28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

T (Kuyuya bu taşı atan “deli”, benim.) Bülent Şahin, “… “Y normal günlük kullanımda ‘kind’ ve/veya ‘helpful’ kelimeleri ardımsever” sözcüğünün İngilizcesi var mı, yok mu? yardımsever kelimesini karşılıyor.” diye yazdı. 26 yıl Avustralya’da yaşayan Mehmet Akif Akgül ise yardımsever sözcüğünün karşılığını, “Good Samaritan” diye verdi. “Biz (Türkler) ne kadar yardımseversek veya değilsek, yabancılar (batılılar) da öyle.” diyen Sezai Oktay, Almanya’da gördüğü yardımseverliği (bizde gördüğü yardımsevmezliği) örneklendirerek son noktayı, “Yazınızdan dil açısından benim çıkardığım sonuç, bir dilde bir kelimenin olup olmaması insan davranışlarını pek etkilemiyor.” diye koydu. Derken Edit Tasnádi, Macaristan’dan ses vererek Türkçe ile Macarcayı karşılaştırdı: “Geçmişi ve düşünme tarzında bir sürü ortaklık bulunan halklarımızın dilleri de benzerlikler gösteriyor elbette. Örneğin İngilizcede tam karşılığı bulunmayan ‘yardımsever’ için Macarca ‘segitökész’ (shegitökes) denir ve bu birleşik kelime ‘yardıma hazır’ anlamında iki kelimeden oluşmuştur. Latince kökenli ‘benevolent’in ise Türkçede iyi niyetli, Macarcada da aynı şekilde ‘jószándékú’ (yosandeku) diye karşılığı var.” Şu sözcük İngilizcede yok, derken İngilizceyi küçümsemek değil, dilimizi önemsetmek gibi çok masum bir amacımız var. Zaten bir sözcükten kalkarak bir halk, bir uygarlık mahkum edilir mi hiç? İngilizce yoksuldur diyene ben hiç rastlamadım; ama kendi dilini hor gören Türklerle adım başında karşılaşıyorum. Onlara söylemek isteyip de bir türlü söyleyemediğim şey şu: Ey Türkler, dilinizi aşağılayıp durmayın. Bir dil, sahipleri ne kadar yoksulsa o kadar yoksul olabilir ancak. Bakın siz hangi yönlerden zenginseniz diliniz de o yönlerden zengin. Öyleyse dilinizi zenginleştirmek istiyorsanız kendi dünyanızı zenginleştirin önce. Ayşe Özyağcılar tam da bu noktadan bir açılım getirmiş konuya. Kendisinin de kavramının da yabancı dilde olmadığını düşündüğü “gönül” sözcüğünü örnek vermiş, “Ne kadar derin anlamlar içeren, ne kadar güzel bir sözcüktür GÖNÜL… Bizler çok duygu yüklü insanlarız. Dolayısıyla Türkçe de duyguları çok derinlemesine ifade edebilen bir dil gerçekten.” demiş. Bunları söyleyerek yeni bir tartışma başlatacağım belki; ama varsın başlasın. (“Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın”a benzeterek) Tartışmadan dönenin kale ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER 15 EYLÜL ÇARŞAMBA mi kırılsın. Benim de çok sık verdiğim örnekler olduğu için Ayşe Hanım’ın söylediklerini olduğu gibi alıyorum aşağıya: “Örneğin ‘sevmek’ duygusu için de ‘aşk’ ve ‘sevgi’ olarak iki farklı sözcük üreterek her iki kavrama da ayrı ayrı yoğunluk katmış dilimiz. (İngilizcede de ‘love’ ve ‘like’ var denebilir; ama aynı şey değil; ‘love’ hem sevgiyi hem aşkı ifade için kullanılıyor; ‘like’ ise daha çok hoşlanma duygusunu ifade ediyor.) Sözcüklerle yaşamdaki kavramların bire bir ilişkili olduğuna bir diğer örnek de akraba ilişkilerinde yaşanıyor sanırım. Yabancılarda aile içi ilişkilerde bizlerde olduğu kadar yakınlık, sıcaklık, bağlılık olmadığı için, belki de yaşamlarında aile kavramı bizde olduğu kadar önemli bir yer tutmadığı için, akraba isimlerinde de Türkçemizdeki zenginliği bulmamız mümkün değil. İngilizcedeki “kayın aile” (motherinlaw, fatherinlaw, sisterinlaw, brotherinlaw) sözcüklerine karşı Türkçede her birine ayrı ayrı sözcükler var: kayınpeder (kayınbaba, kaynata), kayınvalide (kaynana), kayınbirader ve görümce ile yetinmiyoruz, bunlara ek olarak bir de yenge, enişte, baldız, bacanak, elti var. İngilizcede “in law” yani kanun önünde zorunlu ilişkiler siyah beyaz resmedilirken, Türkçede her bir ilişkiye verilen ayrı ayrı adlarla gönüllü (yine GÖNÜL!) ilişkiler rengârenk resmediliyor. Türkçemizin zenginliğinden söz ederken, son olarak ‘sözlaf’ (‘word’) ve ‘yüzsurat’ (‘face’) şeklinde iyi ve kötü anlamları ayıran sözcüklerimize de dikkat çekmek isterim. Bu zenginliğin farkında olarak bu sözcüklerin yerinde, doğru şekilde kullanmaya hepimiz özen göstermeliyiz diye düşünüyorum.” Ayşe Özyağcılar’ın çeviri yanlışlarına değinen bir iletisini özenle saklıyorum. Önümüzdeki hafta da o konuya girelim artık. ama Türkçenin bir özelliği olarak günlüklere de almakta A yarar var. “Ben, evvelden beri ‘özneden sonra virgül koycan Çevik’in sorusunu bilgisunardan yanıtlamıştım; nur.” diye bilirim. Sadece istisnai ve anlam bozukluğunu engellemeye yönelik uygulamalarda değil, her zaman ‘özneden sonra virgül konur.’ diye öğrendim.” diyordu Çevik, arkadaşlarıyla girdiği tartışmayı aktararak kendisini doğrulamamı istiyordu. “Özneden sonra virgül konur.” kuralını ben de hem derslerimde anlatıyorum hem de Türkçe “Off”ta ve Türkçe Dil bilgisi kitabımda yazdım. Çok kısa tümceler virgül gerektirmeyebilir; ama uzun tümcelerde sadece anlam karışıklığını gidermek için değil, algılamayı kolaylaştırmak için de virgül kullanılması gerekir. Bu son dediğim, ek bir açıklama istiyor. Şöyle: Özne ve yüklem tümcenin temel öğeleridir. Bunlar olmadan yargı oluşmaz. Türkçe sözdiziminde ise özne başta, yüklem ise sonda yer alır. (İngilizceden ve öteki batı dillerinden Türkçenin önemli bir farkı da bu değil mi?) Zihin, yargıyı oluşturabilmek için bu iki öğeyi birleştirmek zorundadır. Özneden sonra konan virgül, zihne, baştaki özneyi kaydetmesi ve tümcenin sonunda gelecek olan yüklemle birleştirmesi için zaman tanımak anlamına gelir ki çok önemlidir. minin sonundan, kiminin herhangi bir sayfasından şiirler Ş okudum. Alıntı yapmaya kalksam haftalar yetmez. Bu yüzimdi sıralayacağım şiir kitaplarının kiminin başından, kiden yalnızca adları sıralayacağım: Atilla Yaşrin, “Nisan Damlası”, Kanguru Yayınları N. A. Nekrasov (Çeviren: Enis Berberoğlu) “Yalnız Taşlar Ağlamıyor Burada”, Evrensel Basım Yayın Didem (Gülçin) Erdem, “Perdesiz”, Yasak Meyve Burhan Mendi, “Gardiyan”, Ardıçkuşu Yayıncılık Ertuğrul Özüaydın, “Yüzışığı”, şiir dizisi Hayal Ahmet Çakmak, “Eski Kent Kırgınlıkları”, şiirden Banu Savaş, “Gel ve Hüküm Sür”, Yakın Plan Melahat Babalık, “Güneşi Örtündüm”, Gerçek Sanat Yayınları Sabahattin Yalkın, “Vakit İstanbuldu”, Avcıol Basım Yayın Abdullah Şanal, “Derbeder Söylenişler”, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Yayınları Hasan Taşçı, “Aşk Olsun Yolun”, anfora şiir Cafer Keklikçi, “tahammül şeridi”, Timaş Erkan Yukarıoğlu, “Kırmızı Değirmen”, Cinius Yayınları Hüseyin Köse, “Orada Olmayan Adam”, artshop Baki Süha Ediboğlu, “Beni de Alın Koynunuza Hatıralar Toplu Şiirler, Alfa ? www.feyzahepcilingirler.com feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. 30 EYLÜL PAZARTESİ 17 EYLÜL CUMA B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru Yusuf Atılgan’ın bir öyküsünün adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, anı öyküden bir alıntı ve öykü kitabının adı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “A/50”, “D/75”, “U/11” harfleri ipucu olarak yerlerine konmuştur. 1 L 2 D 3 D 4 A 5 C 6 J 7 H 8 H 9 A 10 F 11 Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 7 45 23 67 8 22 U 12 K 13 B 14 A 15 E 16 J 17 F 18 E 19 I 20 C 21 I I. Ağza konan bir şeyin tadını alma yetisi. E 23 H 24 B 25 A 26 L 27 G 28 A 29 I 30 B 31 K 29 72 21 19 43 32 C 33 L 34 B 35 J 36 J 37 F 38 A 39 C 40 K 41 E J. “ ... Dinçer” (Bizimkiler adlı TV dizisinde de oynayan, 2010 yılında yaşamını yitiren aktör). 42 B 43 I 44 K 45 H 46 J 47 E 48 D 49 D 50 53 A 54 C 55 C 56 L 57 L 58 D 59 B 60 K A 51 L 52 L 46 16 6 35 71 36 61 G 62 A K. “ Yakışıklı / Hafif / İyi ...” (Ahmed Arif’in Otuzüç Kurşun’undan). 63 K 64 E 65 D 66 F 67 H 68 A 69 C 70 F 71 J 72 I 40 44 12 63 60 31 73 G 74 A 75 Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Ünlü bir edebiyat eleştirmeni. 53 25 62 28 68 D 76 C 77 G 78 G 79 B 80 D L. Görkem. 74 14 9 4 38 D. İmparator romanının yazarı. 57 1 56 33 26 52 51 70 66 17 10 37 B. Thomas More’un yapıtı. 80 3 65 49 48 2 58 42 79 59 34 30 13 E. Nâzım Hikmet’in bir oyunu. G. Asıl hücre ile protoplazma uzantılarından ve bir silindir eksenden oluşan sinir hücresi. 1075. sayının çözümü: A. KURUŞLUK, C. “ ... Senar” (Söze ne hacet). 18 15 64 22 24 47 41 69 39 5 76 32 54 55 20 F. Eskiden lise derecesindeki okullara verilen ad. 77 78 73 61 27 H. “ ...Kula” (aktris). B. ENDERUN, C. LİKİDİTE, D. İKTİDAR, E. MERTER, F. ERDEM, G. NALINLAR, H. İM, I. NERMİN, J. YEĞEN, K. ÜTOPYA, L. ZEKİ, M. ÜLTRAVİYOLE. Şiir: “Kelimeler işaret ettiklerinden / koptuğunda dünya duruyor./ Eminim artık, kelimelerin/ yüzleri var.” Zafer Yalçınpınar SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1076
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear