Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ölümünün 90. yılında bir kez daha gündemde Tevfik Fikret Yazdığı şiirlerle Cumhuriyeti esinleyen ünlü şairimiz Teyfik Fikret'i ölümünün 90. yılında bir kez daha sevgi ve saygıyla anıyoruz. ~l CoşkunONCUN z. Nilüfer KOÇER Kuturum ne? Kuşkuda olmak mu Kuşku koşmaktır aydınlıklara doğrıt \man aklıdır eninde sonunda gerçegı bulacak olan (T. Fikret, Eski Çağlar Tarihi'nden) 19. yy. Osmanlı'sında Abdülhamit istibdatı toplumun genelini ve en önemlisi basını katıksız bir baskı altında tutuyordu. împaratorluk borçlannı ödeyemediği için sık sık dıştan gelen müdahalelerle baş etmek zorunda iken, Hazine yabancı dcvletlenn yönetimindcydi. Toplumsal kirlenme ve rüşvet söylentileri ayyuka çıkmıştı. Meşrutiyet tartışmaları ekseninde Batıya uyum sağlama buna göre davranma konuları hep gündemdeydi. Imparatorluk tebaasında bir yorgunluk ve umutsuzluk egemendı. Günümüzde bu tartışmalara Cumhuriyet'in getirisi olan demokrasi sayesinde çeşitli yorumlarda bulunabiliyoruz. Ama o dönemin baskjcı ortamında bu tartışmalara yüksek sesle katılıp kırlenmeyi eleştirmek için açıkçası sağlam bir yüreğe sahip olmak gerckiyordu. O yürek de en ışıltılı şekliyle Tevfik Fikret de vardı. Tevfik Fikret'in düşüncelerinden yayılan ışık önce Galatasaray Lisesi'nde bir kıvılcım olarak başlamış, Aşiyan'da çoğalarak Boğazı aydınlatmış oradan da bir Büyük Onder sayesinde tüm Türkiye'ye yayılmıştır. Bu ışığın doğuşunu irdelersck; okulunun 93 Harbi göçmenlerinin banndınlacak olması sebebiyle boşaltılışından sonra bugünkü adıyla Galatasaray Lisesi olan Mektebi Sultani'de sürdürür öğrenimini. 1888'de okulu birincilikle bitiren Fikret, iş hayatına Hariciye Nezareti'nde yazman olarak başlar. Ancak ılk iş tecrübesı kalemde yapılacak çok iş olmadığını düşünen Fikret için hayal kmklığı, çalıştığı kurum için ahlak dersi nıteliği arz cder. Çünkü Fikret bir yılı doldur Işıltılı Yürek madan istifaya karar verir ve bu süreç içersinde kendisine ödenmemiş, maaşlarını da kalemden istifası sırasında istemez. Zira, çalışmamış ve bu sebeple de maaş hak etmemiş olduğu kanaatindedir. Ancak Hazine tarafından kendisine toplu olarak ödeme yapılır ve Fikret bu kez tüm parayı GöçmenJer Komisyonu'na bağışlar. Ilk işinin ardından yazman olarak çalışmaya başladığı ikinci işindeki maaş da bu kez geçimine yetmeyecektir. 1890 yılında dayısının kızı Nazıma Hanım ile gerçekleştirdiği evlilik ve beraberindeki yaşam koşulları onu devlet bünyesinde çalışmaya iter. 1892 yılında Fikret için yeni bir dönem başlar. O dönem Mektebi Sultani'ye (bugünkü Galatasaray Lisesi'ne) öğretmen olarak atanır. Fikret 1892'de sınavla atandığı Mektebi Sultani ilkokul 3. sınıf öğretmenliğinden, istekleri yerine getirilmediği gerekçesi ile 1895 yılında aynlır. Bu ayrılık kısa sürer. Mektebi Sultani'ye tekrar dönüşünde, çok sevdiği okula bu kez müdür olur. 31 Mart gerici ayaklanmasmm meydana gcldıği dönemde ısyancıların baskdarı ile kurulan yenı hükümet, Fikret'in Mektebi Sultani'deki gorevinın de sonunu getirmiştir. Isyancıların istek ve baskısı altında teşekkül eden izim her çağda ve devirde değişik renk, şekil ve manalarda görünen zengin bir kültür vc edebiyatımız var. Fakat, maalesef, gazetelerde bir günlük ömrü olan hadiseler bizi daha çok ilgüendirdiği için, tarihin koridorlarında ziyaretçi bekleyen biiyük şahsiyetlerin portrelerine bir dakika bakmak için bile vakit ayıramıyoruz. I lalbuki gcrçekten kendisine dönüldüğü vakit, aradan geçen zamana rağmen bizde ilgi, saygı ve sevgi, duygusu uyandıran şahsiyetlerdir. Kelimenin gerçek manasıyla kültür, tarihi kaynaklara dönmek suretiyle elde edilir...." diyor Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Tevfik Fikret'i bizlcrc tanıttığı eserinde. Bu deyiş aynı zamanda yazımızın amacına ışık tutuyor olmaM bakımından önem arz ediyor. Popüler kültürün hâkimiyeti altındaki toplum genelinin gündelik, magazinsel olaylara duyduğu ilgi, tarihsel süreç içersinde ycri doldurulmaz pek çok şahsiyetin gerek sanat gerekse politik alanda ve bu şahsiyetlerin eserlerinin farkındalığının da oldukça uzağına düşüyor. Amacımız kıyıya vuran deniz yıldızlarından birini bile olsa serin dalgalara kavuşturabilmek adına çaba sarf eden hikâye kahramanı misali bu yolda bir adım yol katctmek ve Türk Aydınlanması'nın ışıltılı yüreği Tevfik Fikret'i bu duygularla ölümünün doksanıncı yıldönümünde bu inceleme yazısı ile anabilmektir. Son günlerde bazı kavramlar, kulağımıza fazlaca çalınır oldu. Basına sansür uygulanması, ülkeyi yönetenlerin gazeteci ve çizerleri dava ve ceza tehdidi altında bırakarak düşünce ve ifade özgürlüğünü lusıtlaması, son bıılmuş bir imparatorluğun padişahlannın vatanseverliği ya da vatan hainliği üzerine gerçekleştirilen polemikler, devletin borç yıikü altında czilmesi ve uluslararası bir kurıım olan IMF'nin istekleri doğrultusunda çıkarılan kanunlar, toplumda yaygınlaşan rüşvet yolsuzluk tartışmalan bunlardan sadece bazıları. Bu konuları basın yayın organlarını izleyen herkes duymuş, çoğumuz da üzerinde mutlaka yorıım yapnıışızdır Ama bu tartıştığımız konuların neredeyse aynısını bundan tam bir asır önce de tartıştığımızı kaçımız biliyoruz acaba? SAYFA 10 "B YAŞAMI "Fdebiyat tarihçilerinin görüşlerine göre, Fikret'in Türk şiirine yaptığı en önemli katkılardan biri, yapıtta bütünlük oluşturmasıdır. Sis, Tarihi Kadim gibi en uzun şiirlerinde bile ük ve son dizeler arasında yoğun bir bag vardır. Bunlar da sanatsal bir uyum içerisinde birbirlerini tamamlar. Aynı şeyi onun yaşamı için de söyleyebiliriz. Fikret'in biyografisi yaşadığı çağ üzerine bizlere pek çok tarih kitabından daha doğru ve derinlemesine bilgi verir; toplumsal yapının dolaysız anlatımını, anlaşılması nı olumsuzlanmasuıı sunar." Her sanat ve düşün adamı şüphesiz ki yaşadığı çağın izlerini taşır. Ancak sanat ve düşün adamlanndan pek azı yaşadığı çağın dışına çıkarak eleştirel bir bakış açısı yakalarlar. Fikret; eleştirel bakış açısını sanatsal duyarhlıkla yansıtan ender şair ve düşünürlerimizdendir. Fikret; 1867'de Istanbul'un Kadırga semtinde dünyaya gelir. Asıl adı Mehmet Tevfık'tir. Çoçukluğunun büyük bir bölümünü geçirdiği Aksaray Ağa Yokuşu'ndaki evleri Tevfik Fikret'in gizli bir kalesidir adeta. Ilk şiirlerini evin bahçeye bakan bir odasında henüz lise yıllarındayken kaleme alır. Babasını, Abdülahmit istibdatının bir "getirisi" olan asılsız bir jurnal sonucunda sürüldüğü Arap çöllerinde yitirır. Bu onun için tam bir yitiriş olur. Zira, babasının mezarını hayatı boyunca göremeyecektir. Annesi de hac yolundan dönüşte ölüme yenik düşer. Cîenç yaştakı Fikret için yaşam örgiisü, acılarla kurulur. Onu bir dönemin vicdanı yapacak kişilığı de tam da bu dönenıde şekillenir. Oğrenim hayatına Aksaray'daki Mahmudiye Valide Rüştiyesi'nde başlayan Fikret, Kara kalem 'otoportre 1 Altyazısi: Culerlz ağianacak hallmize C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 810