25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Aykut Küçükkaya'nın, tu kaka son kitabı “Rüşvetin Deşifresi” üzerine… Haydi riske girelim!.. düşünün. Bir küçük kasetle başlamış HER ŞEY!.. Ülkenin belki “tüm” tersanelerine girilmemişti ama, rüşvet, ihale yolsuzlukları, vurgunlar ve hortumlarla çepeçevre sarılmıştı!.. Çıkar amaçlı suç örgütleri, çeteler ülkeyi kuşatmıştı. Jandarmaya yolsuzluk dosyaları yağmur gibi yağıyordu. An meselesiydi yani/hâlâ da öyle. "Rüşvetin Deşifresi”nde, kamuoyunda 2001'deki Beyaz Enerji Operasyonu'nda düğmeye basan askeri yetkili olarak tanınan emekli Jandarma Kurmay Kıdemli Albay Aziz Ergen'in 2000'de iptal edilen Akkuyu ihalesiyle ilgili bomba açıklamaları ve Ergenle birlikte emekli albay Erdal Sarızeybek'le yapılan röportajlar yer alıyor. Yolsuzlukları ortaya çıkaran ve bu nedenle “üstleri çizilen” iki emekli albayın açıklamaları bunlar. Albayların söylediklerini okuduğunuzda sıkı durun!.. Hepsi doğru!.. RÜŞVETİN BELGELERİ HANGİ ÜLKEDEYDİ? Mesela, TBMM'de nükleer santral kurulması için gerekli yasanın çıkarıldığı bugünlerde Ergen'in bir açıklaması var ki… Aynen alıntılıyorum: “2001 yılında, Akkuyu ihalesi için Türkiye'de dağıtılan rüşvetin belgelerinin YABANCI BİR ÜLKENİN elinde olduğu istihbaratı ulaştı. Savcılık bilgisi dahilinde İçişleri Bakanlığı kanalıyla Dışişleri Bakanlığı'na yazı yazdık. O ülkenin yetkililerinden randevuyu aldık. Ancak o ülkeye gitmemize izin verilmedi. Biz de belgelere ulaşamadık.” Küçükkaya, 'Rüşvetin belgeleri hangi ülkedeydi' diye soruyor Ergen'e, yanıt ilginç: “O ülkeyi bilmek sizi riske sokar…” Ve ekliyordu: “Yine de yazın, gündeme getirin. O ülkeye bu kez başka birileri de gitmeyi denesin!” Bu kitabı her türlü riski göze alarak yazdı Küçükkaya… Söz konusu o pek popüler (!) ülkeyi engin tahmin gücüne bırakıyoruz. Devam edelim… Operasyondan 4 ay kadar sonra görevden el çektirilen Ergen, o tarihte AKP'nin işbaşında olmadığını, bu dosyanın yeniden açılabileceğini de açıklıyor. Peki, bu arada rüşvet iddianameye nasıl yansımıştı? 2001'de tutuklanan TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi'nin ifadesi iddianamenin 50. sayfasına şöyle yansımış: "Nükleer enerji santral ihalesi yapımı gündeme geldiğinde Kanada firmasının 50 milyon dolar rüşvet dağıttığı söylendi. Enerji Bakanı Ersümer'in santralın yapım işinin Kanada konsorsiyumuna verilmesi yönünde bir baskısı oldu ama, bu baskıyı niçin uyguladı bilmiyorum." İHALEYE KATILAN ÜLKELER… Bilgiler yenilir yutulur gibi değil.. İhale 1996'da açıldı. Katılan konsorsiyumlara 12 Aralık 1996'da şartname sunuldu. 15 Ekim 1997'de firmalar önerilerini sundular. İhale 6 kez ertelendi, 25 Temmuz 2000'de Başbakan Ecevit, "Nükleer enerji seçeneğinden vazgeçilmediğini, ancak ekonomik programı aksatabileceği için" ihalenin iptal edildiğini açıkladı. ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın, iptal kararının alındığı Bakanlar Kurulu'nda, ihaleye katılan şirketlere masraflarının ödenmesi çağrısında bulunduğu, ertesi gün gazetelerde yer aldı. Yılmaz'ın, "Türkiye'nin güvenilirliği açısından nükleer santral şirketlerinin 30 milyon dolar olduğu belirtilen harcamalarının karşılanmasını" istediği belirtiliyordu. Buraya dikkat!.. Kitapta ihaleye katılan üç konsorsiyum arasında yer alan ülkeler şöyle sıralanıyor: “ABD, Kanada, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya, Güney Kore…” Peki, bu raddeye nasıl gelinmişti? Her şey 2000 Mayısında Albay Aziz Ergen'in Jandarma Genel Komutanlığı Harekât Başkanlığı'na bağlı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na getirilmesiyle başladı. Harekât Başkanı Tümgeneral Osman Özbek, Kurmay Başkanı Korgeneral Yusuf Soybaş, Jandarma Genel Komutanı da Aytaç Yalman'dı. OLAY KASET… 2 ay geçti. Nizamiyeye 1994'ten tanıdığı yurtdışı firmalara iş yapan özel bir şirketin sahibi çıkageldi ve Ergen'e bir zarf verdi. Zarfta, 2001'e damgasını vuran Beyaz Enerji Operasyonu'nu başlatacak o KÜÇÜK KASET bulunuyordu. Sesler anlaşılmıyordu. Çözüm için Kriminal Laboratuvar Daire Başkanı'na gönderildi. Daire Başkanı ve iki subay dışında kimsenin bilgisi yoktu. Ergen uzun çözümü şöyle özetledi: “…Enerji Bakanlığı'na bağlı TEAŞ Genel Müdürlüğü'ndeki Kayseri Yamula Barajı'nın sözleşmesinde yine TEAŞ yönetim kurulu üyesi, eski ANAP milletvekilliği ve devlet bakanlığı yapmış olan Birsel Sönmez ile Demir Enerji Genel Müdürlüğü arasında geçen bir rüşvet pazarlığı idi. Bakanlık içinde organize olan bürokratlar ile enerji firmalarının yetkilileri ve siyasilerin etkileriyle, ülkemizin santrallarını, barajlarını devleti zarara uğratarak firmalara haksız kazançlar sağlatıp rüşvetler karşılığında onaylamalarıydı…” İlk önce bu peşkeşin, rüşvet ağının şeması çizildi. Şema önce Tümgeneral Osman Özbek Paşa'ya anlatıldı. Sonra da Jandarma Genel Komutanlığı Kurmay Başkanı Yusuf Soybaş'a. Artık konuyu Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'a aktarmak gerekiyordu. Ergen, olayı sadece Genelkurmay Başkanı'nın bilmesi gerektiğini KİTAP SAYI AYKUT KÜÇÜKKAYA: “Rüşvetin belgeleri hangi ülkedeydi?” ALBAY AZİZ ERGEN: “O ülkeyi bilmek sizi riske sokar… Ama yine de yazın, gündeme getirin. O ülkeye bu kez başka birileri de gitmeyi denesin!” Aykut Küçükkaya, “Rüşvetin Deşifresi”nde, tanıklıklar eşliğinde bir yolsuzluğu ortaya çıkarıyor. Kitap, uluslararası süper bir gücün güdümünde, kimi yurtsever(!) siyasilerimizin eliyle ülkemizde gerçekleştirilen dev bir rüşvet skandalının kelimenin tam anlamıyla belgesi. Rüşvetin belgesi olur mu demeyin? Olabiliyormuş işte, iyi ki de öyle. Ortaya konulan, Akkuyu Nükleer Enerji Santralı için dönen 50 milyon dolarlık rüşvet ve peşkeş skandalının perde arkası sorumlularının alnına yetkin tanıklıklarla mıh gibi çakılıyor. Açıklamalarının yanı sıra yolsuzluğu ortaya çıkaran emekli albaylarla söyleşiler de yer alıyor. Küçükkaya'nın ana amacı, “tarihe not düşmek”. Yolsuzluğu ortaya çıkarmak isteyenlerin üstlerinin nasıl çizildiğini, isimleri yolsuzluğa karışanların ise hâlâ dimdik ayakta durduklarını yazmak. Neden Akkuyu ihalesinin üzerine gidilememiş, Mavi Akım neden kapatılmış? Kimler, ne dolaplar çevirmiş, sorularının yanıtlarına da ulaşıyor Küçükkaya. SAYFA 14 ? Gamze AKDEMİR “R üşvetin Deşifresi'nin temelini, Küçükkaya'nın 2001'de sıcağı sıcağına kaleme aldığı ve 2002'de yayımlanan “Alnından Vururlar” adlı kitabı oluşturuyor ki bu, o tarihte Beyaz Enerji Operasyonu için yazılmış ilk kitap olma özelliğini de taşıyor. Çok güzel eleştiriler alır Küçükkaya. Tabii bazı siyasilerden de eleştirel mesajlar gecikmez. Beş yıl geçer... Yeşil sermayeye yönlendirir kendisini. Yimpaş'ı anlattığı “Şef”i yazdıktan sonra geçen 5 yıllık süreci düşünür ve 2000'de başlayan operasyona bu kez 2007 Ağustosu’ndan bakar. Önemli askeri isimlerle yeniden görüşür. Beyaz Enerji'de soruşturulamayan, üstü kapatılan dosyaları sorar. Ve ortaya "Rüşvetin Deşifresi" çıkar. Evet çok tartışılan Akkuyu Nükleer Enerji Santralı sözümüzün konusu. Nükleer santral kurulması için Meclis'te yasanın çıktığı bir dönemde AKP iktidarından önce yani 2002'den önce yaşanan bu gelişmelerin mutlaka yeniden ele alınması gerekiyor. Dolayısıyla bu kitabın satırı satırına okunması da... Zaten CHP'li vekil Tacidar Seyhan'da öyle yaptı. Meclis kürsüsünde kitabı gösterdi ve Enerji Bakanı Hilmi Güler'e hediye etti. Bakan Güler'in “Rüşvetin Deşifresi”'ni okuyup okumadığını önümüzdeki günler bize gösterecek… 50 MİLYON DOLAR RÜŞVET Santral için dile kolay 50 milyon dolar rüşvet dağıtılmış. Ne siyasiler, ne şirketler varmış işin içinde! Zaten öyle yolsuzluklar yapılmış ki!.. Adamlar binlerce ton kömürü termik santrala satmış gibi gözükürken bisiklet plakası bile kullanmaktan çekinmemişler ? CUMHURİYET 932
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear