Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
¥ lerinden de korumaya çalışmaktadır oğlunu. İnancı ve planı o denli güçlüdür ki… KIYAMET (APOCALYPSE NOW)/ Yönetmen: Francis Ford Coppola/ ABD/ 1979/ DVDVCD Kayıt: Var. Vietnam Savaşı nedeniyle ABD’yi eleştiren ilk ve en önemli film olan Kıyamet, savaşın korkunçluğunu anlatıyor. Filmde anlatılan sadece savaşın korkunç yüzü değil; savaşmak istemedikleri halde Vietnam’a gitmiş askerlerin yaşadığı bunalımı da aktarıyor yönetmen. Ancak sadece savaşmak istemeyenlerin değil, tam tersine savaş eğitimi almış insanların üzerindeki etkiyi de gözler önüne seriyor. Vietnam Savaşı sırasında, ABD ordusunda, kontrolden çıkmış bir albay vardır. Uyguladığı vahşi yöntemler, savaş içinde bile kabul görecek türden değildir. Albay, Vietnam’ın içlerinde kendi hükümranlığını kurmuş, tek egemen güç olmuştur. Bunu sağlayan etken ise aldığı militarist eğitim ve yaşam biçimidir. Adeta yarı tanrı olan “kaçık” albay filmin sonunda izleyiciyi içindeki “insana” bir kez daha bakmaya zorluyor. SHINDLER’İN LİSTESİ (SCHINDLER’S LIST)/ Yönetmen: Steven Spielberg/ ABD/ 1993/ DVDVCD Kayıt: Var II. Dünya Savaşı’nda 1400 Yahudi’yi ölüm kamplarından kurtaran sanayici Oskar Schindler’in öyküsü yazar Thomas Keneally tarafından yazılan roman, 1993 yılında, yönetmen Steven Spielberg tarafından beyazperdeye taşıdı. Oskar Schindler isimli sanayici savaş yıllarında para kazanmak için Polonya’ya gelir. Önceleri yaşanan soykırıma karşı kayıtsız kalmaya çalışır. Ancak ve ne iyi ki insan olduğunu anımsar. Artık fabrikası Yahudileri kurtarmak için bir umut kapısıdır. Nazi Subaylarından kaçırıp fabrikasında sakladığı, sahte belgelerle toplama kamplarından kurtarıp kaçırdığı Yahudilerin her birinin ismini listesine ekleyen Schindler o gün yaptığı listenin yıllar sonra bu denli ünlü olacağını bilebilir miydi acaba… anlatıyor. Tüm yapıtlarında savaştaki insanı anlatan yazar bu kez savaşın başka bir yüzünü anlatıyor; dönüşü… Cephede ölümün yalnızlaştırdığı gençler eve döndüklerinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını anlar. Kendilerini bulma hayalleri ile savaşa gidenleri bekleyen kocaman bir yalnızlık ve hiçliktir. Ne hayalleri ne idealleri ne büyük kahramanlıklar vardır yanlarında. Kocaman bir boşluk ve yitirilmiş gençlikleriyle baş başa kalırlar. Evlerine, sevdiklerine, şehirlerine ve kendilerine bile yabancıdır artık hepsi. O halde bu yabancının ölmesi belki de tek kurtuluştur. Savaşın insan ruhunda yarattığı yıkımı ve kendisi dahil her şeye yabancılaşma olgusunu çok çarpıcı bir dille anlatan roman edebiyat tarihinin başyapıtlarından. ASLAN ASKER ŞVAYK (THE GOOD SOLDIER SVEYK)/ Yaroslav Haşek/ Can Yayınları/ Çeviren: Celal Üster Çek yazar Yaroslav Haşek’in unutulmaz başyapıtı Aslan Asker Şvayk I. Dünya Savaşı’nın ekseninde savaşın anlamsızlığını alaycı bir dille anlatıyor. Romanın başkişisi Şvayk Prag’da yaşayan kendi halinde bir gençtir. Kimilerine göre deli, kimilerine göre tam bir alık, sakar ve beceriksiz biridir. Bunlar Svayk’ın tartışılan özellikleri ama savaş karşıtlığı tartışmasız bir gerçek. İşte olaylar da savaş karşıtı olan bu genç adamın askere çağrılmasıyla başlar. Şvayk askere gitmemek için; engelli taklidi yapar. Ne ki bir çözüm olamaz bu; Şvayk artık askerdedir. Ancak bu bile Şvayk’ın savaşa, militarizme olan tepkisini açığa vurmasını engelleyemez. Türlü sakarlıklarla emirlere karşı çıktığı da olur o emirlerin ne denli mantıksız olduğunu vurgulamak için harfi harfine uyduğu da. Ama her seferinde Şvayk’ın alaycı yaklaşımıyla savaşın anlamsızlığı bir kez daha insanların yüzüne vurulur. Haşek, Şvayk’ın öyküsünü altı cilde tamamlamak istemiş. Ancak dördüncü ciltten sonrasına ömrü yetmemiş. Son kitabının tasarımı Hasek’in ölümünden sonra tamamlanmış. ANNEM SAVAŞ İSTERDİ/ Opus Yayınları/ Toplu Şiirler, Yazılar, Karikatürler/ 2003/ Kitap ve CD 7. Bursa Kitap Fuarı’nda rastladım bu güzel ve anlamlı çalışmaya. Savaşa karşı hazırlanmış bir kitap ve ses kaydı. Şiirler; Arif Damar, Ataol Behramoğlu, Attilâ İlhan, Barenger, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Behçet Necatigil, Bertolt Brecht, Cahit Sıtkı Tarancı, Ezra Paund, Kamil Uğurlu, Kemal Burkay, Konstantinos Kavafis, Melih Cevdet Anday, Nâzım Hikmet, Orhan Veli, Orhon Murat Arıburnu, Özdemir İnce, Pablo Neruda, Paul Eluard, Rıfat Ilgaz, Richard R,ve, Sunay Akın, Ülkü Tamer, William Shakespear’e ait. Adalet Ağaoğlu, Altan Demirdere, Buket Uzuner, Can Dündar, Erbil Tuşalp, Erdal Atabek, Erc Acarer, Hikmet Çetinkaya, Işıl Özgentürk, İlhan Selçuk, Mustafa Öztaşkın, Muzaffer İlhan Erdost, Müjdat Gezen, Öner Yağcı, Sunay Akın, Tayfun Talipoğlu, Uğur Mumcu da yazılarıyla yer alıyor bu anlamlı imecede. Kitaptaki şiirler; Atilla Olgaç, Cüneyt Türel, Erdal Özyağcılar, Genco Erkal, Halil Ergün, Işık Yenersu, Kenan Işık, Mehmet Ali Alabora, Mehmet Akan, Mustafa Alabora, Müjdat Gezen, Mümtaz Sevinç, Nevzat Şenol, Savaş Ay, Savaş Dinçel, Yıldız Kenter ve Zafer Diper’in tarafından bir CD’ye okunmuş. Okumaya, dinlemeye doyamayacağınız ortak çalışma. Tan Oral ve Turhan Selçuk’un karikatürleri ile çizgiye dökülmüş savaş karşıtı çığlıklar. Alp Esin fotoğraflarla anlatmış savaşın anlamsızlığını. Kitabın ilk sayfasından bir alıntıyla noktayı koyalım; “Ellerini kana bulayanlar, içlerindeki korkularını mezar taşlarıyla yaşayanlar, aynı adaletsizliğin ve aynı suçun ortaklarıdır hep birlikte. Gözlerin açıksa göreceksin. Kulağın sağır değilse duyacaksın. Ellerin kesik değilse uzanacaksın.” Uğur Mumcu (Yeni Ortam, 20 Ocak 1975) Savaşa karşı ses veren tüm ustaları sevgi ve saygıyla anıyoruz. Bu kadar çok savaş sözünden sonra barışı analım, susup sözü John Lennon’un tam bir barış çağrısı olan şarkısı “Imagine”a bırakalım. Hep birlikte mırıldanırsak belki çağlarız; “Sınırların olmadığını düşleyin/ Bunu yapmak çok zor değil/ Hiçbir şey öldürmeye ya da ölmeye değmez/ Hiçbir din de/ Bütün insanların barış içinde yaşadığını düşleyin/…” 20 Mart Dünya Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Günü kutlu olsun... Sanatın yaralarımızı iyileştirmesi umuduyla... Film künyeleri için kaynaklar: www.imdb.org ? SAYFA 25 KİTAPLARDAN... GARP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK (Im Westen nicht Neues)/ Erich Maria Remarque/ Engin Yayıncılık/ Çeviren: Nihal Yeğinobalı Alman yazar Erıch Maria Remarque’ın yazdığı kitap savaşın korkunçluğunu ve insanın savaşta nasıl yitip gittiğini anlatır. Günümüze dek güncelliğini koruyan, yaklaşık 50 dilde çevirisi yalpan eser ne yazık ki Nazi döneminde gerçekleşen “Kitap yakılma” eyleminden kurtulamamıştır. Roman, 17 yaşında bir lise öğrencisiyken aşırı milliyetçi öğretmeninin nutuklarından etkilenip cepheye giden Paul Baumer’in ağzından anlatılır. Paul savaşa “kahraman” olmak, “kendini bulmak” düşleriyle katılmıştır. Ancak karşılaştığı ölümdür. Her haliyle her yanıyla ölüm… Silah arkadaşının ölümüne üzülürken tayınını paylaşacak bir boğaz azaldı diye sevinir bir yandan. Kahraman olmak düşleriyle savaşa katılan Paul, savaş sonunda sadece düşlerini değil yaşama sevincini de yitirir. Yazar, savaşın insanları sadece bedenen değil aynı zamanda ve öncelikle ruhen öldürdüğüne inanmaktadır. Remarque’ye göre savaş son derece anlamsız bir eylemdir. Öyle ki, savaşta kazanan ya da kaybeden yoktur. Savaşa katılan herkes şu veya bu şekilde ölür. Binbaşı cephedeki son durumu rapor ederken “Batı cephesinde yeni bir şey yok,” diyerek savaşın kısa ama öz bir özetini yapmaktadır sanki. 12 Eylül döneminin yasaklılarından olan kitap dilimize “Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” adıyla da çevrilmiştir. Roman, ABD’li yönetmen Lewis Milestone tarafından 1930 yılında ve aynı isimle ( All Quiet on The Western Front) filme de çekilmişti. Sinema tarihinin ilk savaş karşıtı olarak bilinen bu film o denli güçlü bir etki yaratmıştır ki aşırı milliyetçilerin baskıları sonucunda İtalya ve Almanya’da gösterimi yasaklanmıştır. DÖNÜŞ YOLU (DER WEC ZURÜCK)/ Erich Maria Remarque/ Can Yayınları/ Türkçeleştiren: Ayşe Selen Kahramanlık hayalleriyle savaşa giden gençler dönüş yolunda. Remarque’ın Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok isimli romanının devamı olan bu roman savaş sonrası eve dönen askerleri CUMHURİYET KİTAP SAYI 996