Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Hazırlayanlar: Nilay Yılmaz, Aytül Akal, Mavisel Yener, Çiğdem Gündeş, Mustafa Delioğlu. ÇOCUKGENÇLİK OKUMA Gökhan Akçiçek, sesini yükseltmek yerine sessizce üretmeyi yeğleyen bir yazar. Karadeniz’in üretken yüreklerinden biri; yazma yolculuğunu keyifle izlediğim bir kalem. Yaban İncirleri’nde Ordu’nun Elmalık Mahallesi’ne bir yolculuğa davetliyiz. Kimi zaman da Alucra’nın Karaağaç köyünün renkleri, kokuları karşılıyor bizi. Biçilecek tarlalar, madımak ve yonca kokuları, akan derenin şırıltısı, Karadeniz’e çağrı çıkarıyor. Ë Mavisel YENER Yaban İncirleri CUMHURİYET ÇOCUKLARINDAN MEKTUPLAR Hazırlayan: Mavisel Yener Elif Saçar Mersin 12 yaş Özel Güney Gelişim İlköğretim Okulu Uzun zaman önce okuduğum, çok beğendiğim, asla unutamayacağım bir kitaptan söz etmek istiyorum. Kitabın adı: Sokaklardan Bir Ali. Canan Tan’ın eşsiz bir kitabı. Bu kitap bir sokak çocuğunun evinden uzaklaşmasından itibaren yaşadığı üzüntüleri, zorlukları kimi zaman, pek sık olmasa bile mutlulukları anlatıyor. Kitapta en beğendiğim karakter Ali. Sevdiğim özelliği olduğu kadar beğenmediğim özellikleri de var. Evinden kaçtıktan sonraki cesareti, karşılaştığı zorluklara karşı direnci beni büyüledi. Fakat bunun yanı sıra sokaktaki diğer çocuklara uyup bağımlılık yapıcı maddeler kullanması, eleştirdiğim özelliklerindendi. Böyle alışkanlıklardan bahsetmek aslında bizlerin gelecekte bunu yapmamız gerektiği anlamına gelmez. Bu kitabı büyük, küçük herkes okumalı. Hepimizin bu kitaptan çıkaracağı bir ders olduğunu düşünüyorum. Maria Eleni Hacudi İzmir 8 yaş Gökkuşağı Büyüsü Dizisinden çıkan Mor Peri Menekşe’yi tanıtacağım. Yazarı: Daisy Meadows Yayınevi: Beyaz Balina. Rengârenk atlar Mor Peri Menekşe’nin kıpırdamasına izin vermiyor. Rachel ile Kirsty´yi büyülü bir yolculuk bekliyor. Ama pek fazla zamanları yok. Kitabımdaki Kirsty ve Rachel’i çok sevdim. Her gün bir macera yaşıyorlar. Elifnaz Gürgen Mersin 12 yaş Özel Güney Gelişim İlköğretim Okulu Ben size çok severek okuduğum Mavi Zamanlar adlı kitabı anlatacağım. Yazarı Mavisel Yener. Kitap 210 sayfa. Tudem Yayınları’ndan çıkmış, roman birincilik ödülü almış. Benim bu kitapta en sevdiğim kişi Gilman, çünkü meraklı bir kişiliğe sahip. Ben en çok dünyanın dengesini bozacak bir şeylerin olduğu bölümü sevdim. (O ‘şey’ ne, söylemeyeyim, okuduğunuzda sürpriz olur.) Çünkü bu şeyin ne olduğunu çok merak ettim. Size bir ipucu vereyim. Birce bir kitap okur ve her şey o kitapta başlar. Bu kadar ipucu yeter kalanını da kitapta okuyun. Bu kitapta kafama takılan hiçbir şey olmadı. Kitap gerçekten güzel, çok net ve sürükleyici. Okumanızı tavsiye ederim! Bize yazan Cumhuriyet Çocukları’nın armağanları çoktan yola çıktı bileee… Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? Çocuklar ve gençler, siz de bize yazar mısınız? Okuduğunuz kitapta en çok hangi karakteri sevdiniz? Neden? ·Öyküde sizi en çok düşündüren bölüm neresiydi? Neden? Öyküde size alışılmadık gelen, aklınıza yatmayan yerler var mı? Neden? Mektup yazarak bize ulaşmak isteyenler için mektup adresimiz: Mavisel Yener Ata Cad. Defne Sok. No:1 D1 Balçova, İzmir Elektronik posta göndererek bize ulaşmak isteyenler için: sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com Anımsatma:* Mektubunuzda ev adresinizi, telefonunuzu, yaşınızı, okuduğunuz kitabın adını, yazarını ve yayınevini belirtmeyi unutmayın. Size bir sürprizimiz olacak! * Mektubunuzda kitabın özetini yazmayın, olur mu? Biz, anlatılanlar hakkında sizin ne düşündüğünüzü çok merak ediyoruz. Gökhan Akçiçek Y aban İncirleri’nin ilk öyküsü “Anne Kokusu”, ipeksi rüzgârını okurun yüreğine üfleyen bir anı/öykü. İlk bebeğini acemi duygularla sarıp sarmalayan, yoksulluğun rengini belli etmemeye çaba gösteren, ılık nefesli bir anne betimleniyor. Gökhan Akçiçek’in anı/öykülerinden bir demetin Anne Kokusu’yla başlaması rastlantısal değil. Yazarın çocukluğuna açtığı pencerelerden görünenler, on dört anı/öyküde yerini almış. Ordu’nun Elmalık Mahallesi’nde geçmiş Akçiçek’in çocukluğu. Doğup büyüdüğü yere borcunu ödüyor yazar bu yapıtında. Öykülerin hepsinde baş karakter, Gökhan adlı çocuk. Öyküler birbiriyle ilişkili, tek kurmaca üzerinden okuma yapıyormuş duygusuna da kapılıyoruz. Kitabın ikinci öyküsünün adı İbrahim Tenekeci’nin şiiriyle aynı adı taşıyor: Uzak İhtimaller Sultanı Baba. “Gülümsedikçe, göz uçlarından havalanan yüzlerce kuşun kanat sesini yüzümüzün yamaçlarına savuran babam, çakıl taşlarının üstünden bir kuğu zarafetiyle süzülen suların akışını andıran sesiyle bize veda ederdi.”(s,13) Baba, bin dokuz yüz kırklara ait bir öyküyü çocuğuyla paylaşır. Bu öyküde okul yaşı geldiği halde okula başlayamayan çocuğun hüznüne tanık oluruz. Bu çocuk Akçiçek’in babasından başkası değildir. Kitaba adını veren öyküye, Ordu’nun derelerinde gün boyu oynayan yürekler konuk oluyor. Derede oynayan çocukların neredeyse hepsinin elinde siğil çıkıyor. Bu siğillerin ilacı, yaban incirinde gizli. Kırmızı Kurdele öyküsünde, okuma yazmayı öğrenen Gökhan’ın yüreğinin kuş kanatlarının sesini duyuyoruz. Otuz üç kişilik sınıfta, yanlışsız okuyanlara öğretmenin dağıttığı kırmızı kurdele, bu kez de Gökhan’ın sol göğsünü süslemeye başlar. Gökhan’ın duyguları bakın nasıl betimlenmiş: “Kürsüden indiğimde avuçlarım terlemiş, göğsümdeki kurdelenin kırmızılığı yüzüme vurmuştu. Okul dağılıp dışarı çıktığımızda kırlangıç sürülerinin, Bülbül Deresi’nin sularını laciverde boyadığını gördüm.” (s, 23) Kırmızı kurdelesinin sevincini geleceğe taşıyan Gökhan’ın yalnız okuluna değil, evine de konuk oluyoruz. Yatağımdaki Kirpi, başarılı bir gülmece öyküsü. Toprak zemin üstündeki evin tahta döşemeleri zamanla incelmiş, yer yer küçük oyuklar oluşmuştur. Minik oyuncaklar bu deliklere düşüp kaybolurlar. Yer yatağı ise Gökhan ve kardeşine top sahası kadar büyük görünür. Günlerden bir gün yorganın altından iki küçük gözün onlara baktığını görürler. Bu gözler kime aittir? Söylemeye niyetim yok, okuyun öğrenin! Yazlık Sinema Afişleri adlı öyküde mahalleye, Ordu’nun sokaklarına konuk oluruz. O sokaklar ki, pencerelerden yayılan kızarmış balık, soyulmuş domates ve salatalık kokusuyla yıkanmaktadır her dem. İşte böyle bir sokakta, hemen her gün, aynı saatlerde, Deli Muharrem boy gösterir. Neden mi? Öykünün yüreğinde gizli bunun nedeni. Dağlar Kızı Reyhan, bir ilk aşk öyküsü. Gökhan’ın, Selma’ya duyduğu platonik aşk naif bir dille aktarılmış. Kaybolan Kardeşim, öyküsü kardeşler arası iletişim konusunda düşündürüyor. Mandolin ve Mızıka adlı öykü, Ordu’da mandolin satılmayan günlerde geçiyor. Gökhan, bütün zorluklara karşın bir mandolin sahibi olabiliyor, ama ya sonra? Mandolini çalabiliyor mu dersiniz? Bu öyküdeki sessiz başkaldırıyı gözden kaçırmıyoruz. Başarı gibi başarısızlık da yaşamın en büyük gerçeğidir, bazıları bu duyguları katmerli yaşar. Bunu olay örgüsüne başarıyla sindirmiş yazar. Kitabın bundan sonraki öykülerinde de Ordu’da dolaşmaya devam ediyoruz. Kimi zaman pazarda destan satan bir destancı çıkıyor karşımıza, kimi zaman ekmeğini kazanma telaşındaki başkaları… Akçiçek’in anı/öykülerinde onun şair kimliğinin izlerini bulmak zor değil. Şiirsel dille yoğrulmuş anılar çocuk okurların ilgisini çekebilmeyi başarır mı bilemiyorum ama yazınsal pencereden bakıldığında oya gibi işlenmiş dil dikkatimizi çekiyor. “Dondurmacıların çınlayan sesleri, gün boyu birkaç kez kulaklarımızı yoklar, evdeki bütün elbiselerin ceplerini umutsuzca karıştırırdık.”(s, 29) “Eteklerinin ucundan havalanan dağ kokulu bir rüzgâr önce pencere pervazlarına konar, oradan evin bütün odalarını ve en kuytu yerlerini dolaşırdı.” (s, 37) “Saçlarımızda dolaşan parmakları, onlarca kilo balyozun ağırlığını bir kelebeğin kanatlarına emanet eder gibi gezinirdi.” Yazarın önceki yapıtları, Bulutlar Örtmese Güneşi, Bülbül Deresi Şiirleri, Çocuklara Ölüm Yakışmaz, İnce Hüzünler Senfonisi, Denizlere Söylenen Şarkı, Yakamıza İlişen Rüzgâr, Kırık Sesler Sokağı’nın ardından yayımlanan Yaban İncirleri, yazarın bundan sonrasında öyküye mi şiire mi yönelebileceği konusunda ipucu vermese de, dilinin yetişkin öyküsüne daha yatkın olduğunu söylemek olası. Bu yazıyı Akçiçek’in dizeleri bitirsin: “Ve cebimizdeki gökyüzünde Uçuyor binlerce uçurtma / Uçuyor özgürce…” www.maviselyener.com *Yaban İncirleri, Gökhan Akçiçek, Kumdan Yazılar Yayınevi, 72 s., 2010, 12+ Nilay Yılmaz İstanbul Bilgi Üniversitesi İnönü Cad. No: 28 Kuştepe/ İstanbul Tel: 0216 381 17 50 www.nilayyilmaz.com sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com SAYFA 24 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1091