29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

mesı. SAYISIZ İÇSEL FARK... Diğer yandan da bugünkü antropolojik gerçekliği, yani somut tekilliklerini, özgüllüklerini muhafaza ederek üretime katılan yeni üreticileri ve sömürülen özneleri cle almak gerekli. Yazarlara göre bu yeni karmaşık bütiinlük artık cskinin halk, kitle veya sınıf kavramlarına sığtnayacak kadar çoğul. Çokluk asla bir tekilliğe ya da tek bir özdeşliğe indirgenemeyecek sayısız içsel farktan müteşekkil: Kültür, ırk, etnik köken, toplumsal cinsiyet ve cinsellik farkları kadar farklı emek biçimleri, farklı yaşam tarzları, farklı dünya görüşleri... Çokluk işte tüm bu tekil farkların çoğulluğu. Yazarlar elbette çokluğu, ne ütopik/vahiysel bir çağrıya ne de "çokluğu oluşturun!" gibi bir direktife oturtmak niyetinde değil. Defalarca belirttikleri gibi, amaç halihazırda var olan şeye ismini koymak ve bunu da hep birlîkte yapmak. Bir kitap asla "ne yapmalı?" sorusunun cevaplanacağı yer olamaz. Bu ancak somut, kolektif tartışmalarda gerçekleştirilebilir: "Şiddet ve çelişkilerle, küresel iç savaşla, emperyal biyoiktidarın yozlaşmasıyla ve biyopolitik çokluklarm korkunç ıstırabıyla geçen bu uzun mevsimden sonra, dağ gibi birikmiş şikâyetler ve reform önerileri bir noktada şiddetli bir olayla, bir radikal isyan çağrısıyla dönüşüm geçirmeli'. Madem Zizck'in dediğı gibi sadece kol emeğimizi değil duygularımıza kadar her şeyimizi emek piyasasına sunuyoruz, öyleyse mücadelemizde de bütün farklılıklarıyla duygularımız ("aşk eylemi") ve bunlann özgürce yaratacağı ortak payda temel olacak, Âma bunu yaparken en zor olanı, yine Negri'nin dediği gibi, Çin ya da Türkiye'de 1214 saat tekstil atölyelerinde çalışan işçileri Silikon Vadisi'ndeki bilgisayar emekçileriyle duygudaş lulacak toplumsal araçları, kanallan üretmek olacak herhalde. Yeniden enternasyonalizm için Çokluk vazgeçilmez bir başlangıç noktası... Aşağıda Çokluk üzerine dış basında yayımlanmış iki makale ve Antonio Negri ile yapılmış iki röportajın çevirisini sunuyoruz. • Çokluklmparatorluk Çağında Savaş ve Demokrasi/ M Hardt & A. Negn/ Çev. Bartş Yıldırım/Ayrtntı Yaytnlart, 2004/382 s. epo/Stinan POLİSİYE'NİN FİLOZOFU PATRICIA HIGHSMITH'TEN İKİ YENİ ROMAN PATR1C1A HlGHSMITH DERİNSUIAR Imparatorluk'un tahakkümü dünyayı boğuyor O Robert MAGCİORİ okluk'un aşka dair bir kitap olduğunu söylemek abartdı olur herhalde. Yazarların bahsettiği aşk asla "burjuva çifte ve nükleer ailenin klostrofobik kutusuna" ait "özel bir olgu" değil. Michael Hardt ve Antonio Negri'nin kitabı aşkı maddi, kamusal ve siyasal bir güç halıne getirerek güçlü bir soluk kazantyor. Artan eşitsizliklerle yanlan, şiddetin ve "sürekü savaş hali"nin yayılmasıyla kan kaybeden günümüz dünyası karşısında, "şikâyetlerin ve reform taleplerinin eşi görülmedik artışı"nın "güçlü bir eylem"e, "radikal bir isyan talebi"ne dönüşmesini sağlayacak bir dinamiğe ihtiyaç var. Hardt ve Negri'nin, kitabın sonunda yaptıkları da bu tür bir aşk çağrısı: "Günümüzde zamanın, çoktan ölmüş bir şimdiyle, çoktan yaşamaya başlamış bir gelecek arasında yardmış olduğunu şimdiden görüyoruz: Aradaki dipsiz uçurum devasa boyutlara varıyor. Belirli bir zamanda, bir olay bizi bu yaşayan geleceğe doğru ok gibi fırlatacak. Ve bu, gerçek siyasal aşk eylemi olacak." Bir psikopatın derin portresi. Derin Suiar'da yüzerken, akıl ile akılchşı arasındaki tüm sınırlann yavaş yavaş ortadan kalktığını duyumsayacaksınız. PATRICIA HIGHSMITH i Ç ve 2O.yy'da yarattığı etkiyi 21. yy'da yaratmaya adaydı. Çokluk da Imparatorluk'un devamı, daha doğrusu tamamlayıcısı. YENİ İŞBİRÜĞI împaratorluk'ta, yeni ortaya çıkan "emperyal" egemenlik biçimi tarafından ulus devletin egemenliğinin arka plana itildiğini ve bu sefer ulusal ve uluslararası kurumların karmaşık bir ağı tarafından üretilen yeni bir tanakkümün söz konusu olduğunu belirten Hardt ve Negri, 11 Eylül'le Irak savaşı arası dönemde yazdıkları Çokluk'taysa, deyim yerindeyse, karşı kampa, "küreselleşmenin ötekı yüzü"ne, yani "ulusları ve kıtalan aşarak, sınırsız sayıda etkileşim yaratan yeni işbirliği ağlan"nabakıyor. "lmparatorluk'un bağrında büyüyen bu yaşayan alternatif"; farksızbir birliğin ifadesi olan "halk", "kitle" ya da "işçi sınıfı" gibi terimlerle adlandırılamaz: Hardt ve Negri buna çokluk, yani ortak bir payda etrafında toplanmayı başaran "tekil farkların çoğulluğu" diyor. Bu "çokluk projesi", adaletsizliğin, yoksullaşmanın, hak ihlallerinin ve sömürü mantığının kolayca işleyemeyeceği farklı bir toplumun projesi. Kendisini boğmaya çalışan lmparatorluk'un önleyici savaşlarla, "küresel çatışma"yı meş rulaştırarak, onu boğmaya çalı^ması karşısında, bu projcnin gerçekleşme ve böylece demokrasiyi kronik krizindcn çıkarma şansı var mı? Savaş Çokluk'un merkezinde yer alıyor, çünkü savaş demokrasinin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor. Kitaplarının gerçekçi bir duruştan ziyade bir devrimci lirizm, ya da ütopi içerdiği eleştirisını öngören yazarlar, çokİuğun barındırdığı bütün somut olanaklan bir bir sıralıyor kitapta. Şüphesiz, "çokluğun kurucu gücün"ün ortaya çıkışı gecikebilir; "daha ıyı, daha demokratik bir dünya" arzusıınıı taşıyacak "siyasal aşk eylemi"nın gereklüiği de buradan geliyor. "Çokluk işte bu arzunun simgesidir."* Liberation h'ransa, 18 11.2004 "Bir örümcek sinekleri yazmaya kalksaydı nasıl yazardı, Highsmith de insanları öyle yazıyor işte." İnsanoğlunun suç işleme güdüsüne bambaşka bir yaklaşım. OCAKAYININ ÎKİYU2Ü TAHAKKÜM BİÇİMLERİ Michael Hardt Duke Üniversitesi edebiyat böliimünde öğretim görevlisi; Toni Negri'yse filozof, geçmişte Padua Üniversitesi ve Paris 8 Üniversitesi'nde ders verdi. "Devlete karşı silahlı ayaklanma"ya giriştiği ve Milano'da 1970li yıllarda polis ve göstericiler arasında geçen çatışmalarda "ahlaki sorumluluk" sahibi olduğu iddiasıyla Rebibbia hapishanesinde uzun yıllar yattı. İki yazarın 2000 yılında yayımlanan împaratorluk, Marx, Spinoza, Deleuze, Rawls, Foucault veya Hobbes'un yanında, Polybius, Assisı'li Francıs ve Kilise Babalan'nı da referans alarak, yeni dünya düzeninin getirdiği egemenlik ve tahakküm biçimlerini anlamanın teorik araçlarını ortaya koyııyotdu. Kitap müthiş bir başarı kazanarak adeta altcrnatif küreselleşme hareketinin "ıncil"i haline geldi; kimilerine göre, Marx'ın Komünist Manifesto'sunun 19. C U M H U R İ Y E T K İ T A P ı.com SAYFA 5 S A Y I 8 12
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear