Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER ¥ bir antiütopya olan Andreas Frangias’in kaleme aldığı “Veba”, günümüz insanının içinde yaşadığı toplumsal koşullara değen yapısıyla dikkat çekiyor. miz/ gelmezsen/ taşlaşırım kaç mevsim/ ayağa kalkarken/ delinebilir kalbim/ hoşça kal.” Meryem Fehime Oruç, “Yarına Miras”la şiirseverlerin karşısına çıkıyor. Tatarcık/ Halide Edip Adıvar/ Can Yay./ 256 s. “Kaş uçları kalkarak, gözler süzülerek, dudaklar bükülerek her yeni şeyin aşağılık, her köhneliğin kibarlık olduğunu size söyleyen bu adamların şuurlarının arkasında yeni şeylere karşı gizli olduğu kadar kudretli bir meyil vardır. Bu meyil, doğrusunu söylemeli daha çok kadınlardadır. İstanbul’a nadir inseler de mutlak arkalarında moda bir manto, başlarında yeni bir şapka görülür. İskarpinlerinin ökçesi birer karış, tırnakları kıpkızıldır.” Halide Edib Adıvar, Cumhuriyetle birlikte hızlanan modernleşmeyi, bunun yarattığı dönüşümü anlatan romanlarında özellikle kadın kahramanları öne çıkarmıştı. Sinekli Bakkal ve Zeyno’nun Oğlu romanlarının devamı niteliğindeki “Tatarcık”, bir balıkçının kızı olan Lâle’nin toplum hayatında yükselişini konu edinen bir roman. Freud’un Son Yılları/ Mark Edmunson/ Çeviren: Dost Körpe/ Encore Yay./ 256 s. 1921’de henüz Hitler’in siyasi kariyeri yeni başlarken Sigmund Freud kitlelerin davranışı ve otorite figürüne gösterdikleri bağımlılık konusunda kafa yormaya devam etmekteydi; hükmedilmeye duyulan açlığın sonuçlara yol açabileceği ilk alanın ise siyaset olduğunu düşünüyordu. Bu bağlamda Freud’un sunduğu lider tanımı Hitler’in dönüşeceği otorite figürünü adeta öngörüyordu. Freud, Alman işgali altındaki Viyana’dan ayrılmak için trene binmek üzeredir. Gestapo, gitmesine izin vermeden önce kendisine Naziler tarafından saygıda kusur görmediğine, şikayet etmesine sebep olacak bir davranışla karşılaşmadığına, dair bir belge imzalamasını şart koşar: Freud bu belgeyi imzalar imzalamasına ama altına başını derde sokabilecek, belki de özgürlüğe değil bir toplama kampına giden trene bindirilmesine neden olabilecek şu ironik ve cesur cümleyi eklemeden edemez: “Gestapo’yu herkese şiddetle tavsiye ederim.” Mark Edmunson, “Freud’un Son Yılları”nda köktenciliğin yükselişini ele alıyor. Avrupa ile Asya Arasındaki Adam/ Daobert von Mikusch/ Çev.: E. N. Eren, K. Erken, N. Uğurlu/ Örgün Yay,/ 510 s. Mustafa Kemal’in hayat Öksüz Yamalığı Köy Enstitüleri/ Mustafa Ekmekçi/ Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Yayınları/ 500 s. Mustafa Ekmekçi, “Öksüz Yamalığı Köy Enstitüleri” adlı kitabında Köy Enstitülerinin kuruluş öyküsünü ve dayandığı ilkeleri, kapatılış öykülerini ve kapatan kişilerle, belgeleri sunuyor. Köy Enstitüleri’ndeki demokratik eğitimin havasıyla öğrencilerin okuma ve düşünme ortamı ve Enstitüler üstüne yazılmış kitaplarda bulamayacağınız ayrıntılar da Ekmekçi’nin yalın anlatımıyla okurun karşısına çıkıyor. Eğitim tarihi için önemli ve ilginç birçok malzeme de kitapta yer alıyor. Ekmekçi’nin bu kitabında ‘Köy Enstitüleri Ansiklopedisi’ demek de mümkün. Yarına Miras/ Meryem Fehime Oruç/ İnsancıl Yayınları/ 156 s. “Şehrin kalbinde/ koşuştururken/ dönersen insana/ ada yaratabilirsin/ sevgini kökleriyle sabitleyip/ yaşama yayılırken/ eritirsin güzelle demiri/ tüyde tıkanırsın bazen/ hey gözünü kaçıran/ yoruldum/ kaçır beni/ gözlerinde dinleneyim/ sesine dokunurken/ ışığınla aydınlansın ada/ gelsin insanlar/ genişlesin kalpleri ta olduğu yıllarda kaleme alınmış olan “Avrupa ile Asya Arasındaki Adam” adlı bu biyografi, onun hayat hikâyesini, düşünce görüşünü ve eylemlerini nesnel bir açıdan ortaya koymayı amaçlıyor. Mikusch, eserini oluşturmak için, birkaç kere Mustafa Kemal’le görüşmüş, onun kişisel notlarından, Türk belgelerinden ve onunla ilgili Alman, İngiliz, Fransız, ABD ve İtalyan basınında çıkan bazı yazı ve değerlendirmelerden de geniş ölçüde yararlanmıştır. Kitapta, yazarın Mustafa Kemal’e olan sevgisi ve hayranlığı çok açık bir şekilde görülmektedir. Ancak yazar, bu içten ve derin sevgi ve hayranlığını aşırı bir övgü biçiminde değil, gerçekçi ve nesnel bir anlatımla dile getirmeye çabalamıştır. Ölüm Yolculuğu/ Michael Robotham/ Çeviren: Zuhal Bilgin/ İthaki Yay./ 534 s. Alisha Barba’nın dedektif olma hayalleri, bir katil zanlısının onu bir duvara fırlatarak belkemiğini kırmasıyla birlikte sona ermişti. Tekrar ayağa kalkan, ama meslek hayatı da, özel yaşamı da kararan Alisha eski okul arkadaşı Cate’ten bir haber alır. Sekiz aylık hamile olan Cate’in başı beladadır. Buluşmayı kararlaştırdıkları gece, aniden ortaya çıkan bir arabanın çarpması sonucu Cate ağır yaralanırken, kocası hemen ölür. Sağlık görevlileri Cate’i yaşatma savaşı verirken, ortada bir sahtekârlık döndüğü anlaşılır; bu, çetrefilli ve akıllara durgunluk verecek bir dizi sahtekârlığın ilkidir. Bunun üzerine Londra’nın Doğu Yakası’ndan kalkan Alisha kendini Amsterdam’ın ünlü Kırmızı Fener Mahallesi’nde, Afganistan’ın kuş uçmaz kervan geçmez dağlarından Londra’nın konforlu orta sınıf varoşlarına uzanan, insan tacirliği, seks ticareti, kölelik ve sömürünün kol gezdiği karanlık bir yeraltı dünyasında bulur. Michael Robotham, “Ölüm Yolculuğu”yla gerilim ve polisiyenin kapısını aralıyor. Türk Olmak Zordur/ Suat İlhan/ Alfa Yayınları/ 768 s. Kim Türk, kime Türk diyeceğiz? Türk Tarihini, Türk coğrafyasını, Türk Devrimini sahiplenenler mi? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olanlar mı? “Ne mutlu Türküm diyene” diyenler mi? Suat İlhan, “Türk Olmak Zordur”da, Türk olmanın kaynağındaki büyüklük, tabanında ve güncelindeki güzellikleri Türk Kültürü, Türk Tarihi, Türk Devrimi, Türk Coğrafyası başlıkları altında anlatıyor ve sahip olunan değerlere, kimliğe ve kişiliğe ışık tutuyor. Partizanın Kızı/ Louis de Berniéres/ Çev.: Gülden Şen/ Altın Kitaplar/ 174 s. Sevgisiz ve cinsellikten uzak bir evlilik yaşayan Chris, kendini çok yalnız hissetmektedir. Kırklı yaşlarını sürdüğünden, 1970 Londra’sının popüler gençlik kültüründen de habersizdir. Chris bir gece arabasına bir kadın alır. Tito’nun partizanlarından birinin kızı olan Roza, Yugoslavya’dan Londra’ya yeni gelmiş, yirmili yaşlarda bir genç kızdır. Böylesine genç olmasına rağmen tehlikeli maceralar, aşklar ve trajediler yaşamıştır. Evet, bir sokak kadını değildir ama Chris’in ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 996 SAYFA 28