24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

? sergi önerileri de ürettim. Özetle kendimi, yönetim kurulu genelde üç ayda bir toplanan YKY ile özdeşleştirdim ve hamisi olmaya çalıştım. Yirmiden fazla şirketin yönetim kurulunda kilit üyeydim. Ona gözde evlat muamelesi yaptım. "Tanıklıklar" bölümünde Tuluy Ergörül, "Kültür ve sosyal faaliyetlere önem verdi, ama bunlara fazla fon ayırdı" demektedir. Hazırlanan festival taslak bütçelerinde "doğru maliyet/maksimum fayda" amacıyla en çok da Özalp Birol’u terleterek ilgili harcamalarda kısıntı yaptırmasam fon akışları o düzeyde de kalmayabilirdi. B.K.’nın geçmişte maddi ve manevi desteğini görmüşümdür. Bu açıdan kalbimde özel bir yeri vardır. Kitabı onunla birlikte hazırlayan Cem Akaş ve katkıda bulunan Enis Batur indinde nasıl bir yerim olduğunu tam kestiremem ama Cem Akaş bu bölümü yazarken/okurken "Selçuk Altun’a haksızlık edildi" diye içinden geçirmiş ve Enis Batur görüş bildirirken "Selçuk Altun’a haksızlık etmiyor musunuz?" diye bir cümle sarf etmiş midir şiddetinde bir ikilem yaşamam kaçınılmazdı. Ezcümle, kırgınlık tohumları bir anı kitabında objektiflik ve hakseverliği zedelememiş midir? SES UÇAR, YAZI KALIR 10.07.06 sabahı okuma yazma büromdaki masamda, B.K.’nin imzalayarak yolladığı kitabını buldum. Teşekkür ve başarı dileklerimle başlayan bir yazı kaleme alırken ilk fırsatta bu yazıya başlamayı planladığımı da ekledim. 1999’da Burhan Karaçam Banka’dan ayrılacağını bana duyurduğunda Osman Berkmen yanındaydı. Kırk dokuz yaşındaydım, mesleki ve maddi açılardan doyuma ulaşmıştım. Birden Cemil Köksal ve Burhan Karaçam’sız Yapı Kredi’nin anlamını kısmen yitireceğini duyumsadım, "Sen gidersen, Burhan Karaçam ben de durmam" dedim. Sevdiğim ve saydığım Osman Berkmen kalmam için içtenlikle ısrar etti. Bir de ayrılırsam iç dünyamın bir parçası bellediğim YKY sanki hamisiz kalacaktı. "Kal da, ne koşulla kalırsan kal" diyen Osman Berkmen’e haftada bir gün özel izin dışında koşul öne sürmedim. Çarşamba günleri Banka’ya gitmeyerek ilk romanım, "Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir"i yazmaya başladım. B.K.’den sonra Mehmet Emin Karamehmet ve Osman Berkmen’in YKY Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı bana emanet edeceklerini biliyordum. Tek mesajları, "Masraflarda daha dikkatli olmam" şeklindeydi. Yığınla kuruluşun konser ve gösteri düzenlediği döCUMHURİYET KİTAP SAYI nemde, bu pahalı etkinlikleri asgari düzeye çekmeyi buna karşılık yayıncılık alanında daha etkin bir konuma ulaşmayı yeğledim. (Çünkü ses uçar, yazı kalır.) Yayıncılık alanındaki nitelik ve nicelik liderliğimizi perçinlemek için "yılda bir milyon kitap ve dergi satışı" hedefimi yeni yönetim kurulu da benimsedi. YKY Yönetim Kurulu Başkanlığım 19992004 süresince devam etti. Bu dönemde dört çok önemli yazar/şair veya temsilcileri benle görüşerek YKY’ye katılmayı istediler. (Sait Faik, Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal ve bir kitap için Orhan Pamuk.) Bir detaylı performans envanteri yapmak istemiyorum ama O. Rifat’tan sonra Nâzım Hikmet’ten seçme şiirlerin İngilizceye çevrilmesi, seçme okullara kitap desteği ve geleneksel doğrularımıza (yayıncılık ve sergiler) sahip çıkmak öncelik verdiğim konulardandı. Bu arada YKY’ye mali, idari ve ticari yönetim desteğimi arttırarak sürdürdüm. Yorgunluğuyla ve doyumuyla onu özel emanet belledim. Yazarlığım (sayılırsam) gibi Yönetim Kurulu Başkanlığımda da ön plana çıkma gayreti içinde olmadım. Belki biraz da bu yüzden genelde YKY’nin mimarı olarak, kontrolü ve istemi dışında, yalnızca Enis Batur bilinir. Enis Batur yazısının finalinde "B.K. 1999’da Yapı Kredi’yle yollarını ayırdığında, birkaç tohumu atılmış, bizi yeni bir atılım dönemine götürecek düş buzdolabına kaldırıldı. En çok Sinematek’i yeniden hayata döndüremediğimize..." deyip B.K. ile ilgili inanarak yansıttığı övgülerini sona erdirirken ve bir art niyeti olmamasına rağmen, bir sonraki Yönetim Kurulu Başkanı’na minik bir yanıt ortamı yaratmıştır. (YKY Yönetim Kurulu, Enis Batur’un her düşünü gerçekleştirmek zorunda değildir.) Ama Enis Batur, Yönetim Kurulu’nun kendisinden beklediği hedeflere ulaşırken belki de en büyük desteği Selçuk Altun’dan görmüştür. YKY’de yaptıklarım hakkında görüş toplamak ve yazı istemek kişiliğime terstir. Ama özetlemeye çalıştığım noktalarda haksızlık etmişsem tanıkların uyarısına açığım. YKY için çırpınırken maddi menfaat veya bir ödül peşinde değildim. Sosyokültürel sığlık katsayısı giderek artan ülkede, edebiyat ve sanata sessizce katkıda bulunmaya uğraşırken günah keçisi olmak beni daha çok yordu. ("Katkılarınız ve iyi niyetiniz de (c)ezasız kalmayacaktır" şiddetinde bir aforizmaya gereksinim duyduğumuzu düşünüyorum.) Ama YKY’ye katkılarım hakkında bir tanığın bir gün, dürüst iki paragraf yazacağına inansam, bu çalakalem satırlar elimden boşalmazdı. Bu vesileyle; YKY’yi teslim aldığım noktadan, daha az kaynak ayırarak daha yukarılara taşımamızda katkısı olan tüm çalışanlara, bana güvenen Mehmet Emin Karamehmet ve Osman Berkmen’e, destekleri için dönemin Banka Yönetim Kurulu Başkanı Rona Yırcalı şahsında Yönetim Kurulu Üyelerine ve nihayet Genel Müdür Naci Sığın’a gönülden teşekkür ederim. Her şeye rağmen, "Yaşasın edebiyat, çok yaşasın YKY!" ? Orası Yapı Kredi, Fark Oradaydı/ Burhan Karaçam/YKY/298 s. 858 SAYFA 11
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear