Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ceyat Çapan Şiir Atlası C. K. VVilliams/ ŞlirlerI/ Çeviren: Efe Murat Tüm dünya bir buğudur' C.K. VVilliams 1936'da New Jerseyde, Newark'da doğmuş,yüksek öğrenimini Pennsylvania Üniversitesi'nde yapmış bir şair. 1960ların başında şiiryayımlamaya başlayan şair Repair adlı şiir kitabıyla 2000 Pulitzer Ödülü'nü, Singing adlı kitabıyla da 2003 National Book Şiir ödülü'nü aldı. Öbür kitapları arasında Tar ve Vigil gibi şiir kitaplarıyla Euripides'ten çevirdiği Bakkhalar sayılabilir. Princeton üniversitesi'nde "Yaratıcı Yazarlık" dersleri veren C.K. VVilliams yılın yarısını TARLAKUŞU. ARDIÇKUŞU, SIĞIRCIK KUŞUNDAN Bir sonraki yaşamda kelebek, şimdiden bin yıl sonra işte böyle oturacağız yeniden ağaçların altında toz içinde duyarken bunu, bunu bu önemli şeyi. *** Odamda oturuyorum ' Dışarıda buğu. Tüm dünya anya bir buğ udur. ve anımsayamıyorum bir oda Dünya ki bir son gidiyor bir zaman umıırunda değil çalıkuşunun: yuvanı kurmanın tam sırası, sen yuvanı kur. Princeton'da, öbür yarısını da Paris'te geçirmektedir. şiirlerinde yaşlanma, savaş ye terorizm konularını işleyen şair, ailesiyle ilgili bir de anı kitabı yayımlamıştır. BOYUTLAR Dayanılmaz bir dünya vardır bir yerlerde îçinde yaşayanlar bir sürü saflığın içinde çaresiz rüzgârlı derin ormanlardaki dallar gibi, yapraklannı dokmek için kırbaçlayan, geceyi dilimleyen vuruş ve iççekiş hüznü. Yılgın sis içinde meleyen bir kayık gibi. Ama burada ne olursa olsun, nerede durduğumuzu biliyoruz. Neyin bundan sonra geleceğini az çok biliyoruz. Dayanıyoruz. Bir zaman bir rüya enikler gibi sallayacak bizleri, bir kırıklık saracak, biz, biz olamayacağız ya da aşk burup sıkacak ama biz süregeleceğiz, biz onaylayacağız, devam edeceğiz. Bir dünya vardır ki tüm askerleri ve dulları harcayan un için, tüm evlatlıkları bina taşları için, tüm bacakları kalem için. Orada gözler yumuşamış ve Tann'nınkiler gibi zararsız ve hepsi harmanlanmış, trafikte kendi gelip geçen insanların trajedileri gibi. Ve bir zaman birimiz yolunu kaybetmiş, smırları aşacaktır, elbet onları orada görmek için ölürken, gülerken ve huzurlularken. Ne zaman eve gelsek, yarı yoldayız biz. Çığlıklarımız yırtılmış sessizliği iyileştirecek. Ama bizler birer yarar izi. ruzgar. Hayır, güzü... bekle rüzgâr, evet. güz rüzgârı. Bize verilen: uysallık Bizden alınan: uysallık Bizimdir ki biz biliriz, görürüz, görmemiz gerekir. bizim kemiklerimiz ağarır ılık ayın altında. O akşam kış, yağmur, o dağlar. , , Suçluluk yok. Suçsuz suçluluk yok. Kış yağmur, .,/ dağlar. Yollardan daha fazlasını bilmiyorum. Kış bir yoldur. Biliyorum. ama bedenim, sevgili bedenim. o da bir yol değil mi? Bunları ölürken mi yazdım ne? Bunları sahi yazdım mi? Yorganıma düşen kara, teşelckür mü etmeliyim? Bunları sahiden yazabilir miyim r1 KESİT ' bir tutam otun ortasında, kaplumbağa durur dinlenmek için, oh, bir saat, iki saat, üç saat... işte budur en sonunda bir insan olmak hiçbir şeyi dışarıda bırakmamak, ne bir yıldızı, ne bir çalıkuşunu, ne bir gözyaşını dışarıda. Bu sefer yakalanan adam köşeye gizlenmiş video kameranın, köşede onu çektiğini daha evvelini ve elbet sonrasını bilmiyordu zaten, silahını çıkarırken önemsemeden bir şey söylemeden, tezgâhtarın üstüne buğulaşmış düşüş ve her duyuşu, duyuşun devamlılığı ağlayış "Tanrı! Tanrı!" bu sesin içinde bizle var olmuş Tanrı korkmuş, ses bilmiyordu kuruntunun ötesindeki değiştirilemez ölüm, ölümcül yaralanmaktan rüyasının ötesindeki "Setrsaaece uyuyacaksın, biri n'ni kurtaracak, sen uyanacaksın, sevenlertn arkanda kalacak..." Bunlann hiçbiri: hatta teypten gelen seslerdeki kırıklık, ses biliyordu ki o da ölecekti çok kötü iğrenç, öldürülecekti, biliyordu, tek bildiğiydi ve arzusunu hükümsüz kılacaktı o kadar çaresiz, şaşılmış savunum, o kadar dağılmış ve hissiz merhamet kendi ölümüne kızgınhğı yok, acklete karşı istemsiz, Dikkatli dinle. Ben düşüncelere dahyorum. Aklımdaki tek şey tam şimdi SAYFA 24 sadece gazap, gazap, gazap, düşiiyor hissediyor, düşüyor hatta düşüyor, bilip düşüyor öldüğünü, ne kadar kendine duacı istemiyor hatta bilmek için, bu netıet, bu acı kendi gıdışıne kalmak varken, dayanmak bilirken hepsine bu zamanda da, bilinmişlik, bu yırtılmışlığı bileceğim hep, tekil sesı ruhun bağırışı "Tanrı!" düşerken karanlığın içinden gelir ses gaipten: ertelenmiş, iptal edllmiş. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SA YI 804