevirmenin, üzerinde çalıştığı metni bir şekilde yaşaması gerektiğini vurgulayan bir deneme “Buz Sarayı.” İvan Lajeçnikov’un Buz Sarayı adlı casus romanının çevirisi için harekete geçen iki genç yükseklisans öğrencisinin, başından geçenler anlatılıyor burada. Romanın yazıldığı ülkede, aynısı inşa edilen buz sarayının içinde bir gece geçirebilmek ve atmosferi hissedebilmek adına yapılan bu yolculuk, sonu hüzünlü olsa da, onlar için olduğu kadar okuyucu için de keyifli bir hal alıyor. YOLCULUK “Yolculuk” Elif Batuman’ın kitabında vazgeçemediği, önemli bir izlek. Hemen tüm metinlerini, yolculukla birlikte doğuruyor yazar. Küçük de olsa mutlak bir yolculuk var her denemede; ama bu yolculuklar safi turistik seyahat değil tabii. Edebiyatsız yolculuğu yok yazarın. Edebiyatın yanına sıklıkla sanatı, bilim çevrelerini ve tarihi kişilikleri de sıkıştırıyor aynı zamanda. “Buz Sarayı”nda da bunun güzel işlenmiş hallerinden birini göstermişti yazar, ancak bu konuda “Semerkand’da Yaz”ın eline kimseler su dökemez. “Semerkand’da Yaz”, Batuman’ın Özbekçe öğrenmek için gittiği Semerkand’da geçirdiği üç aylık dönemi konu ediyor. Yine burada da edebiyat adına boş durmuyor yazar ve Rusçaları da bulunan Eski Türkçe metinlerin dünyasına sürüklüyor bizi. Eleştirel inceleme alanında ise kitaba ismini de veren “Ecinniler” gerçekten çarpıcı bir deneme. Dostoyevski’yi bu romanı yazmaya iten ruh hallerinin öncesine, diğer eserleriyle birlikte –Kumarbaz, Budala iniyor bu denemesinde Batuman. Yaşam ve edebiyatın nasıl iç içe geçtiğinin de çok iyi bir göstergesi aynı zamanda bu deneme; çünkü Dostoyevski’nin Ecinniler’ini o dönem okulda ilgi duyduğu bir erkekle eşgüdümlü olarak ele alıyor. Bu bağlamda, yazarın kendi kişisel tarihi ve yaptığı işle de ilgili olarak, kitabın “akademik” yanından söz etmemek mümkün değil. Hatta bu akademik yanın besleyici ve öğretici olduğunu tekrardan vurgulamak da gerekir. Ancak akademik metinlerin aksine küçük, fakat etkisi büyük bir farkla kelimelere döküyor bunu yazar: “Samimiyetle”. Akademik metinlerin kendi içinde taşıdığı o soğukluğu Ecinniler’de görmek mümkün değil. e.erayak@gmail.com EcinnilerRusça Kitaplar ve Onları Okuyanlarla Maceralar/ Elif Batuman/ Çeviren: Sabri Gürses/ Doğan Kitap/ 292 s. “Yolculuk” Elif Batuman’ın kitabında vazgeçemediği, önemli bir izlek. Hemen tüm metinlerini, yolculukla birlikte doğruyor yazar. lıklı bölümlerden oluşuyor ve Batuman her bölümde farklı bir “edebiyat macerasına” atılıyor. “Babel Kaliforniya’da” adlı denemede yazar, İzak Babel hakkında düzenlenen bir konferansın hikâyesini anlatıyor. Konferansın doğuş fikri, hazırlık aşaması, gelişimi ve kendisi; kısacası her şeyi anlatılıyor. Sadece konferans değil tabii konu. Konferans çevresinde Babel hakkında geniş bir bilgi de ediniyoruz. Bununla birlikte akademik çevrenin de içine giriyoruz bu denemede. Akademisyenlerin kendi içinde yaşadığı so Fotoğraf: Muhsin Akgün CUMHURİYET KİTAP SAYI 1115 CUMH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear