Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
su "kapsüle olma, ama izole olmama" şekIinde tanımlamaktadır. Fikret, çağdaşları arasindaki pek çok ün!ü şair ve sanatçıyı da etkisi altında bırakmıştır. Bunda eserlerinin olduğu kadar mizacının da çok büyük bir etkisi vardır. Buna en iyi örneği Halit Ziya Uşaklıgil'in anılarını derlediği "Kırk Yd" adlı escrinde Fikret ile ügili tespitleri teşkil etmektedir. "Hayatın ilk bakışta her türlü önemden uzak sayılan nice küçiik izlenimleri vardır ki, kısa bir süre yaşadıktan sonra çekilip atılan binlerce önemli etkilenmelerle unutuluşun karanlıklarına gömülürken, onlar ömrün son günJerine kadar sizinle birlikte yaşar, bıraktıkları tablolar en küçük aynntılarına kadar sürekli net çizgüerle parîldar; daha dün meydana gelmişçesine gözlerinizin, kulaklannızın içinde canlılıklarını duyunırlar. Işte Tevfik Fikret'le tanışma giinünü böylesine anınısıyorum. Tanımadan önce ve tanıdıktan sonra Tevfik Fikret'in kişiliğine, karakterine ilişkin özelliklerle, sanatının günden giine serpilen ve yükselen görüşleriyle o denli ve elimde olmayarak o derece tutkunlukla doldum ve onun her zaman çevresindekiler iizerine büyüleyici varlığını öyle derinden duydum ki, onunla ilgili anılarım, bcllcğimdc bir daha silinmeyecek izler bırakmıştır." Uşaklıgil'in kaleminden dökülen bu satırlar ne derece büyük bir düşün adamı ile karşı karşıya olduğumuzu gün yüzüne çıkarır. Ama bu büyüklük bazılannın sandığı gibi kibirle değil, konumundan beklenmeyecek bir alçakgönüllülükle oluşmuştur. Büyük insan olmak için küçük işleri büyük bir beceri ile gerçekleştirmenin ne demek olduğunu Fikret'in şiirlerini okuyanlar iyi bilirler. teşekkülü tek bir şahsın çabası ve iradesinde görmek mümkün değildır. Serveti Fünun edebiyatı teşekkül edişi ve gelişimi itibanyla bir imparatorluğun yıkılma, çökme zihniyetinin yönetim kadrosu da dahil toplumun geneline hâkim olduğu bir döneme rastkmaktadır. Bu hiç şüphesiz bu akımın şair ve yazar kadrosunu, dolayısıyla bu sanatçılann eserlerini de fazlasıyla etkilemiştir. Serveti Fünun akımı niç şüphesiz sadece günün dinamiklerinden değil, en azından doğumu aşamasında kendisinden önceki edebi hareketlerin birikiminden de nasibini almıştır. Bu anlamda Tanzimat Edebiyatı'nın ve bu dönemin yazarlannın Serveti Fünun üzerinde dönemsel etkileri olmuştur. Serveti Fünun edebiyatının teşekkülünden önceki bu dönemi nesillere ve onlann hâkim temayüllerine göre kendi içersinde bazı devrelere ayırmak mümkündür: 1. Şinasi, Namık Kemal ve Ziya Paşa'nın temsil ettikleri politik ve sosyal fikirler devri 2. Abdülhak Hamit ve Recaizade Ekrem'in ifade ettikleri romantik büyük ihtiras ve ıstıraplar devri, 3. Araneslin eserlerinde kendini göste Yukanda da ifade olunduğu gibi ServetFünun edebiyatı bir isribdad dönemi edebiyatı idi. Padişah 2. Abdülhamit'in Babıâli'nin varlığuıdan duyduğu rahatsızlık ve onu susturabilme yönündeki aklı almaz uygulamaJarı sadece Babıâli değil, bütün ülkeyi sosyal meseleler üzerinde düşünmemeye ve söz söylememeye sevk ediyordu. Ancak Fikret'in asi tutumu, sert kalemi ve derin vicdanı sonucunda oluşmuş eserleri Abdülhamit istibdatını adeta bir hallaç pamuğu gibi kaldınp atmıştır. M. AKİF'İN SALDIRISINA YANITI B. Akarsu ise Fikret'in en belirgin özelliğinin yurtseverliği ve insanallığı olduğunu belirttikten sonra bir Tarihi Kadim şiirini yazmanın günümüzde bile büyük bir cesaret gerektirdiğini beürtmekte. 96 yıl önce bugün meydana gelen, 31 Mart gerici ayaklanması sırasında Fikret'in yaşadıklarını şu şekilde anlatmaktadır: "31 Mart olayı sırasında arlcadaşlan Fikret'e okulun (Galatasaray Lisesi'nin) yakılıp yıkılacağı haberini gönderir ve kaçmasını önerirler. Fikret ise öfkeyle "Benim cesedimi çiğncmeden kimse bu okula giremez der ve kapının önüne çıkıp akşama kadar saldırganlan bekler ama gelen giden olmaz." A.H. Tanpınar için o bir kahramandır. Tanpınar ilginç bir olay anlatır, "...yaşadığı devirde toplum hayatında ahlaklılık ve durüst olmak ender görülen bir davranıştı. Bulunduğu dairede iş görülmediğini öne sürerek ayrıldığı memuriyetten biriken maaşları kendisine götüriildüğünde çalışmadığım halde para al mam diyerek geri çevirir." Kendlslnden dört ya$ büyük Amertkalı Etrtel Glll'le uzun, mutlu ve çocuksuz bir evllNOe llkadım ren günlük, küçük hassasiyetler devri(realizm) Bu devirler içersinde Serveti Fünun akımını en çok etkıleyen ikinci devre şair ve yazarlan olarak görülür. Bu dönemin ferdiyetçi ve kendi içine dönük birey anlayışı Serveti Fünun akımında da görülmektedir. Bu dönemim yazarlanndan Abdülhak Hamid ve Recaizade Ekrem özellikle duyuş ve üslup bakımından etkilemişlerdir. SERVETI FÜNUN EDEBİYATI Serveti Fünun ya da diğer adıyla Edebiyatı Cedide'nin teşekkülü konusunda birbirine zıt pek çok nkir ileri sürülmektedir. Bu görüşlerden bir kismına göre Serveti Fünun tesadüfler çercevesinde, bünvesindeki sanatçılann ortak amaçlan söz konusu olmaksızın meydana gelmiştir. Bu iddianın karşısındaki görüşe göre ise belirli amaçların iradi olarak ortak bir noktada birleştirilmesinin bir ürünüdür Serveti Fünun akımı. Bu iki farklı görüş bir yana, ortak olan bir şey vardır ki, Serveti Fünun'un oluşumuna dair net bir tarih zikredebilmek veya TBVflk Flkrerin eserlerinde adı sıkca geçen ve heplmizln okul sıralanndan tanıdtğı Haluk Flkretl de yakından tanıyoruz Fikret ve Haluk OerçeOlnde. Aydınlanma arkeoloğu a CoşkunONCUN sta gazeteci Orhan Karaveli; önemli bir araştırma kitabıyla daha karşımızda. Bu araştırmalarıyla aydınlanmacı düşünürleri bize tanıtmaya, onlarm bilinmeyen yönlerini bize anlatmaya devam ediyor. Olümünün Doksanıncı Yılında Tevfik Fikret Ve Haluk Gerçeği isimli yeni eserinde de yazar; bizlere Fikret'in dünyasını unıtmakla kalmıyor; Fikret'in şiirlerini kendi çevirisiyle bu eserde bizlere sunuyor. Karaveli; bu çevirileri kendisinin yapmasını da önemli gerekçelere dayandınyor. ÖncelikJe şimdiye dek yapılmış çevirilerin, büyük bir kısmının çeviri olmaktan çok şiirlerin yeniden yorumlanması " Jinde yapıldığını anlaüyor. Fikret'in şiirlerini çevirenlerin bu şiirleri günümüz Türkçesine çevirmek adına, Fikret'in şiirsel üslubunu büyük ölçüde bozduklarını belirtiyor. Bu çevirilerin kimisine örnek verirken de bizleri haklılığı ortaya çıkıyor. Örneğin Fikret'in bir şiirinde geçen "...heyhat" kelimesini, çevirmenin "...halt ettim" olarak çevirdiğini gözler önüne seriyor. Bu ve benzeri özensizliklere örnekleri çoğaltarak veriyor yazar. Özensizcc yapılmış şiir çevirilerinin maksatlı olduğunu düşünüyor. Bu duygulan eserinde şu metinlerle ifade ediyor: " Fikret'in onlarca biyografisi yazıldı ama gerçek portresi aslında şiirleri değil mi? Ne var ki iş burada biraz çatallaşıyor ve Fikret'i unutturmak isteyenlerin eline amaç bu olma U sa da art niyetle kullanmaya elverişli bir silah verilmiş oluyor. Fikret'in dili eskidir anlaşılmaz!.. Ya da bu şiirler okunmasa ve şairi tanınmasa da olur gibisinden." Karaveli anlaşılmaz bulunan her şeyin okunmadan es geçümesi kolaycılığına haklı olarak karşı çıkıyor. Karaveli'nin karşı çıktığı bu düşüncenin tutarsızlığı hemen ortaya çıkıyor. Çünkü bu doğrultuda hareket etseydik eğer, bugün Nutuk bile okumaya değer görmeyecektik. Oysaki Nutuk kurtuluş mücadelesinin öyküsünü anlatmakla kalmıyor, günümüz sorunlarından nasıl sıyrılmamız gerektiğine de ışık tutuyor. Bu nedenle eski dille yazılmış eserlerin özüne dokunmadan günümüz Türkçesine çevrilmesi yaşamsal bir önem arz ediyor. Karaveli'nin yaptığı şiir çevirilerinde Tevfik Fikret'in şiir üslubu bozulmadan kalırken, bu şiirleri anlayarak okumanın edebi tadına varıyoruz. Daha önce Asım Bezirci'nin şiir çevirilerinde aldığımız bu tat bu kez Karaveli'nin kaleminden şairin olümünün doksanıncı yılında yeniden karşımıza çıkıyor. luk Fikret'i de yakından tanıtıyor yazar bizlere. Haluk'un neden küçük yaşlarda yurtdışına gittiğini, orada ne tür eğitimler aldığını, üzerinde çok konuşulan, din değiştirme karannı, babasının onun bu kararına gösterdiği tepluyi, çok istemesine rağmen neden bir daha Türkiye'ye gelemediğuii ve Amerikalı eşinden çocuklan olup olmadıöı gibi merak edilen konulann tümünü birinci ağızdan dinleme olanağını buluyoruz bu incelemede. CEÇİM SIKINTISI Bu arada Tevfik Fikret'in eşi Nazıma Hanım'ın, Peyami Safa'ya söylediklerini de bu eserde öğreniyoruz. Nazıma Hanım da 1939 tarihinde Cumhuriyet'te yayımlanan bu röportajda eşine ve oğluna yapılan saldırılan ve bunlara nasıl göğüs gerdiklerini, geçim sıkıntısı çektiği dönemde Aşiyan'ı öğrencilerin hizmetine nasıl açtığını ve Aşiyan'ı Amerikaülara satma dedikodulannın neden kaynaklandığını anlatıyor. Biz de Nazıma Hanım'ın söylediklerini okurken anlatılanlann; günümüz koşullan ile ne derece benzeştiğini (özellikle geçim sıkıntısını) görerek şaşırıyoruz. Gazeteci Orhan Karaveli; daha önceki kitaplannda Sakallı Celal'i ve Nâzım Hikmet'in bilmediğimiz yönlerini bizlere anlatmış, bu değerli insanları daha yakından tanımamızı sağlamıştı. Bu eserinde de yazarın kaleminden Tevfik Fikret'in bilmediğimiz aydınlık dünyasını keşfediyoruz. Bu topraklarda yaşayıpta yüzünü aydınlanmaya dönmüş insanlan; yazann bu şekilde bize tanıtması kuşkusuz kutsal bir görev niteliğinde. Bu düşün adamlarının bu yönlerini tozlu raflarda bırakmayıp, bir arkeolog titizliği ile gün ışığına çıkaran Orhan Karaveli, Aydınlanma Arkeoloğu sıfatını fazlasıyla hak ediyor. • Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği/ Orhan Karaveli/ Pergamon Yay./ Belgesel/ 306 Sf. KİTAP S AY I 8 10 MERAK EDİLEN KONULAR Eserde, Atatürk, Fikret etkilesimi, akıcı ve bir o kadar çarpıcı bir dille okuyucuya sunuluyor. Kitabı elinize almadan ya da görmeden; tarihsel incelemeleri sıkıcı bulup okumak istemeyebilirsiniz. Ancak eminiz ki; bu düşüncenizi daha kitabı görür görmez değiştireceksiniz. Fikret ve oğlu Haluk'un kapakta yer alan resimleri sizi kitabı okumaya davet ediyor. Kitabı elinize alıp okumaya başladıktan sonra bir solukta bitiriyorsunuz. Bir savfayı okurken bir sonraki sayfada anlatılacaklann merakı içinizi kemiriyor. Kitabın ara sayfalarına serpiştirilmiş fotoğraflan inceledikçe; o dönemi ve kişilerin anlatılannt yüreğinizde hissederek yaşıyorsunuz. Fikret'in eserlerinde adı sıkça geçen ve hepimizin okul sıralanndan tanıaığı Ha SAYFA 12 C U M H U R İ Y E T