Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
D B ir edebiyat eserini değerlendirmek isteyen eleştirmenlerin değişik yaklaşımları var. Önyargılı olanlar bir yana, her eleştirmenin kendine göre bir değerlendirme Ölçütü olabilir. Bu Ölçütler ille de belli bir sıralamaya dayanmaz. Eleştirmenin kişiliğini oluşturan değerlere göre bir eser anlam kazanır. Kimi eleştirmen şöyle bir gözden geçirmeyi yeterli görür. Kendini okutan bir yazarı elinden bırakmaz. Ama sıradan bir yazarla sıra dışı bir yazarı ayırmak gerekir. Gene de yargıya varmak emekli bir sabır ister. eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN niden dile getirmenin, kendini yinelemenin gereksizliğinden söz açarak, “Tekrarın Tekrarı” kitabını anımsatmaktadır. Yücel Kayıran “Şiir Yıllıkları”nı da “şiire müdahale”nin sürdüğü bir anlayış olarak değerlendiriyor: “1993’ten sonra on yılı aşkın süre hazırladığı “Şiir Yıllıkları”, bu müdahalenin fiili halini temsil ediyordu.” Mehmet H. Doğan “Yüzyılın Türk Şiiri”ne Yücel Kayıran’ı da almamıştı. Ama o, alınganlık göstermese de nesnel bir eleştirmen olmanın gereğini yapsa da, bu “müdahale” sözcüğünde gizli bir “sitem” yok mu? Bir şiir eleştirmeni: Mehmet H. Doğan Sınırlarını çizmesini bilen bir eleştirmen hangi alanda derinleşeceğinin ustası olur. Ama derin görü yeteneği olan öyle eleştirmenler de vardır ki, onlar, yapay engelleri aşmasını bilir. Nurullah Ataç’ı bunlardan biri sayabiliriz. Çağdaş edebiyatın yeni açılımlar kazanmasında, dilin değişik olanaklarla gelişmesinde onun emekleri unutulamaz. Ayrıntıların eleştirmeni Fethi Naci, bir romanda 50 sayfa önce açık kalan kapının neden kapatılmadığını araştırma titizliği içindedir. Dilin kullanılmasında aradığı başka özellikler vardır. Eleştirel denemeden araştırmacı eleştiriye kadar bir edebiyat eserine bakmanın değişik yönleri var. Ama eleştiri olmadan edebiyatın derinliğine ulaşmak olanağı yok. Anılarına “Şimdi Uzaklardasın” adını veren Mehmet H. Doğan çalışmalarını şiir üzerine yoğunlaştıran bir eleştirel denemeciydi, 17 Şubat 2008’de ölüme sığındığı için şimdi uzaklarda. Haydar Ergülen ile Orhan Tekelioğlu onun anısına bir kitap hazırlamışlar (Şimdi O Güzel Bahçede... MEHMET H. DOĞAN KİTABI, Kırmızı Yayınları, 2010). Bu kitaptan yola çıkarak, Mehmet H. Doğan’ın şiire bakışı üzerinde durmak gerekecek. dı, nereye getirdi? Bir şair hangi dönemlerden geçti, bu dönemlerde şiiri nasıl bir değişime uğradı? Bu sorulara yanıtlar vermeye kalkıştığınızda, seçkinin ya da antolojinin bir nitelik değişikliğine uğraması kaçınılmaz oluyor” (YÜZYILIN TÜRK ŞİİRİ, 19002000, “Önsöz”, Yapı Kredi Yayıncılık, 2001). Fazıl Hüsnü Dağlarca, gerek Memet Fuat’ın, gerek Mehmet H. Doğan’ın seçkilerine şiirlerini vermedi. Ancak seçilmiş şiirlerin adı anılarak seçkide yer aldı. Orhan Burian’ ın “Kurtuluştan Sonrakiler” seçkisinde bir “Nebula” bölümü vardır. Umut veren ozanların yer aldığı bir bölüm. Buradaki umut veren ozanlar arasında öyleleri vardı ki, çağdaş şiirimizin en usta ozanları arasında üne ulaştı. Mehmet H. Doğan’ın seçkisi nice genç ölen ozana da yer verdi. Böyle bir seçkide onların da yeri olmalı mıydı? Ama Mehmet H. Doğan şöyle düşünüyor: “Yüzyıllık şiir birikimimizin onlara birkaç şiir, birkaç imge de olsa borçlu olduğunu düşündüm.” Ayrıca 1978 doğumlu Zeynep Köylü’ye kadar umut veren nice ozan “Yüzyılın Türk Şiiri”nde yer aldı. Gene de hoşnut kalmayan, hakkı yenen ozanlar vardı. Onların sözcülüğüne girişen Süreyya Berfe, “Mehmet Hidrojen” diye Mehmet H. Doğan’a takılarak şiirlerini seçkiden çekeceğini bildirdi. Demek beklentilere yeterli yanıt vermeyen bir seçkiye olumsuz eleştiriler de gelebiliyor. Necmiye Alpay bağımsız bir seçki için Memet Fuat ile Orhan Koçak’ın katılımı sağlanarak üç kişilik bir takım çalışmasıyla daha iyi bir sonuç alınabileceğini söylüyor. Ama Memet Fuat “Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi” ile Refik Durbaş’a kadar gelmiş, “Sonrası” için bir değerlendirme yazısı yazmakla yetinmiştir. Ayrıca ortak bir çalışmaya girişmesi gerekmezdi. ANILAR “Mehmet H. Doğan Kitabı”nın anılarıyla bütünleşen bir özelliği de var. Anılar, Mehmet H. Doğan’ın kişiliğiyle bütünleştiği için ayrı bir önem kazanıyor. Kitabı yayına hazırlayanlardan Haydar Ergülen “80 Kuşağı’ndan bir ozanın yakınmasından söz açarken Mehmet H. Doğan’la “meyhane arkadaşlığı”nın önemi üzerinde duruyor. Oysa “içki bahane”, meyhane bir söyleşi ortamıdır. “Yüzyılın Türk Şiiri”nde Haydar Ergülen geniş yer almışsa, Mehmet H. Doğan’la meyhane arkadaşı olduğu içinmiş: “Bu suçlama bu kadar ‘güzel’ olabilir ve suçluyu sevindirebilir! Doğrusu bu suçu bir ‘samur kürk’ gibi üstlenmekte hiç gecikmedim. Bence bu şair arkadaş şiir kadar güzel bir suçlama yöneltiyor ve ‘meyhane arkadaşlığı’yla suçluyordu. Suçluyum, cezamı meyhanede çekmek istiyorum şair bey!” Kitabı yayına hazırlayanlardan Orhan Tekelioğlu, asıl adının Mehmet Zeki Tokyay olduğunu, askerdeyken gerçek kimliğini saklamak için Mehmet H. Doğan adını kullandığını anımsatıyor. İlk gençliğinden bu yana şiirle olan yakınlığını da anlatıyor: “Şiirle, hikmet dolu sözle, insanın içine dolan sözcüklerle tutkulu bir ilişkisi vardı. Gençliğinde bayağı denemişti şiir yazmayı, biraz da utanarak anlatırdı ilk gençlik heyecanını. Daha sonra, şiir yazmaktan vazgeçtiğini, okumaktan ise asla vazgeçmediğini heyecanla anlatırdı” (Bir Dostla Tanışmanın Bedeli’). Kendini bir yana bırakıp şiirin sonsuzluğuna dalmanın coşkusunu yaşıyor Mehmet H. Doğan. Şiirle uğraşmak, şiiri kendine dert edinmek ayrıcalıktır. Onun şiire bakışı “meyhane arkadaşlığı”yla mı sınırlı kalacak? Oysa küçük İskender’in yargısı daha gerçekçidir: “Kanaatim şudur ki: Ölümüyle birlikte nesnel ölçüt hasır altı edildi. Kişisel ilişkilere dayanmayan bir tavır geliştirmiş olması, umarım, gelecekteki eleştirmenlerin bakış açılarını etkiler” (Mehmet H. Doğan). “Meyhane söyleşileri”nde arkadaş dayanışmasını aşan bir incelik var. Çağdaş edebiyatın akışı içinde 12 bin ozandan mı söz açılıyor? İriliufaklı bu ozanları tanımak, anlamak, yorumlamak olanağı bulunabilir mi? Böyle bir çılgınlığı göze alan bir gönül insanıydı Mehmet H. Doğan. Cemal Süreya onun eleştirmenliği için, “Mehmet H. Doğan, geliştirmen” mi demişti? Şiirimizin gelişmesindeki emekleri unutmamalı. Eleştirel deneme bile olsa, şiire dönük bir değerlendirme kolay değil. Mehmet H. Doğan böyle bir çalışmayı yaşamasının anlamı haline getirdi. Ozanlar ordusunun en arkasındaki er bile kendini önemser. Bu kalabalıkta gerçek ozanı ayırmak kolay değil. Mehmet H. Doğan bu yola baş koyan bir eleştirel deneme ustasıydı. Şiirle uğraşmak arı kovanına çomak sokmaya benzer. Olsun. Mehmet H. Doğan o acıları duyarak iyileşti. Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: “ŞİİRİ YURT EDİNMİŞ” Necmiye Alpay’ın sözüdür: “şiiri yurt edinmiş.” “Yüzyılın Türk Şiiri”, on yıl emek verdiği, “Şiir Yıllıkları”, bunların hazırlanmasına yarayan şiir yazıları Mehmet H. Doğan’ın şiiri yurt edindiği anlayışını benimsememize yetiyor. Necmiye Alpay bu görüşünü şöyle açıklıyor: “Şiir ülkesinde yaşamaktan kastım, orada olup biteni bir akıl ve bilgi birikimi kadar, duyular, duygular ve sezgilerle de tartışabilecek ölçüde işin kalbinde olmaktır” (Okyanustan Ötürü). Eleştirel deneme anlayışıyla da olsa, Mehmet H. Doğan’ın şiire bakışında; nice düşünürün birikiminden yararlanırken, kendi anlayışını duyarlıkla pekiştirmenin de payı var. Çağdaş şiirin sınırsız genişliğini saptamak için, bir eleştirmen, kendini tutarlı bir sıkıdüzene sokmalı, kendinden sonra gelen şiiri anlamaya çalışmalı, Mehmet H. Doğan’ı böyle bir çalışmanın içinde görüyoruz. Şiire, toplumcu gerçekçiliğin katı düzencesiyle değil, daha bağımsız bakmayı denediği için “İkinci Yeni Şiiri” üzerine değişik görüşler öne sürebiliyor. “Yüzyılın Türk Şiiri” içinde “İkinci Yeni Dönemeci”, şiir serüvenimizin tartışmalara yol açan evresi diye nitelendirilir. Mehmet H. Doğan şiir serüvenimizi nasıl değerlendiriyor? ŞİİR YILLIKLARI Şiir yıllıkları hazırlamak, 1950’li yıllarda, Varlık Yayınları’nı yöneten Yaşar Nabi’nin çalışmalarıyla ilk ürünlerini vermişti. Ama Mehmet H. Doğan’ın emekleriyle “Şiir Yıllığı” çalışmaları gelenek oluşturdu. Gonca Özmen’in değerlendirmesine göre: “1993’ten 2003’e (2001 hariç) hazırladığı on “Şiir Yıllığı”, onun on yıl boyunca, şiiri günü gününe izlediğinin, bu nedenle de yazdıklarının/seçtiklerinin çok yoğun okumalara ve titiz incelemelere dayandığının göstergeleridir. Yıllıkları, aynı zamanda diğer yıllık hazırlayanlar için kaynak/örnek oluşturmuştur”. (“MEHMET H. DOĞAN KİTABI, Mehmet H. Doğan’dan ‘Son Okumalarım’ ”) . “Şiir Yıllığı” çıkarmak gelenek oluşturduktan sonra bu çalışmayı daha kapsamlı bir biçimde geliştirenler oldu. Kimileri kişisel tavır koymayı sevdi. Bu işi görevinin bir parçası saydı. Kimileri, yıllıkta niye yer almadığından yakınan ozanlardan usandıklarını dile getirdi. Yücel Kayıran, Mehmet H. Doğan’ı “şiire müdahalenin eleştirmeni” saymaktadır. “70’li yılların bitip, 80’li yılların başladığı dönemlerde ise eleştiri ve eleştirmen, Mehmet H. Doğan’ın şahsında bu bunalım dönemine müdahale edecekti. İşte, Mehmet H. Doğan, Türk şiirini bu bunalım sürecinden çıkması için, şiir ortamına müdahale edenin adıdır” (Yeniden Aydınlanma Döneminin Eleştirmeni). Yücel Kayıran, Mehmet H. Doğan’ın şiir yazılarındaki özellikleri belirtirken, bilinen bir gerçeği ye “YÜZYILIN TÜRK ŞİİRİ” Çağdaş Türk şiirinin gelişme çizgisini gösteren seçkiler arasında Mehmet H. Doğan’ın “Yüzyılın Türk Şiiri” seçkisi 2000’lere kadar uzanan kapsamlı bir çalışma. Yalnız çağdaş Türk şiirinin değil, bir ozanın uzun şiir serüveninde hangi evrelerden geçtiğini gösteren “Yüzyılın Türk Şiiri” seçkisi nice tartışmalara yol açmıştır. Şiirin yüzyıllık serüveninde nelere önem vermek gerektiğini Mehmet H. Doğan şöyle açıklıyor: “...Seçkinin, seçilen tarih dilimi içinde gerek akımlarla gerekse şairlerin kendi şiir serüvenleriyle ilgili bir belge de olması zorunluluğu çıkıyor ortaya. Bir akım nasıl başladı, nasıl sürdü, şiiri nereden al Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 Mehmet H. Doğan SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1091