Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Mektubunuz vaar! “Sihirli Mozart”, Göknil Genç, Can Çocuk, 2006 (9+yaş) Avusturya Konsolosluğu Vize Bölümü, İstanbul İlgi: Avusturya’ya ömür boyu çok giriş çıkışlı Vize verilmesi hakkında Sayın İlgili, Geçenlerde okuduğum “Sihirli Mozart” adlı kitap beni çok etkiledi. Mozart’ın doğduğu kent Salzburg’u görmeden, Viyana sokaklarından yükselen müziğini dinlemeden yapamam artık. Daha üç yaşındayken müziğe olan yeteneği keşfedilen ve babası Leopold tarafından ablası Nannerl ile birlikte oya gibi işlenen bu dahi çocuklardan etkilenmemek mümkün mü? Dikkatimi çeken bir konuda hayranlığımı ifade etmeden de geçemeyeceğim. Bundan tam 250 yıl öncesinden söz ediyoruz ve baba Mozart, hem oğluna hem de kızına eşit davranarak, her ikisine de müzik eğitimi vermekte ve konserler vermesi için desteklemektedir. 2006 yılında kimi babalar, 250 yıl öncesinin babalarının tırnağı kadar olamıyor SİHİRLİ DEĞNEK Çocuklar İçin Kitaplar Hazırlayan: Nilay Yılmaz yazık ki... “Bir ressam, nasıl paletindeki renklerle, tuvalinde başka dünyalar yaratıyorsa; sen de seslerin renklerini gösteriyorsun notalarla,” diyor baba Mozart. Küçük Mozart ise, atlı araba ile Avrupa’nin bir kentinden ötekine dolaşıp her geçtiği yerde seslerin renklerini bırakırken, müziğinin yüzyıllar sonrasına kalacağını daha çok küçük yaştan biliyor. Baba Mozart’ın bir sözü daha var; sanki okumadım da, kulağıma kendisi fısıldadı gibi: “Bazı insanlar istediklerini kloay yoldan elde etseler de, sen sakın bunu isteme. Çalışmak seni her zaman doğru yere götürür. O zaman yaşamın değerini ve güzelliğini anlarsın.” “Sihirli Mozart”, çocukların anlayabileceği bir dille, bir dâhinin çocukluğunu ve gençliğini anlatıyor. Ancak, eksikleri yok değil. Örneğin kitabı okuyup bitirdiğinizde, Mozart’ın ne zaman doğduğunu, ne zaman öldüğü hakkında bir ipucunuz olmadığı için, örneğin bu dâhinin ömrünün yalnızca 35 yıl olduğunu bilmenize imkân yok. Ben Mozart hakkında daha fazla bilgi edinmek istediğimden, Avusturya’ya çok girişli Shengen vizesi istiyorum. Bir dâhinin yaşadığı kenti dolaşmak, yaşam boyu bana da ilham verir umuduyla... Saygılarımla, Aytül Akal Lea için Cehennem Mavisi Claudine Aubrun, Can Gençlik Yayınları, 2006, 94 sayfa Türkçeleştiren Nihan Özyıldırım (ilkgençlik) Lea ve Hugo, bunaltıcı sıcaklarda kenti sokak sokak dolaşmaktadırlar. Hugo, liseye Toulouse’da devam edeceğinden kalabileceği kiralık bir odaya ihtiyacı vardır. Oda aramak için her gün kenti adım adım dolaşan Lea ve Hugo kentin duvarlarını süsleyen resimleri görürler. Bu duvar resimlerinin aynı ressamın elinden çıktığı ve özel bir boyayla yapılmış olduğunu farkeden Lea ve Hugo, duvarlardaki bazı resimlerin karalanmış olmasına bir anlam veremezler. Tesadüf eseri bir gün ressamla da tanışma fırsatı bulurlar. Ancak bu tanışma pek de hoş bir karşılaşma değildir. Ressamın bir duvara resim çizerken iki kişi tarafından saldırıya uğradığı anda bu tartışmanın ortasında kalan Lea ve Hugo, ressamın duvarlara resim çizmesinin neden bu iki kişi tarafından engellenmeye çalışıldığını anlamazlar. Esrarengiz ressam da bu konu hakkında pek konuşmak istememektedir. Lea ve Hugo, bu sokak ressamının izini sürmeye başlarlar. Paul Belmere kimdir? Resimlerde kullandığı özel mavi rengi nasıl elde etmektedir? Resimleri karalayanlar sadece birer sanat düşmanı mıdır? İki arkadaş bu esrarengiz olayın sırrını çözebilecekler mi dersilumlarda bile göze çarpan erkek egemen yaklaşımın kimi çocuk kitaplarında zaman zaman boy gösterdiğini, işinde koşuşturan kadının evde de koşuşturduğunu, babanın ona yardımcı olmayı öykülerde bile düşlemediğini görüyoruz. Başparmağın Şarkısı’nda İlksev ve Özgür’ün babası Sadi bey ve annesi Meral hanım, birbirini tamamlayan, birbirine dost ve yardımcı figürler olarak yer alıyor, ilerinin anne babalarına bu konuda ışık tutuyor. “Babası, onu dinlerken bir yandan da cam kabın içindeki yumurtalı, peynirli, naneli, domatesli renkli karışımı ekmek dilimlerinin üzerine sürüyordu. Bütün dilimlere sürünce hepsini bir tepsiye dizdi.” (s. 17) “On beş dakika sonra güzel kokularla başınız dönecek küçük bayanlar. Anneniz de gazetesini fırlatıp kokuya koşacak. ‘Ne oluyor, bu enfes kokuları yaratan da kim’ diye soracak. Siz de göğsünüzü kabartacak, ‘babamız!” diyeceksiniz.” (s. 20) “Baba yarın kahvaltıda ne yapacaksın bize?” (s. 27). “…kızların için şunu yap bunu pişir, karın için şu tatlıyı yap; şarkı söyleyen kızına keşkül, resim yapan kızına dondurma hazırla, der…” (ss 27) Çocukları çağıran iyi bir tatil armağanı. Öyküler bittiğinde; çocuklar sevdiklerine hoş şakalar yapma ve şiir yazma isteği duyacak, yeni kitaplara yelken açmak için sabırsızlanacak, belki de Murat Sayın’ın sevimli çizgilerinden etkilenip resimler çizecekler. Çocuklar için üretilen yazınsal yapıtların amaçlarından biri de insanda estetik duyarlık oluşturmak değil mi? Siz de okuduğunuz kitapları bizimle paylaşmak istiyorsanız, “Konuk Sihirli Değnek’ bölümü için bir kitap tanıtabilirsiniz… ? niz? “Lea için Cehennem Mavisi” sizi mavi rengin gizemine çağırıyor... Lea’nın sanata yaklaşımı, renkler üzerindeki düşünceleri ve resimlerdeki sanatsal ayrıntılardan ipuçları çıkarması gençlerin sanata başka bir açıdan bakmalarını sağlayabilecek detaylardan. Öykünün kölelik, sosyal roller, hanedanlık, soyluluk, toprak, miras vb konulara da değiniyor olması ve bu konuların polisiyemacera türü ile birleştirilmesi ilkgençlik dönemi heyecanlarını yaşayan Lea ve Hugo’nun öyküsünü genç okurlara sevdireceğe benziyor. Ececan Çorbacıoğlu Sevgili Muzaffer amca: Şu an, odamda pencerem açık, masamın başında yazıyorum..Soluyabilmek, görebilmek, duyabilmek ve mutlu olabilmek için yazıyorum. Size ulaşabilmek, derinden duyduğum saygı ve hayranlıkla size seslenebilmek için yazıyorum. Yüreğim bir ateşin içinde çırpınıyor. Büyük bir acı sarmış adeta benliğimi. Ankara’da kasvetli bir hava hüküm sürüyor. Belki sevgili eşiniz için üzülüyor gökyüzü. belki de kahrediyor boşa giden günlerimize. Ama biz sanki tekrarı olacakmış gibi, ömürden bir sayfa daha çeviriyoruz, sonu gelene dek de çevireceğiz o sayfaları. Çok üzgünüm Muzaffer amca, hayat boyunca üzülmeseydiniz keşke, yüzünüz hep gülse, gözleriniz hep parlasa ama böyle olmuyor. Her daim mutlu olamıyor ve her daim sevdikleri yanlarında olamıyor insanların. Ama siz hep onlara açacak kalbiniz olduğu için mutlu ediyorsunuz o insanları. Hiç tanımadığınız bir ufaklığa mektup yazacak kadar alçakgönüllü, onu bu denli sevindirecek kadar iyi bir insansınız siz. Ufaklık büyüdü amcacığım. Omuzlarındaki yük arttı, ama daha sağlam adımlarla ilerliyor artık hayatta. Yaşama dair çok