Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER ¥ lukla, yazıyla geçen hayatını anlatıyor. yor, her satırıyla ürpertici bir yolculuğa çıkarıyor okurunu. Demokrasi Neye Yarar?/ Stein Ringen/ Çeviren: Nurettin Elhüseyni/ Yapı Kredi Yayınları/ 426 s. Stein Ringen, ABD ve Büyük Britanya gibi demokrasi kalelerinin bile demokratik devlet idealinden uzaklaştığı, vatandaşların siyasi sistemlere karşı güveninin giderek azaldığı bir dünyada, demokrasinin temel değerlerini ve nasıl korunacağını sorguluyor. Yazar, eğitimde fırsat eşitsizliği, yoksulluk, ailenin toplumsal ve ekonomik rolü ve kişinin tercihleri doğrultusunda istediği gibi yaşama özgürlüğünün önündeki ekonomik engelleri, bugünün demokrasisinin temel sorunları olarak ele alıyor. Toplumsal Cinsiyet/ Zehra Y. Dökmen/ Remzi Kitabevi/ 240 s. Kadın ve erkeklerin toplumsal, ekonomik, psikolojik davranışlardan yola çıkan Zehra Yaşın Dökmen, sorunların, toplumun her iki cinse biçtiği rollerden, farklı kurallar işletmesinden kaynaklandığını saptıyor burada. “Toplum genellikle, beklentiler konusunda her iki cinse de yönlendirmelerde, dayatmalarda bulunur.” Zehra Yaşın Dökmen kitapta, bu ve benzeri ilişkilere psikolojik açıdan yaklaşıp örnek durum ve olaylardan yola çıkarak konuya bilimsel düzeyde açıklık getiriyor. Düğün Evi/ Necib Mahfuz/ Çeviren: Aslı Çıngıl/ Turkuvaz Kitap/ 144 s. Kahire’de, genç yazar Abbas Yunus’un Düğün Evi adlı oyunu sahneleniyordur. Abbas’ın aile sırlarını ortaya döktüğü oyun büyük başarı kazanır. Ancak oyunda tartışmalı birçok bölüm vardır: Abbas’ın anlattıklarının ne kadarı gerçek, ne kadarı kurgudur? Abbas gerçekleri yağmalayan yeteneksiz bir yazar mıdır, yoksa hayal gücünü ustaca kullanmayı başarmış mıdır? Nobel Edebiyat Ödüllü, Mısırlı yazar Necib Mahfuz’un 1981’de yazdığı “Düğün Evi”, yazarın toplumsal konularla ahlaki ikilemleri ele aldığı ve kişisel hikâyelerin eşsizliğini vurguladığı bir roman. Dans Tarihini Yeniden Düşünmek/ Hazırlayan: Alexandra Carter/ Çeviren: A. Şenkardeşler, A. Ö. Adana, A. Erdoğan, B. Açıkdeniz, B. Zenginobuz, C. Şipal, G. Gökçen, L. Soy, T. Olçum/ BGST Yayınları/ 214 s. “Dans Tarihini Yeniden Düşünmek”, makalelerden oluşan bir derleme kitap. Dans meraklıları, sanatçılar ve akademisyenler için değerli bir başvuru kaynağı niteliğinde. Kültür, sanat, siyaset ve felsefeye ilgi duyan herkese sesleniyor. Batı merkezli, doğrusal ve ilerlemeci bir anlayışla yazılan dans tarihi kitaplarına alternatif sunuyor. Okuyucuları sahne dansları tarihinin dönüm noktalarına ‘yeniden bakmaya’ davet ediyor. Bale, geleneksel dans, modern/çağdaş dans formlarını kapsayan bu seçki, çok farklı konulara değiniyor. “Kamu Yararı”nı Öncelikli Gören Bir Yaşam Öyküsü/ Hande Suher/ Yem Yayın/ 398 s. İTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanlığı’na seçimle gelen ilk kadın olan Hande Suher’in anıları okuyucuya sunuluyor. Kitapta, Prof. Hande Suher’in, şehircilik ve mimarlık meslekleri ile İstanbul Teknik Üniversitesi’ne olan sevgisi, bağlılığı, hizmet aşkı ve doğruları savunmaktaki azmi, bilimsel merakı, dürüstlük ilkesi, mesleki etik değerlerden taviz vermeyen tutumu dile getirilmeye çalışılırken, özel yaşamından kesitler de okurla paylaşılıyor. Bir Hülya Adamının Romanı: Ahmet Hamdi Tanpınar/ Orhan Okay/ Dergâh Yayınları/ 380 s. Okuyucular, uzun yıllar boyunca, Ahmet Hamdi Tanpınar hakkında çeşitli yazılar yazmış, yapıtlarını yorumlamış, aynı zamanda Edebiyat Fakültesi’nde ondan ders de görmüş olan Orhan Okay’ın bu çalışmasında, Tanpınar’ın bugüne kadar ulaşılmamış kaynaklardan derlenen, birçok ayrıntı ile zenginleştirilmiş biyografisini buluyorlar. Kitap, Türk edebiyatına birçok yönüyle damgasını vuran Tanpınar’ın daha da derinlikli olarak bilinmesine kaynaklık etmek için hazırlanmış. Ölümün Kimyası/ Simon Becket/ Çeviren: Nur Küçük/ İthaki Yayınları/ 392 s. Adli tıp uzmanı David Hunter kendisini mahvoluşun eşiğine getiren bir trajedinin üstüne eski hayatını terk edeli üç yıl olmuştur. Norfolk’un ücra bir köyünde doktor olarak çalışmakta ve geçmişini arkasında bıraktığına inanıyordur. Ama sonra Sally Palmer’ın cansız bedeninden geriye kalanlar bulunur... Ceset vahşice kesilip biçilmiştir. Polis katili bulmak için Hunter’ın uzmanlığına ihtiyaç duymakta, o ise bu işe karışmamayı istiyordur. Gerilim atmosferini yaratmaktaki ustalığıyla dikkat çeken Simon Becket, seri cinayetleri konu alan bir dizinin ilk kitabıyla okuyucularla buluşuyor. Bir Maskenin İtirafları/ Yukio Mişima/ Çeviren: Zeyyat Selimoğlu/ Can Yayınları/ 196 s. Yukio Mişima, yalnızca Japon edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en önemli, üzerinde en çok tartışılmış yazarlarından biri. Her yapıtıyla Japon ruhunu, bir yandan ürkütücü acımasızlığı, öte yandan sonsuz kırılganlığıyla dile getirerek, gözlem gücüyle, derin, evrensel bir yapıt ortaya koymuş. “Bir Maskenin İtirafları”, bu ‘uçurum yazar’ın en ünlü romanlarından, otobiyografik özellikler taşıyan bir kült metin. Mişima, bir ergenin kendi bedeni üzerinden giriştiği yaşam ve ölümle hesaplaşma sürecini, insan zihninin en uçlardaki serüvenlerinden birine dönüştürüyor. Ölüm, kan ve intihar saplantısı, modern yaşamın reddi, eşcinsellik gibi temalar üzerinde yoğunlaşıCUMHURİYET KİTAP SAYI 1051 Ölen Adam/ D. H. Lawrance/ Çeviren: Bilge Karasu/ Can Yayınları/ 78 s. İngiliz edebiyatının önemli yazarı D.H. Lawrence’tan etkileyici, ama bir o kadar da huzursuz edici bir kısa roman. Dirilen ve dünyanın, Avrupa’nın perişan kırlarında paralanmış kefeniyle dolaşmaya başlayan bir adam... Lawrence, İsa’ya ait mitleri güçlü birer çağdaş metafor olarak ortaya koyuyor bu metninde. “Ölen Adam”, Bilge Karasu tarafından Türkçeye kazandırılmış ve 1963 yılında TDK Çeviri Ödülü’nü almış. İlkgençlik Çağına Öykülerİkinci Cilt/ Hazırlayan Selim İleri/ Everest Yayınları/ 354 s. Uzun yıllardan beri okullarda kaynak kitap olarak okutulan “İlkgençlik Çağına Öyküler” adlı bu derleme, Selim İleri’nin tüm edebiyat severler için hazırladığı bir seçki. İçinde Yusuf Atılgan’dan Vüs’at O. Bener’e, Yaşar Kemal’den Neziher Meriç’e, Adalet Ağaoğlu’ndan Bilge Karasu’ya, Leyla Erbil’den Oğuz Atay’a kadar birçok yazardan öyküler bulunuyor. Kitap, diğer bir yönüyle de okurun, “Türk öykücülüğünün usul usul yenilenişine” de tanıklık etmesini sağlıyor. Zindan Adası/ Dennis Lehane/ Çeviren: Mehmet Karaosmanoğlu/ Artemis Yayınları/ 356 s. Dennis Lehane’nin çok satan romanı “Zindan Adası”, 1954 yazında geçiyor. Komiser Teddy Daniels, Zindan Adası’na akıl hastanesinden görev almak üzere gelir. Güçlü bir kasırga altında, çalışma arkadaşı Chuck Aule ile birlikte hastaneden kaçan Rachel Solando adında katili bulmak üzere işe koyulurlar. Fakat hastanede hiçbir şey göründüğü gibi değildir; tıpkı Teddy Daniels gibi... Martin Scorsese tarafından filme de alınan “Zindan Adası”, gerilim tutkunlarının ilgisine sunuluyor. Thérèse ve Laurent/ George Sand/ Çeviren: Volkan Yalçıntoklu/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 218 s. “Sevgili Thérèse, iki saat içinde Kont S. ve Prens D. ile birlikte bir kır partisi için yola çıkıyorum. İddia edildiğine göre orada yalnızca gençlik ve güzellik dolu anlar yaşanacak. Size saçmalıklar yapmayacağıma ve şampanya içmeyeceğime söz veriyorum...” George Sand adını ilk kez 1832’de yayımlanan Indiana adlı romanında kullanan yazar, toplumsal kurallara karşı çıkan kadın kahramanını savunduğu bu yapıtıyla kısa sürede ün kazandı. Daha sonraki yapıtlarıyla özgürlük sorununu sadece kadınlarla ilgili olarak değil, daha geniş bir toplumsal bağlamda ele aldığını gösterdi. Unutulmayan romanlarından biriolan “Thérèse ve Laurent”da ünlü şair Alfred de Mus ¥ SAYFA 31