önemli kararlar veriyor.. Şimdilik lise ikinci sınıfta ve uluslararası ilişkiler uzmanı olmak istiyor ve tabii yazar ve düşünür, daha doğrusu düşünerek yazar, tıpkı sizin gibi. Ülkesinin bir diğer ucuna, İzmir’e kucak dolusu saygılar gönderiyorum; örnek aldığım ve çok sevdiğim Muzaffer amcama. Sizin hiç üzülmenizi istemiyorum, çünkü siz üzülürseniz çocukların sevinçlerinin azalacağını biliyorum. Yüzünüz ve yazılarınız nice uzun yıllar sevinç saçsın… (ececangs@hotmail.com) Ececik, Muzaffer İzgü senin sıcacık sesini duydu… Uzun zamandır Sihirli Değnek’e yazmıyordun. “Hoşgeldin” hediyen yola çıktı bilee… Yine yaz olur mu? KONUK SİHİRLİ DEĞNEK Mavisel Yener “Başparmağın Şarkısı” Hidayet Karakuş, Bilgi Yayınevi 2006, 72 sayfa, Resimleyen: Murat Sayın, (7+yaş) 1997’de Ankara Üniversitesi T.Ö. Merkezi’nce “Başarılı On Çocuk Kitabı Yazarı”ndan biri seçilerek Altın Kalem ödülü alan, Bilgisayara Giren Tırtıl adlı çocuk romanı Uitgeverij De Inktvis Yayınevi’nce Hollanda’da yayımlanan, çocuklar ve yetişkinler için pek çok yapıt vermiş Hidayet Karakuş’un son öykü kitabı okurla buluştu. Kitapta “Başparmağın Şarkısı” ve “Babamın Şakası” adlı iki ana öykü var. İki ana öykünün içindeki diğer kısa öyküler altbaşlıklarla verilmiş yaşam kesitleri. Adları İlksev ve Özgür olan iki kardeşin düşleri, oyunları, annebabalarıyla ilişkileri; ve Doğan’ın başına gelen komik olaylar Karakuş’un pırıltılı dilinde can bulmuş, şiirle bütünlenmiş. Ailece pikniğe gittiklerinde babası Behçet Necatigil’in Kır Şarkısı şiirini okuyunca Özgür’ün de içinden şiir yazmak gelir ve o etkilenmeyle dizeleri sıralayıverir. Piknik süresince hep birlikte şarkı söyler, şiir okur, tiyatro konusunda konuşurlar. Eve döndüklerinde dillerinde Özgür’ün şiiri vardır: “Ben bir yalnız ağacım, Ne oyunum var ne topacım.” İki ana öyküde de “şaka” var. Özgür’ün rüyasında gördüğü köpek nasıl oldu da başparmağına yapıştı, serinlemek için dereye giren Doğan kasabaya neden çıplak dönmek zorunda kaldı… Çocuklar bunların yanıtını kitabı bir solukta okuyarak bulacak. Şakaların yaşamlarımıza kattığı renkler, şakanın sınırlarının nereye dek olması gerektiği gibi konular üzerinde düşünmeye yöneltiliyor okur. Kitapta dikkat çeken, eğitimci ve ailelerin de dikkatini çekmek istediğim, önemli bir özellik de geleneksel sosyal cinsiyet rolleriyle ilgili. Bu konuda geleneksel yaklaşımın dışına çıkmak alışılmadık bir durumdur, Karakuş bunu başarmış. Eğitimciler bu konuyla ilgili temel düşünceler konusunda öğrencilerle sohbet etmek istediğinde bu kitaptan yararlanabilirler. Kadın ya da erkeğe biçilen roller konusunda “öğretilen değerler”in dışına çıkarak çocuk okurun dikkatini çekiyor öyküler. En modern top BÜYÜKLERE ÖDEV “Biz Bir Aileyiz”, Gary D. MacKay, Don Dinkmeyer, YKY “Baba ve Çocuk”, Oya Güngörmüş Özkardeş, Morpa Yayınları “Kendi Başına Düşünen Çocuklar Yetiştirmek”, Elisa Medhust, Optimist Yayınları “Çocuklarla Mutfakta Eğlence”, Berrin Akman, Elif Çelebi Öncü, Tülin Güler, Tuba Karaaslan, Epsilon Yayınları Sihirli Çocuk Dergileri! Kırmızı Fare (http://www.mavibulut.com.tr) Ebe Sobe (http://www.ebesobe.com) Bilim Çocuk (www.biltek.tubitak.gov.tr/cocuk) ? Nilay Yılmaz Kurtuluş Deresi Cad. No: 47 Bilgi Üniversitesi, Dolapdere/İstanbul nilayy@bilgi.edu.tr Tel: 0212 236 78 42 0212 311 51 82 SAYFA 26 CUMHURİYET KİTAP SAYI 858